Nasırlı Eller
Nasırlı kısa elleriydi kimliği. Her tokalaşmada, selam vermede, el sallamada; her dokunuşta bu kimlik gösterilirdi. Adı, soyadı, ana adı, baba adı, doğum tarihi, doğum yeri, nüfusa kayıtlı olduğu yer yazmazdı bu kimlikte ama hem onun hem ailesinin hem geçmişinin hakkında birçok şey anlatırdı anlayana.
Birçok kimliğin tersine bu kimlik kapı açmaz kapı kapatırdı. Oysa alın terinin, helal kazancın, çalıp-çırpmamanın, mertliğin, efendiliğin, dürüstlüğün, saflığın-temizliğin, kanaatkarlığın, sebatkar olmanın onda olduğu yazıyordu bu kimlikte.
Köy kökenli(hala köyle irtibatını koparmamış, yazın tarlada çalışan tiplerden) emekçi sınıfından, ne iş olsa yaparım gocunmam, ne verirseniz Allah bereket versin, Allah razı olsun diyenlerden yazıyordu o elde.
O eller hem ailesinin rızkını sağlar hem ailesine yönelen tehditlere karşı pençeleşir yazıyordu o kimlikte. Çok namuslu ve çok namuslu yazıyordu ayrıca o kimlikte. Allah etmesin karısı, kızı, bacısı bir kokmuşluk etsin veyahut dışarıdan birileri namuslarına göz diksin sonrasını düşünmez kana bulanır o eller yazıyordu o kimlikte. Ama kiraya fahiş zam yapan domuz ev sahibine, parasını devamlı eksik veren krizde gözünün yaşına bakmadan kovan kasıntı patronuna, fırsatçı tefeciye, parası olmadığı için ilaç vermeyip çocuğunun sakat kalmasına neden olan eczacıya, babadan kalma birkaç şeye üçkağıtla, o günkü çaresizliklerinden yararlanarak el koyan vicdansız amcasına hiç ses çıkarmamıştı.
. Köle ya da fedai olur yazıyordu kimlikte; ama ekseriyetle köle. Siyasetten anlamaz, kitap okumaz, müzik dinlemez, kendi özel zevkleri olmaz, suya sabuna dokunmaz, haddini bilir, sadece düğünlerde eğlenir, cenazelerde ağlar yazıyordu o kimlikte. Anası ağlıyordu ama o ağlayamıyordu; o yüzden hiçbir memeye erişememişti. Öyle yazıyordu kimlikte…
|