Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #2191  
Alt 29-12-2013, 19:13
Rafizi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Rafizi Rafizi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Dec 2013
Mesajlar: 201
Standart

mrdragon´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Şia kaynakları genel itibari ile, ateist ve sünni sitelerde irdelenmez. Nedenlerini az çok bilmeniz gerekirdi.

Hadi tartışılsa da, Kalp ile ilgili olan hadisleri paylaşmazlar. Bu durumda dinsiz bir site içinde muhtemelen ilk paylaşan ben oluyorum.


Hadislerin hangi kaynakta yer aldığı yazıyor. Arapça biliyor ve size ait kaynaklar olduğunun farkındaysanız gidin okuyun. Şayet okumamışsanız ve bugüne kadar duymamışsanız kendi inancınız dahilinde olan kaynaklara kafa yorun. Geç kalmadınız hadi koşun bakalım.
Yok kardeşim. Anlamadınız qaliba. siz bizim kaynakları bilmiyorsunuz. Biharul-Envarın bizim kaynak olduğunu nerden biliyorsunuz ? Kim size söyledi bizim kaynak olduğunu ? Yani, hadisleri hangi siteden aldınız o malum degildir.

2. Bİharul envar 100 cildden fazladır ve ensiklopedidir. Yani, tamamını okuyup bitirmek için benim işim sırf ilahiyat ilimleri olmalı.

3. Şimdi söyleyemiyorsunuz deyilmi hangi kaynakdan aldığınızı ?



Ama yok, ben sabah gelir gecenin bir yarısına kadar günlük hayatta hiç takanım yok, işim gücüm yok, bana aldıran yok diyerekten durmadan boş içerikli yazılar yazarsanız elbetteki kendi kaynaklarını dahi inceleyemezsiniz.

Hali ile, bu tarz yazıların nereden alınacağına dair düşünce üretecek aktiviteleriniz de körelir.
Kardeşim, hadisleri hangi siteden aldınız ? ) bilmiyormusunuz ? )

Hakkımızda dedikleriize de aldırmıyoruz zaten. Neticede psikolojik problemleri olan kardeşlerimizdensiniz )

hem size söyledim zaten, doğru söylemiş olsanız bile... meseleyi size izah etdim. Sadece, merak etdiyimden soruyorum. Hangi siteden aldınız o alıntıları ? )






Bahse girerim ki, tanrınız türkçeyi dahi bilmiyor. Hatta nüfus patlaması yaşamış çinlilerden bile haberi yok.
Şimdi, Allah bütün dilleri biliyor, her şeyde haberdardır. Diyelim ki, bu MENİM İDDİAM Sizin hakkınızda da böyle bi iddiada bulunan varmı bu forumda ?








Siz ibranice tevrat mı okudunuz? Peki Veda'ları incelediniz mi? Kızılderililerin yazıtlarına hangi dilde baktınız? Aramice, Süryanice hakkında bilgileriniz nedir? Yunan tanrıları adına hangi dilde araştırmalar yaptınız?

Hayır okumadım. GÜVENİLİR KAYNAKLARDAN , İNANDIĞIM KİŞİLERDEN , DOĞRU SÖYLEDİYİNE İMAN ETDİYİM kşilerden öyrendim . Siz de mi böyle yaptınız ? Hani, digelim biz müslümanız, cahiliz, bilmediyimize iman ederiz. Size ne olmuş da , bilmediyinize , SIRF BİRİLERİ SÖYLUYOR DİYE İMAN EDİYORSUNUZ ? )




[/QUOTE] Tanrıya hiç türkçe öğretmeyi denediniz mi? Yoksa onu çok aradınız da hiçbir yerde bulamadınız mı?

Hiç araba başka dilden söz olur mu diyen tanrıya iman ederken? Arap olmayana arapça kaynak olur mu? diye sormayı dahi göremeyecek kadar beyniniz mühürlü müdür? (tüm göndermeler kuran üzerinden ironidir.)
[/QUOTE]

BUnlar da boş laflar kardeşim )


Siz bizleri neden örnek alıyorsunuz kardeşim ? ) Size göre biz cahil müslüman degilmiyiz ? Biz bilmediyimize sırf birileri söylüyor iman etmedikmi ? ) E size ne oluyor da böyle yapıyorsunuz kardeşim ? ) YOksa, siz de bilmediyiniz bir şeye , başkalarının söylediklerine İMAN EDEREK mi konuşuyorsunuz ? )


Gelelim Şia tabanlı içsel meselelerinizi önce halledin sağlam bir hadis kaynağı çıkartın öyle gelin. Kendi içinizde daha yararlı bir iş yapmış olursunuz. Dikkat edinde birbirinizi yemeyin.

Yahu, kardeşim, "SAĞLAM BİR HADİS KAYNAĞI" diye bi şey yok zaten )
Kaynaklar içerisinde SAÖLAM HADİSLER vardır, ZAYIF hadisler vardır. )

Bu da qayet normal bir durum )

Yine yeniden, o sizin GÖRÜŞSÜZLÜĞÜNÜZ diyerek, bilginiz de diliniz de, yetmiyorsa ve kendim konuşur kendim eğlenirim demekten öteye geçemiyorsanız, mümkünse(ki bu sizin imkansızlığınız) İman ettiğiniz tanrıya yalvarın sizin yerinize konuşsun.

Bunlar hepsi boş kaflar kardeşim. Neden bu kadar boş konuşuyorsunuz kardeşim ? ) Neden bu kadar kızgınsınız sizi yaradan ALlaha ? )


İddia ediyorum; klavyeye dokunmayı bıraktığınız anda iman ettiğiniz tanrı sessizliğe bürünecek. Hadi deneyelim benim kanıtım basit bırakın klavyeye dokunmayı bakalım klavyenin ne olduğunu dahi bilemeyen tanrınız ne yapacak.

Ve yine iddia ediyorum siz o klavyeye dokunmadan rahat edemezsiniz, çünkü tüm bilinçaltınız(siz varın kalpaltı diyin buna) tanrının yokluğu ile yanıp tutuşmakta ama kandırılmışlığınızın ortasında, tıpkı çekirgeye tapan bir çocuğun haykırışları doğrultusunda, tüm mantıksızlığına karşın, çekirgeye vermiş olduğu onca güce rağmen, çekirgenin hiçbir haltı yapamadığını bildiniziden dilinizde hayali puta sarılıp boş laflar etmeye devam edeceksiniz. (temelde çekirge de olsa, konserve kutusu da olsa, budha, yehowah, tengri, zeus, vishnu, rab ya da allah bu durum sizler için fark göstermez.)

Bu arada gelip neden bana yazıyorsunuz ki? Ben özellikle tanrınızı defalarca ti'ye aldım ve bununla ilgili net 2 ayeti gözünüzün önüne koyduğum halde onları inkar ettiniz. Bakın hala yazıyorsunuz. Bırakın işi iman ettiğiniz tanrıya ama onun pısırıklığı ve yokluğunu bildiğiniz için, aklen inkara kapılıp(kalben değil) kendi beyninizde yarattığınız(kalbinizde değil) tanrı adına laf salatası yapıyorsunuz. (bu tek başına imanlının içinde dahi tanrının yokluğuna bir delildir.)

Kanıtın kanıt olması içinde, tanrının lafa gelmesi gerekir ki, Muhammed'in dediği gibi hangi put bugüne kadar lafa gelipte bir şey yapabilmiş. Lat inançlıları onun adına, Menat inançlıları onun adına, Allah inançlıları da onun adına geveleyip durmuşlar. Sonuç itibari ile ortada hep dilsizleri, ve yokluğu tanrıları oynamış.

Bakın; siz gelirsiniz de yazarsınızda, siz gitseniz, hristiyanı gelir de hayali tanrısı adına yazar da, o gitse, sünni vatandaş gelir hayalindeki tanrıyı çizer de karalar da, hepsini postalasak vahdedi vücut diye direten biri çıkıp beynindeki tüm salataları döker durur da, sadece kim gelip yazamaz biliyor musunuz?

Hepinizin üfürdüğü hayali TANRILARINIZ.......
nereden kaynaklanıyorsunuz kardeşim ? ) Neden bu kadar nefret , kin ? )

Niye sizi yaratan ALlaha bu kadar kızgınsıznız ? Neden sizi yaratdığını bu kadar şiddetle inkar ediyorsunuz ? )

Yani, bi ALlaha kızıyorsunuz, bi müslümanlara kızıyorsunuz. hep kendi şahsi görüşlerinizi gerçekmiş gibi yazıyorsunuz. ) Ne oldu size kardeşim ? )

Bak yine delil yetersizliyinden kızdınız konuyu deyiştirdiniz . Konuya gelin efendim konuya )

hatırlatıyorum :

KONUMUZ : "Kur-an'da Beyin Yerine Kalpten Bahsedilir."
Alıntı ile Cevapla
  #2192  
Alt 29-12-2013, 19:14
EcemRng - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
EcemRng EcemRng isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2013
Mesajlar: 163
Standart

Rafizi, boş olan tek birşey var o da senin klavyenden çıkıyor, ama bunu görebilecek seviyeye gelmen için en az bir 10 yıl gerekiyor. Tabi kendini geliştirmeye karar verdiğin takdirde mümkün bu, yoksa 10 yıl da geçse 10 milyon yıl da geçse değişen bir şey olmaz.

Alıntı yapma bir zahmet, evet kendi görüşüm.

agnostik-deist
Alıntı ile Cevapla
  #2193  
Alt 04-01-2014, 04:32
aliyarasfal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aliyarasfal aliyarasfal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 May 2010
Mesajlar: 2.935
Standart

Konuyu yine oldu bittiye getirmişler, tanrılarını inkarda sınır tanımayanlara müslüman denildiğinden artık eminim.

Konuyu toparlayalım, kuranda akletme, duygu ve kavrama merkezi olarak kalp gösterilir. Tıpkı tanah ve incilde vede hint vedaileri dahil eski inanışların hepsinde olduğu gibi beyinden habersizdir kuranın tanrısıda.

Beynin işlevini insanoğlu hücrenin keşfinden sonra tam olarak anlayabilmiş ve bu 350 yıllık bir yakın tarihten ötesi değil. Kişisel bazı düşünürler ve bilim insanları beynin düşünme ve yönetme merkezi olduğuna dair görüş belirtmişsede bilimsel kanıt olmadığından bu hatalı bilgi tüm dünyada yaygın olarak dillere binlerce yıldır yerleşmiş ve günümüzdede kullandığımız deyimler oluşmuştur.

Kuranda mecaz falan yoktur, ayetleri inceleyenler kuranın ve diğer inanışların tanrılarının kalp ile düşünülür yanılgısında birleştiklerini, insanoğlunun yanlış bilgisinin aynen dinlerce sahiplendiğini ve bilimle çeliştiğini görür.

Araf Sûresi 79. Ayet:
And olsun ki, cehennem için de birçok cin ve insan yarattık; onların kalbleri vardır ama anlamazlar; gözleri vardır ama görmezler; kulakları vardır ama işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibi hatta daha sapıktırlar. İşte bunlar gafillerdir.

Hac Sûresi 46. Ayet:
Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki, orada olanları akledecek kalbleri, işitecek kulakları olsun. Ama yalnız gözler kör olmaz, fakat göğüslerde olan kalbler de körleşir.

Hac Suresi(46)Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.

Muhammed suresi
23 - İşte onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
24 - Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?
Nahl Suresi(22)Sizin ilahınız tek bir ilahtır. Ahirete inanmayanların kalpleri bunu inkâr etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar.

İsra Suresi(36)Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.

İsra Suresi(46)Kur'an'ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur'an'da (ibadete layık ilah olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.

Kehf Suresi(57)Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar.

hac 46: Ak "Hiç yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki; onların kendisiyle akledecekleri kalpleri olsun

Secde 9: Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalbler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz.

Araf 179: "Kalpleri vardır, onunla kavrayıp anlayamazlar; gözleri vardır, onunla göremezler, kulakları vardır onunla işitemezler
Tevbe 87: Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlayamazlar.
Mücadele 22: Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir.
Nahl 22: Ahirete inanmayanlar var ya, onların kalpleri inkârcıdır ve kendileri de böbürlenen kimselerdir."
Nahl 108: "Onlar (kâfirler), Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar da onların ta kendileridir.
Tevbe 64: Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin aleyhlerine inmesinden çekiniyorlar.
Feth 4: Müminlerin kalplerine; imanlarına iman katıp arttırsınlar diye, güven duygusu ve huzur indiren O'dur.
Şuara 194: "Onu, Ruh'ul Emin senin kalbine indirdi ki, uyarıcılardan olasın.
Şuara 89: O gün, ne mal fayda verir ne de evlat; ancak Allah'a selim (sağlıklı) bir kalple gelenler başka
Kaf 38: Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan veya hazır bulunup kulak veren kimse için elbette bir öğüt (zikir) vardır.
Bakara 10: Kalplerinde hastalık vardır; Allah da hastalıklarını artırmıştır
Ahzab 12: Hani; münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: Allah ve Resulü bize aldanıştan başka bir şey vaad etmedi, diyorlardı

Birde incilden örnekler sunalım.

‘For as he thinketh in his heart, so is he…' (Proverbs 23:7a KJV)

Kalbinden dusundugu icin, o da kalbden dusunur.

"…that you may know the thoughts of your heart.' (Daniel 2:30b NKJV)

Sen ki, kalbinin dusuncelerini, bilebilirsin

"…that you may know the thoughts of your heart.' (Daniel 2:30b NKJV)

Sen ki, kalbinin dusuncelerini, bilebilirsin

‘…The thought of your heart may be forgiven you.' (Acts 8:22b NKJV)

Belki, kalbinin dusuncesi, seni bagisliyabilir/affedebilir.


merak eden incil, tanah veya diğer inanışları inceleyebilir.Beyinden bahsedeni bulamazsınız.Çünkü insanoğlu kendi bilgisiyle yarattığı hayali tanrılara bildiği gibi sözler atfetmiştir. Sonuç tanrı yarattığından habersiz, bilimsel olarak yanlış bilgili sıradan bir insandan fazla bilmiyor.

Kuran, muhammed ve çevresindekilerin aynı yanlış bilgiyi tanrıdan diye sunmalarıyla kendini ortaya koymakta.

Kuran = 1500 yıl önceki arap kültür, bilgi ve sosyal yaşantısının kutsal kılıfla bize uzanmış halidir. Birebir uygulamaya kalkarsanız tanrıyı değil, 1500 önceki bedevi yaşantısını ve insan profilini bulursunuz.

Yeryüzündeki dinler bilim ve akıl dışıdır. Çünkü eskinin sorularına o çağın bilgisiyle verilmiş cevaplardır. Tanrı kavramı ise bu dinleri uydurulanlarca şekillenmiş ve hiç varlanamamışlardır.

konuya son yorumlarda dahil olan dostumuzun dediği gibi, 1500 yıl önceki arapların kişisel görüşleridir, ama ne yazıkki sarmaladıkları kutsal kılıf bunu farketmesini insanların engellemekte.



Şimdilik saygımla gittim...



Sorular sormuyorsan ya ölüsün ya da köle...
Alıntı ile Cevapla
  #2194  
Alt 04-01-2014, 14:43
marcos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
marcos marcos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Apr 2011
Mesajlar: 1.313
Standart

Bakara suresi 13. ayette geçen kelime (sefih) tam olarak neyi ifade ediyor. Ahlaksızlığımı idraksızlığımı?

Kalp ile ilgili İslamların ve diğer İbranilerin hata yapmalarına sebep olan şey kalpte meydana gelen değişimlerin insan bilincini değiştirmesidir. Yazdıkları kitaplara gözlemlerini işlemişler olayı kalp yapıyor zannetmişlerdir. Günümüzde de hatalı mantık yürütmüşüz diyeceklerine kalbin bedenden bağımsız çalışmasını kalbin bedenden tamamen bağımsız olduğu iddiasına götürüyorlar.

Binyıl iki binyıl üç binyıl önce yaşamış toplulukların kalple ilgili yaptıkları gözlemler kendi zamanları için bilimseldir.Günümüz tekniği ile insanlık kalbin tüm sırlarını çözmüşken kalbin düşünceyi oluşturan sinirlerde oluştuğunu iddia edenler ise olsa olsa fanteziyi seven sıradışı insanlar olabilirler.Normal insan günümüzde böyle bir iddiada bulunmaz.

Kalpte ortaya çıkan değişimler insanın duygu durumundan kişiliğine kadar pekçok noktaya etkisi vardır.Kalp hastalıklarının bazıları koroner yetmezlik gibi kapak yetmezliği ve darlığı gibi insan bilincinde değişimlere neden olur.İnsan kalbi ile sorunlar yaşıyorsa şiddetine göre öleceğini bile hissedebilir günün birinde de bu his %99 gerçekleşir.Günümüz tekniği bu durumun nedenini tam olarak şüpheye yer kalmayacak şekilde aydınlatmıştır.Kalp sinirli kavgacı birini mülayim birine çevirebilir o kadar ki etkilidir.İnsan psikolojisinde karakterinde köklü değişimlere insan iradesi dışında değişimlere neden olabilir.

http://bizimsokagincocuklari.com/wp-...EMES%C4%B0.pdf

" Şüphesiz eğer ki hayvanların dini olsaydı, şeytanı insan şeklinde hayal ederdi." / W. Ralph Inge
Alıntı ile Cevapla
  #2195  
Alt 05-01-2014, 01:24
marcos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
marcos marcos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Apr 2011
Mesajlar: 1.313
Standart

Kalbin düşünebildiğinin iddiasında bulunanlara şunu sormak gerekir.

Kalp nakli ve yapay kalp nakli nasıl olabiliyor?

http://bizimsokagincocuklari.com/wp-...EMES%C4%B0.pdf

" Şüphesiz eğer ki hayvanların dini olsaydı, şeytanı insan şeklinde hayal ederdi." / W. Ralph Inge
Alıntı ile Cevapla
  #2196  
Alt 16-01-2014, 23:14
çakırcalı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
çakırcalı çakırcalı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Aug 2008
Mesajlar: 467
Standart

Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Salam qardaşlar. MƏncə qardaşların yalnış anlamalarına səbəb "kalp" sözünün manalarını bilmədiklərindəndir. Yəni, bir ve ya bir kaç ayeti okuyup ta , "araplar aklın kalpte olduğunu zannederdiler" gibi bir fikir söylemek gerçekci degildir.

BUndan ilave, böyle düşünen kardeşlerimizin arap dili inceliklerini bilmedikleri de göz önündedir. "kalple düşünmek" fikri, daha derin düşünmekden, kalp ile iman getirmekden bahs ediyor. Böyle anlayışlar türk dilli milletlerde de , diger milletlerde de vardır zaten.

Mesela, kimse kalkıp "gönül gözüyle bakmak" degiminden yola çıkarak, "türkler gözün gönülde olduğuna inanıyor" ve ya en azından "türkler GÖNÜLDE DE BİR GÖZÜN OLDUĞUNA İNANIYOR" demiyor nedense.

Hem "Kuran dağınık haldeydi, Muhammedin vefatından sonra toplandı" gibi bir fikir bekriyye ( Ebu bekr taraftarı olup kendine sünni deyen, aslında sünnete uymayan kesim ) rejimi tarafından lanse edildi hep. Sonuncu hacc hutbesinde hazreti Muhammed kendisi söylüyor zaten "Size Kuranı ve ehli-beytimi bıraktım.."
Sayın Rafızi, sizin bu söyledikleriniz olsa olsa mecazdır, cinas dahi yok. Kur'an'ın birçok yerinde cehennemliklerden (bunların arasında Muhammed'i dinledikleri halde O'nu anlamaları engellenenler dahil), "KALP"leri mühürlü olduğu için "AKIL" edemeyen, "KULAK"ları mühürlü olduğu için "İŞİTME"yen, "GÖZ"leri mühürlü olduğu için "GÖRME"yen aşağılık maymunlar diye bahseder.

Yani ilgili tüm ayetlerde (yine kitabın sayısız yerinde tekrarladığı üzere) "APAÇIK" "GÖZ", "GÖRME"ye yarar; "KULAK", "İŞİTME"ye yarar ama "KALP" de "AKIL ETME"ye yarar.

Üstelik peygamberiniz de "AKIL" "KALP"tedir, "MERHAMET" "KARACİĞER"de, "ŞEFKAT" "DALAK"ta, "NEFES" "AKCİĞER"de hadisiyle bunu teyid ediyor. Siz neden bu kadar zorluyorsunuz, sevgili kardeşim?

Kraldan Çok Kralcı Olmamalı... Saygılar.

En acımasız zalimler, kafası kesilmedik mazlumlar arasından çıkar.
Alıntı ile Cevapla
  #2197  
Alt 29-01-2014, 16:03
sertanyaril sertanyaril isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Nov 2013
Mesajlar: 146
Standart

İngilizce bilenler için kaynak:

http://www.allabouttbi.com/partsofthebrain/

Kısacası beynin hangi bölümleri ne işe yarıyor?

Cerebral Cortex'in fonksiyonları:

Thinking : Düşünme
Planning : Planlama
Judgment : Yargıya varma, karar alma
Voluntary movements : Gönüllü hareketler
Speech and language : Konuşma ve lisan bilgisi
Reasoning : Sonuç çıkarma

Cerebral Cortex zarar görürse (kazadan falan ötürü) başımıza ne gelir?

Paralysis : Felç olma
Problems with sequencing : sıralama, dereceleme problemleri
Lack of attention : Dikkatsizlik
Mood changes : Ruh hali değişimleri
Inability to use expressive language (Broca's aphasia): Anlaşılır bir dilde konuşamama.
Hatta insanın kişiliği bile değişebiliyor.

Temporal Lobun fonksiyonu:

Memory: Hafıza
Hearing : Duyma, işitme
Processing language and communication: İletişim kurma ve lisanı anlama
Organization : Organizasyon yapma
Sequencing : Sıraya koyma.
Emotional interpretation: Duygusal değerlendirme...

Bence de kutsal kitaplardaki en büyük gaflardan birisi bu. Kalp kan pompalamak dışında hiçbir şey yapmaz. Eğer yapsaydı şu olmazdı:
http://www.telegraph.co.uk/news/worl...ial-heart.html
Linke bakmayanlar için söyleyeyim: yapay kalp naklidir bu. Bildiğiniz insan yapımı bir kalp. Plastikten falan yapılma yani. Kalp nakli bekleyenleri 5 yıldan uzun süre idare edebiliyor.

Eğer burada kalpten kasıt, gönül olduğu iddia ediliyor ise "Onlar gönülden düşünüp kavrayamazlar, kulaklarıyla duymazlar," gibi tuhaf bir şey ortaya çıkıyor. Şimdi kalpten kasıt ruh ise "Onlar ruhlarıyla düşünüp kavrayamazlar, kulaklarıyla duymazlar," gibi daha da tuhaf bir ifade ortaya çıkıyor. Hepimiz biliyoruz ki ruh düşünmez. Eğer ruh düşünüyor olsaydı, beyin hasarı yüzünden bitkisel hayata mahkum olan insanlar olmazdı. Ruh düşünürdü o zaman, o insanlar bir tepki gösterirdi.
Alıntı ile Cevapla
  #2198  
Alt 15-02-2014, 22:49
knowledgetowisdom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
knowledgetowisdom knowledgetowisdom isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2014
Mesajlar: 649
Standart

çok fazla şey var okumam imkansız.

o yüzden balıklama dalıyorum...kısa kısa..

1-) Arapça'da "kalp" kelimesini ve etimolojisini iyi inceleyin.

2-) Arapça Türkçe gibi bir dil değil..

3-) Kuran ilk nazil olduğu zaman dilimi + kıyamete kadar tüm insanlara hitap ettiği için zamanlararası ortak bir dil kıvamı sunmuştur.

o sebeple mesala :

Hac 46'daki " lehum kulûbun ya’kilûne" yi "onların düşünen beyinleri" şeklinde çevirmenin hiç bir mahsuru yoktur.

"Âdemoğlunun bildiği her şeyin bilmek istediğinden ibaret oluşu yüzünden biz insanlar birbirimize yardım edemiyoruz."
Alıntı ile Cevapla
  #2199  
Alt 16-02-2014, 00:32
mrdragon mrdragon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 May 2013
Mesajlar: 899
Standart

knowledgetowisdom´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
çok fazla şey var okumam imkansız.

o yüzden balıklama dalıyorum...kısa kısa..

1-) Arapça'da "kalp" kelimesini ve etimolojisini iyi inceleyin.

2-) Arapça Türkçe gibi bir dil değil..

3-) Kuran ilk nazil olduğu zaman dilimi + kıyamete kadar tüm insanlara hitap ettiği için zamanlararası ortak bir dil kıvamı sunmuştur.

o sebeple mesala :

Hac 46'daki " lehum kulûbun ya'kilûne" yi "onların düşünen beyinleri" şeklinde çevirmenin hiç bir mahsuru yoktur.


Fusilet 44-Ve eğer O'nu (Kitab'ı), yabancı dil bir Kur'ân kılsaydık, mutlaka: "O'nun âyetleri açıklanmalı değil miydi?" derlerdi. Araba yabancı dil mi? De ki: "O, âmenû olanlar için hidayet ve şifadır. Ve mü'min olmayanların kulaklarında vakra vardır. O (Kur'ân), onlara karşı körlüktür (şifa ve hidayet değildir). İşte onlara uzak bir yerden seslenilir.

Yasin 6:
Kur'an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.

Enam 92- İşte bu (Kur'an), önündekileri doğrulayıcı (tevrat ve incili)ve şehirlerin anası (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitaptır. Ahirete iman edenler buna inanırlar. Onlar namazlarını (özenle) koruyanlardır

Nahl 103 - Andolsun ki biz onların, "Kur'an'ı ona bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur'an ise gayet açık bir Arapça'dır.
Zamanlar arası ortak bir dil kavramı değil, bizzat o dönemin insanına yönelik dili sunmuştur. Derdi siz değilsiniz. O yüzden tarih öncesi ilkellikte araplara yönelik bir kitap olarak kalıyor günümüzde...

Daha önce uyarılmamış bir kavim, yanlarında tevrat ve incili bilenler olsa da, ibranice-süryanice bilmeyen araplara arapça geldiğini iddia eden kitaptır kuran.

Kalp ile ilgili ayetler açık, sevgili tanrı hali ile kalpleri düşünce organı olarak betimlemiş. Yıllarca bu hatalı algıyı da insanlar kutsal saydıkları kitaplar vasıtasıyla yaşamışlardır.

Neyse ki, bilim gelişti, düşünen insanlar doğruyu arayarak tanrısal hurafelere rağmen gerçeği açığa çıkarttılar.
Alıntı ile Cevapla
  #2200  
Alt 16-02-2014, 02:06
aliyarasfal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aliyarasfal aliyarasfal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 May 2010
Mesajlar: 2.935
Standart

Dostum keşke kısa kısa yazmadan önce zaman ayırıp uzun uzun okusaydın.

1- Oldu hemen inceleriz.

Kalb. Arapça bir kelime olup dilimize arapçadan geçmiş, yürek ile eş anlamlı sözcük. Hayati önem arz eden, kan pompalamakla görevli organımız. Araplarda ve dünya genelindeki yanlış bilinen kalbin düşünme organı,duyguların merkezi ve vücudu kontrol eden organ olduğu inanışı 17 . yüzyıla kadar zaman zaman farklı görüşler öne sürülsede süregelmiş ve bilimden edebiyata kadar her alanda kalp bu açıdan ele alınmış, duyguların merkezinede kalp konularak bir çok deyim oluşmuştur her dilde.

Bunların tümü yanlış bilgidir. Çünkü kalp düşünme, duyguları kontrol ve vücudu kontrol işlevi görmez, tümüyle beyne ait görevlerdir.


Mısırlılardaki mumyalama örneğindede görüleceği üzere beyin çıkarılıp atılır(işe yaramaz organ olarak görülür), kalp en iyi şekilde muhafa edilerek korunurdu.
Bu yanlışın getirisi tüm kültürlerde her alanda etkisini gösterdiğinden dillerdeki kalbin kullanıldığı anlamlar mecaz olarak yaşamaya yani aslında gerçek anlamda anlamlandırıldığı düşünülürken beynin işlevinin anlaşılmasından sonra, mecaz konumuna düşmüş ve kullanım olarak dillere yerleşmiş olduklarından aynen kullanımları sürmüştür.


Aynı hata tüm dünya inanışlarındada yanlış bilginin aktarımı ile aynen dilden yazıya geçmiş ve beyinden tek kelime bahsetmeyen din kitapları bol bol kalp ile düşünme, anlama, duygular arası ilişkileri vurgulayan cümleler kullanmışlardır.

Okursanız konuda fazlasıyla açıklanmıştır kalp kelimesi ve kökeni ve kullanım şekilleri.

2-Dilin birebir benzerliğini bekleyen yok, zaten sorun dilin benzeliği yada farklılığı veya çevirme meselesi değil, kalbin işlevinin yanlış bilgi üzerine temellenmesi ki bu her kültürde aynı olunca, sorun dil farklılığı ile alakalı olmadığını görmekte zor değil.

3-Kıyamete kadar ortak dil masalını lütfedip geçiniz. bunun cevabı mrdragonca verilmiş, ancak ek olarak yazım dili olarak noktalama, imla ve sesler konusunda en geri sayılacak bir dili seçen tanrının evrensellik anlayışı zaten sorgulanır.

Şimdilik saygımla gittim...

Sorular sormuyorsan ya ölüsün ya da köle...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kur-an'da sevgiye yer yoktur! YasasinBilim İslam 136 05-04-2015 00:56
ayetlerde neden kalpten bahsedilir? hak geldi İslam 47 27-07-2010 21:18

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:27 .