Turan Dursun Sitesi Forumları

Turan Dursun Sitesi Forumları (https://turandursun.com/forumlar/index__1.php)
-   Politika (https://turandursun.com/forumlar/forumdisplay.php?f=21)
-   -   Iran islam devrimi(istilasi) (https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=10614)

BASKALTURK 14-06-2009 20:20

Iran islam devrimi(istilasi)
 
İran'lı bir gazeteci İran İslam devriminin nasıl gerçekleştiğini anlatıyor.
Benim adım Bahman Nirumand. İranlı bir gazeteci-yazarım. Şah'ın devrilmesinde aktif rol oynayanlardanım.
Ve aynı zamanda mollaların, demokrasi ve özgürlük getireceğine inanan milyonlarca solcu, demokrat, liberal ve milliyetçi insandan biriyim.
Evet, Humeyni yeryüzünde cenneti vaat etti bize. Demokrasi gelecek, kimse fikirleri ve siyasal görüşleri yüzünden tutuklanmayacak, işkence yapılmayacak, kadınlara eşit haklar verilecek, giyim serbest olacaktı.
Şah'ı devirdikten sonra mollaların camiye geri döneceklerinden emindik. Devleti yönetecek durumda olduklarına inanmıyorduk.Yanıldık. Kitaplardan ezberlediğimiz cümleleri, içi boş kavramları birbirimize söyleyip duruyorduk.

ÜZERİNDE DURMADIK
Her şey 14 Ocak 1979 tarihinde değişti. Şah, İran"ı terk etti. Ardından İran tarihinin en büyük yürüyüşü Tahran"da yapıldı. Sansür, yasak yoktu, istediğimiz gibi bağırıyorduk.
Fakat mitingde ilk dikkatimi çeken, kim liberal Musaddık ya da solcu şehitlerin resimlerini taşıyor ise mollalarca dövülüyordu.
Pek üzerinde durmadık bu olayın, "Hele bir kurtlarını döksünler, sonra sakinleşirler" diye düşündük.
Ertesi gün gazetede, bir hırsızın genç mollalar tarafından yakalanıp, adına "İslam Mahkemesi" denilen bir mahalli heyet tarafından 35 kamçı cezasına çaptırıldığı haberini okuduk. Haberi ciddiye almadık; "Üç beş sapsızın işi" dedik.
Bu arada bira-şarap fabrikalarının yakılması, sinemaların tahrip edilip filmlerin sokaklara atılması gibi olayların üzerinde hiç durmadık. "Ufak tefek şeylerin" toplumun demokrasi ve ulusal bağımsızlık yolundaki çabaları etkilemesini istemiyorduk.
Biz bunları söylerken, mollalar tarafından, kadın ve erkeklerin yan yana yüzemeyecekleri; okullarda aynı sınıflarda olamayacakları; birlikte spor yapamayacakları gibi gerici kararlar ardı ardına alınmaya başlandı.
"Müslüman kadınların yanında ******ların yeri yoktur" denilerek kadınlara örtünme zorunluluğu getirildi. Özellikle üniversitelerde bu yüzden çatışmalar çıktı.
Bu çatışmalardan rahatsız olduk; kadın sorununun güncelleşip ön plana geçmesini istemiyorduk! "Asıl mücadele, emperyalizme ve kapitalizme karşı verilmelidir" diyorduk. Kadın sorunu bir yan çelişkiydi, ana çelişki sömürüydü. Kadının giyim sorunu, emperyalizme karşı verilen mücadeleyi baltalamamalıydı!
Peçesiz, başörtüsüz sokağa çıkan kadınlar artık açıkça, gözümüzün önünde dövülüyordu. Bazı kadınların yüzüne kezzap atılıyordu.
Biz ise hálá büyük laflar ediyorduk; bu tür olayları devrimin kaçınılmaz sancıları olarak görüp umursamıyorduk! "İttifak" "Eylem Birliği" gibi terimlerin peşinden koşup duruyorduk.
GEÇİŞ SANCILARI SANDIK
Humeyni, "Bütün sorunlarımızın sebebi, cemiyetimizdeki ahlaksızlıklardır. Bunların kökünü kazımalıyız" diyor; genç mollalar terör estiriyordu. Kitabevleri yağmalanıyor; gazete bayileri ateşe veriliyordu.
Şiraz"da "İslam Mahkemesi" eşcinsel ve hayat kadını olduğu gerekçesiyle dört kişiyi idam ediyordu. Benzer olay Tahran"da da gerçekleşiyor, üç hayat kadını ve üç eşcinsel kurşuna diziliyordu.
Sesleri ve görüntüleriyle erkekleri tahrik ettikleri için kadın spikerler televizyondan kovuluyor; uyuşturucu olarak görülen müzik yasaklanıyordu. Alkol içen, kırbaç cezasına çaptırılıyordu.
Şimdi düşünüyorum da, insan zamanla her türlü aşağılanmaya alışıyor galiba. Hiçbirini görmüyorduk; basmakalıp analizlerimizin doğru olduğuna o kadar inanıyorduk ki!..
Oysa toplum hızla dincileştiriliyordu. Alınan her kararda "Tamam bu sonuncusu" diyorduk. Ama arkası hep geliyordu.
Kızların evlenme yaşı 18"den 13"e düşürüldü. Parfüm, ruj, saç boyası, mücevher gibi kadın malzemelerinin yurda girişi yasaklandı. Kadın çamaşırı satan mağazaların vitrinlerine sutyen, kombinezon vs. koymasına bile izin yoktu.
Kamu dairelerinde kadın memurlara tesettüre girme emri çıkarıldı.
Aslında birçok aydın kadının üye olduğu kadın dernekleri vardı. Onlar kendi küçük çevrelerinde "hamilelik tatilinin uzatılması", "eşit işe eşit ücret" gibi talepleri tartışıyorlardı.
Biz aydınlar hep aynı düşüncedeydik: Demokrasi ve özgürlüğe geçiş sancılarıydı bu tür vakalar! Abartmaya gerek yoktu.
Hepimiz "ana çelişki" üzerinde duruyorduk; öncelikle dışa bağımlılık ve ekonomik krizden kurtulmalıydık.
REFERANDUM OYUNU
Üç ay önce Humeyni, Paris'te komünistler de dahil olmak üzere her görüşün rahatça örgütleneceği bir demokrasiden, özgürlükten bahsederken, şimdi tüm solcu, milliyetçi ve liberalleri İslam düşmanı ilan etmişti.
Bu sözler üzerine ilk protestomuzu yaptık. Mitingimize bir milyonu aşkın insan geldi.
Mollaların en iyi siyasi stratejileriydi; işlerine gelmediği zaman hemen gündemi değiştiriyorlardı.
Referandum meselesini gündeme getirdiler. Halka soracaklardı: "İslam Cumhuriyeti"ni istiyor musunuz, istemiyor musunuz?"
Kuşkusuz bu bir oyundu; halkın yüzde 65"inin okuryazar olmadığı bir ülkede kim ne anlardı cumhuriyetten?
Yapılan propaganda belliydi; dediler ki: "İslam"a evet mi, hayır mı diyorsunuz?"
Biz bu oyunu biliyorduk ama şöyle düşünüyorduk: "Önemli olan cumhuriyettir; serbest seçimlerdir; demokratik haklardır; özgürlüklerdir. İslam Cumhuriyeti bunu sağlayacaksa neden karşı çıkalım?"
Ancak bazı küçük kesimler bu oyuna gelmemek için referandumu boykot ettiler.
Sonuçta, "evet" diyen 20 milyon, "hayır" diyen ise sadece 140 bindi.
Mollalar bu referandum sonucunu çok iyi kullandılar. Güya tüm ülke yaptıklarını onaylıyordu. Artık televizyondan sonra basın da ellerine geçmişti. Sanki tüm muhaliflerin sayısı 140 bin kişi gibi gösterdiler. Halbuki 20 milyon içinde bizim oyumuz da vardı. Ama artık bizim sesimizin çıkmasına izin verilmiyordu.
HALKI ANLAYAMADIK
Mollalar güçlendikçe saldırganlaştılar.
Örneğin, tirajı bir milyon olan liberal "Ayendegan" Gazetesi"ni kapattırdılar. Sıra sonra "Keyhan" Gazetesi"ne geldi; muhalif yazarların işten çıkarılmasını sağladılar.
Tüm bu olanları protesto etmek için mitingler düzenlemeye başladık. Ama iş işten geçmişti artık; insanlar yılmıştı, korkuyordu.
Özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık için ayaklanan halkın, bu kadar kısa sürede değişeceğini düşünememiştik.
Sanmıştık ki, mollaların gerici yasalarına/kurallarına halk karşı çıkacak. Halbuki tersi oldu; mollalar yasak, sansür getirdikçe arkalarından gidenlerin sayısı arttı. Örtünmek mecbur oldu!
Tüm bunlara "gelip geçici bir fırtına" diye bakmak ne büyük yanılgıydı.
Komünistlerden, solculardan, demokratlardan, milliyetçilerden sonra liberal İslamcılar da zamanla mollaların hedefi oldu.
Şah döneminden daha çok insan cezaevlerine konuldu; idam edildi. Milyonlarca insan canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı.
Kaçanlardan biri de bendim.
Umarım bizim hatalarımızdan birileri ders çıkarır.
(Not: Bu metin, Bahman Nirumand"ın "İran" kitabından alıntıdır.)

FRANSIZ UCAGI ILE IRANA DONEN BATI BESLEMESI HUMEYNI!
http://2.bp.blogspot.com/_QfVWU-2pVL...02_483800a.jpg
http://www.latimes.com/media/photo/2009-02/44985681.jpg

http://farm4.static.flickr.com/3163/...g?v=1233809498

SIZCE BENZERLIK YOK MU?

evrensel-insan 14-06-2009 20:26

Saygideger BASKALTURK;

Eger gercekler tum ciplakligiyla gorulmeyip, gercekci dusunup davranilmazsa; ideolojik inancsal dogrusalligin, dogruluk savasim ve uyarlamasina tabi tutulursa ve ortak bir dogru ortaya konamazsa; ki bu mumkun degildir. Olacagi, ders almayanlar icin "TARIH TEKERRURDEN IBARETTIR"

Saygilarimla;
evrensel-insan

nogada 14-06-2009 20:55

Sayın BASKALTURK...

Çok güzel bir paylaşım gerçekten teşekkür ederim.Ayrıca kitabı yazan kişide olaylara çok saf yaklaşmış hep bu geçicidir demiş,o kadar oluşumu gözleriyle gördüğü halde,demekki tümden iran halkıda onun gibi davranmış olmalıki mollalar gittikçe güçlenerek baskın olmuş ve zorla halkın iradesinide kazanmışlar.Umarım ülkemiz yobaz ve çağdışı olan bir oluşuma doğru yelken açmaz...

Saygılarımla...

unbe 14-06-2009 23:12

sağol Başkal
aynen sana katılıyorum
Türkiye'nin bugünkü haliyle arada epey benzerlik mevcut.

Titan 14-06-2009 23:51

"İrticanın gelişini fark edemedeniz mi?" diye soran yabancı bir gazeteciyle yapılan söyleşi de, o zamanın generali oda da bulunan çiçeği göstererek kabaca şunları söylemişti; hergün yanı başınızda olan çiçeğin gelişip büyüdüğünü fark edemiyorsanız, biz de sinsi sinsi gelen irticayı farkedemedik.

BASKALTURK 15-06-2009 00:51

Emperyalizm'in araci,kuklasi bitmez sadece isimler degisir Humeynidir Fettullah olur,Saddamdir Tayyip olur.Olan hep garip millete olur.

1980 itibari ile komunizm bahane edilerek yesil carsafi kafamiza gecirenler bizleri persi millet ile karistirmasinlar,mevcut oylarin %40 bolumune sahip olmak bu ulke'nin Ataturkcu rotasini degistirme yetkisi vermez.Degil %40 %400 olsa dahi irtica ve seriat isteklileri avuclarini yalayacaklardir.

Olaylarin benzerligi'nin nedeni ayni emperyalist senaristten cikmasi ile alakalidir.

Ne bizim Atamiz sah'a benzer, nede bu yuksek millet persiye. Ana,baci ve eslerimizi kara carsafa dolamak isteyen medeniyet dusmanlari baska hic bir grubun gormedi sertlikte cevap alacaklardir.esenlikle

-InVi- 15-06-2009 03:48

Baskalturk,
irandaki dini ve siyasi erki elinde bulunduranlarin büyük cogunlugu hangi "irktan" ?
yani irklar konusunda benden daha duyarli olabileceginizden size sorayim diye düsündüm....
beni aydinlatirsaniz, sevinirim.....
haa birde su atasözün devamini getiremedim.....
eminim siz yardimci olursunuz......
Börüksüz Bas....

parmis 15-06-2009 10:19

Neden ben bu tablo karşısında yabancılık çekmedim? Bundan alınacak dersler var sanırım; özellikle sosyal demokrat geçinen ; ama turbana yada yaşananlara olgunluk maskesi ve aldırmazlık tavrıyla, demokrasi budur tavrıyla bakanlar bir daha düşünsün derim.. Konuyu açan Baskaltürk arkadaşıma teşekkür ediyorum gerçekten çok dikkate değer bir konuya parmak basmış..

saygılar..

parmis Güneşin_kızı

mhmd 15-06-2009 12:01

İran devrimi ve ülkemize benzerliği için;
http://www.turandursun.com/forumlar/...t=iran+devrimi
fikirlerimizi yazmıştık.

Çok zorlamayın.
Ne Türkiye, İran olur ne de tersi.
Tarihlerine bakmanız yeterli.

Evet açan çiçeğin yanıbaşındaki bizler bunu belki fark etmeyiz.
Lakin, kaktüs ile gülün tercihini yine bizler yaparız.

Korku egemenliğine çevrilmeye çalışılan ibreler acaba nelerden uzaklaştırılmaktadır.
Yeni afakanımız hayrola.

Titan 15-06-2009 12:28

mhmd,

Zamanında İran'ın yaptığı tercih kendilerinin değil, dünya'yı egemenliği altına almaya çalışan bir sistemin yapılanmasıdır. Bu sistem, insanların hayat tarzlarına bakmaz, kendine gerekli olanları sağlamak için de her türlü argümanı kullanır. Dünyayı yöneten sistem çıkarcı olmasaydı, ne irtica olurdu ne de insanlar arasında ki ekonomik dengenin aşırı açılması olurdu. Her yönüyle güçlü bir azınlık, çoğunluğun hakkından rahatlıkla gelebilir. O zaman kaktüs ile gül'ün tercihini yapmak bizim elimzide olmayabilir.

Elbette verdiğim örnek bir Humeyni hareketi olarak anlaşılsa da, asıl sisteme karşı bir duruş sergilenmelidir.


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:56 .