Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Biyoloji > Evrim

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 31-03-2008, 00:46
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart İnsanlar ve Diger Hayvanlar

İnsanlar ve Diğer Hayvanlar: Diğer Hayvanların da Duyguları Var - Dolayısıyla Hakları da Olmalı (22.03.2008)
*
* * * *
Yazar *Jeremy Rifkin

*
Geçtiğimiz yıl üst düzey bilim çevrelerinde tartışmalar biyoteknoloji, nanoteknoloji ve bilgisayar gibi alanlardaki son gelişmeler ve evrenin yaşı gibi daha küçük bir topluluğu ilgilendiren konular üzerinde yoğunlaştı. Ama bir yandan da dünyanın çeşitli yerlerindeki laboratuvarlarda, sessiz sedasız, dünyayı algılayışımızı ve kavrayışımızı daha da derinden etkileyebilecek ilginç gelişmeler yaşanıyordu. İşin tuhafı bu araştırmaların sponsorluğunu McDonald's, Burger King, KFC gibi fast food restoran zincirleri üstlendiler.



Hayvan hakları aktivistlerinin baskılarına ve kamuoyunun hayvanlara karşı insancıl bir yaklaşım benimsenmesi yönünde artan desteğine karşı koyamayan şirketler, diğer hayvanların duygusal, ruhsal ve davranışsal dünyalarını ve başka bazı özelliklerini aydınlatmaya yönelik araştırmalara mali destek vermeyi kabul ettiler. Araştırma bulguları son derece rahatsız edici. Görünen o ki, diğer hayvanların önemli bir bölümü bize şu ana kadar düşünegeldiğimizden daha çok benziyorlar. Fiziksel ve ruhsal acılara, strese, şefkate, heyecana, hatta sevgiye hayvanlarda da rastlanıyor.



Örneğin ABD'deki Purdue Üniversitesi'nde domuzların sosyal davranışları üzerine yürütülen araştırmalar, bu hayvanların kendilerine ilgi gösterilmesine muhtaç olduklarını ve tecrit edildiklerinde ya da birbirleriyle oynamalarına izin verilmediğinde hemen mutsuz olduklarını ortaya çıkardı. Ruhsal ya da fiziksel uyaran yoksunluğu domuzların sağlık sorunları yaşamalarına ve daha sık hastalanmalarına yol açabiliyor. AB yetkilileri, bu araştırmalardan çok etkilendiler ve 2012 yılından itibaren geçerli olmak üzere domuzları tecrit edici ahır bölmelerini yasaklayarak hayvanları rahatça dolaşabilecekleri barınaklarda tutmayı zorunlu hale getirdiler. Almanya'da hükümet domuz yetiştiricilerini her hayvana günde 20 saniye yakınlık göstermeye ve kavga etmelerini önlemek için onlara iki-üç oyuncak vermeye teşvik ediyor.



Domuzlara ilişkin araştırmalar, hayvanların duyguları ve bilişsel yetenekleri üzerine yürütülmekte olan araştırmaların yalnızca çok küçük bir kısmını oluşturuyor. Kısa bir süre önce prestijli bilim dergisi Science'ta yayımlanan, Yeni Kaledonya kargalarının kavramsal yeteneklerine ilişkin makale, araştırmacıları hayretler içinde bıraktı. Oxford Üniversitesi'nden araştırmacıların yürüttükleri kontrollü deneylerde, Betty ve Abel adındaki iki kuşun bir borunun içindeki eti çıkarmak için düz bir tel parçası ile kanca biçimindeki bir tel parçasından birini kullanmalarına izin verildi. İki kuş da kanca biçimindeki teli seçtiler. Ama erkek ve daha başat olan Abel beklenmedik bir hareketle Betty'nin kancasını kapıverdi ve ona sadece düz teli bıraktı. Pes etmeyen Betty gagasıyla teli yerdeki bir çatlağa sıkıştırdı ve yine gagasını kullanarak Abel'in çaldığına benzer bir kanca haline getirdi. Sonra kancayı kullanarak borunun içindeki yiyeceği çıkardı. Araştırmacılar Betty'ye 10 kez daha düz tel vererek deneyi tekrarladılar; Betty 9 defasında teli kanca haline getirerek gelişmiş bir alet yaratma yeteneği olduğunu ortaya koydu.



Alet yapmak ve dil becerileri geliştirmek tamamen türümüze özgü olduğuna inanageldiğimiz özelliklerden sadece ikisi. Bir diğer özellik kendinin farkında olma. Filozoflar ve hayvan davranışbilimcileri, eskiden beri, bireycilik duygusundan yoksun oldukları için diğer hayvanların kendilerinin farkında olamayacaklarını öne sürerler. Bir yığın yeni araştırmaya göre bu doğru değil. Washington Doğal Hayvanat Bahçesi'nde kendilerine ayna verilen orangutanlar bunları kullanarak vücutlarının normalde göremedikleri kısımlarını incelediler ve bir kendilik duyguları olduğunu gösterdiler. Atlanta Hayvanat Bahçesi'nde yaşayan Chantek adındaki bir orangutan, bakıcısının aktardığına göre, aynayı kullanarak dişlerini temizlemiş ve güneş gözlüklerini düzeltmiş.



Bilimciler, insanlarla diğer hayvanları kesin biçimde ayıran şeyin ne olduğu üzerine sürdürülen tartışmalarda, eskiden beri, ölülerin ardından yas tutmanın gerçek bir ayrım yarattığını ileri sürerler. Onlara göre, diğer hayvanlar ölümlü olduklarını hissedemezler ve kendilerinin de öleceği düşüncesini kavrayamazlar. Ama hayvanlar ölüm acısını hissediyor gibi görünüyorlar. Fillerin ölen akrabalarının yanında günler boyu sessizce beklemeleri, ara sıra hortumlarıyla onların vücutlarına dokunmaları sık rastlanan bir durumdur. 25 yıldır Afrika fillerini inceleyen Kenyalı biyolog Joyce Poole, ölülerine karşı davranışlarının "fillerin derin duygulara sahip oldukları ve ölümü bir dereceye kadar anladıkları konusunda kendisinde pek bir şüphe bırakmadığını" söylüyor.



Ayrıca, neredeyse tüm hayvanların, özellikle de yavruların oyun oynadıklarını biliyoruz. Köpek, kedi ya da ayı yavrularının maskaralıklarını birazcık olsun gözlemleyen birisi, bu yavrularla bizim çocuklarımızın oyun oynama biçimleri arasındaki benzerliklere fark edecektir. Sıçanların beyin kimyaları üzerine yapılan son araştırmalar, oyun oynamakta olan hayvanların beyinlerinin büyük miktarlarda dopamin salgıladığını gösteriyor. Dopamin, insanlarda haz ve heyecanla bağlantılı olduğu bilinen nörokimyasal bir maddedir.

Son araştırmalarda elde edilen bulgular, ortodoks bilimin benimsediği düşünüş biçimlerinden dağlar kadar uzak. Bilimciler çok yakın bir zamana kadar çoğu hayvanın davranışlarını tamamen içgüdülerin belirlediği ve öğrenilmiş davranış gibi görünen şeyin aslında genetik olarak programlanmış etkinlikler olduğu görüşünü öne sürmeye devam ediyorlardı. Artık, sözgelimi kazların yavrularına göç yollarını öğretmek zorunda olduklarını biliyoruz. Aslında, ebeveynin yavrulara bir şeyler öğretmesinin sanılandan çok daha yaygın bir durum olduğunu ve çoğu hayvanın sürekli deney yoluyla edinilmiş deneyimlere ve deneme-yanılma yoluyla gelişmiş bir problem çözme becerisine sahip olduğunu fark etmekteyiz.



Peki bütün bunlar diğer hayvanlara karşı benimseyeceğimiz tutumu nasıl etkilemeli? Her yıl laboratuvarlarda acı verici deneylere maruz bırakılan binlerce hayvan ne olacak? Ya hiç de insanca olmayan koşullarda yetiştirilen ve öldürülerek insanlarca tüketilen milyonlarca çiftlik hayvanı? Hayvanları bacaklarını sıkıştırarak yakalayan kapanlar yasaklanmalı mı? Kürk alımı ve satımına karşı mücadele edilmeli mi? Ya spor amacıyla hayvanları öldürmek? İngiltere'deki tilki avı, İspanya'daki boğa güreşi, Meksika'daki horoz dövüşü... Ya hayvanların eğlence amacıyla kullanılması? Aslanların hayvanat bahçelerinde kafeslere kapatılmaları, fillerin sirklerde gösterilere çıkarılmaları doğru mu?



Bu sorular artık dünyanın her yerinde mahkemelerde ve yasama organlarında sorulmaya ve tartışılmaya başlandı. ABD'de Harvard'ın da aralarında bulunduğu 25 hukuk fakültesinde hayvan hakları üzerine dersler kondu ve yargının önüne getirilen hayvan hakları davalarının sayısı giderek artıyor. Almanya, kısa bir süre önce hayvan haklarına anayasal güvence sağlayan ilk ülke oldu.



İnsanlık macerası boyunca empatinin kapsamı giderek genişledi. Başlangıçta yalnızca akrabalara ve kabilelere empati gösteriliyordu. Giderek benzer değerlere –ortak bir dine, milliyete, ideolojiye– mensup tüm insanlara karşı empati hissedilmeye başlandı. 19. yüzyılda ilk hayvanları koruma dernekleri kuruldu ve diğer hayvanlara karşı da empati duyulmaya başlandı. Bugün milyonlarca insan, hayvan hakları hareketi çerçevesinde hayvanlara karşı ilgimizi ve empatimizi daha da derinleştirmeye devam ediyorlar.



Hayvanların duyguları, bilişsel yetenekleri ve davranışları üzerine yürütülmekte olan araştırmalar insanlığın bu macerasında yeni bir aşamaya geçmesini ve empatimizi bizimle birlikte yaşayan daha geniş bir canlı topluluğunu da içine alacak şekilde genişletmemizi ve derinleştirmemizi sağlayacak.



Çeviren: HAYRULLAH DOĞAN

-----------------------

Özellikle fillerin ölüm bekleyişleri ve alet yapan kuşlar vb hususları çok ilginç buldum. Paylaşılması dilegiyle.

saygılarımla

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...

Nazım Hikmet

www.dilaverkom.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 21-06-2008, 21:57
yucemanitu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
yucemanitu yucemanitu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jun 2008
Mesajlar: 3.591
Standart

Bir belgeselde izlemiştimbebek fil ölünce bütün fil sürüsü resmen ağladı. Ayrıca bir akvaryumda eşi ölen yunus da depresyona girmişti yeyip içmiyordu zar zor normale döndürdüler. Harbi bu hayvanlarda ölüm kavramı var.

SAPERE AUDE!
"Cehennemliklerin en hafifi azaplısı ayaklarına ateşten iki nalın giydirilmiş olan kimsedir. Bu nalınlar o kimsenin beynini tıpkı bir kazan gibi kaynatırlar. Kulakları kor, azı dişleri kor ve kirpikleri yalazdır. Karın boşluğundaki iç organları eriyip ayaklarından akar. Bu kişi en hafif azaplı cehennemliklerden biri olduğu halde en ağır cehennem azabını çekenlerden biri olduğunu zanneder." (Müttefekün Aleyh)
"Onların derileri pişip yandıkça azabı duymaları için onlara yeni cilt giydiririz." (Nisa; 56) Hasan-ı Basri şöyle demiştir: "Onların derileri günde yetmiş bin kere yanar ve yenilenir."
Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Cehennem ehlinin alt çeneleri göğüsleri üzerine iner, üst çeneleri de alınlarına kadar çıkar. Bundan sonra sırıtan bir kelle halinde kalırlar." (Tirmizi)

Allah işkence edenlerin en hayırlısıdır.
http://kloroben.blogspot.com/

http://blog.radikal.com.tr/Bloglar/malumat-i-siddik
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 22-06-2008, 01:51
simson simson isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 09 Jun 2008
Mesajlar: 23
Standart

başörtülülere hayvan kadar hak verilmiyor be
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 22-06-2008, 02:42
BenDeniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
BenDeniz BenDeniz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 May 2008
Mesajlar: 190
Standart

Yapın efendim yapın!!! İnsanı eşref-i mahluktan indirin,inkişaf etmiş hayvan yapın!! Yapında tez vakitte felakete sürüklenelim!

''Bir Topluluğa Olan Düşmanlığınız,Sizi Onlar Hakkında Adaletten Ayırmasın''
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 22-06-2008, 05:47
kalkandelen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
kalkandelen kalkandelen isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Jan 2005
Mesajlar: 110
Standart

insan arsiz,yuzsuz,provakator,hirsiz,tecavuzcu,yalanci,d uzenbaz,takiyyeci olabiliyor..

hayvanlari cok seviyorum..

zurafada ses kutusu var utangac oldugu icin konusmuyor...yunus ve papagan konusuyor..

kopek ve at sizin icin denize atlar sizi kurtarmak icin elinden geleni yapar..hayvan cok asil..hemde dinsizler )

ama bazi takiyyeciler var o hayvanlarin tek kilina degismem..

Dinler afyondur, allah zayif insanlarin kafasinda yarattigi varolmayan birseydir..
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 22-06-2008, 22:41
gozeneli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
gozeneli gozeneli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Feb 2008
Bulunduğu yer: gozeneli@kolay.net
Mesajlar: 482
Standart

Elbette hayvanlarında hakkı var. Beni çok üzen konulardan biride şu helal et.

İnsancıl şekilde yedigimiz hayvanları öldürmek varken neden barbarlık saydıgım kanını akıtarak öldürmeye gidiliyor?

Yanlış bilmiyorsam hayvanlar (kaplan) bile avlarını bir ısırıkta öldürüyor.

Bazıları bu kadar merhametli bile olamıyor. Bu barbarlık canilik durdurmalı.

Böyle din böyle Tanrı mı olur?
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 09-04-2018, 01:18
Engse Hohol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Engse Hohol Engse Hohol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2010
Mesajlar: 1.879
Standart

Suriyelilerin hayvan sevgisine tanık olacağız şimdi! Adana Karataş yolunda 01 MA 0171 plakalı kamyonetin arkasına bağlanarak süreklenen köpek, Suriyelilerin mentalitesi hakkında ipucu veriyor.

Suriyeli insan iken bu acımasızlığı yaparken, vahşi hayvanlardan olan dişi aslan, antilop yavrusunu sırtlandan koruyor ve Bebek antilop da dişi aslan'a annesi gibi davranıyor çünkü antilop yavrusu henüz 1-2 saat kadar önce doğmuş. Baby Wildebeest Treats Lioness Like Mom



Bir başka bölgede başka olayda yine dişi aslan, antilop yavrusunu yemiyor, diğer aslandan korumak için mücadele ediyor. Aslan ve Antilop Yavrusu | Lion vs Baby Wildebeest



Antilop yavrusunu koruyan aslan.

islamın yıkıma uğraması karşısında müslümanların, el-lah'ı ayakta tutundurabilmek için yalanlar söylemeleri kaçınılmazdır. hohol : aesir
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 09-04-2018, 01:45
pianola - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pianola pianola isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 22 Oct 2014
Bulunduğu yer: Platon'un Mağarası
Mesajlar: 1.906
Standart

ikinci videodaki genç bir erkek yalnız , dişi dahil olmadan önceki tavırlarından umutlandım sahiden (başını falan eğiyordu), ancak ne yazık ki tek derdi yemeği paylaşmamak..


Ben de içgözlemin kurbanıyım.
Sylvia Plath

Her bir sözcük, sessizlik ve hiçbirşeyliğin içinde gereksiz bir leke gibi...
Samuel Beckett

Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...
Aşık Veysel

Tekrar ede ede bitirilemeyen keşif, tekrar ede ede bitirememenin keşfine dönüşür.
Maurice Blanchot

İletişim, bir iletişimsizlik düzeneğidir.
Lacan

Sonuçta hepsi kendini kandırmaktan ibaret, öyle değil mi..?
Marilyn Monroe

ex nihilo nihil fit
il n'y a pas de hors-texte
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 24-04-2018, 21:45
Engse Hohol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Engse Hohol Engse Hohol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2010
Mesajlar: 1.879
Standart



Eşek arısının kafası kopuyor veya kamera kaydını yapan insan tarafından eşek arısının kafası koparılıyor. Sonra eşekarısı bacakları ile elleme yordamıyla kafasını buluyor ve ortamdan uçarak uzaklaşıyor. Demekki ortam tekin değil. Umarım uçtuğu yerde kafasını kendine montajlayabilmiştir.

Decapitated wasp grabs its head before flying away

islamın yıkıma uğraması karşısında müslümanların, el-lah'ı ayakta tutundurabilmek için yalanlar söylemeleri kaçınılmazdır. hohol : aesir
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 25-04-2018, 08:28
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.074
Standart

Engse Hohol´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster


Eşek arısının kafası kopuyor veya kamera kaydını yapan insan tarafından eşek arısının kafası koparılıyor. Sonra eşekarısı bacakları ile elleme yordamıyla kafasını buluyor ve ortamdan uçarak uzaklaşıyor. Demekki ortam tekin değil. Umarım uçtuğu yerde kafasını kendine montajlayabilmiştir.

Decapitated wasp grabs its head before flying away
kafayla bağı mı var? eğer elleri düşünmüyorsa
demek ki eşek arısının kollarını beyni koordine etmiyor ya da kablosuz erişim de kullanıyor bu arkadaş...

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:09 .