Bu "hülle" konusunda Prof. İlhan Arsel'den ilgili alıntıyı aşağıya aldım.
"(Erkekler) eğer boşamaya karar verirlerse, kuskusuz Tanrı işitir ve bilir..." (Bakara Suresi, ayet 227.)
Dikkat edileceği gibi burada, boşama kararının erkeğe ait bu*lunduğu vurgulanmakta. Oysa ki, Muhammed'in kötülemek mak*sadıyla "Cahiliye" diye tanımladığı dönemde (yani İslam öncesi dönemde) kadınlar tıpkı erkekler gibi boşama hakkına sahiptiler; bu nedenle erkeğin kadın üzerindeki egemenliği mutlak değildi. Nitekim Muhammed bile, boşama ile ilgili hükümleri getirmeden önceleri bazı karılarının kendisini boşamaya kalkmaları nedeniyle bir hayli sıkıntılı anlar geçirmiştir. Kadını boşama hakkından yok*sun kılıp bu hakkı erkeğin tekeline bırakmakla, erkeklerin kadınlar üzerindeki saltanatını kolaylaştırması ve bu nedenle Kur'an'a yuka*rıdaki ayeti (ve benzerlerini) koyması bundandır, (Örneğin bkz. Bakara Suresi, ayet 226-233; Nisa Suresi, ayet 20 vs.) Söylemeye gerek yoktur ki, bu hükümleri aynı zamanda kendisinin de yararı*na olmak üzere koymuştur.
Fakat bu arada kendisine özgü bir ayrıcalık yaratmıştır ki, o da "talakı selase" (üç talak ile boşama) ve "hülle" adıyla yerleştirdiği uygulamadan kendisini istisna kılmasıdır. "Talakı selase" denen şey, erkeğin üç "talak" ile (örneğin "seni üç kez boşadım" diyerek) karısını boşamasıdır. Bu şekilde boşadığı bir kadını tekrar alabilme*si için, kadının yabancı bir erkekle evlenmesi, onunla cinsi müna*sebette bulunması ve sonra o adamının kendisini boşamasını bekle*mesi gerekir. Ve ancak bu takdirdedir ki, koca boşamış olduğu ka*dınla yeniden evlenme olasılığına kavuşur (bkz. Bakara Suresi, ayet 229-230). Söylemeye gerek yoktur ki, böylesine acayip bir sistemin akla ve vicdana yatkın bir yönü olmadıktan gayrı, gerek kadın ve gerek erkek bakımından azap verici yönleri çoktur. "Cahiliye" dö*neminde olmayan bu usulün neden dolayı Muhammed tarafından yerleştirildiği hususu, ayrıca tartışılabilecek bir konudur.
Fakat sebep ne olursa olsun şu muhakkak ki, "hülle" sistemi, hiç günahı olmadan boş edilmiş bir kadını, tekrar eski kocasına dönebilmek için, bilmediği ve istemediği bir erkekle evlenmek, onunla cinsi münassebette bulunmak, ondan ayrılmak gibi bir azaba sokarken erkeği de, başkasının koynuna girmiş olan eski eşini geri almak gi*bi pek üzüntü verici bir ruh haletine sokar. Ne var ki,
Muhammed her hususta olduğu gibi "hülle" konusunda da kendisine ayrıcalık*lar yaratmıştır. Kur'an'a koyduğu ayetlerle kendisini "hülle" siste*minin azizliklerinden uzak kılmıştır:
"(Ey Muhammed!) ., .Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur.... " (K. 33, Ahzab Suresi, ayet 51.)14
Prof. İlha Arselin Muhammed'in kadnlarla olan ilişkisini anlatan yazısını TD sitesinin bu linkinden mutlaka okuyun. Tek kelime ile dört dörtlük bir yazı, kafanızda hiç bir soru işareti bırakmıyor.
http://www.turandursun.com/modules.p...sgoster&kid=43