Bu filmi gormustum; hakikaten bana kendi genclik yillarimi hatirlatti. Che'nin neden kendini insanliga adadigini aciklamasi yonunden de belgesel gorunumunde...
Birincisi, Arkansas senatörü ile yaptığı konuşmada, Bill Maher Amerika'yı yöneten bir kaç kişiden biri olarak nasıl konuşan bir yılana inanbiliyorsun? diye soruyor. Senatörün cevabı: Senatoya girmek için IQ testi istemiyorlar!!???
İkincisi: Amsterdam'daki marijuana tarikatı gibi bir şeyin temsilsi ile konuşurken
Üçüncüsü: Yine Amsterdam'da müslüman gay bardaki konuşma. Zaten kahkaha atmak için tipleri görmek yeter! Eşcinsel arkadaşlar alınmasın ama bir insanın hem eşcinselliğini dışa vurabilecek özgüveni olması hem de müslüman olması islamın konuya bakışı açısından bana fevkalade ironik geliyor.
Afgan yazar Khaled Hosseini’nin(Halit Hüseyni) aynı adlı çok satan romanından uyarlanan “Uçurtma Avcısı-The Kite Runner”da, uzun yıllardır Kaliforniya’da yaşayan Amir adlı bir Afgan göçmeninin, çocukluk arkadaşı Hasan’ın oğlunun başının dertte olduğunu öğrendikten sonra ona yardımcı olmak için Taliban yönetiminin kontrolündeki anavatanına geri dönüşünün çarpıcı öyküsü anlatılır.
Kaliforniya’da yaşayan Amir, Afganistan’a Taliban rejiminin hakim olmasından sonra Amerika’ya göç eden Kabil’li zengin bir tüccar ailenin oğludur. Kabil’de geçen çocukluk yılları sırasında evin hizmetçisinin oğlu Hasan ile çok sağlam dostluk bağları kurmuştur. Ancak bir uçurtma yarışı sırasında Hasan’ın başına gelen olayda ona yardım edebileceği halde ona sırtını dönerek en sevdiği arkadaşına ihanet etmiştir. Aradan geçen uzun yıllar boyunca bu ihaneti ve suçluluk duygusu hiç aklından çıkmaz. Yıllar sonra Hasan ve karısının Taliban tarafından öldürüldüğü haberini alır. Bunun üzerine bir zamanlar ihanet ettiği çocukluk arkadaşının başı dertte olan oğlunu bulmak ve onun hayatını kurtarmak için Taliban yönetiminin kontrolündeki Afganistan’a geri döner.
Filmin bir kitaptan uyarlama olduğu düşünülürse konusunun daha iyi anlaşılması açısından The Kite Runner kitabınında burada tanıtımını yapmayı ihmal etmeyelim
Konu
The Kite Runner Kabil'in Vezir Ekber Han bölgesinden bir Peştun olan Emir isimli çocuğun hikâyesini anlatıyor. Emir çocukluk arkadaşı ve süt kardeşi Hasan'a ihanet edişini unutamamaktadır. Hikaye Afganistan'da krallığın çöküşü, Sovyet işgali, ülkeden Pakistana ve Amerikaya toplu göç ediş ve Taliban yönetimi gibi kargaşalı ortamında kurgulanmış.
Edebi Önemi ve Eleştiri
Bu kitap şu an yaşanan sömürgecilik sonrası yeni sömürgecilik dönemi (neocolonial), küreselleşme, kültürler arası çatışma, iç savaş ve göç gibi konulara bakış açısı getirmektedir. Ayrıca hatıralar, anlatim, cinsiyet ilişkileri/rolleri gibi kavramlara da deginmektedir.
Bir nokta vardır ki bu kitap Amerikan propagandasıdır aynı zamanda. Kahramanın babası kahramana der ki kitabın bir yerinde "Dünyada üç gerçek adam var. Amerika - hızlı kurtarıcı-, İngiltere, İsrail". Bu sempati nerden geliyor anlamadım. Bir bomba da şudur: baba oğluna "en korkunç suç başkasına ait olan bir şeyi çalmaktır." Yani üvey kardeşine tecavüz edilirken müdahale etmeyip izleyen kahramana özel mülkiyetin kusallığı vurgulanır. Ruslara demediği kalmaz yazarın, Amerika'ya toz konmaz ama kitapta.
Karakterler
Emir: Hikayeyi anlatan baş karakterdir. Söylediğine göre 1963 yılında Kabil'de doğan Emir annesini doğarken kaybetmiştir. Hikaye boyunca Emir'in monarşik Afganistan'dan ABD'ye geçişi, uyumu, hizmetkarın oğlu Hasan ile çocukken aralarında geçenler ve bunun Emir üzerindeki sosyal, psikolojik ve etnik etkileri detaylı bir biçimde anlatılmaktadır.
Hasan: Baş karakter Emir'in çocukluk arkadaşı ve hizmetkarın oğludur. Emir'i gördüğü dönem boyunca ona hep sadık ve bağlı kalmıştır. Hazara olduğu için tıpkı diğer Hazaralar gibi hor görülür ve dışlanırdı. Yine bu sebepten dolayı kaynaklanan bir olayda Emir, Hasan'ı korumadığı ve onun hayatının en büyük darbesini yemesine göz yumduğu ve daha sonra ona yaptığı kötülüklerden dolayı, kendini affetmemiştir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde Hasan ve Emir arasındaki trajik gerçek ortaya çıkmıştır. Bu olay ve sonrasında yaşananlar Emir'in kendisini biraz da olsa affetmesine olanak sağlamıştır.
Assef: Kitabın içindeki sadist ve pedofilik tecavüzcü karakterdir. Emir'in oturduğu mahallede çocukluğunu geçirmiş olan Assef, Alman bir anne ile [[Peştun] bir babanın çocuğudur. Gençken Hasan'a ve diğer çocuklara yaptığı kötülükler, yetişkinken de Taliban yetkilisi olarak yaptığı zulümler Assef'i kitabın en gaddar karakteri yapmıştır.
Baba: Emir'in babasıdır. Çevresi tarafından güçlü, yardımsever ve nüfuzlu bir olarak bilinir. Geçmişte hizmetkarı Ali'nin eşinden gayrimeşru bir oğlu, Hasan olmuştur. Ancak bu gerçeği yalnızca Hasan'ın annesi, Baba ve Baba'nın arkadaşı Rahim Han bilmektedir. Bu gerçeği Emir, Rahim Han'dan 38 yaşındayken Peşaver,Pakistan'da öğrenmiştir. Hasan ise hiçbir zaman öğrenememiştir.
Ali: Baba'nın hizmetlisidir. Hazara'dır, bu sebeple diğer etnik kökene mensup kişiler tarafından hor görülmektedir. Ali, kısırdır ve çocuğu olduğunda bunun kendi öz çocuğu olduğunu sanmaktadır; ancak bu çocuk Baba'nın gayrimeşru çocuğudur. Ali, oğlu Hasan'la birlikte Emir yüzünden yaşanan bazı olaylardan sonra Baba'nın evini terketmiştir. Daha sonra Hazaracat'ta mayına basıp ölmüştür.
Rahim Khan: Baba'nın en yakın arkadaşı ve iş ortağıdır. Emir'e Baba hakkındaki gerçeği o söylemiştir.
Süreyya: Emir'in eşidir. Babası Afganistan ordusunda önemli biri olan General Taheri'dir.
Sohrab: Hasan'ın oğludur. Babası ve annesi Taliban militanları tarafından kurşunlanıp öldürülünce derme çatma bir yetimhaneye konuldu. Daha sonra Emir onu Talib Assef'in elinden kurtararak kendi yanına almıştır.
Ferit: Emir'e zorlu Afganistan yolculuğunda yardımcılık yapan fakir ve 5 çocuk babası Afgan.