Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 03-03-2010, 16:28
UlulElbab UlulElbab isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 21 Dec 2009
Bulunduğu yer: Micronesia
Mesajlar: 1.406
Standart

Saygıdeğer evrensel-insan,

Öldürmek insanın karanlık yönünün eseridir.Yani EGOsu insana bu eylemi güzel gösterir.
İnsan Dini için,İnancı için öldürmez.Bunlar işin kılıfıdır.Görünürde öyledir.

Aslında insan sırf çıkarları ve Egosunu tatmin etmek için öldürür.

Doüaya baktığımızda Vahşi diye nitelendirdiğimiz Hayvanların bile kendini korumak ve karnını doyurmak dışında öldürmediğini görürüz.

Bir Aslan karnı doyduktan sonra asla avlanmaz...Enerjisini boşa harcamaz...

Daha önce başka bir yazımda belirttiğim gibi;Aslanın Buzdolabı yoktur

Yani Doyduktan sonra Depolamak için ayrıca öldürmez...Bazı hayvanlar kışlık ihtiyaçları için depolama faaliyetini yaparlar...
En meşhur hikaye Ağustos böceği ve Karınca hikayesidir...
Ancak insan Hırs ve Arzular ile doludur.
O ihtiyacı yoksa dahi Doğanın kaynaklarını kendi menfaati için kullanmak başkalarına Satmak ister...Böylece diğerleri üzerinde hakimiyet kurmak Hep daha çok sahib olmak ister...
İşte insanın bu FARKLI yönünün törpülenmesi ve kontrol edilebilmesi adına bazı öğretiler geliştirilmiştir.
Paylaşmak ve karşılık beklemeksizin vermek!!
Bu insanı özel yapan bir haslettir...
Sizce bu öğretileri hangi KAYNAKtan aldı insanoğlu?

Saygılarımla...
UlulElbab
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 04-03-2010, 00:56
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger UlulElbab;

Sizce bu öğretileri hangi KAYNAKtan aldı insanoğlu?-U.E.

Insanoglu, dogal dusuncesinin yapilanisi ve sekillendirilisi ve islevi icin; ornek aldigi kesim; hayvanlardir. Insanoglu, hayvandan ogrendigi tecrubeyi, kendi algisiyla kavramlastirma ve soyut yetisinin soro/cevabi ve deneme/yanilma metoduyla, kendi turu icin SOSYALLESTIRMISTIR. Iste o yuzden, insanoglu ETIKSEL ve METAFIZIK (her turlu yaraticinin, inancsallarin var ve ol temelligi varlik ve varolusun her turlu izmleri ve etiksel, sistemlenisin; siyasi, sosyal dini, milli, ahlaki, geleneksel, toresel v.s. icerigi) SOSYALLESTIRILMIS HAYVANDIR.

Tum etiksel (sosyal, siyasal, toplumsal, ahlaki, kulturel, geleneksel, toresel v.s. temelli "Bir arada yasama" nin getirdigi, MONOLOG temelli kendi turu icindeki yaptirimlardir) degerler, tabular ve nesilden nesile tarih boyu aktarilan veriler, dogal dusuncenin, dogal algilanan temelidir. Yani; ayrimci, cikarci, bencil ve evrensel olmayan her turlu gruplasma (ailesel, cevresel, ulkesel v.s.), bunlarin islerligini saglamak icin; guc, otorite ve yonetim, yonlendirim temelli hukuk ve tum bu degerler ve tabulari koruma/kollama ve yasamin onune koyucu; her turlu yaratilissal, inancsal, ideolojik dogrusallar ugruna(dini, milli ideolojik v.s.) savas ve bilimselligin inancsalliga tasinimi olan; dunya oteligi, doga ustulugu, mistisizm, mitoloji ve spekulatif teoriler, bilim kurgu.

Bu degerlerin, hicbiri; evrensel, insansal, kavramsal, bilissel ve bilimsel degildir. O yuzden de dogal dusunce kokenden itibaren, dusunce ve davranista insani ve insanligi degil; insanoglunu ve insandisi ve insanlikdisiligi orgutler, sistemlestirir ve duzenler.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 14-04-2010, 15:01
caglayan caglayan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 09 Sep 2006
Bulunduğu yer: København
Mesajlar: 11
Standart

sevgili gematria. anarchist`e verdiginiz cevapta nefretin insanin dogasinda var oldugunu yazmissiniz. izninizle ben buraya birseyler ilaveetmek istiyorum. eger gelisim psikolojisi ile ilgili kitaplar la ilgilenirseniz. nefretin insana nasil asilandigini dehset ile gorursunuz bu konuda yazilmis cok eser var buraya bir kac isim yazdigim icin beni bagislarsiniz sanirim . Jean Piaget. Daniel Stern. bu iki saygin bilim kilavuzu. bu gun gelismis butun universitelerde (psikologi, pedagogi alaninda) okutulan, gelisim psikolojisi konusunda sayili otoritelerden bazilari. ben 60 yasimdayim. dayagin bir terbiye yontemi olarak kullanildigi ve hatta atasozlerine alindigi toplumlarda ne yazikki nefret ve siddet bir yapisik kardes gibi gelisirler. ve yurdumuz da bundan 50 yil onceki egitim de dayak oldukca yaygindi. simdi nasil bilemiyorum. ama hala arada bir ogrencisini doven "ogretmeleri" duyuyor, okuyorum. ama tabii ki karilarini dovmeyi emreden bir dine sahip oldugumuzu gozonune getirdigimizde, nicin nefretle dolu bir topluluk oldugumuzu anlamakta gucluk cekmeyiz. Bu gun gezegenimize sekil veren insanlarin cok buyuk bir cogunlugu ozgur dusunerek buyumus veya sorgulamayi ogrenmis insanlar. eger cocuklarimizi, ceza korkusu olmadan ama sorumluluk bilinci ile yetistimeyi ogrenebildigimiz an, inanin nefret ve siddet en az sahit oldugumuz cirkinlik olacaktir. buraya yazmaktaki amacim kesinlikle bir yanlis bulmak degil, uygarca bir dialog ile bildiklerimizi aramizda degistirmek. Ve biliyorum ki siteyi kuran kimselerin amacida bu. katilan arkadaslara esenlikler dilerim.
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 14-04-2010, 19:36
gematria - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
gematria gematria isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Apr 2007
Mesajlar: 643
Standart

sevgili çağlayan dediklerinizde haklısınız günümüz eğitim örf adet veya yetiştirilme tarzlarımızda bize şiddeti aşılayan faktörlerin olduğu açık bahsettiğiniz gibi .. fakat benim konuyu ele alış biçimim evrimsel süreçte henüz bu kadar çağdaş olmadığımız dönemlerde yani atalarımızın sadece güce çevikliğe dayanan hayatta kalma sisteminde geliştirdiği bazı içgüdülerdir... en basit örneği avlanırken şiddet ve nefret gerekli etmenlerdi ... türümüzün hayatta kalması için geliştirdiği bu doğal içgüdüler bizede genlerimiz aracılığıyla miras kalmaktadır .. ama günümüz gelişen toplumsal düzeninde daha az başvurmak zorunda kaldığımızdan bu içgüdümüzün yavaş yavaş körelmeye yüztuttuğunu düşünmekteyim ...sizin bilgilerinizi . tecrbülerenizi ve okuduğunuz kitaplardaki önemli bulduğunuz yerleri paylaşmanızı gönülden dilerim....feyzinizden yararanmak amacıyla mesajlarınızın takipçisi olacağım sevgilerle...

"Gerçek, inanmayı bıraktığında, çekip gitmeyendir."
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 14-04-2010, 21:08
UlulElbab UlulElbab isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 21 Dec 2009
Bulunduğu yer: Micronesia
Mesajlar: 1.406
Standart

gematria´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
benim konuyu ele alış biçimim evrimsel süreçte henüz bu kadar çağdaş olmadığımız dönemlerde yani atalarımızın sadece güce çevikliğe dayanan hayatta kalma sisteminde geliştirdiği bazı içgüdülerdir... en basit örneği avlanırken şiddet ve nefret gerekli etmenlerdi ... türümüzün hayatta kalması için geliştirdiği bu doğal içgüdüler bizede genlerimiz aracılığıyla miras kalmaktadır .. ama günümüz gelişen toplumsal düzeninde daha az başvurmak zorunda kaldığımızdan bu içgüdümüzün yavaş yavaş körelmeye yüztuttuğunu düşünmekteyim ...sizin bilgilerinizi . tecrbülerenizi ve okuduğunuz kitaplardaki önemli bulduğunuz yerleri paylaşmanızı gönülden dilerim....feyzinizden yararanmak amacıyla mesajlarınızın takipçisi olacağım sevgilerle...
Saygıdeğer gematria,
Daha önceleri UlulElbab nickimle sizinle verimli yazışmalarımız olmuştu...Bundan cesaret alarak araya girmiş bulundum kusura bakmayın...
Avlanırken Siddet ve Nefretin gerekli olduğuna dair Bilimsel bir dayanağınız var mı? Yoksa sürçü Lisan olarak mı algılamamlıyız?
Nefret ve Şiddete ihtiyai yoktur..ayrıca bunlar bir Duygu/Algı...
Avlanırken insan Beyni Endorfin, Dopamin ve Serotoninsalgılama emri verir...
Böylece Kaslara ekstra kan pompalanır ve hız/Güç temin edilir...
Aslında bu "Savaş veya Kaç" mekaniğinin bir gereğidir...
Bu özellikler milyonlarca yıl önce olduğu gibi bugünün Şehir hayatında da gerekli ve Evrimleştiğine/Köreldiğine dair bilimsel bir kanıt yok...
Köşe başında bir Soyguncu ile karşılaştığınızda veya Bir kamyon sessizce yaklaşıp kornaya bastğında bu hormonlar salgılanır.
Kollar kanat gibi iki yana açılır...Bu ana karnında Bebeğinde...Sina dağında Musanında yaptığı aynı harekettir.
dip not olarak...Tanrıyla? temasa geçen insanın beyin kimyasına hükmedip,
Endorfin, Dopamin ve Serotonin seviyesini düşürmesi Melanini artırması istenir...
Saygılarımla...
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 15-04-2010, 12:43
gematria - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
gematria gematria isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Apr 2007
Mesajlar: 643
Standart

saygıdeğer ululebsar ...

beyinde her hissiyat için özelleşmiş bölgeler bulunmaktadır ...aşk mantık korku nefret sevgi vs yüzlerce duygu da dışarıdan uyaran sonrası beynin belli bölgelerinde ki elektriksel aktivite artışı sonucu oluşmaktadır ... bu elektriksel aktviteler sonucu oluşan nörohormonlar endorfin dopamin seratonin katekolaminler vs. bu hormonlar ise bu elektriksel aktivitenin sağlıklı işlemesini ve duyguunun oluşmasını sağlarlar ... bu hormonlar hemen her duyguda işlev almaktadır fakat bu duygularda katılım oranları farklıdır ...(mesela aşkta dopamin baskınlığı vardır) dolayısyla nefreti veya başka bir duyguyu tek bir nörohormona bağlayamayız ...

avcı toplayıcı atalarımızın çaplarına geri dönersek bir avı köşeye sıkıştırdık ve elimizde ki taşla onun başını ezmeliyiz osırada avda kendini savunmak için bize saldırmaya çalışıyor .. bu durumda bu eylemin başarıya ulaşmasında etkili beyinsel uyarılar otomatik olarak devreye girer (çünkü ihtiyacımız vardır) ve oluşan şiddete eğilim artışıyla daha çevik ve daha güçlü konsantre bir şekilde hareket edebiliriz .. işte bu tip durumlarda beynin nefret kaynağının etkinliği artmaktadır ...

veya ailemizden birisini öldürmeye çalışan bir şahsı düşünelim .. bu bir hayvanda olabilir insanda ... türün devamlılığı açısından o kişiden nefret etmemiz gereklidir .. bu şekilde bu faktörden kurtulma yollarını araştırır ona karşı mücadele eder ve neslimizin devamını sağlarız ... işte bu yüzden nefret gerekli bir içgüdüdür eğer nefret olmasaydı bugün dünya üzerinde insan soyundan bahsedemezdik ...

yapılan araştırmalarda deneklere daha önceden nefret ettiklerini belirttikleri kişilerin fotoğrafları gösterildi ve aynı anda beyin MR’ları çekilİyor... Karşılaştırma yapabilmek için, kişilerin herhangi bir his beslemedikleri insanların fotoğrafları da kullanılıyor... ve bu sayede nefret esnasında hangi beyin loblarının uyarıldığı aktifleştiği çok net olarak ortaya çıktı ...

beynimzdeki limbik sistem duyguların kontrol ve üretim merkezidir .. saldırganlık ve nefrette yine bu bölgelerde oluşan evrimsel bir mirastır bize... özellikle septal alan ve amigdala saldırganlığın ve nefretin oluştuğu bölgelerdir ... nefretin evrimsel yararı: kişinin daha mantıklı düşünmesini ve yakında olacak olayları daha iyi tahmin etmesini sağlıyor... Böylece beyin, nefret edilen kişiden en az şekilde zarar görmeyi, o kişinin hareketlerine zamanında karşılık verebilmeyi sağlamaya çalışıyor veya o kişiye zarar vermenin yollarını arıyor...beynin karar verebilme yetisini artırıyor... işte bu şekilde tarihten beri doğal seleksiyon karşısında ki en büyük kozlarımızdan biri olmuştur saldırganlık ve nefret ...


aynen sizinde bir kısmını açıkladığınız gibi amigdala refleks sonucu uyarıldığında dediğiniz kas gerginliği pupillerde midriyazis tüylerde dikenleşme hızlı soluk alıp verme ve kalp atışlarında artış vs. gibi etkiler oluşmakta aynı zamanda kişi nefret duymakta ve bu sayede karşıdakini nasıl alt edebileceğini düşünmekte ve bu olaylar sonucu insan saldırganlığa hazır duruma gelmektedir ... bunları kişi bilinçli olarak kendisi yapmaz dediğim gibi bu süreç evrimsel bir mirastır ve içgüdüsel olarak oluşur fakat oluştuktan sonra günümüzde gelişen mantık kısmı ve ön frontal lob sayesinde konrtol altına alınabiliyor (ama unutmayın oluştuktan sonra frenleyebiliyoruz.. henüz okadar beynimiz üzerinde söz sahibi olamadık süreç daha işlemekte ilkel güdülerimiz haala çok etkililer)

küçük yaştaki çocuklarda şiddet vb uygulamalara başvurdukları pek görülmez çünkü henüz fiziksel olarak rekabete girişecek durumda değillerdir .. bu yüzden beyindeki bu sistem nefret değilde korku üretecek şekilde işler ve rekabetten kaçmaya yarar zarar görmemek üzere evrimleşmiştir ... fakat zamanla fiziksel gelişim sonucu rekabette rol alabilecek kapasiteler geliştiğinde işte bu içgüdüye götüren yolaklar açılmış olur ... öğrenmenin isee şiddetin kendisi değil şidettin nasıl uygulanması konusunda bir yardımı olur ...

http://www.tubitak.gov.tr/sid/342/ci...057844D8A46B1F

http://www.istanbul.edu.tr/itf/fizyo...bik_sistem.pdf

http://www.doktorumonline.net/mid/ar...Biyolojisi.htm

ayrıca bilim ve teknik dergisinin şubat 2001 tarihli sayısında ki şiddet adlı makaleyi ve
bilim ve teknik dergisinin 407. sayısında ki şiddetin kimyası adlı makaleyi okumanızı öneririm söylediklerimin temelini oluşturan çalışmalardır ...

son söz olarak sadece şiddeti nefreti değil aynı zamanda fedakarlık gibi bir çok güzel duygununda evrimsel olarak oluştuğunu göz ardı etmememiz gerekli .. bizler aslında atalarımızın mirasıyız .. ve hepimiz bu mirasa küçükte olsa birşeyler katarak diğer nesillere bırakmaktayzz....

"Gerçek, inanmayı bıraktığında, çekip gitmeyendir."
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 15-04-2010, 17:51
caglayan caglayan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 09 Sep 2006
Bulunduğu yer: København
Mesajlar: 11
Standart Nefret ve Kokeni

Sevgili gematriya .duyarliliginiz icin tesekkur ederim . amacim suphesiz sizi elestirmek degil tam ziddi olarak fikir alisverisin de bulunmak . modern bilim butun insan karakterlerinin sebebini yanilmaz bicimde acikliyor. bilimle dini ayiranda bu zaten. pedagogi okudugum donemde siddetle psikologi ye ilgi duydum . cunki bu iki bilim dali birbirlerinin yumurta ikizi gibi. ozellikle gelisim psikologi`si pedagogi egitiminin en onemli dersi. Bu ilgi sebepsiz degil. yogun islam kulturunun sopasi ile yetismis biri olarak, iki kultur arasindaki farki gorup etkilendim. ve bu egitimi tabularin en az yer tuttugu skandinavia (Danmark)da gordum . bu gun modern bilim, insan karakterlerinin kaynagini tartismaya firsat vermeyecek kadar net bir sekilde acikliyor. tabiiki bilimi kavramis, bilime saygiyi ogrenmis toplumlara. bu gun psikopat, pedofil, saldirgan, korkak, pisirik,vs. butun bu insan karakterleri, dogumdan itibaren baslayan aile, cevre ve egitim faktorlerinin yarattigi karakterlerdir. ve bu yuzden uygar toplumlarda cocuklarin ruhsal gelisimini kontrol etmek devletin gorevleri arasindadir! (bizde de deniz feneri kurmak). bilimsel dayanaktan yoksun hersey bizleri yanilgiya goturebilir. o yuzden bilimle olculendirilmemis hic birseyi yazmak istemem. aksi halde Turan Dursun. ogretmenime layik bir ogrenci olamam! (saniyorum benim PC de aksilik var bu ucuncu yazisim ve bir turlu gonderemedigim gibi her seferinde metni degistirmek zorunda kaldim istemiyerek) bazi kimselerin yazilarinda kufur ve hakaretler goruyorum. bu seviyyesizlik fikirsel aczin bir disavurumudur(ifadesi). tabii ki bu insan turleri ile dovusmek degil amacimiz. ve bu insan larin nasil bir aileden geldigini hemen tahmin edebilirsiniz iste bilim bize bunu ogretir. bundan boyle firsat buldukca. ki zamanim oldukca kisitli. cocuk egitimi ile ilgili kitaplardan ceviriler yaparak sunmak. bos vakitlerimi olabildigince bu sitede kullanmayi istiyorum. dilerim sikca yazismak mumkun olur. dinlerden arinmis bir gelecek umudu ile hosca kalin.
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 15-04-2010, 22:21
gematria - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
gematria gematria isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Apr 2007
Mesajlar: 643
Standart

evet bu sadece beni değil tüm site severleri çok mutlu eder sevgili çağlayan ...
dediğiniz gibi doğumdan sonra başlayan aile çevre ve eğitim faktörleri kişilerin karakterlerinin gelişimini sağlayan yegane faktörlerdir .. bir insan eğer saldırgan olmayı öğrenebiliyorsa (beyninde bunu sağlayan yolaklar mevcutsa amigdala nın saldırganlık üreten kısmı gibi) bu onun doğasında zaten mevcuttur ve bu yeteneğini açığa çıkarmıştır demektir .. yani misal amigdalasını aldığınız bir bebeği en kötü ortamlarda yetiştirin saldırganlığa azmettirin hayatı boyunca şiddet aşılayın o yine saldırganlık sergileyemez belki sadece rol yapar ama gerçekten hissedemez ...atalarımızın genleri hangi kişilikte olacağımıza karar vermezz sadece hangi kişiliğee yatkın olduğumuzu belirler .. yani salgırgan bir neslin ürünününde saldırganlığa meyilli yatkın olması kaçınılmazdır... ama dediğiniz gibi eğitim ve yetiştirilme tarzı ile genlerinin aksine bir kişilik yaratmak olasıdır ... yani eğitim ve yetiştirilme tarzı genlerimizden daha etkilidir kişilik belirlemede ... yani benim söylemek istediğim insanoğlu zaten doğasında (genler ve beyinde ki bu duygular için özelleşmiş kısımlar) varolmayan bir duyguyu sonradan öğrenemez ...

"Gerçek, inanmayı bıraktığında, çekip gitmeyendir."
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 16-04-2010, 12:33
gematria - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
gematria gematria isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Apr 2007
Mesajlar: 643
Standart

bilim ve gelecek dergisinin bu ayki sayısında nobel ödüllü nörolog rita levi montalcini ile bir şöyleşi bulunmakta ... konumuzlada ilgili açıklamalarının bir kısmını paylaşmak isterim


beynimizde australopitekus tan bu yana hiçbir değişim göstermeyen,aynı kalan arkaik (primitif,ilkel) bir bölge vardır ...Bu şiddeti barındıran bir alandır...bu bölge insanı ağaçtan inmeyi başardığı zaman kurtardı...insanın kendini savunabilmesini ve mücadele etmesini sağladı...bugün ise yok oluşunun sebebi olabilir...diktatörler ,totaliter rejimler,köktendinciler,arkaik beyinden yararlanıyor ve onu kendi çıkarları için kullanıyorlar...oysa şimdi kumandayı modern korkteks ile dil ve bilginin beyni almalı ...

diyor ünlü nörolog bilimkadını ve amigdalayı + septal kısmı işaret ediyor...

"Gerçek, inanmayı bıraktığında, çekip gitmeyendir."
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 20-04-2010, 20:07
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

sevgi ve nefretin her ikisinin de insana ait olduğu tespitinde yanılsamalar var.
nefret sonuç.bir sebebe bağlı olarak tepkisel olarak ortaya çıkıyor.
normal koşullarda , bir insan pek çok şeye karşı sevgi hissedebilirken, aynı anda pek çok şeye de nefret hissetmiyor.
aslolan sevgi.nefret ise arizi ve insanın özünden kaynaklanmıyor.
nefret iktidar ilişkilerinin sonucunda doğuyor ve gelişiyor.
o yüzden de nefret için koşulların oluşması gerekiyor.ötekileştirme bu koşullardan sadece biri.
normal şartlar altında bir başka insandan nefret etmeye değil sevmeye eğilimli olduğumuzu ifade etmeye çalışıyorum.
elbette insanın nefret edebilme yeteneği ve potansiyeli de var.bunu reddetmiyorum.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Tanrı'nın En Nefret Ettiği Şey Kulluktur theatre İslam 13 05-09-2009 01:13
Burdaki herkesten Nefret Ediyorum Redgreen İslam 38 15-05-2009 06:46
Nefret ve düşmanlık etmeye çağırmak tewderi Hristiyanlık 1 01-11-2006 11:43
NEFRET DINI ISLAM İslam 4 10-01-2006 20:23

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:37 .