Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.
Ve ortaya bir ceylan çıktı,yüreğimi aldı,ve sonra kaçtı.
Bembeyaz,kaliteli,uykulu gözleri,festival zamanı önümden geçti.
Süslenip sanki beni vurdu ve bakışlarıda işe koyulup,birer ok gibi beni kesip geçti.
Ve benden uzağa,ağıldaki kuru çöplerin duvar gibi yükseldiği köşeye kaçtı.
Benden tek saat bile uzaklaşması,o an bana acı ve ağır bir yük gibi geldi.
Güzellik yanaklarının her yanına,tıpkı keskin bir maskarayla yazılmış.
Ay yine karanlığın içine yolculuk ediyor ve ayla birlikte gecenin seyehatini görüyorum.
Karanlığın çöktüğü vakit geceye andolsunki,herşey ortaya çıktı.
Yağmurlar yanaklarımdan süzülürken,kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.
Bu ifadeler Kur'an'da harfi harfine geçer:
Şiir:Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.
Sure:Kamer=1:Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.
Şiir:Süslenip sanki beni vurdu ve bakışlarıda işe koyulup,birer ok gibi beni kesip geçti.
Sure:Kamer=29: Derken, (kavmin en azgını olan) arkadaşlarını çağırdılar. O da işe koyuldu ve deveyi kesti.
Şiir:Ve benden uzağa,ağıldaki kuru çöplerin duvar gibi yükseldiği köşeye kaçtı.
Sure:Kamer=31:Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular.
Şiir:Karanlığın çöktüğü vakit geceye andolsunki,herşey ortaya çıktı
Sure: Duha=1-2: Kasem olsun kuşluk vaktine. Ve sâkin olduğu zaman geceye ki,
Kur'an kaynağı vahiy mi,yoksa İslam'dan 30 yıl önce yaşamış İmrul Kays Kur'an'ın etkilendiği isimlerden biri mi?Görüldüğü gibi Kamer Suresi'nin kaynağı İmrul Kays'dır.İmrul Kays İslam'dan 30 yıl önce yaşamış bir şairdir.
Devam Edelim:
Şahsın bir diğer şiiri:
Yaklaşırken arkasında aşıklar vardır,
Bunlar önü açıldığı zaman her tepeden akın ederler,
Süslü bir şekilde festivale gelirler,
İşte çalışanlar böylesi için çalışırlar.
Şiir:Bunlar önü açıldığı zaman her tepeden akın ederler,
Sure:Enbiya=96:Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün önü açıldığı zaman her tepeden akın ederler.
Şiir:İşte çalışanlar böylesi için çalışırlar.
Sure:Saffat=61:Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!
Görüldüğü gibi bunlar kelimesi kelimesine aynı.
Tabi Muhammed'in etkilendiği tek şair İmruul değildir.
Diğerleri:
Omi'ah Ibn Abe-Alsalat'ın şiirlerinden de çok etkilenmiştir.Bunun hakkında bir hadis de var:
Sahih Müslim'de bu konuda 3 rivayet geçer:6022, 6023 ve
6024 numaralı rivayetler:
Bir adam ve Muhammed karşılıklı otururlar,Muhammed adama sorar:
Omi'ah Ibn Abe-Alsalat'ın şiirlerini bilir misin?
Adam:Evet.
Muhammed söylemesi için ısrar edince O'da şiirden bir cümle okur.Muhammed devam etmesini söyler.Bunun üstüne adam şiirden 100 cümle okur.
Muhammed şiiri o kadar beğenmiştir ki,sonunda şiiri Kur'an'a koyarlar.
Bir Örnek:
Evrenin,yeryüzünün ve dağların Rabbi,Gökleri yarattı.
Görebileceğimiz direkler üstünde olmadan 7 tane yarattı.
Yeryüzünü yarattı ve oraya sizler sarsılmayın diye sabit dağlar yerleştirdi.
Onları mükemmelleştirdi ve parlayan güneş ve ayın ışıklarıyla süsledi.
Karanlıkta üstlerine parlayan yıldızlar koydu ki,
Onların ışıkları oklardan da yücedir.
Onları mükemmelleştirdi ve parlayan güneş ve ayın ışıklarıyla süsledi.
Karanlıkta üstlerine parlayan yıldızlar koydu ki,
Onların ışıkları oklardan da yücedir.
Bu Omiah'ın bir şiiri,şimdi bu şiirin Kur'an'daki yerlerine bakalım:
Şiir:Görebileceğimiz direkler üstünde olmadan 7 tane yarattı.
Yeryüzünü yarattı ve oraya sizler sarsılmayın diye sabit dağlar yerleştirdi.
Sure:Lokman=10:Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik.
Gördüğünüz gibi Kur'an'daki yerlerini de bulduk.
Şimdi şahsın bir diğer şiirine bakıp Kur'an'daki yerlerini bulalım:
Yücelik,zafer ve egemenlik üstüne olsun Rabbim,
Çünkü seni yücelikte hiç kimse geçemez.
Sen kendinden başka hiçbir kral bulunmayan bir kralsın
Sana yüzler eğilir ve etrafında bir ışık perdesi arkasından tapınılır
Ve seni ışıklar çevreler ve ışık nehirleri etrafındadır.
Seni gözler idrak edemez
Tahtının ayaklarındaki ve çevrendeki melekler seni hamd etmekten yorgun düşerler
Çünkü O yaratan ve yoktan var edendir.
Haşr=23: O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.
Şura=51:Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ve böyle devam eder,İslam öncesi yazılmış bu şiirler ne kadar da Kur'an'a benziyor değil mi?
Muhammed devrin büyük dinlerinden biri olan ''Sabilik''ten de alıntılar yapmıştır:
Sabiler günde 5 kere dua ederlerdi,
Kabe'yi yüceltirlerdi,
1 ay oruç tutarlardı,ay çıkınca orucu bozarlardı.(Sabahtan akşama kadar oruç).
Ölülerin ardından yere çokmeden ayakta dua ederlerdi.
Bayramları vardı.
İslam'daki öğretişlerin aynısı.
Bir kaç tane de Turan Dursun'un ''Allah'' adlı eserinden örnek vermek isterim:
"Yedi Askı" ("el muailekatu's.-Seb'a") şairlerinden kimine göre islam dönemine kavuştuğu halde (ileri
sürülen ölm. tarihi: 627) müslüman olmayan, kimine göre Müslümanlık'tan kısa bir süre önce ölen (Bkz. Dr.
Şevki Dayf, El Asru'l-Cahili, s. 302.) Zübeyr İbn Ebi Sülma'nın bir şiiri:
İçinizde olanı sakın ha, "Allah'tan" gizlemeye çabalamayın. Gizli kalsın diye çaba göstermeyin. Ne denli
gizlenirse gizlensin; "Allah onu bilir" Cezası ertelenir; bir "kitap"a konur; "hesap günü"ne (Kıyamete)
biriktirilir, ya da ivedilik gösterilip öç alınır. (Bkz. Zevzeni, Şerhu Mual-lekati's-Seb', Beyrut, s. 81; Dr. Şevki
Dayf, El Asru'l-Cahili, Mısır, s. 303; Dr Toshihiko Izutsu, a.g.k., s. 84.)
Kur'an ayetlerine ne kadar çok benziyor değil mi?
İslam öncesinin "hutbe"lerinde, yani "söz ustalığı"na örnek gösterilen seslenişlerde de "Allah" adına yer
verildiğini görmekteyiz: Ünlü söz ustalarından Kus İbn Saide'nin (ölm. yak. 600.) ünlü "hulbe"si:
"Ey halk! Dinleyin, belleyin: Yaşayan ölür. Başa gelen gelir. Gece, karanlık; gündüz, durağan; gök, burçları
olan; yıldızlar parlar; denizler kabarır; dağlar birer çivi; yer yayılıp döşenmiş; ırmaklar akağında akmakta.
Gökte haber, yerde 'ibret' var. insanlar gidiyorlar (ölüyorlar) ve dönmüyorlar. Öyle istedikleri için mi
kalıyorlar, yoksa uyusunlar diye mi bırakılıyorlar? Ey güçlü topluluk! Nerde Semûd (toplumu), nerde Ad
(toplumu)? Nerede babalar, atalar? Şükürle karşılanmayan iyilik nerede, ne oldu? Yadırganmayan zülüm
nerede, ne oldu? Kus gerçek ve içinde günah bulunmayan bir antla ant içer ki, üzerinde bulunduğunuz
dininizden daha sevgili bir din vardır 'Allah kalında.' (Ali Muhammed Hasen, e't-Tarihu'l.Ebedi, 1964, s.
115.)
Burada da gördüğümüz üzere,çivi olan dağlar mucize değilmiş,İslam öncesi şiirlerde geçiyormuş.
Tüm bunlar Kur'an'a benzeri yazılamaz nitelemelerinde bulunanlara tokat gibi çarpıyor olsa gerek,Kur'an benzeri yazılamaz bir kitap değil,benzerlerden alıntı bir kitap.
Yazının büyük bir bölümü:
http://www.fatherzakaria.net/books/q...55-Episode.pdf
sitesinden alıntıdır.
Bu yazdıklarım hakkında aklımda sorular da yok değil,örneğin Kamer suresi şiirinin hangi şiir kitabında geçtiği gibi.Bilgili arkadaşlar kaynak verebilirlerse sevinirim.Gerçi verdiğim site güzel bir kaynak olmasına karşın,müslümanlara yetmeyecekdir.Yani bulabilen olursa bildirmesinde yarar var diye düşünüyorum.