Velhelebe´isimli üyeden Alıntı
Üstte beliren olumsuz duygular, korku falan varken altta gerçek duygularımız, benliğimiz olabiliyor. İnsan olmak kitabında Engin Geçtan, içsel yaşantılarını tanımak ve buna göre hareket etmeyi salık veriyor. Kendinle yüzleşmek ve kendini kabul edememenin verdiği acıyla yüzleşmekten söz ediyor. Bu yüzleşmenin nasıl bir şey olduğunu merak ettiğim için başlığı açtım. Kendisinin önerdiği ya da çerçevesini çizdiği az buçuk bir şey var, bastırılan duyguların farkına varıp buna göre davranmamak, savunma mekanizmalarını anlamak. Tabi anlamak yeterli değil diyor, olay anında anında tepki vermek gerekiyor, anında anlamak, bunu otomatikleştirmek.
|
Konu ne? hangi konuda yüzleşmek?.
otomatikleştirmek iyi bir şey değildir, aksine insanın otomatik pilotda olmaması gerekir...
Velhelebe´isimli üyeden Alıntı
Engin Geçtan'ın verdiği bir örnekten söz edeyim. Mesela sevilmek, kabul edilmek isteyen birisi aslında bilinçdışında reddedilmek ister. Çünkü düşmanlık duygularına sahiptir dünyaya karşı. Dolayısıyla kabul edilirse suçluluk duyacak, bu yüzden farkında olmadan reddedilmek için elinden gelen her şeyi yapar. Ama bunun kendinden kaynaklandığını asla göremez, dışardakilerin kendini reddettiğini düşünür ve bunun için kanıtlar arar ve bulur da. Bu harika bir örnek.
|
O nasıl oluyor öyle? Kişi sevilmek, kabul görmek istiyorsa, bu bilinçdışında reddedilmek istediği anlamına mı geliyormuş? Hem de bilinç dışında... Geçiniz bunları...
Velhelebe´isimli üyeden Alıntı
Koçluk eğitimi, bişey psikolojisi derken kişisel gelişim kitaplarından mı söz ediyorsunuz? Bilimsel olan terapi yöntemlerinin kitaplarını da dahil ediyor musunuz? Örneğin bilişsel davranışçı terapi? İyisi ile kötülerini ayırt ediyor musunuz? Bu gibi kitapların ne gibi sakıncaları var sizce? Öğrenilmiş çaresizlik mi?
|
Her türlü umut tacirliğinden öteye gitmeyen, lakırtıdan ibaret, salt öznelci, benci, aşağı ben, yukarı ben, ben, ben, ben diye devam eden, mutsuz etmekten başka işe yaramayan, Polyanna masalanı evirip, çevirip satan hepsi dahil...
Derdin ne? Önce sorununu koy ortaya. Koşulları irdele...
O tür kitaplar, sözde bilimsel olduğu iddialı lafazanlıklar da dahil, sömürü, umut tacirliği, çaresizliğin istismarından başka bir şey değil...
Ha milyonlarım var, tek eksiğim kuş sütü diyorsan, bu saçmalıklar öylelerine göredir, hikaye okumuş olurlar...