Tekil Mesaj gösterimi
  #2  
Alt 17-06-2013, 00:28
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart

Asr-ı Saadet’ten pratik bazı örnekler
Daha önce İbni Ömer’den birkaç örnek verildi; farklı bir rivayet daha verelim. Bir adam hurmadan yapılan nebizden içip sarhoş olmuştu, Hz. Muhammed’e getirdiler. Kendisi adama ceza (had) verdi diyor. Hadiste açık bir şekilde nebiz içmişti cümlesi geçiyor; hamr kelimesi geçmiyor. (82)
İbni Abbas, kim haramı haram olarak kabul ediyorsa nebizi haram bilsin demiş. (83) İbni İdris, nebiz insanı sarhoş eder, gevşetir, aşağılık yapar, kötü şeyler söyletir (içen kendini kaybeder) şeklinde tanımlamış. Talha Yemani (h.112.ö) nebiz fitnedir demiş. Ubeyde b. Amr (h.70.ö), nebizde çok ihtilaflar olduğu için ben süt, bal ve su içerim; nebiz içmem demiş. (84)
Halife Ömer iki kırmızıdan sakının, bunlar et ile nebizdir demiştir. Ancak Ömer bahsinde görüleceği gibi, kendisi hiç de bunlardan uzak kalmamıştır. (85)

Ma’kıl b. Yesar’e (önemli bir sahabe) yaşlı bir bayanın durumu anlatılmış, nebizden başka bir şey yiyip içemiyor ne dersin? Ma’kıl buna izin vermemiştir. Bunu, İmam Ahmet b. Hanbel, Heysemi, İmam Taberani ve Buseyri gibileri işlemişlerdir. Zaten böyle bir örneği de Hz. Muhammed’in eşlerinden verdim. Ki hasta bir kadına tedavi için nebiz hazırlamış; ancak Hz. Muhammed bunu kabul etmemiştir. (86)

Yine adamın biri İkrime’den (sahabedir) sormuş: Ben taze hurmadan nebiz yapıp içsem ne dersin? İkrime, bu şerdir/kötülüktür yanıtını vermiştir. (87)
Halife Ömer’in oğlu Abdullah’tan ilginç bir örnek: Mevsim hac zamanı... Kays adında bir kişi kendisinden soruyor, bir insan kırk kez hac ve umre yapsa ve evine döndüğünde görse ki ailesi ona öyle bir nebiz hazırlamış ki, insan içtiğinde onu sarhoş ediyorsa buna ne dersin? İbni Ömer o kişiye, bana yaklaş diyor. Adam yaklaşınca göğsüne öyle bir yumruk vuruyor ki adam sırt üstü yere yığılıyor ve o sırada ona, sen busun işte, senden keramet çıkmaz diyor. (88)

Daha enteresanı, Mezhep lideri Süfyani Sevri (h.161.ö) öylesine sert nebiz içerdi ki, o sırada yüzü kıpkırmızı olurdu. Bazı kaynaklarda, sarhoş eden maddeyi ilk helal kılan İbrahim Nehai’dir diye bilgiler de var. Kurtubi kendi tefsirinde İmam Süfyan-i Sevri’nin bazı meslektaşlarıyla birlikte nebiz içtiğini yazıyor. (89)

Hz. Muhammed’in sözde vahiy kâtiplerinden ve aynı zamanda kayını ve Ebu Süfyan’ın oğlu Yezit o kadar içiyordu ki, millet ona sarhoş, şarapçı-ayyaş Yezit lakabını takmıştı. Korkudan kimse onu dönemin halifesine şikâyet de edemiyordu. Bir gün Yezit, Misver b. Mahreme’nin kendisi hakkında “Yezit içki içiyor” dediğini duyunca, Medine’deki memuruna, bu adama had cezası ver diye talimat veriyor, adam da gerekeni yapıyor. Yani içki içen Yezit, ceza çeken başkası! İşte bu Yezit’i Hz. Muhammed kendine vahiy kâtibi seçmişti. İbni Abdirabbih ayrıca, içki Hz. Muhammed zamanında yasaklandıktan sonra içmeye devam eden sahabilerden uzunca bir liste sunuyor. (90) Bu listede halife Ömer’in üç oğlu da var. Ebu Mihcen Sakefi zaten nerdeyse içkiden dolayı her gün yeni bir had cezası alırdı. Hatta öyle içki şarap müptelasıydı ki, ölürsem beni üzüm bağları arasında defnedin, ola ki kemiklerim o bağların kökünden içki-şarap kokusunu alır. Sakın beni bir çölde gömmeyin. Çünkü o zaman zevkten uzak kalırım diyordu. Mervan’ın oğlu A. Melik’e millet, “Cami güvercini” diyordu. Yani o kadar namaza önem veren biriydi. Halife olunca o da içmeye başlar. Hatta Sait b. Müseyyeb, sen halife olunca içmeye başladın deyince o, gülerek haklısın yanıtını verir.
Ömer yaralanıp artık ölmek üzereyken doktor gelip soruyor, hangi içeceği seviyorsun? O nebiz diyor. Bunun üzerine ona nebiz getiriyorlar. Yani Ömer son nefesinde “Benim içeceklerden favorim nebizdir” diyordu. Onun kısmında daha geniş bilgi sunacağım. (91)

Halife Ömer’in, içtiğimiz nebizden olmazsa yediğimiz deve eti içimizde nasıl eritilir sözü meşhurdur. (92)

Alkame b. Kays, bir gün İbni Mesut’la birlikte etli bir yemek yedik, yemek esnasında sert nebiz vardı, onu da içtik diyor. Zaten İbni Mesut’un içtiği öylesine sertmiş ki, insan içti mi sarhoş olurdu diye bilgiler de var. İbni Kuteybe, İbni Mesut’un nebiz düşkünü olduğu meşhurdur, zaten Kûfe âlimleri helaldir derken, en güçlü kanıtları İbni Mesut’un bu durumudur diyor. (93)

Bir örnek de Hz. Muhammed’in on yıllık hizmetlisi Enes b. Malik’ten: Bir ihtiyaç için adamın biri İsa adındaki oğlunu Enes’e gönderir. Giden adam, ben Enes’in yanında öyle bir şarap gördüm ki, insan onu içti mi sarhoş olurdu şeklinde açıklama yapıyor. (94)

Burada bir şey daha var: Kaynaklarda İmam Buhari’nin hocalarından Ebubekir b. Ebi Şeybe’nin de içtiği anlatılıyor. Hâlbuki İbni Ebi Şeybe en az kırk hadis getiriyor ki şarap-içki haramdır diye. Olayı şöyle: Yahya bin Eksem adında biri, ben Hafs b. Gayas’a misafir oldum, bize bir içecek ikram etti. Ondan İbni Ebi Şeybe de içti; ancak ben sordum, peki insan bundan fazla içerse sarhoş olacak mı? Ev sahibi, insan bundan az da içse sarhoş olur dedi. Bunu, İmam Zehebi, Hatib-i Bağdadi ve İmam Müzi yazmışlardır. Bir taraftan kırk hadis getir içki haramdır de, diğer taraftan içmeye devam et! Demek ki toplumu zapturapt altına almak için bir nevi kanun gibi ele almışlar; bilenler bunu bir tanrı buyruğu olarak değerlendirmemişlerdir. O yüzden içmek isteyenler fırsat buldukça kullanmaktan geri kalmamışlardır. Ama görüldüğü gibi zaman zaman yakayı da ele vermişlerdir. (95)
Hz. Ali’nin, ister içki olsun ister nebiz; bunları içen birini bana getirdiklerinde ona had cezası uygularım sözünü daha önce yazdım. (96)
İbni Abbas’ın, “Kim haramdan uzak durmak istiyorsa Nebiz’den uzak dursun” açıklaması var. Farklı bir versiyonla, kim haram olan bir şeyi haram olarak kabul ediyorsa, nebizi haram olarak bilsin demiştir. (97)

Aynı İbni Abbas’a ait, az öncekiyle çelişen şöyle bir rivayeti de vardır: Bir ara Kâbe’nin yanında iken adamın biri gelip ne oluyor da bakıyorum amcaoğulların bal ve süt içiyorlar, sen “Nebiz” içiyorsun! Acaba herhangi bir mazeretin mi var; yoksa keyfi mi içiyorsun diye soruyor. İbni Abbas, herhangi bir mazeret yok, keyfi içiyoruz, çünkü Hz. Muhammed’in nebiz içtiğini gördüm. O yüzden ben de içerim diyor. Bunu bir vesileyle daha önce de anlattım, buradaki çelişki nedeni şu olabilir: İbni Abbas ilk önce nebiz içkidir diye kullanmamış; ancak Hz. Muhammed’in içtiğini görünce o da içmeye başlamış. Dolayısıyla bir sözü öncesine ait, diğeri ise sonraki dönemle ilgilidir demek en doğrusudur. Durum böyle olunca çelişki ortadan kalkmış olur. (98)

Hz. Muhammed’in hanımlarından Ümmü Seleme bir gün nebiz hazırlarken Hz. Muhammed eve geliyor ve görüyor. Bu nedir diye soruyor. Kadın, nebizdir falanca kadının sağlık sorunu varmış, ona vereceğim diyor. Hz. Muhammed ayağıyla dokunup onu döküyor, haramda şifa olamaz diyor. O zaman madem haramsa ve nebiz içip sarhoş olanlara had cezası uygulamışsa (99) kendisi niye içiyordu diye sormaya herkesin hakkı vardır. (100)

Bazı ünlülerin görüşleri
İbni Esir, hamr (içki-şarap) denilen maddeye nebiz denildiği gibi, nebize de hamr denilir diyor: Adeta eşanlamlı iki kelime gibi değerlendiriyor. Tuhfetü-l Ahvezi ve Avnu-l Mabud’da hem sözlükte, hem örfen, hem de şer’an hamr ile nebiz aynı şeylerdir şeklinde bilgi veriliyor. (101)

Adiy b. Hatem’den (Meşhur Hatem Taî’nin oğludur. Medine döneminin sonlarına doğru Müslüman olmuş, İslam literatüründe saygınlığı olan bir sahabedir) sormuşlar; neden hamr (şarap) içmiyorsun? Adiy, aklımı gidereni nasıl içeyim yanıtını vermiş. Peki, neden nebiz içmiyorsun? Adiy, Allah korusun! Ben ailemin en saygını iken neden kendimi maskara yapayım karşılığını vermiştir. Aynı fikirleri Abbas b. Mirdas da şiirlerinde işlemiştir (Abbas İslam’dan önce içkiyi-şarabı yasaklayan kişilerden ve tabii ki sahabedir aynı zamanda). (102)

Muhammed b. Ubeydullah (h.228.ö), nebizin kötülüklerini şiirlerinde işlemiştir. (103)

Ubeyde Ebu Amri-l Kûfi (h.70.ö), nebiz hakkındaki açıklamalara bakınca, sanki her şeyde sarhoşluk veren madde var düşüncesiyle ben sadece su, bal ve süt içerim açıklamasında bulunmuştur. (104)

Kûfe âlimlerinden Talhat’ü-l Yami Kûfelilere, nebiz büyük küçük demeden herkes için fitnedir şeklinde anlatmış ve yasaklamıştır. (105)
İbni İdris, Nebiz ilkin insanı sarhoş eder, sonra aklını alır, sersemleştirir şeklinde tanımlamıştır. (106)

Kadi Abdullah b. Şübrüme, nebizi fitne olarak değerlendirmiştir.
Ebu İshak’a nebiz hakkında ne dersin diye sorulunca; o, “Size nasıl yanıt vereyim! Bir gün gördüm ki adam nebiz içip sarhoş olmuş, bir deli de onun yanında kendisine yardım ediyordu” diyor. Yani nebiz içen öyle bir hal almıştı ki, deliye bile muhtaç olmuştu demek istiyor. (107)

Maliki mezhebinin ünlülerinden ve aynı zamanda İmam Malik’in kitabı üzerine şerh yazan Kadı Şehabettin Karafi, yine İmam Malik’in kitabı üzerine şerh yazan Ebu Bekir İbni-l Arabi, nebiz helaldir demem için boğazıma kılıç dayasalar bile ben yine helal diyemem. Yine haram demem için kılıçla beni tehdit etseler haramdır da diyemem. Çünkü hem ashap, hem de Hz. Muhammed içmişlerdir. Ayrıca içki ayeti indiğinde Medine’de ancak hurmadan yapılan nebiz vardı diyor. (108)

İslam’da taze nebiz içmek
Kaynaklarda Hz. Muhammed’in içtiği nebiz iki-üç günlükmüş, tazeymiş, sarhoş edecek kerteye varmamış gibi savunmalar vardı, onları daha önce özetledim. Bu tazelik konusunda bakalım ne gibi bilgiler var.
Muhammed b. Sirin anlatıyor: Adamın biri İbni Ömer’in yanına gelip “Biz bazen akşam nebiz hazırlar sabah içeriz, bazen de sabah hazırlar akşam içeriz (yani günlük tüketiriz)” dedi. Buna karşılık İbni Ömer, seni uyarıyorum, sakın sarhoş edenin hem azından, hem de çoğundan uzak dur dedi ve sonunda Allah şahit olsun ki ben seni uyardım/görevimi yerine getirdim cümlesini iki sefer tekrarladı diyor. (109)

Bütün bu anlatılanlara karşılık hâlâ Hz. Muhammed’in sarhoş edici madde kullanmadığını savunmak, olsa olsa kuru bir inattan başka bir şey değildir. Mademki İslam’da çoğu sarhoş edenin azı da haramdır diye meşhur bir söz vardır ve mademki nebiz hakkında bu kadar örnek verildi ki birçok kişi içip sarhoş olduğu için had cezası almış; bir de mademki helal de haram da bellidir; ikisi ortasında şüpheli olan şeyler vardır, siz o şüphelilerden uzak durun diye Hz. Muhammed’in ayrıca kendi açıklaması da var. Peki, bütün bunlara karşın Hz. Muhammed neden nebiz içmekten uzak durmamış? Yoksa kendi koyduğu kurallarından kendisi sorumlu değil miydi?

DİPNOTLAR
42) Maverdi, Havi-l Kebir, Eşribe bölümü, cilt 13/390.
43) a) İbni Manzur, Lisanü-l arap, (nbz) maddesi.
b) Lüveys Maluf, Müncid’ü Tullab, (nbz) maddesi.
c) Ahmet Muhtar, Mucem’ü lügati-l arabiye, (nbz) maddesi.
d) Gani Ebü-l Azm, Mucem-’l Gani, (nbz) md.
e) Mucemü’l Vasit, Mısır devlet sözlüğü, (nbz) maddesi.
44) İbni Kuteybe, Eşribe kitabı, s.39.
45) Fahrettin er-Razi, Tefsiri, Kebir, Nahl suresi 67. ayet.
46) İbni Kuteybe, Eşribe kitabı, s. 27-31. İbni Abdirabbih, Ikdü-l Ferid, cilt 8/68.
47) İbni Küteybe, Eşribe, s.29-35.
48) İbni Abdirabbih, Ikdü-l Ferid, cilt 8/66.
49) Tahavi, Şerh-ü Maani-l Asar, cilt 4/212, no: 6421.
50) Kurtubi tefsiri, Nahl suresi 67. ayet açıklamasında, cilt 12/364.
51) İbni Abdilber, İstizkar, cilt 24/303-311.
52) İbni Teymiyye, Mecmuu-l Fetava 37/7.
53) İbnil Cevzi, A’lamü-l Muvakkiin 4/166. Ebu Hasan Mahmut b. Kadi, El-Mesail-ü leti halefe aleyha Ahmet b. Hanbel mes’ele, 8. İbni Teymiyye, Mecmuu-l Fetava, Taharet bölümünde, cilt 37/8.
54) İbni Hazm, Muhalla, Eşribe kısmında 7/479.
55) Buhari, Megazi, bab 60, no: 4343, İbni Hacer, Tağlik-u Talik, 5/153, Megazi kısmında.
56) Zeylai, Nasb-u Raye, 3/350. Aynısı İbni Ebi Şeybe’nın Musannaf’ında da geçiyor.
57) İmam Şafii, Müsned, no: 1409, cilt 3, Eşribe bölümü.
58) Heysemi, Meğiyyet-u Raid… 5/94, no: 8142.
59) Heysemi age. 5/100, no: 8157.
60) Heysemi, age 5/99-101.
61) İbni Abdirabbih, Ikdü-l Ferid 8/81.
62) İbni Kuteybe, Eşribe kitabı s.112.
63) a) Şevkani, Fethu-l Kedir tefsiri, Bakara suresi 219. ayet açıklamasında cilt 1/387.
b) Hatib-i Bağdadi, Tarih-i Bağdat, cilt 7/207, no: 3230, İsmail b. İbrahim b. Miksem (Ebu Aliyye) kısmında.
64) Buhari, Megazi, bab 60, no: 4343, İbni Hacer Askalani, Tağlik-u Talik,c. 5/153, Megazi kısmında.
65) Buhari, İman bab 39, no: 52 ve Büyu’, bab 2, no: 2501.
66) Buhari, Eşribe, bab 30/5638.
67) a) Hakim, Müstedrek, Hudut kısmı, 4/529, no: 8210.
b) Beyhakı, Sünen-i Kübra 8/550, no: 17523.
68) Beyhakı, Sünen-i Kübra, 8/551, no: 17524.
69) Sünen-i Darekutni, 3/520, no: 4616-17. Cürcani, el-Ebatil ve-l Menakir 2/285, no: 628.
70) a) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Eşribe, no: 24214, cilt 8/82-85.
b) Sünen-i Nesai, Eşribe bölümü, bab 21/5581.
c) İbni Esir el-Cezeri, Camiul usul fi Ehadis-i Resul, 5/120, no:3155.
d) Sa’lebi, el-keşf ve’l beyan Bakara suresi ayet 219, c. 2/149.
71) a) Sünen-i Nesai, Eşribe bölümü, bab 21/5581.
b) İbnil Esir el-Cezeri, Camiu’l Usul fi Ehadisi Resul, 5/120, no:3155.
72) a) İbnil Esir el-Cezeri, Camiu’l Usul fi Ehadisi Resul 5/120, no: 3154.
b) Nesai, Sünen, Eşribe bölümü, bab 58/5757.
73) a) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Eşribe bölümü, no:24214 24222, cilt 8/82-83.
b) Sünen-i Nesai, Eşribe cilt 5/129, no: 5245 ve Sakıncalı içecekler kısmı, cilt 6/295, no:6826.
c) Ahmet b. Hanbeli Kitabü-l Eşribe, no: 171, s. 73 ve no 216.
74) Nesai, Eşribe bölümü, bab 48/5690.
75) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Eşribe bölümü, no: 24341-42,cilt 8/106.
76) a) Buhari, Et’ima, bab 43, no: 4545, Tıp, bab 52, no: 5768 ve 5769, yine Tıp, bab 56, no: 5779.
b) Müslim, Eşribe, no: 2047.
77) a) Hindi, Kenzü-l Ummal, Hudut, no: 13838 İbni Cerir’den aktarıyor.
b) Maverdi, Havi-l Kebir, cilt 13/389.
78) İbni Asakir, Tarih-ü Dımaşk, 67/348.
79) Buhari, Eşribe bab 4/5586.
80) Buhari, Eyman bab 21/6686. Zehebi, Siyer-i A’lam-i Nübela, 9/141-168
81) İbni Kuteybe, Eşribe kitabı, s.76.
82) a) Darekutni, Sünen, Eşribe bölümü, no: 4616- 4617, cilt 3/520-21.
b) Zeylai, Nasb-ü Raye, Hudut bahsinde cilt 3/350, hadis no:5601-5602.
c) Cürkani, el-Ebatil ve’l Menakir, Hudud bölümü, cilt 2/235, no: 628.
d) Hindi, Kenzü-l Ummal, Hudud kısmı, no: 13834.
e) İbni Ebi Şeybe, Hudut, 9/289-90, no: 28974 ve 28977.
f) İbni Himam, Fethü-l Kedir 5/293,Hudud (şürbü-l hamr başlığı altında.
83) Sünen’i Nesai, Eşribe bab 48/5688.
84) İbni Ebi Dünya, Zemmü’l Müskir, no: 34,37 ve 39.
85) İbni Ebi Dünya, Zemmü-l Müskir, s. 54, no: 40.
86) a) Ahmet b. Hanbel, “Müsned” adlı eseri, Evvel-ü Müsnedi-l Besriyyin Makel b. Yesar bölümünde, no: 20565. İmam Ahmet b. Hanbel bunu ayrıca Kitabu-l Eşribe adlı yapıtında da islemiştir. No:135, s.64-68.
b) Heysemi bunu hem Beğiyyetü-ü Raid 5/85, no: 8111, hem de Gayetü-l Maksad adlı eseri 4/120, no: 4061’de işlemiştir. Burada İmam Taberani’den aktardığını belirtiyor.
c) Buseyri, İthafü-l Hiyereti-l Mehre cilt 5/427, no: 5097’de almıştır.
87) Ahmet b. Hanbel, Kitabü-l Eşribe, s. 49, no: 61.
88) Abdurrezzak, Musannaf, Eşribe no: 16998, cilt 9/220.
89) İbni Abdilber, İstizkar, 24/ 260, no: 36293- 24/307, no: 36505 Eşribe bölümü. Kurtubi tefsiri, Nahl suresi 67. ayet açıklamasında. İbni Küteybe, el-eşribe, s.70.
90) İbni Abdirabbih, Ikdü-l Ferid 8/61-63.
91) Nuhas, Nasih-Mensuh, s.48, Hindi, Kenzü-l Ummal, cilt 12/679, no:36044.
92) Beyhakı, Sünne-i Kübra, 8/519, no:17416. hudut bölümünde.
93) a) Nahhas, Nasih-mensuh, s 42, Bakara suresi 18. ayet örneği.
b) Tahavi, Şerh-ü Meani-l Asar, 4/220, no: 6472-74.
c) İbni Kuteybe, Kitabü-l Eşribe, s.65.
94) Tahavi, Şerh-ü Meani-l Asar 4/214, no: 6431, Eşribe bölümünde.
95) a) Zehebi, Siret-i A’lam-i Nübela, 12/7.
b) Müzi, Tehzib-i Kemal, cilt 31/217, no: 6788, Yahya bin Eksem kısmında.
c) Hatib-i Bağdadi, Tarih-ü Baidadt, cilt 16/284, no: 7441. Yahya b. Eksem Mervezi kısmında.
96) a) İmam Şafii, Müsned, no: 1409, cilt 3 Eşribe bölümü.
b) Beyhakı, Sünen,i Kübra, Eşribe bölümü, cilt 8/543, no: 17499.
c) Zeyla-I Nasb-ü Raye, cilt 3/350.
d) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Hudud, cilt 9/290, no: 28979.
97) a) İbni-l Esir el-Cezeri, Camiu-l Usul fi Ehadis-i Resul, 5/119, no: 3151.
b) Ahmet b. Hanbel, Müsned, halife Ömer hadisleri, no: 185 ve Müsned-i Beni Haşim kısmı, Abdullah b. Abbas hadisleri, no: 2028.
c) İbni Ebi Dünya, Zemmü-l Müskir, s.32.
98) Müslim, Hac no: 1316.
99) Darekutni, Sünen 3/520, no: 4616-17.
100) İbni Ebi Dünya, Zemmü-l Müskir, s. 38. Burada dipnotta ayrıca birkaç kaynak da veriliyor.
101) a) İbni Esir, en-Nihaye fi Garibi-l Hadis, 5/7.
b) Mucemü-l Vesit (Arapça sözlük) nebiz md.
c) İbni Ebi Dünya kaynağında hamr yerine hep nebiz terimini kullanmış ve büyüklerin nebiz hakkındaki sözlerine yer vermiştir. Zemmü-l Müskir, s.71-76.
d) Avnu-l Mabud, Taharet 84. hadis şerhinde.
e) Tuhfetü-l Ahvezi Taharet 88. hadis açıklamasında.
102) a) İbni Abdirabbih, Ikdü-l Ferid, 8/52-66.
b) Fahrettin Razi, Tefsiri-i Kebir, Nahl suresi 67. ayet tefsirinde.
c) İbni Küteybe, Eşribe, s.37.
d) İbni Ebi Dünya, Zemmü-l Müskir, s.9.
103) İbni Kuteybe, Eşribe, s.49.
104) İbni Ebi Dünya, Zemmü-l Müskir, s.53, no: 37.
105) İbni Ebi Dünya, Zemmü-l Müskir, s.54, no: 39.
106) İbni Ebi Dünya, Zemmü-l müskir, s.51.
107) İbni Ebi Dünya, Zemmü-l müskir, s.54, no: 39 ve s. 65, no: 54.
108) Kadı karafi, “ez-Zahire’ cilt 4/114.
109) a) İbni Esir el-Cezeri, Camiu-l Usul, 5/120, no: 3155.
b) Nesai, Sünne, Eşribe no: 5071, cilt 5/74.

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...

Nazım Hikmet

www.dilaverkom.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla