spartacus´isimli üyeden Alıntı
|
Hocam siz yazınızda Ugarit'in EL'i ile mi yoksa İslam'ın EL-İlahı ile mi Enlil ve Enki'yi kıyasladınız onu tam olarak anlayamadım.
Allah kelimesinin kökenini Enlil olduğunu iddia eden hiçbir kaynağa rastlayamadım. Benim okuduğum bilimsel incelemelerde elohim ve Kuran'daki Allah Ugarit'in EL'ine dayandırılıyor. Dolayısıyla EL'i Ugarit metinlerindeki anlatı üzerinden Enlil ve Enki ile kıyaslamak daha doğru olur diye düşünüyorum. Tarihsel sıralamada, Mezopotamya bölgesi üzerinden gidersek önce Sümer, sonrasında Ugarit var. Ugarit'ten sonra da Musa'nın takipçilerinin inancı ortaya çıkıyor. Onlar da YHWH ve EL'e tapanlar olarak ikiye bölünüyor. Asur devleti EL'e tapanların devleti Isra-EL'i yıkınca onlar da YHWH'ye tapmaya mecbur kalıyorlar. Yukarıdaki yazıdan anlıyoruz ki İbrahim El Şaddai adını verdiği tanrısına tapıyordu.
Hatta makaledeki şu ifade çok ilginç: 'Şalem Kralı Melkisedek ekmek ve şarap getirdi. En Yüce Tanrı'nın [El Elyon] kâhiniydi ve İbrahim'i kutsayarak, "En Yüce Tanrı İbrahim'i kutsasın" dedi (Yaratılış 14:19)'
El Elyon Plato'nun Evrenin Yapıcısı olarak tanıttığı ve anlaşıldığı kadarıyla Plato'nun taptığı Tanrı'ya çok benziyor. Gördüğüm kadarıyla gnostiklerin EL ile bir problemi yok. Adamların tüm sorunu YHWH ile. Zaten araştırmacılar, YHWH'nin Eski Mısır tanrısı ATON/ATEN kökenli bir tanrı olduğunu iddia ediyor. Encyclopedia of Gods Kitabının yazarı olan Michael Jordan da bunlardan biri.
Peki Melkisedek tam olarak kimdir? ATON tam olarak hangi tanrıdır? Encyclopedia of Gods kitabında RA ile ilişkili olan ATUM'dan farklı olduğu belirtilmiş.
Bahsettiğim kitapta ATON/ATEN hakkında şunlar yazılmış:
ATEN
(güneş diski)
Köken Mısırlı. Yaratıcı güneş tanrısı.
Bilinen tapınma dönemi MÖ 2000 civarından Mısır tarihinin sonlarına kadar, ancak MÖ 1362'den sonra çok az etkisi olmuştur.
Eşanlamlılar Aton.
Kült merkez(ler)i Başta Teb olmak üzere Heliopolis, Memphis, el-Amarna ve Nil vadisindeki diğer tapınaklar.
Sanat referansları Giza'daki anıt, Karnak ve el-Amarna'daki duvar resimleri.
Edebi kaynaklar çeşitli papirüsler, yazıtlar ve tabut metinleri.
Disk şeklindeki güneş olan Aten, Atum ya da RA'dan farklı olarak MÖ 2000 dolaylarında ve muhtemelen daha önceki dönemlerde de kendi başına bir numen [numen: bir şeye veya yere başkanlık eden bir ilah veya ruh (Collins) genellikle doğal bir nesne, olgu veya yerle özdeşleştirilen ruhani bir güç veya etki (Mariam Webster)] olarak saygı görüyordu. Heliopolis'te bir Aten kültü başlatan Amenhotep II, Tuthmosis IV ve Amenhotep III de dahil olmak üzere birçok firavun döneminde Aten'in etkisi artmaktaydı. Aten, tanrının onuruna Akhenaten adını alan Amenhotep IV'ün hükümdarlığı sırasında kısa bir süre için nihai üstünlüğe yükseldi. Akhenaten'in M.Ö. 1379'daki hükümdarlığı sırasında Aten, diğerlerini gölgede bırakarak Mısır'ın en yüce tanrısı haline gelmiştir.
Aten'in ikonografisi çok belirgindir. Kollarını uzatmış kanatlı bir güneş diski olarak başladı, ancak bu, uraeus (bkz. Wadjet) ile süslenmiş ve her biri bir insan eliyle biten güneş ışınları gibi ince kollarla çevrili bir güneş diskine dönüştürüldü. Bu ellerin kraliyet mensubunu işaret ettiği yerde yaşam sembolü olan ankh bulunur. Tanrı hiçbir zaman insan ya da hayvan şeklinde çizilmemiştir.
Akhenaten ilk olarak Teb'deki Karnak kompleksinde Amun'unkine bitişik olarak Aten için bir tapınak inşa etti. Asıl kült merkezi Teb'in kuzeyinde, Nil'in doğu kıyısındaki el-Amarna'daydı ve burada büyük bir mabet inşa edilmişti. Gökyüzüne (ve Aten'in ışınlarına) açıktı ve ana törenler şafak vakti yapılırdı. Akhenaten'in baskı uyguladığı Karnak'taki Amun-Re kültüne karşı çekişmeli bir rakip olarak hareket etti. Aten'e ait tüm tapınaklar, ikonografisinin çoğu gibi daha sonra yok edildi. Akhenaten sonraki döneminde saltanatını el-Amarna'dan yönetti. Kraliçelerinden biri olan Nefertiti de sadık bir Aten tapınmacısıydı.
Aten'in yüceltilmesi politikadan etkilenmişti (Amun-Re rahipliğinin gücü aşırı hale geliyordu) ve Akhenaten'in tek başına tanrıya erişimi olgusu ya da Aten'in bilgisine sadece kendisinin sahip olması olgusu dikkate değerdir. Aten tapınmasının tek bir yaratıcı tanrı kavramına artan ilginin bir sonucu olduğu ve tektanrıcılığın ilk tartışılabilir göstergesi olduğu da yadsınamaz. Kültün çok az detayı günümüze ulaşmıştır.
Peki ATUM kimdir?
Atum hakkında britannica şunları yazmış:
Atum, eski Mısır dininde, güneşin tezahürlerinden biri ve yaratıcı tanrı, belki de başlangıçta Heliopolis'in yerel bir tanrısı.
Atum'un efsanesi büyük güneş tanrısı Ra'ninki ile birleşerek Ra-Atum tanrısını ortaya çıkarmıştır. Ra'dan ayırt edildiğinde Atum, kaosun ilkel suları olan Nun'un içinde yaşayan yaratıcının orijinal formuydu. Yaratılışta kendini ve tanrıları doğurmak için ortaya çıktı. Batan güneşle özdeşleştirilir ve şafakta Khepri ve güneşin zirvesinde Ra olarak görünmek için gece boyunca yenilenmesi gereken yaşlı bir figür olarak gösterilirdi.
Kaynak: https://www.britannica.com/topic/Atum
Michael Jordan da şunları yazmış:
ATUM
Köken Mısırlı. Güneş tanrısı ve yaratıcı tanrı.
Bilinen tapınma dönemi Eski Krallık (MÖ 2700 civarı) ile Mısır tarihinin sonu (MS 400 civarı).
Eşanlamlılar Atum-Re.
Kült merkezi(leri) Heliopolis.
Sanat referansları özellikle Krallar Vadisi'ndeki (Teb) Yeni Krallık mezarlarında bulunan duvar resimleri, adak yazıtları, çağdaş heykeltıraşlık.
Edebi kaynaklar: Piramit Metinleri; tabut metinleri; Ölüler Kitabı, vs.
Atum, Hanedanlık öncesi kabile tarihinin parçalanmış bir ürünü olan Mısır'ın başlıca yaratıcı tanrısının çeşitli yorumlarından biridir. Atum Heliopolis'i bir başka güneş tanrısı Re ile paylaşmış ve sonunda onunla Atum-Re ya da Re-Atum olarak birleşmiştir. Tanrı ilkel okyanustan kendi kendini yaratmış ve mastürbasyon yoluyla Mısır kozmosunun sonraki iki büyük tanrısı olan Šu ve Tefnut'u üretmiştir; bunlar aynı zamanda dokuz Heliopolis tanrısından oluşan panteonun, Ennead'ın başlangıcını oluşturur. Atum genellikle insan şeklinde temsil edilir ve genellikle Yukarı ve Aşağı Mısır'ınkileri birleştiren bir taç giyer.
Boğa
(EL de boğa ile tasvir ediliyordu), aslan, yılan ve kertenkele gibi çeşitli hayvanlar olarak temsil edilir. Atum, Mısır firavunlarının atası olarak kabul edilirdi.
Hem Atum hem de Re, boynuzları arasında güneş diski ve uraeus veya yılan taşıyan ilahi bir siyah boğa, Mnevis veya Mer-wer ile temsil edilir. Heliopolis'teki rahipler ile güneş tanrısı arasında şefaatçi olarak görev yapmıştır.
newworldencyclopedia çok fazla şey yazdığı için onun yazdıklarını paylaşıp kafa karıştırmak istemedim. Zira tepki gösterenler oldu.
Bu arada RE ile RA aynı tanrı. RA, Roma ve Yunanlıların verdiği isim.
Bahsettiğim kitap RE hakkında şunları yazmış:
RE
Köken Mısırlı. Yaratıcı tanrı ve güneş tanrısı.
Bilinen tapınma dönemi MÖ 3000 civarından Mısır tarihinin sonuna, MS 400 civarına kadar.
Eşanlamlılar Ra (Roma ve Yunan); Re-Atum; ReKhepri; Amun-Re.
Kült merkez(ler)i Heliopolis ve Nil vadisi boyunca başka yerler.
Sanat referansları heykel, taş kabartmalar, oymalar, duvar resimleri, papirüs çizimleri.
Edebi kaynaklar Piramit Metinleri, tabut metinleri, vs.; Westcar Papirüsü.
Re, Mısır'ın güneş tanrısı ve yaratıcı tanrısının çeşitli tezahürlerinden biridir ve Hanedanlık öncesi dönemde parçalanmış bir kabile geçmişini vurgular. Efsaneye göre kendisini ilkel okyanustan çıkan höyükten yaratmıştır. Diğer tasvirlerde ise ilkel lotus çiçeğinden bir çocuk olarak ortaya çıkmıştır. Genellikle başında güneş diski taşıyan bir şahin şeklinde, kobra-tanrıça Wadjet'in yılansı formuyla çevrili olarak tasvir edilir.
Re aynı zamanda yeraltı dünyasının tanrısı olarak da algılanır. Bazı yazıtlarda "Osiris'teki Re, Re'deki Osiris" olarak bilinir ve bu durumda genellikle teknesinde bir güneş diskinin tepesinde koç başlı bir insan figürü olarak gezer ve kobra tanrıçası ona eşlik eder. "Re'nin Gözü" kavramı çok karmaşık bir kavramdır ve özünde Re'nin gücü ve mükemmelliği de dahil olmak üzere birçok şeyi ima eder.
Re kültü Heliopolis'te V. Hanedan hükümdarlarının kendilerini Re'nin oğulları olarak adlandırdıkları üçüncü binyılın ortalarından itibaren büyük önem kazanmıştır. Yeraltı tanrısı Osiris ile yakından bağlantılı olan bu kavram, güneş doğu ufkunun üzerine çıktıkça birleşik tanrının gündüzleri Re, gecenin başlangıcında ise batı ufkunun efendisi Osiris olduğu şeklinde şekillenmiştir.
Re'ye hatırı sayılır bir korku ile bakılırdı. Kobra unsuru onun anında intikam alma yeteneğine işaret eder. Buna karşın, insanoğlunu gözyaşlarından yarattığı söylenir. Bazı küçük tanrıların da Re'nin kendi kendini sakatladığı penisinden düşen kan damlalarından yaratıldığı söylenir (bkz. Sia).
Gördüğüm kadarıyla Mısır Kralı rahiplerin dini otoritesinden rahatsız olup kendi dini inancını oluşturmaya çalışıyor. Mısır Kralı da dini inancını aynı rahiplerinki gibi Güneş Tanrısı etrafında oluşturuyor. Dikkat edilirse; RE, Re-Atum, Amun-Re eşdeğer tanrılar olarak gösterilmiş. Bu tanrı, yani ATUM/RE/AMUN-RE; Rahipler Sınıfının tanrısı. Rahipler, krala karşı yürüttüğü mücadeleden başarıyla çıkıyor. Hazreti Yusuf Filminde de Yusuf taptığı tanrıya Aton diyordu. ATON İbrani inancında YHWH'ye dönüşüyor.
Aynı kitapta Sia hakkında da şunlar yazılmış.
Anlayış, anlama (yeteneği) idrak tanrısı. Mısırlı. Re'nin sağ elinde akıl papirüsünü tutarken tasvir edilen küçük tanrı. Güneş Tanrısı'nın teknesinde seyahat eder. Efsaneye göre Re'nin penisinden düşen damlalardan oluşan birkaç tanrıdan biriydi.