[bilgivehis]

Din'ler, önceleri dincilerin elinde din tacirliği yaptıkları bir sahtekârlık aracıydı.
Bu sahtekâr din tacirleri halkı kandırırken bilinçsiz halk da onları baş tacı yapardı.
Günümüzde halen öyle, dinciler yine baş tacı yapılıyor, ancak dinciler bu işi artık halkı kandırmadan yapabiliyorlar, zaten kandırmalarına da pek gerek kalmadı. Çünkü dinciler aynı zamanda ekonomi gücünü ele geçirdiler, halk inanmasa dahi ekonomik bağımlılıktan dolayı inanıyormuş gibi yapıyor, bunu bizzat kendim gözlemliyorum. Bu durumda din eskisi gibi bir inanç kaynağı olma özelliğini yitirdi, bir geçim aracı ve onun bir sembolü haline geldi.

Bir yandan inanç erimesi olsa da diğer yandan daha büyük kaosa gebe olan ekonomi din'in yerini aldı.
Dinlerin yerini alan ekonomik bağımlılık ezen-ezilen sınıfların çatışmasını getirmesi bakımından dinlere göre olumlu bir gelişme sayılabilir, ancak bütün değerleri alt-üst eden, bütün anlamları yozlaştıran küresel kapitalizmde çatışmanın olabilirliği ve seyri hangi yönde eseceğinin hiç bir kesinliği yoktur.
Çünkü binlerce yıllık din'leri dahi sembol haline getiren ekonominin gücü karşısında daha şimdiden boyun eğen toplumları göz önüne aldığımızda ilerisi için olumlu düşünmek bir hayli zor.

Marksizme göre etkinin doğuracağı tepkiyi ezilen sınıf için olumlu olarak yorumlasak da bu sadece sınıf savaşları için geçerli olduğudur.
Oysa günümüzde ekonomik bağımlılık, sınıf savaşlarının garantisini getirmediği gibi sınıf savaşlarının önünü tıkayarak insan neslini bir başka şekilde evirebilir. Yani etkiye karşı tepki olayı bizim sandığımız gibi ezilen sınıf lehinde olmayarak farklı bir yöne kayabilir.
Küreselizmin kendisinin de hedefinin bu yönde olduğu gerçeğini göz önüne aldığımızda tepkinin farklı evrilmeyi getirmesi söz konusudur.
Dolayısıyla din'lerin kandırmaya gerek kalmadan toplumun da ve inanmasa da bir geçim aracı haline gelmesi bana göre bu konuda verilen ilk sinyaldir...