Aşağıdaki makale Turan Dursun Sitesi'ne ait
MucizeYalanlari.com Sitemizden alıntıdır
ve
Mucize Yalanları Sitesi Çalışma Grubumuzun ortak ürünüdür.
=>
Parmak İzi Hikayesi
Sitemizdeki metin, bu başlıktaki öneri, açılım ve eleştirilere binaen veya çalışma grubunun kendi araştırmalarıyla değişebilir.
1 - Mucize İddiası
2 - Ayetin içeriği ve Yorumu
3 - İddianın Geçersizliği
4 - Sonuç
Mucize İddiası ;
Kuran'da, insanları ölümden sonra diriltmenin Allah için çok kolay olduğu anlatılırken, insanların özellikle parmak uçlarına dikkat çekilir:
Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz. (Kıyamet Suresi, 4)
Ayette parmak uçlarının vurgulanması, son derece hikmetlidir. Çünkü parmak izindeki şekiller ve detaylar, tamamen kişiye özeldir. Şu an dünya üzerinde yaşayan ve tarih boyunca yaşamış olan tüm insanların parmak izleri birbirinden farklıdır. Dahası, aynı DNA dizilimine sahip tek yumurta ikizleri dahi farklı parmak izine sahiptirler.
Parmak izi doğumdan önce cenin üzerinde son şeklini alır ve kalıcı yara olması dışında ömür boyu sabit kalır. İşte bu nedenle parmak izi, herkese özel çok önemli bir "kimlik kartı" sayılmakta ve parmak izi bilimi ise insanlar tarafından bilinen tek değişmez ve yanılmaz kimlik tespit yöntemi olarak kullanılmaktadır.
Ancak önemli olan, parmak izinin özelliğinin ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru keşfedilmiş olmasıdır. Ondan önce, insanlar parmak izini hiçbir özelliği ve anlamı olmayan çizgiler olarak görmüştür. Fakat Kuran'da, o dönemde kimsenin dikkatini dahi çekmeyen parmak izleri vurgulanmakta ve bu izlerin ancak çağımızda fark edilen önemine dikkat çekilmektedir.
Ayetin içeriği ve Yorumu
Mucizeciler, bir ayette ''parmak ucu'' ifadesinin geçmiş olmasını, parmak ucuyla ilgili bütün tıbbi bilgilere bir işaretmiş gibi satmaya çalışmaktalar. Oysa ayette, parmak ucu veya parmak izi ile ilgili tek bir bilgi yok! Sadece ''parmak ucu'' ifadesi var. Bu mantıkla eski dönemlerden kalma her türlü yazılı eserde geçen herhangi bir uzvun, organın ismini, günümüz biliminin o uzuv veya organla ilgili bulduğu bilgilere 'mucizevi' bir işaret olarak yorumlayabiliriz.
Kaldı ki ayeti,
bir önceki ayetle birlikte okuduğumuzda, ''parmak ucu'' ifadesinin bağlamı da anlaşılıyor. Denilmek istenen: ''Allah ahiret gününde değil insanların kemiklerini, kemiklerden çok daha ince/hassas olan parmak uçlarını bile yeniden 'toparlamaya' kadirdir.'' Yani burada 'parmak ucu' ifadesi sadece insan bedeninin ince/teferruatlı bir uzvuna örnek olarak verilmiştir.(
*) Aynı şekilde ''tırnak uçlarını'', ''saçlarının telini'' de denilebilirdi. Bu sefer de mucizeciler bu ifadeleri tırnak veya saç telleriyle ilgili bilinen bütün bilgilere 'mucizevi' bir işaret olarak yorumlardı.
Her halükarda, ayette sadece ''parmak ucu'' ifadesi geçmektedir ve mucizecilerin ilişkilendirmeye çalıştıkları diğer bütün bilgiler ayette ima dahi edilmemektedir.
* bkz.
- örn. Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları, 22/287, Kıyame/4
İddianın Geçersizliği ;
Ayetleri eğip bükerek Kuran'ı bilimsel ve mucizelerle dolu bir kitapmış gibi göstermede HY ve ekibinin üstüne yok gibi görünüyor..
Bu sure adını birinci ayetteki ''el kıyâme'' kelimesinden almıştır,surede başlıca ölümden sonra dirilme ,ceza, insanın durumu ve karşılaşacağı zorluklar konu edilmektedir..Kıyamet gününde Allahın insanları parmak ucuna kadar tekrar yaratabileceği yani kudreti vurgulanmaktadır , görüldüğü gibi surede açıkça parmak izinden bahsedilmez..
İddiadan bir alıntı yapacak olursak ;
''Ancak önemli olan, parmak izinin özelliğinin ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru keşfedilmiş olmasıdır. Ondan önce, insanlar parmak izini hiçbir özelliği ve anlamı olmayan çizgiler olarak görmüştür. Fakat Kuran'da, o dönemde kimsenin dikkatini dahi çekmeyen parmak izleri vurgulanmakta ve bu izlerin ancak çağımızda fark edilen önemine dikkat çekilmektedir.''
Okuyup araştırmayan insanları hemen ikna edebilecek olan bu paragrafta büyük bir yalana şahit oluyoruz. 19. yy. dan önce insanlar parmak izini hiçbir özelliği ve anlamı olmayan çizgiler olarak görmüştür deniliyor, belki çağın gerisinde kalmış arap kabileleri için durum böyle olabilir ancak parmak izinin tarihçesine bakacak olursak tarih öncesi devirlerde bile kullanılmakta olduğunu görebiliriz..
M.Ö. 5000 li yıllara ait tarihi kalıntılarda parmak izi figürlerin rastlanmıştır,M.Ö 1750’li yıllarda Babiller ve M.Ö 600’lü yıllarda Çinlilerin özellikle sahtecilik olaylarını önlemek amacıyla parmak izlerini kullandıklarına dair tarihi vesikalar vardır.Bilimsel anlamda parmak izlerinin kimlik tespiti ve suçluların teşhisi amacıyla kullanılabileceği M.S 1860’lı yıllarda anlaşılmıştır.
Şimdiye kadar en eski parmak izi resmi (Aşağıda) 1939 yılında bulunan, Fransa’nın Britanya Yarımadası açıklarında neolitik devirden kalma (M.Ö. 5000) dolmenlerin üzerindeki resimlerdir. (Şekil 1) (F.B.I., 1986) Eski Amerika’da “Nova Skotia” da kızıl derililer de el figürleri ve parmak izleriyle ilgilenmişlerdir. Bu döneme ait kayalar üzerine oyulmuş bir mezarda el figürlerine ve bu figürlerdeki parmak uçlarında parmak izini oluşturan papil hatlarını gösteren çizgilere rastlanmıştır.(Şekil 2) (R.L.Gaensslen, 1991)
Sahtecilik olaylarını engellemek için parmak izinin imza yerine kullanımı M.Ö. 1742-1750 yıllarında Babil Krallığının Hammurabi yönetimi dönemine kadar uzanmaktadır.(Aylmer, 1987) Bu döneme ait çivi yazılarının bulunduğu topraktan yapılmış tabletler üzerinde parmak izi resimleri bulunmuştur. Bu şekilde insanlar eserin kendilerine ait olduğunu ispatlamaya çalışmış ve bu konuda olabilecek sahtecilik olaylarının önüne geçmeyi hedeflemişlerdir. Parmak izlerinin bu şekilde kullanılışı, babillilerin parmak izinin “kişiye özel” olduğunu ve “değişmezlik” özelliklerini bildiklerini göstermektedir. Bu döneme ait çivi yazılarından babillilerin gelişmiş bir medeniyete sahip oldukları, kamu yönetimi, matematik, astronomi, fizik, kimya ve diğer bazı bilimlerle ilgilendikleri anlaşılmaktadır. (Aylmer, 1987)
Babillilere ait çivi yazısı tabletlerine Mısır’da da rastlanmıştır. Bu tabletlerde matematik, astronomi, tarih, tıp ve hukuk ile ilgili yazıtlar bulunmuştur. Bu nedenle parmak izinin babillerden Mısır’a ve diğer çevre ülkelere yayılmış olması ihtimali yüksektir. Fakat bu konuda bir kesinlik yoktur.
M.Ö. 600-300 yıllarında Çin’de parmak izinin kimlik tespiti amacıyla kullanıldığına dair tarihi dokümanlar vardır. Ayrıca parmak izi ve el izlerinin bu tarihlerde Çinliler tarafından kullanıldığı Çin’in resmi tarih belgelerinde geçmektedir. M.S. 200’lü yıllarda kağıt ve ipek kumaş, topraktan yapılmış tabletlerin yerine geçtikten sonra, parmak izi ile ilgili dokümanlar mürekkep yazısı kullanılarak çivi yazısı tabletlerinden kağıt ve ipek kumaşlara aktarılmıştır. Bu tarihi vesikalardan, Çinlilerin arazi satışlarında ve bazı resmi belgelerde parmak izini imzayla birlikte kullandıkları ortaya çıkmıştır. (Sagem-Morplo, 1998) Bu belgelerin birinde “annenin parmak izi, doğumu” gibi kişisel bilgiler geçmektedir. Parmak izinin anneye ait olduğunun belirtilmesi, parmak izinin “Kişiye özel” olduğu ve “Değişmezlik” özelliklerinin Çinliler tarafından da bilindiğini göstermektedir.
Sonuç ;
Sonuç olarak ayetlerde mucizemsi bir yön olmamakla beraber iddia yanıltıcı ifadelerle doludur,parmak izinin kimlik tespiti amacıyla kullanımı Kur'an dan yüzlerce yıl öncede biliniyor vede uygulanıyordu...
Yararlanılan Kaynaklar ;
http://olayyeri.iem.gov.tr/bilgilerinize.html
http://www.kayseri.pol.tr/haberdetay.asp?ID=29