Eski Ahit'in Yaratılış 3. bölümünde Adem ve Havva'nin yasaklı ağacın meyvesinden yeme hikayesi anlatılır. Kuran'da Adem ve Havva'yı kandıran İblis'ken Eski Ahit'te İblisin yerinde "yılan" alır.
Yaratılış 3. bölümün ilk ayeti şöyledir;
1 : RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.
Musevilik ve Hıristiyanlık apokrif inançlarında Adem'in ilk eşi olan ve daha sonra şeytan ve cinlerle ilişki kuran "Lilith" antik çizimlerde ayetteki yılan olarak tasvir edilmiştir. Lilith aslında çok tanrılı inançlardan sonraki tek tanrılığa geçiş sürecinde insana indirgenmiş, değişime uğramış ve lanetlenmiş olan bir Tanrıça'dır.
Ayette dikkat edilirse "yılanın (Lilith)" belirgin ve kendine has olan bir özelliğinden bahsediliyor; hayvanların en "kurnazıdır" deniliyor. Bu yüzden ayette geçen "kurnaz" kelimesi önemli:
kurnaz:
עָרוּם
Eski Ahit'te "yılanın" dışında insana atfen geçen ve toplamda 11 defa kullanılmış olan bu kelimenin Arapçasına ve Kuran'da geçip geçmediğine bakalım;
עָרוּם = ع روم
ع روم harflerini birleştirdiğimizde "عروم" oluyor, elde ettiğimiz kelime bu haliyle Kuran'da geçmiyor ancak son harfi eksik olarak (عرو) arattığımızda en yalın haliyle a-r-ş (ع ر ش) kökünden gelen ve "çatı" şeklinde meallendirilen "urişi" (
عُرُوشِهَا) kelimesi içinde geçtiğini görüyoruz, bu kelimenin geçtiği ayetlerse şunlar:
2:259:
عُرُوشِهَا: "Karye"ye atfen
22:45:
عُرُوشِهَا: "Karye"ye atfen
18:42:
عُرُوشِهَا: "Bahçe (cennet)"ye atfen
("Karye" bahsinin geçiyor olması şaşırtıcı değil, karye bağlantısını daha iyi anlamak için "
Kuran'daki Habis Kent" başlığına göz atmanızı öneririm, "karye (kent)" kelimesi ile "kötü kadın" ve "ağaç" arasındaki ilişkiden o başlıkta daha önce bahsetmiştim.)
Eski Ahit'teki "yılanı" tarif eden bir kelimenin Arapça karşılığının "a-r-ş" köküne sahip bir kelimede karşımıza çıkmış olması önemli. Çünkü "a-r-ş" kökünden gelen "arş" Kuran'daki Allah'ın makamıdır.
"urişi (
عُرُوشِهَا)" kelimesinin dışında Kuran'da kullanılan "arş" kelimesine baktığımızda;
-Yusuf'un (anne babasını (ebeveyhi) çıkardığı),
-Allah'ın ve
-Saba Melikesi'nin
arş'ı olduğunu görüyoruz. (
Bkz.)
(Bu tablo karşısında şu notları düşmek gerekiyor; Yusuf "güzelliğiyle" meşhur birisi ve onun da başı zinaya düşkün bir kadından sebep derde giriyor. Saba Melikesi ise bazı kaynaklarda Lilith olarak geçiyor.)
Bunların dışında "a-r-ş" kökünden gelen bir kelime daha bulunuyor, o ise 6:141'de geçen ve "asmalı" olarak meallendirilen "
ma'rûşâtin" kelimesidir. :
ma'rûşâtin = مَ
عْرُوشَاتٍ
(urişi kelimesinin başında yer alan "عرو" bu kelime içerisinde de yer alıyor ancak başına bir harf eklenmiş durumda).Ayete bakalım;
1. ve huve ellezî : ve o ki, ... O'dur
2. enşee : yarattı
3. cennâtin : bahçeler
4.
ma'rûşâtin : asmalı
5. ve gayra : olmaksızın
6.
ma'rûşâtin : asmalı
7. ve en nahle : ve hurma
8. ve ez zer'a : ve ekinler
9. muhtelifen : farklı, çeşitli, muhtelif
10. ukulu-hu : o yenilen
11. ve ez zeytûne : ve zeytin(ler)
12. ve er rummâne : ve nar(lar)
13. muteşâbihen : benzeyen
14. ve gayra muteşâbihin : ve benzemeyen
15. kulû : yeyin
16. min semeri-hî : onun ürününden
17. izâ esmere : ürün verdiği zaman
18. ve âtû : ve verin
19. hakka-hu : onun hakkını (birr, zekât, sadaka...)
20. yevme : gün
21. hasâdi-hî : onun hasadı (toplanması)
22. ve lâ tusrifû : ve israf etmeyin
23. inne-hu : muhakkak ki o
24. lâ yuhibbu : sevmez
25. el musrifîne : müsrifler, israf eden kimseler
Eski Ahit'teki yasaklı "ağaçtaki" yılanı niteleyen kelimeyi Kuran'da ararken karşımıza (bizzat Allah'ın da sahip olduğu) "arş" kelimesinin kendisi çıkarken bu ayette ise "ma'rûşâtin" kelimesi ile birlikte "ağaçlar" çıkmış oluyor.
Eski Ahit'in ağaçtaki Yılanının (Lilith/Asherah/İshtar) "kurnazlığı" Kuran'da bize Allah'ın makamı ve ağaçların "asması" olarak göz kırpıyor.