Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 16-10-2015, 21:15
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart Canlı bombayla karşılaşırsak ne yapmalı.

İntihar Bombacılarının Beyni: İnsan Psikolojisi

Bir intihar bombacısını anlamak çok zordur. Ancak imkansız değildir. İnsan psikolojisinin detaylarına girdikçe, onun sıradan bir hayvandan farksız olduğunu çok daha iyi anlar, çok daha net görürsünüz. Tıpkı şartlandırılamaz hayvan olmadığı gibi, şartlandırılamaz insan da yoktur. Bir insan olumlu pekiştirme (ödül) ve olumsuz pekiştirme (ceza) ile yeterince şartlandırılırsa, aklınıza hayalinize gelmeyecek şeyleri yapabilir. Tabii ki insanlar üzerinde bu şartlandırılabilirliğin sınırlarını analiz etmek çok zordur; çünkü insan üzerinde çok basit şartlandırma deneylerinin haricinde deney yapmak yasaktır. Ancak insan psikolojisi hakkında sahip olduğumuz bilgilerle, intihar bombacısı gibi her şeyden vazgeçmiş acınası bir bireyi bile anlamak mümkündür.


Birçok insan, çoğunlukla duygusal nedenlerle veya üzerinde fazla durmadığı için intihar bombacısının zihnini "hastalıklı" olarak tanımlamaya meyillidir. Her ne kadar duygularınıza katılıyor olsak da, bilim duygularla işlemez. İntihar bombacılarının zihinsel olarak hastalıklı olduğunu düşünmek, bilimin karşı durduğu en temel mantık hatalarından birisi olan "Döngüsel Mantık Hatası"na düşmek demektir: "Neden kendini havayı uçurdu? Çünkü deliydi! Deli olduğunu nereden biliyorsun? Çünkü kendini havaya uçurdu!" Böyle bir mantıklamaya bilimde yer bulunmamaktadır.


İnsanların başvurmaya meyilli oldukları en yaygın ikinci açıklama, insanların içerisinde bulunan "kötülük"tür. Ne yazık ki bu da psikolojide kabul edilebilir bir açıklama değildir. Yani kendi içimizde bulunduğunu bildiğimiz "kötülük" olgusunu, intihar bombacısının eyleminin arkasındaki neden olarak görmeye çalışırız, olayı bununla açıklarız. Buna "eylemci-gözlemci etkisi" adı verilir. Hatalı bir açıklamadır. En güzel örneği, toplantıya geç kalan birinin suçunun tembellikten kaynaklandığını varsaymaktır. Halbuki trafik nedeniyle kalmış olabilir. Sizin bazı toplantılara tembellikten geç kalmış olmanız, diğerlerinin de bu nedenle öyle yaptığı anlamına gelmiyor.

Bir intihar bombacısının aklını okuyabilmekte en kritik nokta, şüphesiz "gerçek inanççılık" (İng: "true believerism") denen kavramdır. Bunu, şahsi inançların dahil olduğu tüm tartışmalarda görebilirsiniz. Kimi zaman binlerle ifade edilebilecek kadar fazla tarafın her biri, kendi inancının tek doğru olduğuna inanmaktadır. İntihar bombacısı da, böyle bir inancın ürünüdür. Bu nedenle bir kısım Hıristiyan, bir kısım Müslüman'ın (her seferinde "bir kısım" demek zorundayız, çünkü hiçbir dinde tek bir inanç grubu yok) inandıklarıyla alay ederler. Bazı Hıristiyanlar ölülerin dirilebileceğine, konuşan yılanlara, denizlerin yarılmasına, ufak bir gemiye her canlı türünden bir çift sığdırılabileceğine inanırken, ölüm sonrasında erkeklere huriler verileceği inancıyla alay etmeye çalışırlar. Yani bir gruba ait olan kişiler, o ait oldukları grubun düşünce, değer ve inançlarının "en doğru" olduğunu düşünmeye meyillidirler. Öyle ki, kimi zaman bu gruba bir süre dışarıdan bakmış ve onlara ait olmamış birisi, onlar arasına katıldıktan sonra fanatik düzeyde eskiden alay ettiği değerleri yüceltebilir, koruyabilir, etrafına pazarlamaya çalışabilir. "Gerçek inanç benimkisi" şeklinde özetlenebilecek bu sanrı, intihar bombacılarını militanlaştırmadaki en kritik etmendir.

İntihar Bombacısını Tespit Etmek: Uyanık Olma Kriterleri

İlk olarak şunu tekrar vurgulayalım: Bir intihar bombacısı, ne olursa olsun bir insandır. Beyni ne kadar yıkanmış olursa olsun, “Pavlov’un Köpeği” deneyindekine benzer şekilde nasıl şartlandırılmış olursa olsun, evrimsel kökenlerimizin en derinlerinden gelen, temel birçok psikolojik tepkiyi istemsiz olarak verecektir. Çünkü türümüz, diğer tüm hayvan türleri gibi hayatta kalma güdüsü en öncelikli olacak şekilde evrimleşmiştir. Ölüme giden biri, bunu ne kadar sözde “onurlu” (!) bir ölüm olarak görürse görsün, en azından temel korku ve endişe sinyallerini verecektir. İşte bu, bizim için ilk ipucudur.


Kalabalık ortamlarda gözünüz açık olsun: Kaşları çatık, endişeli, titreyen, gereğinden fazla terleyen, bulunduğu ortamdan izoleymiş gibi davranışlar sergileyen, tutarsız olan, konuşmakta zorlanan kişiler, sizler için her zaman uyarı çanlarını çaldırmalıdır.


Kıyafetler ve genel olarak giyim-kuşam da, hareketleri tamamlayıcı niteliktedir. Devrim, yazısında şöyle anlatıyor:


- Kişinin yüzüyle üzerine giydiği kıyafet birbirine zıtsa (örneğin zayıf yüzlü ama çok iriymiş gibi geniş kıyafetler giyiyorsa)
- Mevsimin gerektirdiğinden daha kalın kıyafetler giyiyorsa (sıcak bir havada geniş ve kalın bir mont giymiş biri gibi),
- Kıyafetinde dikkat çekici ve genellikle düzensiz şişkinlikler varsa,
- Çarşaf ya da tesettür pardösüsü giymiş; ancak alışıldık muhafazakar bir kadın gibi değil, fazla kararlı, odaklanmış, bağımsız bir şekilde ilerliyorsa


mutlaka ama mutlaka o noktadan uzaklaşmalısınız. Belki bomba değildir... Ancak ya bombaysa?

- Sırtında aşırı büyük bir çanta varsa ya da çantasının çok ağır olduğunu hissettirir hareketler yapıyorsa (yüzde zorlanma, sıkça çantayı düzeltme, sırtını germe gibi),
- Kendi kendine mırıldanarak ilerliyorsa (çoğu bombacı eylem öncesi son dua ya da yapacağı eylemde kararlılık gösterici bir slogan tekrarlar),
- Uzun süre boyunca etrafındaki gelişmelere ilgisiz şekilde tek başına ilerlemiş; ancak bir anda kalabalığın arasına girmeye çalışan, kalabalığı yarmaya çalışıyor gibi tavırlar sergileyen biri varsa,
- Aşırı sinirli hareketler yapıyorsa ya da grup liderlerinin emir ve komutlarına uymuyorsa,
- Sık sık ve kısa telefon konuşmaları yapıyor, uzun cevaplardan kaçınıyorsa,
- Bir çöp kutusuna ya da benzeri bir kova, konteyner veya kutuya büyükçe bir poşet veya çanta bırakan biri varsa ya da bir poşet/çantayla bunların yanında ayakta uzun süre duran ya da dolanan birisi varsa (miting yolunda ya da meydanında çöp kutusu ve benzeri şeylerden daima uzak durmak gerekir),
- Bir grupla hareket ediyorsanız, tanımadığınız bir kişinin birdenbire sizinle gruptan biri gibi hareket etmeye başladığını fark ederseniz


çok dikkat edin! Bir süre bu kişileri güvenli bir mesafeden takip edin. Eğer ki yeterince şüphe çekiciyse derhal oradan uzaklaşın ve polisi arayın. Polis size yardımcı olur, olmaz. Ancak sizin bildiriminiz kayıtlara geçecektir ve ileride olayı aydınlatıcı kanıt olarak kullanılabilir!

Patlama Anı

Bombanın patlama anını anlamak da, size konu hakkında bazı bilgiler verebilecektir. Bu nedenle gelin bu konuya da biraz bakalım:


Bomba, tanımı gereği, içerisinde patlayıcı malzeme bulunan bir kılıftır. Bu kılıf metalik olabileceği gibi, plastikten de yapılabilir. Hatta camdan yapılan bomba kılıfları da vardır. Ancak hepsinde amaç aynıdır: içerideki patlayıcı kimyasal tepkimeye girerek patladığında, o kılıfın malzemesi her neyse etrafa saçılmalıdır. Bu saçılım sırasında binlerce ufak kılıf parçacığı etrafa zarar verir. Tabii ki çoğu bombada, kılıfın içerisinde patlayan kimyasal maddeler de sıcaklık ve basınç nedeniyle etrafa zarar vermektedir. Ancak tipik bir bombanın etkilerini 5 temel aşamada inceleyebiliriz:


1) Patlama Dalgası: Bir bomba patladığında, patlama bölgesi etrafındaki bölge aşırı basınçlanır. Bu da, aşırı yüksek basınca sahip hava parçacıklarının ses hızından hızlı bir şekilde etrafa yayılmasına neden olur. Sadece birkaç milisaniyede bu dalga söner; ancak hedefe en fazla zararı veren de budur. Dolayısıyla patlayıcının miktarına bağlı olarak belli bir mesafedeki her şey bu öncü dalgadan nasibini alır. Çoğu zaman en fazla ölüme neden olan, patlayıcıdan saçılan bu öncü ses-üstü dalgadır. Bu etkinin alanında olan insanların hissedeceği ilk şey, vücutlarını patlamanın aksi yönde hızla iten bir kuvvettir. Sonrasında ise şok dalgası gelir.


2) Şok Dalgası: Bir patlama dalgası bir vücuda ya da binaya çarptığında, yüksek hızlı şok dalgaları (veya basınç dalgaları) yoluna devam edecektir. Bu şok dalgaları, vücudun içerisinden geçerek organ ve dokulara zarar verir. Çoğu zaman bu dalgalar da ses üstü hızda hareket ederler, geçtikleri ortamlara yüksek enerji taşırlar ve birçok hasara neden olurlar. Ne yazık ki, bu dalgaları önlemenin çok başarılı bir yolu bulunmamaktadır. Öyle ki, bazı "koruyucu ekipman"ların bu dalgaların yıkıcı etkisini azaltmak bir yana dursun, arttırdığı tespit edilmiştir.


3) Parçalar: Bir bomba patladığında, patlayıcıyı içerisinde barındıran malzeme de etrafa saçılır. Sadece bomba kılıfı da değil, bombalara kimi zaman eklenebilen şarapneller (çiviler, iğneler, vb.) de vahşi bir şekilde etrafa saçılır. Bunlar sadece insanlara zarar vermekle kalmaz; aynı zamanda etraftaki binalara ve diğer cisimlere de kalıcı hasarlar verirler. Tabii ki bunun da ikincil bir sonucu vardır: Yüksek hızla üzerine çarpan şarapneller nedeniyle parçalanan bina parçaları, şarapnelin kendisinden daha düşük hızla da olsa oldukça hızlı bir şekilde etrafa saçılırlar. İşte bu ikincil parçacıklar da insanlara zarar verir.


4) Ateş ve Sıcaklık: Patlayıcılarla ilgili meşhur "ateş" ve "sıcaklık" konularına daha yeni geliyoruz! Patlama nedeniyle oluşan alev topu doku ve organları yakar; etraftaki tutuşabilir cisimleri ateşe verir. Kimi zaman patlama sonrası çıkan yangınlar da ölümlere ve yaralanmalara neden olabilmektedir.


5) Patlama Rüzgarı: Patlama anında, havanın kendisi de dahil olmak üzere, her şey bir anda etrafa saçıldığı için, o alanda bir vakum oluşur. Bu nedenle etraftaki hava molekülleri, bu vakuma hücum ederler. İşte bu sırada, patlama anında olanın tam tersi bir etki oluşur: Cisimler, patlama merkezine doğru hızla çekilirler. Bu sırada etraftaki kırık cam, şarapnel, vb. parçalar da insanlarla birlikte patlama merkezine doğru çekilir. Bu sırada yaralanmalar ve ölümler görülebilir.


Ne yazık ki bir patlama, çok aşamalı ve çok tehlikeli bir kimyasal/fiziksel tepkimedir. Her bir basamağının ölümcül etkileri olabilir. Bu nedenle patlama merkezine olan uzaklığınız, kullanılan patlayıcının türü, üzerinizdeki kıyafetlerin türü, etrafınızdaki cisimlerin şekil, yapı ve boyutları gibi faktörler patlamadan ne kadar etkileneceğinizi belirleyecektir. Her koşula uygun bir reçete çıkarmak imkansızdır. Bu nedenle genel bir bilgi vermekle yetinmek durumundayız.



Nasıl Davranmalı?

İlk patlama sonrası yere yatmak en doğrusu. Önce panikle koşturanların sizi ezme olasılığı yüzünden dizlerinizin üzerine çökün. Mümkün olduğunca sağlam durun. Yakınınızda birileri varsa onları da çöktürün. Omuz omuza hale gelebilirseniz, daha kuvvetli bir set yaratmış olursunuz. Başınızı iki elinizin arasına alıp koruyun. “Yere yatın!” diye tüm gücünüzle bağırın tekrar tekrar... Ayakta dururken vücudunuzun ortasına alacağınız bir darbe, ayaklarınızda daha büyük bir moment (dönme kuvveti) yaratacağı için çok daha kolay devrilirsiniz. Ancak yerden olan yüksekliğinizi çömelerek azaltırsanız (örneğin yarıya düşürürseniz), yere düşmeniz o kadar kat daha fazla kuvvet gerektirecektir. Böylece düşme ve ezilme ihtimaliniz çok daha azalır.


Etrafınızdakilerin sizin yere çöküşünüz nedeniyle üzerinize uygulayacakları ilk kuvveti bu sayede emdikten sonra, mümkünse tamamen yere kapaklanın. Tüm bedeninizle yere tamamen yapışık olacak şekilde... Hemen cenin pozisyonu alın. Ayaklarınızı karnınıza çekin, başınızı ellerinizin arasına alın, hedefi küçültün. Böylece hayati organlarınızı ayak ve düşme darbelerine karşı korumuş olacaksınız. En az 1 dakika bu durumda kalmaya çalışın. “İkinci bomba olabilir, yere yatın!” diye bağırmaya ve uyarmaya devam edin. Size ve diğerlerine takılıp düşenler de olacaktır. Çok büyük bir dert değil. Eğer sizin gibi deneyimli birkaç kişi çömelme veya yere yatmayı başarılı bir şekilde uygulayabilirse, o düşenlerin etrafında güvenli bir bölge oluşturabileceksinizdir. Düşenler de sizin komutunuza, yine evrimsel psikolojide açıkladığımız üzere, korku nedeniyle uyacak ve kendilerini güvenliğe alacaktır.

Kalkınca yerde bırakılmış çanta, poşet vb. varsa uzaklaşın. Kaos nedeniyle, ister istemez etrafta bu tür birçok cisim olacaktır. Hemen boş bir alan bulmaya çalışın ve oraya yönelin. Eğer ilk yardım bilginiz yoksa insanların biriktiği bölgeden çekilin. Ama taşıma gibi insan gücü gerektirecek bir yardım için ya da bu yardımı yapan bir profesyonelin talimatı olana kadar makul bir mesafede bekleyin, alanı tamamen terk etmeyin. Bombacılar, gerek stres ve korkunun etkisi altında, gerekse de genellikle daha fazla zarar verebilecek olmasından ötürü birden fazla bombayı aynı anda ya da çok yakın aralıklarla patlatmaya meyillidirler. Bu nedenle genellikle yardım sırasında tekrar bombalar patlamaz; ancak yine de çok dikkatli olun tabii ki…


İlk yardım bilmiyorsanız, yaralılara herhangi bir müdahalede bulunmamanız hayati öneme sahip! Yanlış ilk hareket nedeniyle yaşamını yitiren ya da kalıcı sakatlık yaşayan kişi sayısı çok fazladır. Lütfen bilmediğiniz bir işe kalkışmayın. Hele ki bu, sağlık ve ilk yardım ile ilgiliyse. Hatalı yapılan bir kalp masajı, hayatta olan birini öldürebileceği gibi, kaburga gibi kemikleri kırarak kalıcı hasarlara neden olabilir. İnsanları yönlendirip alanı boşaltmaya çalışmak çok daha faydalı bir girişim olacaktır.


Yazının tamamı şurada; http://www.evrimagaci.org/makale/17


Tabi bu psikoloji her yerde insanları etkilemiş durumda.

Alıntı ile Cevapla