AhbAp´isimli üyeden Alıntı
Pilatus, İsa döneminde Kudüs'te Roma Valisi olarak görev yapma şanssızlığına nail olmuş mitolojik bir arkadaşımızdır!
İncil'in hikayesine göre İsa, Zeytin Dağı'nda başına gelecekleri bekleyerek dua etmektedir ve her şey "kutsal yazıtlarda"(!) olduğu gibi gerçekleşir. Başkahinlerin askerleri ve görevlileri, ispiyoncu Yahuda'nın önderliğinde gelirler ve İsa'yı tutuklarlar. İsa, Başkahin Kayafas'ın yargı salonunda yargılanır, burada "Ben O'yum ve hüküm gününde beni babam olan Tanrı'nın sağında otururken göreceksiniz" deyince, hakkındaki hüküm verilir. İsa ölmelidir!
Ancak bir sorun vardır. Başkahinler ölüm hakkında hüküm vermeye yetkili olmadıklarından, bu işi dönemin Roma Valisi olan Pilatus'a sevk ederler.
Yuhanna İncili'nin 18. bölümünün 28. ayetinden itibaren de okuyacağınız gibi, Pilatus bu ölüm hükmü verme işine gönülsüzdür. "Neden bu adamı karşıma getirdiniz" türünden sorular yöneltir karşısındaki başkahinlere ve yahudilere. Onlar da "Bu adam, kendini Sezar'a karşı kral ilan etti. Ben Tanrı'nın oğluyum, mesihim diyor, Sezar'a vergi falan vermeyeceksiniz diyor, kısa sürede çok çabuk büyüyen tehlikeli bir tarikatın lideri oldu" şeklinde Pilatus'a gaz verirler. Pilatus'un "Alın o halde, bu adamı kendi yasalarınız doğrultusunda yargılayın" demesi üzerine, ölüm cezası vermeye yetkileri olmadığını söyleyen Yahudiler, İsa'nın çarmıha gerilmesini talep ederler.
Bunun üzerine Pilatus, İsa'yı birkaç kere sorgular ve İsa'nın suçsuz olduğuna karar verir ve bu kararını Yahudilere açıklar. Yahudiler infial yaratırlar, bu karardan hoşnut değildirler. Öte yandan Pilatus da korkmaktadır; bölgede isyanlar olmakta ve bu durum Roma'nın hoşuna gitmemektedir. Yeni bir isyandan tırsmaktadır Pilatus. Ama İsa'ya da ölüm cezası vermek içinden gelmez. Yahudilerin fikrini değiştireceğini düşünürek, onlara bir teklifte bulunur: "İsa'yı mı serbest bırakayım yoksa toplumun yaka silktiği adi ve iğrenç Barabba (Barrabas)'yı mı?". Yahudiler bir ağızdan "Barabba!" diye bağırır; katil Barabba bu sayede paçayı kurtarır. Bunun üzerine İsa'yı ne şekilde kurtarabilirim diye endişelenen Pilatus, Yahudilerin içi soğusun diye onu ağır bir şekilde kırbaçlatır. Ama bu bile Yahudileri rahatlatmaz, "O'nu çarmıha ger!" diye bağrışırlar.
İncil'de hikaye şöyle devam eder:
Yu.19: 6 Başkâhinler ve görevliler İsa'yı görünce, "Çarmıha ger, çarmıha ger!" diye bağrıştılar. Pilatus, "O'nu siz alıp çarmıha gerin!" dedi. "Ben O'nda bir suç bulamıyorum!"
Yu.19: 7 Yahudiler şu karşılığı verdiler: "Bizim bir yasamız var, bu yasaya göre O'nun ölmesi gerekir. Çünkü kendisinin Tanrı Oğlu olduğunu ileri sürüyor."
Yu.19: 8 Pilatus bu sözü işitince daha çok korktu.
Yu.19: 9 Yine vali konağına girip İsa'ya, "Sen nereden geliyorsun?" diye sordu. İsa ona yanıt vermedi.
Yu.19: 10 Pilatus, "Benimle konuşmayacak mısın?" dedi. "Seni salıvermeye de, çarmıha germeye de yetkim olduğunu bilmiyor musun?"
Yu.19: 11 İsa, "Sana gökten verilmeseydi, benim üzerimde hiçbir yetkin olmazdı" diye karşılık verdi. "Bu nedenle beni sana teslim edenin günahı daha büyüktür."
Yu.19: 12 Bunun üzerine Pilatus İsa'yı salıvermek istedi. Ama Yahudiler, "Bu adamı salıverirsen, Sezar'ın dostu değilsin!" diye bağrıştılar."Kral olduğunu ileri süren herkes Sezar'a karşı gelmiş olur."
Yu.19: 13 Pilatus bu sözleri işitince İsa'yı dışarı çıkardı. Taş Döşeme İbranice'de Gabbata denilen yerde yargı kürsüsüne oturdu.
Yu.19: 14 Fısıh Bayramı'na Hazırlık Günü'ydü. Saat on iki sularıydı. Pilatus Yahudiler'e, "İşte, sizin Kralınız!" dedi.
Yu.19: 15 Onlar, "Yok et O'nu! Yok et, çarmıha ger!" diye bağrıştılar. Pilatus, "Kralınızı mı çarmıha gereyim?" diye sordu. Başkâhinler, "Sezar'dan başka kralımız yok!" karşılığını verdiler.
Yu.19: 16 Bunun üzerine Pilatus İsa'yı, çarmıha gerilmek üzere onlara teslim etti.
Ve bildiğiniz üzere, İsa çarmıha gerilerek ölür ve babasının yanına gider!
Zavallı Pilatus!
Zavallı Pilatus, bu durum kendisine sevk edildiğinden beri işi yumuşatmaya çalışmış, orta yol aramış, İsa'yı kurtarmaya çalışmış talihsiz bir validir! İsyandan ve Roma'dan korkmasına rağmen, 19. bölüm 10. ayette de yazdığı gibi, İsa'yı salıverme gücü olduğunu ona söyler ve kendisiyle konuşmasını ister. Karşısında susup duran İsa, "Sana yukarıdan verilenden başka gücün yok üzerimde. Beni sana teslim edenin günahı, seninkinden daha büyüktür" der.
Zaten İncil'in her tarafında yazdığı gibi, tüm bunlar "kutsal yasada yazılan falanca filanca yerine gelsin diye oldu" gereği olmuştur. İsa, en başından beri nasıl ve ne şekilde öleceğini biliyordu. Yeni Antlaşma'nın Kanı ile dünyayı temizleyecekti. Yine de bu durumdan korkuyordu; Zeytin Dağı'nda dua ederken, "Kalbim ölesiye kederli, korkuyorum. Baba! İstersen acılarla dolu bu kaseyi benden uzaklaştır. Ama yine de benim değil, senin istediğin olsun" demişti. Şimdi her şey, yazıldığı gibi oluyordu. Yani Pilatus, hiçbir şeyi değiştiremezdi.
Ama aynı ayette Pilatus yine de günahkar ilan ediliyor; her ne kadar İsa'yı ona teslim edenler kadar olmasa da. Ki Pilatus, kutsal yasalar sırf öyle diyor diye İsa'yı kamçılatmış ve çarmıha gerilmesi amacıyla Yahudilere vermiştir. Fakat İsa'yı kurtarmak için de 50 takla atmıştır.
Zavallı Pilatus!
Siz ne dersiniz? Zavallı Pilatus nerede? Cennette mi yoksa cehennemde mi? Herhangi bir cevaba karşı hemen diğer sorumu ekliyorum: Neden?
|
Ahbap, olayla ilgili bilgileri iyi toplamışsın. Bu konuda 2013 yapımlı
"BARABBAS" adlı filmi daha geçenlerde seyretmiştim. Bu tartışmayı açman iyi oldu!
Bilirsiniz, ben bu tür filmlerin hastasıyımdır:
Buna ek olarak, daha önceden NTV'de yayınlanan NatGeo'nun,
belgeselini örnek olarak verebilirim ki, benim konuyla ilgim
"Yahuda İncili"nden gelir.
Nasıl gelmesin ki! ben bu İncili papirüslerde incelemiş ve ona çalışmış biriyimdir.
Bu belgesel ve filmden anlaşıldığı kadarıyla, bilim adamları
Yahuda'nın ve
Barabbas'ın gerçekte kim olduklarını çözmeye çalışıyorlar. Ama bu konuda elimizde çok sınırlı bir kaynak var ve bu yüzden bilim adamları çıkan her arkeolojik bulguda bir o tarafa bir bu tarafa savrulup gerçeği ortaya çıkartmakta zorlanıyorlar.
Öncelikle bu konudaki şu tespitime dikkat ediniz: Her iki filmde hem
Yahuda hem de
Barabbas sanki suçlu değiller de birer mitolojik kahramana dönüştürülmüşlerdir. Örneğin, Yahuda İncili mezardan çıkmaması gereken bir antik sapkın metin mi idi, yoksa gerçeği söyleyen bir metin mi idi? Bu durum insanı ikilemde bırakıyor. Aynı şekilde,
Barabbas da filmde Romalı askerlerle dövüşerek ve hatta birkaçını öldürerek bir kahramana dönüştürülmüştür.
Barabbas sanki adaletin timsali gibi bir şey olmuş. Yani insan o filmde (ki bu filmi yukarıdaki ilk videodan İngilizce olarak izleyebilirsiniz)
Barabbas'ı seyrederken, ona hem acıyor hem de Romalı askerlere karşı yaptığı savunmayla bir hayranlık duyuyor.
Peki o zaman suçlu kim, kardeşim?
İsa mı?
Çünkü ilk filme göre
Barabbas bir haydut olarak yaşamaya çalışan ve zaman zaman Romalı askerlerle çarpışan bir karakter olarak karşımıza çıkar.
İsa ile hiçbir ilgisi yok.
Barabbas, sevdiği kadın
İsa'nın bir müridi olduğundan ve onun halka açık bir şekilde İncil öğretirken sık sık gitmesi nedeniyle takip eder ve
İsa ile karşılaşması ancak bu şekilde gerçekleşir. Bunun dışında,
Barabbas'ın
İsa ile ilgili hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü onun esas derdi, geçimdir;
İsa'nın sözleri değildir. O, sadece sevdiği kadın nedeniyle
İsa ile arada sırada karşılaşır.
Yukarıda anlattığın şeylerin büyük bir bölümü bu filmde gösterilir. Filmde
İsa'yı birinin ispiyonması (ki Bu,
Yahuda oluyor) ve akabinde yakalanmasının (ki bu yakalanış şekli, herkesi bildiği
Yahuda'nın
İsa'yı öpmesidir) hemen ardından kendisinin de Romalı askerlere yakalanması üzerine, ikisi Roma Valisi
Pilatus'un huzuruna çıkarılıyor. Dediğin gibi,
Pilatus İsa'nın yakalanmasını gerektirecek bir suç bulamıyor. Ama
Pilatus sadece kararları uygulamakla yükümlü bir Roma Valisi'dir. Bu nedenle her ikisini halkın huzuruna çıkardığında, her yıl kutlanan Fısıh Bayramı nedeniyle 1 kişinin affedilmesi geleneğine göre bir seçim yapılmasını ister. Halk (ki halk dediysek, büyük çoğunluğu
"Yahudiler"den oluşan bir halktır bu) hep bir ağızdan
"Barabbas" der. Bunun üzerine
Pilatus bu kararı saygıyla karşılar ve kararı uygulamak zorunda kalır. Çünkü onun oradaki tek görevi, kararları uygulamaktır. Sonrasında bildiğiniz gibi,
İsa'nın kırbaçlanması ve çarmıha asılması sahneleri gerçekleşir.
İşte bu bilgilere göre,
Yuhanna İncili'nin 18. bölümünün 28. ayetinden itibaren de okuyacağınız gibi, Pilatus bu ölüm hükmü verme işine gönülsüzdür. "Neden bu adamı karşıma getirdiniz" türünden sorular yöneltir karşısındaki başkahinlere ve yahudilere. Onlar da "Bu adam, kendini Sezar'a karşı kral ilan etti. Ben Tanrı'nın oğluyum, mesihim diyor, Sezar'a vergi falan vermeyeceksiniz diyor, kısa sürede çok çabuk büyüyen tehlikeli bir tarikatın lideri oldu" şeklinde Pilatus'a gaz verirler. Pilatus'un "Alın o halde, bu adamı kendi yasalarınız doğrultusunda yargılayın" demesi üzerine, ölüm cezası vermeye yetkileri olmadığını söyleyen Yahudiler, İsa'nın çarmıha gerilmesini talep ederler.
|
ifadelerini onaylamamız mümkün değildir. Yani orada Başkahinler ve Yahudiler'in yalan söyledikleri sonucu çıkar. Çünkü İsa hiçbir zaman Roma'ya karşı başkaldırmadı. O, sadece
"Ben Yahudiler'in kralıyım!" dedi. Yani
"Roma'nın Kralı'yım demedi" (Bkz. "
İsa, vali Pilatus'un önünde").
Ayrıca
Thomas İncili'nin 100. pasajındaki,
(100)
1. İsa 'ya bir altın para gösterdiler
2. ve O'na:
3. Sezar'ın memurları bizden vergi istiyorlar dediler.
4. İsa onlara:
5. Sezar'a ait olanı Sezar'a verin,
6. Tanrı'ya ait olanı Tanrı'ya verin
7. ve, bana ait olanı (da) bana veriniz dedi.
|
metinden anlaşılacağı üzere,
İsa'nın
Sezar'a hiçbir karşı çıkmadığını,
Sezar'ın vergilerine el koymadığı anlaşılmaktadır.
Kardeşim, ben "
Yuhanna İncili"nde
"Vergi" kelimesini arattım ama senin burada bahsettiğin gibi bir ifadeyle karşılaşmadım.
Yani senin,
Onlar da "Bu adam, kendini Sezar'a karşı kral ilan etti. Ben Tanrı'nın oğluyum, mesihim diyor, Sezar'a vergi falan vermeyeceksiniz diyor, kısa sürede çok çabuk büyüyen tehlikeli bir tarikatın lideri oldu" şeklinde Pilatus'a gaz verirler.
|
ifadelerine ilişkin 4 İncil'de bir kanıt bulamadım.
Tam tersine,
"ROMALILAR" kitabındaki "
Yönetime Bağlılık" bölümünde şu türden açıklamalar yapılıyor:
6Vergi ödemenizin nedeni de budur. Çünkü yöneticiler atandıkları işi yerine getirirken, Tanrı'nın görevlileri olarak çalışırlar.
7Herkes neyi hak ediyorsa verin: Vergi toplayana vergi, gümrük alana gümrük, saygı gösterilmesi gerekene saygı, onur yaraşana onur verin.
|
Bizi bu konuda bilgi versen de, bizi aydınlatsan, diyorum. Yani mevcut 4 Kanonik İncil ile sonradan keşfedilen Thomas İncili arasında bu konuda bir çelişki göremiyoruz biz!
Ne yapmaya çalışıyorsunuz siz: İnciller'de bir çelişki mi olduğunu iddia etmeye ya da söylemeye çalışıyorsunuz?
Oysa şimdiye kadar yapılan analizlerde İnciller'de hiçbir çelişki bulunamadı ve tıpkı Windows sürümlerindeki gibi % 100'e yakın uyumluluk olduğu sonucu çıktı. Hem KURAN da Tevrat ve İnciller'de bir hata olmadığını söyler.
Lyon Papazı
Iraneus, 2. videodaki belgesele göre, M.S. 180'de rüzgarın 4 yönü gibi, dünyanın 4 köşesi gibi,
İsa'nın gerildiği çarmıhın gösterdiği 4 yön gibi yalnızca 4 tane İncil olması gerektiğini söylerken (ki bu İnciller, şimdi okunan
"Kanonik İnciller"dir), gerçekte, Gnostikler'in yazdıkları İnciller'de (Nag Hammadi İncilleri, Yahuda İncili ve Thomas İncili)
"Heretik (Sapkınlık)"liğe gidilerek farklı yorumlanmasına (Gnostik Yorum) karşı çıkıyordu. Yoksa,
İsa'nın sözleri bütün İnciller'de hep aynı idi ya da birbirine çok yakın ifadelerden oluşuyordu. Örneğin, Romalılar'a vergi verme hakkında
"ROMALILAR" kitabının
"Yönetime Bağlılık" bölümünde ele alınırken, Thomas İncili'nin 100. bölümünde
İsa'nın,
"Sezar'ın hakkı, Sezar'a" sözüyle benzer şekilde ele alınmıştır.
İnciller'de hata arayanlar, Sana'a Kuranı'na bir baksınlar. Bu Kuran'ın üstündeki metin şimdiki Kuran'ı (Kahire Metni, 1924) gösterirken, alttaki metin ise bundan farklıdır.
Puin, alttaki bu metnin üstteki metin gibi istikrarlı olmadığını söyler.
Son olarak, İnciller'de bugüne kadar hiç geçmeyen bir konuyu Yahuda İncili'nden öğrendiğimizi söylemeden geçemeyeceğim.
Bugüne kadar tüm İnciller'de
Yahuda'nın bir hain olduğundan söz ediliyordu ama 1978'de keşfedilen Yahuda İncili'nde bu konuda yeni bilgiye ulaştık.
Sözkonusu bu bilgi Yahuda İncili'nde şöyle geçer:
Yukarıdaki ikinci videoda bir bilimadamı belgeselin başlangıcında, yani daha Yahuda İncili'ne geçilmemişken,
"bu İncil inancınızı sarsabilir" diyerek uyarırken, Yahuda İncili'ndeki en kritik olan bu bilgiden söz ediyordu. Bu kritik bilgi, yalnızca inançları sarsmakla yetinmez;
Yahuda'yı bir hainden bir kahramana dönüştürüyordu.
Bana göre belgeselin en can alıcı noktası bu sözdü ve bu, aynı zamanda belgeselin en heyecan verici yeriydi. Bu söz, bana göre, Yahuda İncili ile diğer İnciller'in çatışmasını göstermez; sadece, Yahuda İncili bu yeni bilgiyi veriyor, diyebiliriz. Çünkü diğer İnciller, daha doğrusu bu İncilleri yazanlar, bu konuda bir bilgiye sahip değillermiş.
Demek ki açığa çıkan bu yeni bilgiye göre,
Yahuda bir hain değil,
İsa'nın bir görevlisi imiş.
İsa ona kendisini giydiren elbiselerin sahibini kurban etmesini istemiş ve o da bu görevi layıkıyla yapmıştır. Daha sonra bildiğiniz gibi bu olay Hristiyanlıkta
"Kefaret Doktrini"ne dönüştü. Bu durumda
Pilatus suçlu gösterilemez. Çünkü o da
Yahuda gibi görevini yapmış bir kişi olmaktadır.