Tekil Mesaj gösterimi
  #3  
Alt 17-06-2013, 00:31
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart

HALİFE ÖMER VE İÇKİ

Halife Ömer’in içki ayetleri inmeden önceki durumu
İlkin ayetlerden önceki dönemde Ömer’in içkiyle arası nasıldı buradan başlayalım, daha sonra içki ayetleri inince Ömer’de bir değişikliğin olup olmadığı konusunda var olan bilgilere geçelim.

İlk örneğimiz Ömer’in oğlu Abdullah’tan. Babam Ömer’le birlikte Hac-Umre yolculuğundaydık. O sırada bir süvari bize doğru geliyordu. Ömer, bu adamın bir derdi-sıkıntısı var gibime geliyor dedi. Adam bize varınca ağlamaya başladı. Ömer, ne gibi bir derdin-sıkıntın varsa söyle sana yardımcı olayım dedi. Adam, içki içtiğim için, Ebu Musa bana had cezası uyguladı ve başımı tıraş edip yüzümü kararttı (manevi ceza olarak yüzüne boya gibi siyah bir şeyler sürdüğünü kastediyor)... Ayrıca insanlara, bu adamla kalkıp oturmayın, onunla yemek yemeyin dedi. Ben de kendi kendime, “Ya Ebu Musa’yı öldüreceğim, ya Ömer’e gider söylerim beni Şam’a-bilinmeyen bir memlekete göndersin, ya da kendim bir düşman memleketine gider oralarda yaşarım” diye karar verdim. Sonuçta sana gelmeyi tercih ettim dedi. Adam bunları anlatınca Ömer üzüldü, kendi geçmişini hatırlayıp ağlamaya başladı ve “İçki ayetleri inmeden önce ben de çok içerdim” diyerek eski halini anlattı. Bir de Ebu Musa’ya haber yollayıp “Toplum içinde bu adamın itibarını geri ver; yoksa aynı cezayı sana uygularım” dedi ve onu bu şekilde memnun ettikten sonra memleketine geri gönderdi. (110)

Halife Ömer içmekte özgürdü, başkası içti mi ceza verirdi
İlkin Hanefi mezhebinin ünlülerinden İmam Yusuf, İmam Serahsî ve eski hadis âlimlerinden İbni Ebi Şeybe, Darekutnî, A. Rezzak ve Zeylaî gibi yazarların ortak olarak işledikleri bir örnekle başlayayım. Adamın biri Ömer’le yolculuk yapıyor ve oruçlu. Akşamleyin iftarını açıyor. O arada adam Ömer’in matarasından / su kabından nebiz alıp içiyor ve sarhoş oluyor. Bundan dolayı Ömer o adama had cezası veriyor. O sırada adam Ömer’e, “Ben senin su kabından alıp içtim nedir bu ceza?” diyor. Ömer, “İçtiğin için değil; sarhoş olduğun için ceza veriyorum” diyor. Olay anlatılırken, adam niyetliydi diye geçiyor. Bu da büyük ihtimalle Ramazan orucuymuş. Başka ne orucu olabilir ki! Bu durumda demek ki Ömer Ramazan ayında da bu tür meşrubatları üzerinde bulundurmuştur. İsimlerini verdiğim yazarlar arasında Hz. Muhammed’e zaman olarak en yakın olanı İmam Ebu Hanife’nin arkadaşı Kadı Ebu Yusuf’tur (h.182.ö). Yine ondan sonra en eski hadis âlimi olan İbni Ebi Şeybe (h.235.ö) bunu anlatırken herhangi bir savunma yapmamışlardır: Vay efendim Ömer niye bu sarhoş edici maddeyi üzerinde bulundurmuş gibi yorumlar yok. Düz olarak anlatıp konuya devam etmişler. (111)

Burada İmam-ı A’zam’ın her iki arkadaşı (Ebu Yusuf ve İmam Muhammed) İmam-ı A’zam’dan ilginç bir olayı anlatıyorlar. Bir gün sarhoş birini halife Ömer’e getiriyorlar. Kendisi, onu nezarete alın, aklı başına gelsin sonra ceza verin diyor. O arada adamın içip de sarhoş olduğu meşrubatı matarasından alıp tadına bakınca, “Oy demek ki adamı bu hale getiren buymuş” diyor ve üzerine su döküp hem kendisi içiyor hem de arkadaşlarına ikram ediyor ve siz de böyle sert bulursanız su ile sertliğini giderip ondan sonra için diyor. Hani çoğu sarhoş edenin azı da haramdı! Peki, nerde kaldı bu iş? Adam sarhoş oluyor, ceza alıyor, aynı içeceğe Ömer su katıp arkadaşlarıyla beraber içiyor. (112)

Farklı kişiler farklı zamanlarda Ömer’in içtiği içecekten (nebiz) ve hatta Ömer’in kullandığı kaptan içip sarhoş olunca, Ömer hepsine had cezası uyguluyor ve içtiğiniz için değil; sarhoş olduğunuz için ceza veriyorum diyor. Bu konuda örnekler çoktur, birkaçını sunacağım. (113)

Daha önce nebiz kısmında, İslam âlimleri sözde nebiz başka, hamr başkaymış gibi değerlendirme yapıp Hz. Muhammed ve arkadaşlarının içtikleri sanki normal bir meyve suyuymuş noktasına getirmişlerdir diye bilgi verilmişti. Ama bazen bakıyoruz net bir şekilde hamr (içki-şarap) kelimesi de geçiyor. Demek ki yazarlar farkında olmadan bazen bu sakıncalı ifadeleri de eklemişler. Örneğin; Şa’bi, Sait bin Zi La’ve’den şunu aktarıyor: Ben halife Ömer’in hamr (içki-şarap) içtiğini gördüm diyor (tabii ki İslamiyet’ten sonradır bu). Burada nebiz terimi falan yok; direkt içki adı geçiyor. Herhalde sonradan farkına varmış olmalılar ki, bu sefer de bunu anlatan kişiye karşı ağza alınmayacak sözler sarf etmişler. Seni gidi, Ömer içki içmiş diyorsun. Hâlbuki Ömer hutbesinde içki aleyhinde vaaz veren biri gibi laflarla savunma yapmışlar. Mesela İbni Hiban böyle bir savunma yapıyor. Bu kadar malumatın hangisini savunabilirler ki: Adam kemali afiyetle içmiştir. (114)

Şa’bi ile Sait adındaki şahıslar Alkame’den aktarıyorlar: Arabinin/köylünün biri halife Ömer’in içtiği nebizden içip sarhoş oluyor. Olay Ömer’e bildirilince, kendisi adama had cezası (seksen kırbaç) uyguluyor. Az önceki örnekte geçtiği gibi, adam ben senin içtiğinden içtim diyor; ama Ömer dinlemiyor ve cezayı uyguluyor: Niye sarhoş oldun, neden insan gibi içmedin diyor. (115)

Ömer böyleydi: Kendisi içince serbest, başkasından kokusunu bile alınca had cezasını verirdi. Hatta bazen ortalıkta şahit falan da yokken; sadece senden içki kokusu geliyor deyip ceza verdiği örnekler de vardır.

Saib b. Yezit anlatıyor: Bir gün baktım ki Ömer birine içki cezası veriyor. Kanıt da Ömer’in ondan aldığı koku! Üstelik ona tam ceza uyguladı diyor. Kimi rivayetlerde sözde adam içtiğini itiraf etmiş. Malum Ömer adamı böyle bir suçla suçlamışsa ona ancak itiraf etmek düşer. Çünkü itiraz etmiş olsaydı Ömer onu sağ bırakmazdı. Bu tür örnekler İmam Malik, Nesai, Beyhakı, A. Rezzak, İbni Abdilber, İbni Ebi Şeybe gibilerin kaynaklarında çoktur. Sadece Ömer koku yüzünden ceza vermiyordu; elinde yetki olan her Müslüman idareci, gerektiğinde bunu uyguluyordu. Bir gün Suriye’nin Humus kentinde adamın biri İbni Mesut’la bir konuda tartışır ve İbni Mesut zorda kalır. Ondan öcünü almak için onu içki içmekle suçlar, senden içki kokusu gelir der ve adama had cezası verir. (116)

Susamış biri Ömer’in ambar memurundan içecek bir şey ister. Memur ona, hep Ömer’in ondan içtiği/Ömer’e özel bir kap uzatır. Adam onun içindekinden içince sarhoş olur. Sonuçta Ömer bunun haberini alır ve ona da had cezası uygular. Diğerleri gibi adam, “Ben senin içtiğin kapta ne varsa onu içtim” dediği halde fayda vermez. Tabi ki Ömer bu olayda da “İçtiğin için değil; sarhoş olduğun için seni cezalandırdım” açıklamasında bulunur. (117)

Hemam bin Haris anlatıyor. Bir kapta Taif imalatı bir nebiz çeşidi halife Ömer’e ikram edildi ve içti. Çok sert olduğu için Ömer kaşlarını çatıp yüzünü ekşitti ve “Taif nebizi zaten beyazla kırmızı karışımı çok serttir” dedi, sonra içine su katıp içti. Utbe b. Ferkad aktarıyor: Ömer’e bir kapta nebiz sunuldu. Bana iç dedi; ben aldım ancak içmeye cesaret edemedim (Sarhoş eder diye, çünkü sarhoş olsaydı Ömer, insan gibi içmediğin için ceza veririm diyecekti). Ömer elimden alıp içti diyor. (118)
Halife Ömer Sakiflilerden (bir kabiledir) içecek bir şey isteyince onlar nebiz ikram ediyorlar. Ancak çok sert olduğu için içine su katarak içiyor ve dönüp onlara, bunu içerken -sizi sarhoş eder diye- endişeniz varsa o zaman içine su katın, ondan sonra için diyor. (119)

Hanefi mezhebinin âlimlerinden olan Serahsi’den bir örnek verelim. Sarhoş birini Ömer’e getiriyorlar. Adam sakinleşinceye kadar Ömer ona karışmıyor; daha sonra adam iyileşince ona had cezası uyguluyor. Sonra hele getirin o adamın kabına bir bakalım ne var içinde diyor. Tadına bakınca, “Abooo! Meğer adamı o hale getiren buymuş” diyor ve Ömer’in kendisi kalanın içine su katıp arkadaşlarıyla beraber içiyor. Bunu daha önce de ekledim. (120)

Utbe b. Ferkad, halife Ömer’le birlikte Şam’daydık (uzunca bir hadis). Nebiz istedi, ona getirdiler. Ağzına yanaştırınca çok sert olduğunu gördü. O yüzden içine su döktü; sertliği yine gitmedi. Bunu üç sefer tekrarladıktan sonra ancak içebildi diyor. (121)
Medine yolunda halife Ömer’e hazırlanmış nebizden bir adam içince sarhoş olur. Ömer, içenin aklı başına gelene kadar bir şey yapmaz; durumu normalleşince ona had uygular; bu arada Ömer adamın içtiği meşrubatın kalanına su katıp kendisi içer. Bu hadiste şu bilgi de var: Mekke defterdarı Nafi’ b. A. Haris Ömer’e nebiz hazırlar; ancak Ömer gecikir. Daha sonra gelip içmeye başlayınca çok sertleştiğini görür. O yüzden içine su katarak içer, kalanını da arkadaşlarına ikram eder. (122)

Dikkat edilirse Ömer’e bütün yolculuklarda hep nebiz ikram edilmiş: Mekke, Medine, Şam, Sakif, Taif örnekleri yukarıda anlatıldı. Hatta örnekler vardı ki açık bir şekilde hamr (içki-şarap) içti diye ifade edildi. Ama başkası içince hep sert davranmıştır. İçenin şahsına ceza verdiği gibi, evini yaktığı, hatta içinde içki satılan köyü bile yaktığı bilgisi var.

Halife Ömer nebiz içerken “kusura bakmayın mazeretim var” diyordu
Halife Ömer’in şu mazereti ilginç: “Benim sağlık sorunum var. Buğday veya arpa unundan yapılan çorba/veya kavrulmuş un, süt bana iyi gelmiyor; ancak nebiz içersem iyi geliyor” diyordu. Şu da var ki, bunlar olup biterken Ömer artık halife. Ömer için mazeret geçerli; ancak başkası içince ceza gerekiyor. (123) Mesela adamın biri İbni Ömer’e gelip şunu anlatıyor: Benim öyle bir rahatsızlığım var ki, yediğim yemeği hazmedemiyorum. Bu yüzden aileme testide/kapta nebiz yapın diyorum, onlar da yapıyorlar. Ben içince yemeğimi sindiriyor, beni rahatlatıyor diyor. Buna karşı İbni Ömer, sakın sarhoş edenin azını da çoğunu da içme/bundan uzak dur diyor ve Allah şahit olsun ki ben duyuru görevimi yaptım diyor ve bu sözü üç sefer tekrarlıyor. Ama Ömer’e gelince onun mazereti varmış, o yüzden ona mubahmış. (124)

Ömer’in şu açıklaması da ilginç: “Nebiz için ki, hem içinizdeki deve eti sindirilsin, hem de beliniz kuvvetlensin” diyordu. Tabii ki Ömer’e göre sarhoş olmamak kaydıyla. Hatta adam bu açıklamayı anlatırken, Ömer kendi içtiğinden bana da verdi, çok sert olduğu için ben içemedim diyor. Ömer burada özel bir açıklama da yaparak, her gün yediğimiz o yağlı deve etini ancak bu nebizle sindirebiliriz diyor.
Utbe b. Ferkad, halife Ömer’in içtiği nebiz zaten çok sertti diyor. (125)

Ömer’le ilgili en başta İmam Şafii, İmam Malik, Buhari üzerinde şerh yazan İbni Hacer Askalani, Beyhakı ve Hindi’nin de işledikleri bir olay var, onu da aktaralım. Halife Ömer Şam’a gidince oradaki Müslümanlar bir istekte bulunuyorlar: Biz şu maddeyi içmezsek iklim bize iyi gelmiyor; ne dersin? Ömer, onun yerine bal kullanın diyor. Onlar, hayır; denedik ancak bu kullandığımız meşrubat bize iyi geliyor diyorlar ve istersen getirelim sen de bak. Kaldı ki bizi sarhoş etmiyor diyorlar. Getirip hazırlıyorlar, Ömer tadına bakıyor ve içebilirsiniz diyor. (Laboratuar, tahlil merkezi demek ki Ömer’miş.) O sırada meşhur sahabe Ubade b. Samıt Ömer’e, “Allah’a kasem ederim ki sen haramı da helal kıldın” diyor. Ömer, haşa ben ne helali haram ne de haramı helal kılabilirim diyor. Zehebi bunu işlerken hadisin sahih/gerçek olduğunu vurguluyor. (126)

Halife Ömer’in durumu gerçekten ilginç! Bir grup içince Ömer hepsine had cezası uyguluyor. Ceza alanlardan biri üstelik de niyetli/oruçlu, içmemiş. Ömer buna had uygularken, onların yanında ne işin var diyor, bundan dolayı ona da ceza veriyor. Bunu anlatan, mezhep lideri Ahmet b. Hanbel. (127)

Ömer’in azatlı kölesi Eslem anlatıyor: Mekke yolu üzerinde Abdullah b. Ayyaş Mahzumi vardı, ona uğradık. Bir çeşit nebiz yapmışlardı. Ben, Ömer bu nebizi çok sever dedim. Bunun üzerine adam gidip bir kap dolusu Ömer’e getirdi. Ömer ağzına yanaştırınca başını kaldırıp Abdullah’a baktı ve “Güzel bir içecek” dedi ve içti. Daha sonra sağ tarafındaki kişiye de ikram etti, o da içti. Sonra Ömer ev sahibini çağırdı ve ona, “Sen mi Mekke şehri Medine’den daha hayırlıdır demişsin?” diye sordu. Adam, “Ben derim ki Mekke’de Harem-i Şerif var. Dolayısıyla manen daha üstündür” karşılığını verdi. Ömer bir daha aynı soruyu yöneltti ve adam da aynı yanıtı tekrarladı. Sonunda konu kapandı şeklinde devam ediyor. Bu olay en başta mezhep lideri İmam Malik’in kaynağında anlatılıyor.

Burada şunu vurgulamak isterim ki, normalde Ömer de biliyordu Mekke kutsal mekândır ve tabii ki ayrıcalığı vardır. Ancak Ömer bu adamın evinde o maddeyi içince dengesini kaybediyor ve rastgele konuşmaya başlıyor. Bu açıklama Ömer’in sarhoş olup dengesiz konuştuğunun somut bir kanıtıdır. (128)

Burada Zehebi’den anlamlı bir olay eklemek isterim. Hasan b. Ali Cüveynî’nin yazısı kadar güzel bir yazı yokmuş onun zamanında. Bu adam bir eliyle Kur’an yazarken (o zaman matbaa olmadığı için Kur’an elle yazılıyordu ve bu adam bir bakıma Kur’an’ın canlı matbaasıydı, baskılarını yapar gibi), diğer elinde de içki dururdu diye yazmış. İlginç bir örnek olduğu için ekledim; yoksa hep vurgu yaptığım gibi benim için Hz. Muhammed’in açıklamaları önemli: İçki konusunu nasıl işlemiş, kendisi ve yakın mesai arkadaşları içer miydi bu benim için önemli. (129)

Halife Ömer yaralandığı sırada, ölüm döşeğindeyken doktor gelip ondan, “Ne yiyip içmek istersin?” diye soruyor. Ömer, nebiz severim diyor ve son nefeste bile nebiz içiyor; ancak ağır yaralı olduğu için içtiği hemen dışarı atılıyor.
Görüldüğü gibi sunulan örneklerde Ömer’in içtiğinden bazıları içince sarhoş olmuşlar ve kendisi onlara had cezası uygulamış; ancak o içince sarhoş olmuyormuş. Bundan şu ortaya çıkıyor: Demek ki kendisi içe içe artık vücudunda alışkanlık meydana gelmiş.

DİPNOTLAR
110) Hindi, Kenzü-l Ummal, Hudut, 5/505, no: 13746.
111) a) İmam Yusuf, Kütabü-l Haraç s.165.
b) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Hudut bölümü, cilt 9/289, no: 28973.
c) Darekutni, Sünen, 3/514, no: 4599-4603.
d) Serahsi, Mebsut, cilt 24/11.
e) A. Rezzak, Musannaf, Eşribe bölümü, no: 17015, cilt 9/224.
f) Zeylai, Nasb-ü Raye, Hudut bçlümü, 3/350, no: 5598.
g) Ali el-Kari, Şerh-ü Müsned-I Ebi Hanife, s.521.
h) Beyhakı (h.458.ö), Marifet-ü Sünne, 13/24, no: 17338.
112) İmam Ebu Yusuf, Kitabü-l Asar, s. 226, no: 998. Buranın dipnotunda İmam Muhammed’in aynı olayı aldığı belirtiliyor.
113) a) A. Rezzak (h.211.ö), Musannaf, 9/224, no: 17015.
b) İbni Ebi Şeybe (h235.ö), Musannaf, Hudut, 9/289, no: 28973.
c) Tahavi, (h.321.ö),”Şerh-ü Meani-l Asar, 4/218, no: 6462 ve 6463.
d) Cessas (h370.ö), Ahkamü-l Kur’an adlı fesiri, Maide suresi 90-93. ayetler kısmında.
e) Darekutni (h.385.ö),’Sünen’, Eşribe bölümü, 3/515, no: 4602.
f) Beyhakı (h.458.ö), Marifet-ü Sünne, 13/24, no: 17338.
g) Zeylai (h.762.ö) “Nas’b-ü Raye” cilt 3/350.
114) Cürkani, el-ebatil ve’l menakir, hudud, c. 2/232, no: 624. İbni Hiban, el-Mecruhin, c. 1/396, no: 379.
115) a) Cessas, Ahkamü-l Kur’an, Tahrim-i Hamr bölümü, cilt 4/126.
b) Ali el-Kari, Şerh-ü Müsnedi-i Ebi Hanife 1/521.
116) a) İmam Malik, Muvatta 2/842, Eşribe bölümü.
b) İmam Şafii, Müsned, Eşribe bölümü, no:1405.
c) Beyhakı, Sünen-i Kübra, Eşribe bölümü, no: 17513, cilt 8/547.
d) İbni Kesir, el-Bidaye ve Nihaye 9/641, hicri 14. yılı olayları kısmında.
e) İbni Esir, el-Kamil, hicri 14. yılı olayları kısmında, cilt 2/336. Aynı konuda Taberi de tarihinde işlemiş
f) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Eşribe 8/81,hadis no: 24210-24211.
g) Nesai, Eşribe bölümü, 5/116, no: 5193.
h) Beyhakı, Marifet-ü Sünne, 13/21, no: 17327.
ı) İbni Abdilber, İstizkar, Hudud, cilt 24/260-62, no: 36297-36303.
j) Abdurrezzak, Musannaf, Eşribe bölümü, no: 17028-29, cilt 9/228.
117) a) Tahavi, (h.321.ö),”Şerh-ü Meani-l Asar, 4/218, no: 6462 ve 6463.
118) a) Nuhas, “Nasih ve Mensuh” S.48-49.
b) Tehavi, Şerh-ü Meani-l Asar, 4/218, 6459.
c) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Eşribe, 8/104, no: 24333.
119) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Eşribe, no:24357, cilt 8/109.
120) Serahsi, Mebsut, Eşribe bölümü, 24/11.
121) Hindi, Kenz, no: 35943 Fedail-i Ömer kısmında.
122) a) A. Rezzak, Musannaf, 9/224, no: 17015.
b) Hindi, Kenz, no: 13779.
c) İbni Ebi Şeybe, Musannaf 8/104, no: 24332-38.
d) Tehavi, Şerh-ü Meani-l Asar 4/ 218, no:6459.
123) a) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Eşribe kısmı, no: 24335, cilt 8/105.
b) Hindi Kenz, no:13773, Hudut bölümünde.
124) A. Rezzak, Musannaf, 9/221, no: 17003, hudut bölümünde.
125) a) İbni-i Abdilber, İstizkar, Eşribe bölümü, 24/260, no:36293.
b) İbni Abdirabbih, Ikdü-l Ferid, cilt 8/82.
126) a) İmam Şafii, Müsned, cilt 3/208, no: 1545.
b) İmam Malik, Muvatta, Eşribe bölümü, bab 14, cilt 2/847.
c) Zehebi, Siyer-i A’lam, cilt 11/88. 13. tabaka Yahya b. Muin kısmında.
d) Beyhakı, Marifet-ü Sünne, 13/21, no: 17327.
e) İbni Hacer Askalani, Fethü-l Bari, Eşribe bölümü, bab 10, hadis no: 5598.
f) Hindi, Kenzü-l Ummal, Hudut bölümü, no: 13776.
127) Ahmet b. Hanbel, Eşribe kitabı, s. 41, no: 29.
128) a) İmam Malik, Muvatta, Kitabü-l Cami’ bölümü 2/894, hadis no: 21.
129) Zehebi, Siyer-i A’lam, cilt 21/233, Cüveynî ismi, no: 21.
KAYNAKLAR
1) Abdülfettah Ebu Gudde (h.1417.ö), ‘Kıymet’ü-z- Zemeni İnde’l Ulema’, tek cilt. Mektebü-l Metbuati-l İslamiye, Riyad/1408.
2) Abdulkadir b. Ömer Bağdadi (h.1093.ö), ‘Hazanetü-l Edep ve Lübbü Lübab-i Lisani-l Arap’, 12 cilt + fihrist. Tahkik eden Abdusselam Muhammed Harun. Matbaat-ü Hancı, Kahire/1997.
3) A. Rezzak Ebubekir San’anî (h.211.ö), ‘Musannaf’ 12 cilt. Tahkik eden Habibürrahman A’zami, Meclis’ül İlmiyye/Pakistan/1983.
4) Acluni İsmail b. Muhammed (1162.h.ö), ‘Keşfü-l Hafa’ 2 cilt. Mektebetü-l Küdsi/Kahire/ 1351 hicri.
5) Amirî Ahmet b. Abdulkerim (h.1143.ö), ‘el-Ceddü-l Hasis fi beyan-i ma leyse bi hadis’ tek cilt. Dar’ü Raye matbaası, Riyad/1991.
6) Ahmet b. Hanbel (ö.241.ö).
a) ‘Müsned’, Beytu-l Efkar-i Devliye/1998/Riyad.
b) ‘Fedail-i Sahabe’, 2 cilt. Tahkik eden Vasiyullah b. Muhammed Abbas, Dar-ü İbni-l Cevzi/1999/ Riyad.
c) ‘el-İlel ve Marifet-ü Rical’, 4 cilt. Tahkik eden Dr. Vasiyullah Muhammed b. Abbas, Darü-l Hani matbaası /Riyad/2001.
d) Kitabü-l Eşribe, tek cilt. Tahkik eden Suphi Casim, Mektebetü-l Âni, Bağdad, 1396 hicri.
7) Ahmet Gumarî (h.1380.ö), ‘Beyan’ü Telbisil müfteri/ Muhammed Zahit el-Kevseri’ tek cilt. Tahkik Ali b. Hasan, Dar’ü Sumey’i matbaası 1996 /Beyrut.
8) Alaettin Ali b. Belban (h.739.ö), ‘Sahih-i İbni Hibban bi tertib-i İbni Belban’ 18 cilt. Tahkik eden Şuayıp Arnavut. Risale matbaası, Beyrut, tarihsiz.
9) Ali el-Kari (h.1014.ö).
a) ‘Mirkatü-l Mefatih Şerh-ü Mişkati-l Mesabih’ 12 cilt. Tahkik eden Cemal Aytani, Darü-l Kütübi-l İlmiy/Beyrut/2001.
b) ‘Şerh-ü Müsned-i Ebi Hanife’, tek cilt 619 sayfa. Darü-l Kütübi-l ilmiyye/Beyrut/1985.
c) ‘El-Esrarü-l Merfua fil’l Ahbari-l Mevdua’, tek cilt, tahkik eden Muhammed b. Lutfi Sabbağ, Mektebetü-l İslami/1986/Beyrut.
10) Ali Nemazi (1402.h), ‘Müstedrekat-ü İlm-i Ricali-l Hadis’ 8 cilt. Heyderi matbaası. Tahran/1415 hicri.
11) Alusi Şehabettin Mahmud Bağdadî (h.1270.ö), ‘Ruhu’l Meani’ 30 cilt. İhya’ü Türasi’l Arabi, Beyrut/tarihsiz.
12) Amr b. Ebi Asım (h.287.ö).
a) ‘es-Sünne’ 2 cilt. Tahkik eden Dr Basım b. Faysal, Dar’ü Sumayi matbaası Riyad/1998.
b) ‘el-Ahad’ü ve’l Mesani’ 6 cilt. Tahkik eden Basım Faysal, Dar’ü Raye matbaası/Riyad/1991.
13) Bağdadî Ebubekir Ahmet b. Ali (h.463.ö), ‘Tarih-ü Medinet-i Selame’ 21 cilt. Tahkik eden Beşşar Avvad Maruf, Darü-l Garbi-l İslami matbaası/Beyrut/2001.
14) Begavi Hüseyin b. Mesut (h.516.ö), ‘Mealim’ü Tenzil’ 8 cilt. Tahkik komisyon. Dar’u Tayyibe matbaası/ Riyad/1989.
15) Belazuri, Ebü-l Abbas Ahmet b. Yahya b. Cabir (h.279.ö), ‘Fütuhu’l Büldan’, 2 cilt. Tahkik Abdullah Enis Tabba’ ve Ömer Enis Tabba’, Maarif matbaası Beyrut/1987.
16) Beyhakî Ebubekir Ahmet b. Hüseyin (h.458.ö).
a) ‘Marifet-ü Sünne’ (Sünen-i Vusta da denilir). 15 cilt. Tahkik eden A. Muti’ Emin Kal’acı. Darü-l Va’y, Kahire/1991.
b) ‘Sünen-i Kübra’. 11 cilt. Tahkik eden Muhammed A. Kadir Ata. Darü-l Kütübil İlmiyye Beyrut/ 2003.
b) ‘Sünen-i Suğra’, 4 cilt, tahkik eden Dr Abdülmuti, Karaçi/Pakistan, İslami bilimler yayınları/1979.
c) ‘el-Cami’u li Şuabi-l İman’, 14 cilt. Tahkik eden Dr. Abdulali, Mektebet-ü Rüşt matbaası, 2003/Riyad.
17) Bezar Ebubekir Ahmet b. Amr (h.292.ö), ‘el-Bahr-u Zihar’ 15 cilt. Tahkik eden Mahfuzurrahman, Müesseset-ü ulumi-l Kur’an, Beyrut/1988.
18) Buhari Ebu Abdillah İsmail b. İbrahim (h.256.ö).
a) Sahih-i Buhari, 4 cilt. İbni Kesir matbaası, Beyrut/2002.
b) ‘Tarih-i Kebir’ 12 cilt. Tahkik eden Muhammed Ezher, Darü-l kütübi-l İlmiyye, Beyrut 1986.
c) ‘Edebü-l Müfred’ tek cilt. Tahkik eden Fuad Abdulbaki, Matbaat’ü Selefiyye/Kahire/h.1375.
19) Buseyri Ahmet b. Ebibekir b. İsmail (h.840.ö) ‘İthafü-l Hiyreti-l Mehre’ 11 cilt. Tahkik eden komisyon. Rüşd matbaası, Riyad/1998.
20) Cahız Ebu Osman Ömer b. Bahr (h.255.ö), ‘el-Beyan ve’t- Tebyin’, 4 cilt. Tahkik eden A. Selam Mahmut Harun. Hancı matbaası/Kahire/ 1998.
21) Cessas Ebu bekir Ahmet b. Ali (h.370.ö), ‘Ahkamü-l Kur’an’ 5 cilt. Tahkik eden Muhammed Sadık. Dar-ü İhyai Türasi-l Arabi/Beyru/1992.
22) Cürkani Ebu Abdillah b. Hüseyin b. İbrahim (h.542.ö), ‘el-Ebatil ve-l Menakir’, 2 cilt. Tahkik eden Dr. Abdurrahman, Dar-ü Sünayi’ matbaası/Riyad/2002.
23) Darekutni Ali b. Ömer (h.385.ö).
a) ‘Sünen-i Darekutni’, 3 cilt. Darü’l Marife matbaası/Beyrut/2001.
b) ‘el-İlelü-l Varidet-ü fi’l Ehadisi Nebeviyye’, 11 cilt. Tahkik eden Mahfuz Rahman, Dar-u Tayyibe matbaası/Riyad/1414 hicri.
24) Devseri Casım b. Süleyman Füheydi, ‘Revdü-l Besam bi Tertib-i ve Tahric-i Fevaid-i Temmam’, 5 cilt, Darül Beşairi-l İslamiye/Beyrut/1987 (Bu kitap, 411 hicri yılında vefat eden Temmam b. Muhammed tarafından yazılan ‘Fevaid’ adlı eserin şerhidir).
25) Dımaşkî Şemsettin b. Muhammed b. Abdillah Keysî (h.842.ö), ‘Tevdihü-l Müştebih’ 10 cilt. Tahkik eden Muhammed Naim. Risale matbaası, Beyrut/ tarihsiz.
26) D. bekiri, Hüseyin b. Mahmut (990.h), ‘Tarih’ül Hamis’, 2 cilt. Müesseset’ü Şaban, Beyrut, tarihsiz.
27) Ebu Berekat Abdullah b. Ahmet b. Mahmut Nesefî (h.710.ö), ‘el-Bahr’ü Raik Şerh’ü Kenzil Dekaik’ 9 cilt. Tahkik eden Zekeriya Umeyrat, Darü-l Kütübi-l İlmiye/Beyrut/1997.
28) Ebu Davud Süleyman b. Eş’as Sicistani (275.h), ‘Sünen-i Ebi Davud’ Beytül Efkâr-ı Devliyye/ Ürdün/ tarihsiz.
29) Ebu’l Fadl Abdullah Muhammed Sıddık Gumari (ö.1993.m), ‘Bid’u’t-Tefasir’ tek cilt, Dar’ü Reşadi’l Hedise, Fas/1986.
30) Ebu Hasan Muhammed b. Kadi Ebu Ya’li (ö.526.ö), ‘el-Mesail-ü leti halefe aleyha Ahmet b. Hanbel’ tek cilt. Tahkik eden Mahmut b. Muhammed Ebu Abdillah. Asime matbaası Riyad, hicri 1407.
31) Ebu Naim Esbehani Ahmet b. Abdillah (h.430.ö).
a) ‘Ahbar’ü Esbehan’ 2 cilt. Dar’ü kitabil İslami/Kahire/tarihsiz.
b) ‘Marifet’ü Sahabe’, 7 cilt. Dar’ül vatan matbaası/1998/ Riyad.
32) Ebu Leys Nasr b. Muhammed Semerkandî (h.375.ö), ‘Bahrü-l Ulum’, 3 ciltlik bir tefsir. Tahkik eden komisyon. Dar-ü kütübi-l ilmiye matbaası/Beyrut/1993.
33) Ebu Ya’li el-Mevsıli Ahmet b. Ali Temimi (ö.307.h), ‘Müsned’ 14 cilt. Tahkik eden Hüseyin Selim Esed, Darü-l Me’mun li-l Türas matbaası/Beyrut/1987.
34) Ebu Yusuf Yakup b. İbrahim (h.182.ö), ‘Kitabü-l Haraç’, tek cilt. Darü-l Marife matbaası, Beyrut/1979.
35) Endülüsi Ebu Rabi’ Süleyman b. Musa Kelaî (h.634.ö), ‘el-İktif-u bima tedemmenehu min megazi Resulillah’ 2 cilt. Tahkik eden Dr Muhammed Kemalettin, Alemü-l kütüp matbaası, 1997/Beyrut.
36) Hakim Ebu Abdillah Nisaburî (h.403.ö), ‘Müstedek ale-l sahihayn’ 5 cilt, tahkik eden Mustafa Abdulkadir Ata, Darü-l kütübi-l İlmiyye/Beyrut/tarihsiz.
37) Haşim Maruf el-Hüseynî. ‘Derasat’ün fi’l Hadisi ve’l Mühaddisin’ tek cilt, 368 shf. Tearuf matbaası/Beyrut/tarihsiz.
38) Hatib-i Bağdadi Ebubekir Ahmet b. Ali (h463.ö).
a) ‘Tarih-i Bağdadt’ 21 cilt. Tahkik eden Dr. Beşşar Avvad Maruf, Darü-l Garbi-l İslami matbaası, Beyrut/2001.
b) ‘Şeref’ü Ashabi-l Hadis’, tek cilt. Mekteb-ü Arif Hikmet/ Medine/ tarihsiz.
39) Heysemî Nuretin Ebü-l Hasan Ali b. Ebibekir (h.807.ö).
a) ‘Gayetü-l Maksad fi Zevaidi-l Müsned’ 4 cilt. Tahkik eden Halef Mahmut A. Samet, Darü-l Kütübi-l İlmiyye/Beyrut/2001.
b) ‘Beğiyyet-ü Raid fi tahkik-i Mecmai-z-Zevaid ve Menbai-l Fevaid’, 10 cilt. Tahkik eden Abdullah Muhammed Derviş, Darü-l Fikir matbaası,1994/Beyrut.
40) Hindi Alaüddin Ali el-Mittekî (h.975.ö), ‘Kenzü-l Ummal fi sünne-il Ekval-i ve-l Ef’al’ 18 cilt. Tahkik eden Bekri Hayyan ve Safve Saka. Risale matbaası/Beyrut/1985.
41) Humeydî Muhammed b. Futuh (h.488.ö), ‘el-Cem’u beyne Sahiheyn’ 4 cilt. Tahkik eden

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...

Nazım Hikmet

www.dilaverkom.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla