HDP'ye oy vermeyi düşünür müsünüz?

[Lynx]

Oyum HDP ye...
AKP nin cani cehenneme
Karanlik bir sondan kurtulduk.
Savasin esiginden döndük.
Bu AKP Hükümeti ile ne kadar kan döküldü herkes biliyor.
Suriyede ve Irakda Alevilerin ve Kürtlerin Katliamina daha dogrusu coluk cocuklarin ve zavalli kadinlarin katledilmesine sebep olan bu AKP nin cani cehenneme.

Artik ülkemde iktidar bir parti istemiyorum. Adamlar yasalari kendi yazip cizip kendileri yürürlüge sokuyor , diger partlilerin hic bir istek ve taleplerini yerine getirmiyorlar. CHPnin bile iktidar olmasini istemem.

Lanet Zorunlu din derseleri
Alkol yasaklari
Okullarda Kiz erkek Ayrimi
Resmen Seriat getireceklerdi bu ülkeye ama basaramadilar. Iste büyük bir tehlikenin esiginden döndük.

[bakkalmahmud]

Hayatimda hic oy kullanmadim,apoyla iliskileri olmasaydi sandiga kadar zahmet eder hdp ye oy verirdim.Birde ben bu partilerde baskan olayini anliyamiyorum,,neden ekip deyilde hep baskan?.Biryerde baskan varsa orda diktatörlük var demekdir.saygilar

[Sundance]

HDP bu seçimdeki emanet oyların değerlendirmesinin bir daha ki seçime kadar göstereceği tavırla olacağını idrak etmiştir umarım. Şimdilik Demirtaş'ın açıklamaları o yönde.

Aldığı emanet oylarla Türkiye'yi ayrıştırıcı bir politika izlemeleri durumunda değil AKP, Nazilere karşılık bile olsa kimse oyunu emanet etmez bir daha HDP'ye.

[spartacus]

spartacus´isimli üyeden Alıntı

Çarkın, kamuoyunda "bebek katili" başlıklı haberlerde sıklıkla gösterilen ve simge haline getirilen kurşunlanmış bebek fotoğrafının çekildiği Pınarcık Köyü katliamı başta olmak üzere pek çok katliamı PKK örgütünün değil JİTEM tarafından gerçekleştirildiğini de söylüyor.

Başbağlar, Pınarcık, Perpa, Çiftehavuzlar, Gazi Mahallesi, Bolu-Sapanca-Düzce üçgeni ve daha pek çok katliamda yer aldığını itiraf eden Ayhan Çarkın, bir anısını Günlük Gazetesi'ne şöyle aktarıyor:

"Orada bir köy var, kurtarılması gerek' dediler. Gittik, insanların ölüsüne, dirisine yapmadığımızı bırakmadık. Biz orada insanların tırnaklarını çektik, bok yedirdik; bize evinde yemek veren teyzeyi öldürdük."
http://bianet.org/bianet/siyaset/128...l-biz-oldurduk

spartacus´isimli üyeden Alıntı

Bu noktaya fazla girmek istemem zira Çarkın'ın itirafları buzdağının görünen yüzünün, bir kaşıklık üst zirvesidir ve konu uzar..

spartacus´isimli üyeden Alıntı

Ki asıl bu konularda çarkın'dan kat, kat daha fazlasına imza atan Yeşil denen birisidir, çıkıp neler yaptığını anlatmadı ki!

Başbağlar, Pınarcık, Perpa, Çiftehavuzlar, Gazi Mahallesi, Bolu-Sapanca-Düzce.... Yanlarına ekleyelim Madımak, tümüde bir dönem bilinçli olarak gerçekleştirilen katliamlar sebebi ise(ki bir nebze) aşağıdaki linkte!
http://www.analizmerkezi.com/ozel-ha...tik-23410h.htm

Madımak operasyonuna bizzat katıldığı belirten Üsteğmen H.Ç., beklentinin Alevi-Sünni çatışmasını körüklemek olduğunu ifade etti. H.Ç. “Yönetmek istiyorsanız ilk başta bölersiniz. Oradaki amaç Alevileri Sünnilerle birbirine düşürmek, kaos ortamı yaratmaktı. Çünkü kritik bir bölge, Erzurum, Erzincan ve Sivas askeriye için stratejik öneme sahip bir bölge.. Bizim Türk insanının böyle nasıl diyim belli bir zaafı var. Yani ‘Allah, Peygamber’ dediğin zaman Türk insanı ayağa kalkar. Ordu bunu çok güzel kullandı.

Düşündümde bir kaç kez daha tekrar etmek gerekiyor ve yukarıdaki zaaf kısmına dikkat etmek gerekir. Birde defalardır asıl bölücülüğün de, bölücülerin de ayrımcılık olduğu vurgusuna tekrar dikkat çekmek istedim, bir türlü o parçalanmayı, alevisini, ermenisini, kürdünü, türkünü katlederek, üstelik toplumu bunca mezhepçilik-milliyetçilikle teslim aldıkları halde dahi başaramadılar!... Heleki tamda bu günlerde, AKP'nin dahi ırkçılık söylemleriyle ve o cahil tabanın şimdi her yerde(sosyal medya, basın) resmen kendisi gibi olmayan herkese sövüp, saymaya başladığı şu günlerde, dikkat etmemiz gerekir diye düşünüyorum-kaldı ki tipik milliyetçilerde aynı şekilde hareket etmeye başladı(hatta İŞİD gibi yapmaktan bahsetmekteler, sanki birileri düğmeye basmış gibi)*. Zira dinsel kamplaşmadan umduğunu bulamadılar, şimdi ise ırka dayalı bir kamplaşma siyaseti izliyorlar ve belkide Ortadoğu meselesinde bilmediğimiz ve gelecekte bizi beklemesi muhtemel ciddi sorunlar var, ya da çarklarını çevirmek için yine aynı taktiklere yöneldiler. Etiketlerin kullanımı adına da örnek olması adına, azu eden yukarıdaki kaynağın tamamını okur...

* Örneğin AKP'liler, newroz mitinglerindeki alanların resimlerini paslaşıp, "bunca o.rospu çocuğunu kim doğurdu" gibi yazılar paylaşabiliyorlar.

Bu konulara Ermeni katliamı meselesinde de gelmiştik, o zamanda bu işlerin uzmanı İTtihat Terakki iş başındaydı, diyorum, yine demeye devam edeceğim, büyük katliamların da, küçük katliamlarında altından, çok daha küçük tepeden örgütlenmiş kontrgerilla tarzlı çalışan ve aslı, astarı topluma karşı psikolojik Savaş olan resmi yapılanmalar, DEVLET çıkar, ama bizim insanımız nedense hala DEVLET'i kutsal sayıp, ne yaparsa yapsın o etiket seviciliği adına, bir çok gayrı meşru fiiliaytı kör gibi sahiplenir. Bu yapıların görevi toplumlarda infial yaratak, ister inanç ister etnik olsun, farklılıkları, etiketleri kullanmak ve hatta bir süre onlar adına katliamlar yapıp, birbirine atıp-düşürmektir.... Sonrada tarihçi diye gezen bunların basın, yayın alanındaki bir kaç kalemşörüde oturup tarih yazar, şu çete, bu çete diye, hem bizim insanımız cehalet şerbetiyle zehirlenir hemde kendini zehirleyeni ihya eder... Oysa, minareyi çalan kılıfını hazırlamıştır...

İç düşman, dış düşman deyimi ise birer zırhtır, özünde oyunun kurbanları ne yazık ki bizzat oyunu yaratanlar tarafından yönlendirilir. Adı üzerindedir Psikolojik Harp(Kontrgerilla)...

Kısaca aynı kafaların ilan ettiği "Vatan Haini" Nazım'ın dediği gibi,

Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

Dip not olarak ekleyeyim(gerçi bu alıntıyı yıllar öncede yapmıştım)..

"Kontrgerilla NATO ülkelerinin tümünde var. Türkiye'nin NATO'ya giriş tarihi 1952. Kontrgerilla ise ülkemizde 1953 yılında kuruldu. O zamanki yasal adı Seferberlik Tetkik Kurulu(STK, b.n). Fikir, finansman ve teçhizat daima ABD'ye aitti. STK'nun, yani kontrgerillanın personeli de ABD ve CİA'nın subayları tarafından eğitildi. 1965 yılında STK, Amerikan Askeri Yardım Heyeti(JUSMATT) binasına taşındı. Adı değişti, özel Harp dairesi oldu." Soner Yalçın, Binbaşı Ersever'in İtirafları syf:10.

1990 yılında İtalya'da Gladio adında bir gizli devlet örgütü açığa çıkartıldı. SB'nin çözülüşünden sonra Avrupa ülkelerinin Amerika'ya bağlı kontrgerilla örgütlerine ihtiyaçları kalmamıştı. İtalya'dan sonra bütün NATO ülkelerinde benzer örgütlerin bulunduğu resmen açıklandı. Kontrgerillanın Almanya'daki adı Sword'du. Avusturya'da Schwert, İngiltere'de Secret British Network Revealed, Belçika'da Sdra-8, Hollanda'da NATO Command, İsviçre'de P:26 ve P:27, Yunanistan'da Sheepskin, Fransa'da ise adı "Rüzgargülüydü". Syf:10

Türkiyede ise Özel Harp dairesi(son ismiyle!)Çalışma tarzlarına defalarca değindim.. Yaklaşık 1-2 aydır ise milliyetçiliğe-ırkçılığa ciddi biçimde bir yönelim sinyali var ve soru, bu tür siyaset neden, ne adına, kimlere hizmet ediyor(yukarıdaki kısa alıntıya bakılabilir)?... neyse umarım şu konuda yazılanlarda tekrar gözden geçirilir...

[Boolean]

Dincilere mi yamanacaklar? Yoksa Deniz Gezmiş'in izinden mi gidecekler? Göreceğiz. Bu HDP'nin sol parti olup olmadığını gösterecek. Bana kalsa şu Apo ve Atatürk kapışmasından kurtulmamız lazımdı çoktan.

İkide bir olayın ya Apo, ya Atatürk olayına gelmesi, sosyalistlerin sosyal demokratları karşı-devrimci olarak nitelemesi ki Uğur Mumcu'ya da karşı devrimci diyor bazı solcular... bunlar solcuları bölüyor.

Berkin'e Atatürk diyen solcular da ağladı, Apo diyen solcular da.

Gördük bunu biz.

İyi niyetli bakmaya çalışıyorum Türkiye'ye.

[spartacus]

Şöyle bir durum var
https://tr.wikipedia.org/wiki/Halkla...ratik_Kongresi

Bileşenler

• 78'liler Girişimi
• Cam Keramik İş
• Demokrasi ve Özgürlük Hareketi (DÖH)
• Demokratik Bölgeler Partisi (DBP)
• Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH)
• Demokratik Pomak Hareketi
• Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP)
• Disk Gıda İŞ
• Emek Partisi (EMEP)
• Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP)
• Filistin Halkıyla Dayanışa Derneği (FHDD)
• Gökkuşağı Kadın Derneği
• Halkların Demokratik Partisi (HDP)
• Hevi LGBTİ
• İstanbul LGBT
• İşçilerin Sesi
• Kaldıraç
• Kaos GL
• Küresel Eylem Grubu (KEG)
• Limter İş
• Marksist Tutum
• Munzur Koruma Kurulu
• Nor Zartonk
• Özgür Demokratik Alevi Hareketi
• Partizan
• Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP)
• Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP)
• Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)
• Tekstil Sen
• Teori Politika
• Toplum ve Kuram-Lêkolîn û Xebatên Kurdî
• Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi (TÖPG)
• Tüm Köy Sen
• Türkiye Gerçeği
• Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi

Özünde daha fazla olabilir, temelde kurucu bileşenler yukarıdakiler ve ağırlıklı kitle potansiyelini de Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) oluşturuyor(ne yazık ki, diğer yapıların da kitlesel olması ve potansiyel gerekli). HDP veya başka benzer parti olsun, sistemin demokrasi anlayışı Roma Demokrasisi olduğu sürece çok fazla bir şey beklemiyorum-beklenemez diye düşünüyorum. Lakin önemsenmesi gereken toplumsal bilinçtir ki, tamda o noktada bu tür paltformlara ihtiyacımız var. Zira örgüt nesneleşmiş bilinç demektir, bilinç soyut iken o örgütlenmede somuta dönüşür-bilinç bu yüzden de çok önemli.

OY kaybetmemek adına ve tabi kitleyide dışlamamak adına bazı söylemler mecburendir, aslında HDP'nin çatısı sol bir çatı, ama OY VEREN taban için aynı şeyi söylemek zor, örgütlü tavan(yukarıda listeli) ve taban ise sol.

[Boolean]

HDP veya başka benzer parti olsun, sistemin demokrasi anlayışı Roma Demokrasisi olduğu sürece çok fazla bir şey beklemiyorum-beklenemez diye düşünüyorum. Lakin önemsenmesi gereken toplumsal bilinçtir ki, tamda o noktada bu tür paltformlara ihtiyacımız var

Haklısınız.

Benim düşünceme göre; Bir sol görüşlerden herhangi birisini benimsemiş, isterse Kürt olsun, isterse Türk olsun veya Ermeni olsun bir kişi. Irk üzerinden siyasi oy belirlememelidir.

Eğer HDP'nin tabanında Kürtlük üzerinden sol ideoloji oluşturanların, bunların da normalleştirilmesi lazımdır, bilinçlendirmeyle diye düşünüyorum.

Yukarıda söylediğiniz birlik güzelmiş sahiden. Ben bunu bilmiyordum.

Ben bölünmeyi toprak kaybetcem diye falan istemiyorum değil. Ben Kürt arkadaşlarımla, hepsi de pırlanta gibi insanlar, onlarla ayrılmayı neden isteyim?

Bu nedenle ben Kürtler içindeki ayrılıkçı gruplara sıcak bakmıyorum.

Türkiye'deki hem Türk hem de Kürt ırkçılarının bitmeleri lazım artık ki; Türkiye (sadece bir ülkenin adıdır. İsminde Türk kelimesinin geçmesi orayı Türk diyarı yapmaz) ki; Bu insanlar kaç nesildir o topraklarda yaşıyorlar.

Güzel bu çalışmalar. Hem de toplumsal bilinçlendirmeyi. Hak aramayı öğretmek adına.

[Neva]

HDP henuz cok genc bir parti siyasi parti kimligiyle, ancak bilesenleri yukarida sayilandan daha cok taban olarak baktigimizda. Yanisira, ortada mevcut enkazi, ya herro/ya merro seklinde HDP'ye maletmek veya yamamak da manasiz. Sonucta farkli bir parti de gelse ayni olacakti. Bu anlamda HDP'den sapkadan tavsan cikarmasini beklememek gerekir. Ayrica bu surecte onlara da, hata yapabilme sansi vermek gerekiyor dogal olarak.

[Boolean]

Neva´isimli üyeden Alıntı

HDP henuz cok genc bir parti siyasi parti kimligiyle, ancak bilesenleri yukarida sayilandan daha cok taban olarak baktigimizda. Yanisira, ortada mevcut enkazi, ya herro/ya merro seklinde HDP'ye maletmek veya yamamak da manasiz. Sonucta farkli bir parti de gelse ayni olacakti. Bu anlamda HDP'den sapkadan tavsan cikarmasini beklememek gerekir. Ayrica bu surecte onlara da, hata yapabilme sansi vermek gerekiyor dogal olarak.

Haklısınız.

İnsanlar Deniz Gezmiş ile İbrahim Kaypakkaya arasında seçim yapmaya zorlanamaz.

Ethem'in duvarında İbrahim'in resmini gördük biz.

HDP buna dikkat etse, benim için yeterli. Şahsım adına.

[spartacus]

Boolean´isimli üyeden Alıntı

Yukarıda söylediğiniz birlik güzelmiş sahiden. Ben bunu bilmiyordum.

Ben bölünmeyi toprak kaybetcem diye falan istemiyorum değil. Ben Kürt arkadaşlarımla, hepsi de pırlanta gibi insanlar, onlarla ayrılmayı neden isteyim?

Bu nedenle ben Kürtler içindeki ayrılıkçı gruplara sıcak bakmıyorum.

tabi, ayrılığa da, bölünmeye de bende karşıyım, asıl sorun Türkiye'de ne yazık ki birlikte yaşabilme sorunu... Kaynağı ise zaten belli. Bir kere nasıl ki EVLİLİKLER gönüllü birlikteliktir, ve nasıl ki AYRILIKLAR da gönüllü ayrılıktır ve HAKTIR, insan hayatı açısından bu böyle değil mi? Biz birlikten yanayız ve ısrarla yıllardır söylüyorum, IRKA, DİNE DAYALI DEVLET VE HUKUK modelinden DERHAL insana dayalı modele geçilmeli! Ama siyasetçilerin işine gelmiyor işte, sorun burada ve etiketle esir aldıkalrı milyonlarla oynuyorlar!!!

Ayrılıkçılığı kim ya da kimler çıkartıyor?

Hangi taraftan olursa oslun ırk, millet, mezhep temelli siyaseti kullananlar. Özünde ise milyonlar bir avuç uyanığın, maddi, manevi çıkarı uğruna, bir cehalet trenine bindirilir ve bu tür etiket siyasetiyle esir edilen kitlelerin yönlendirilmesi o kadar kolaydır ki, bir düğmeye basmak, robotu hareket ettirmek gibidir, çok basittir. Getirisi, rantı yüksektir, bu bazen o düzeye gelir ki, o 1 avuç sömürgen(etiket siyaseti sömürgeni), 3-5 siyasi çıakrı uğruna milyonların hayatını cehenneme çevirebilir... (Çarkın'ın itirafları, Gazi olayları, Sivas bir dolu örnekler veriyorum, itiraflar ortada, Cem Ersever'den de(ki devlet tarafından öldürüldü, Lice jandarma Komutanı gibi) itirafları aktarıyorum, devletin bu çıkar kademesindekilerin ancak binde, biri itiraf ediyor ve ne yazık ki mesele burada. Gerçi bu topluma al bak sizi kendine esir edenler desenizde fayda etmiyor, orasıda ayrı)...

Milliyetçiliğin kullanımıda, arka planıda, perde arkasıda özünde budur. Ha ayrımcılığı kim ya da kimler başlatır demiştim?

Elbette ki ayıranlar!

Ben Türküm, sizlerde türklüğü kabul edeceksiniz diyenler. Bu halde bunu diyen, kendisini öncelikle ötekilerden ayırmış oluyor(bölüyor!), sonra diğerleri farklı olduğu için onlara diyor ki sizde Türklüğü kabul edeceksiniz! O insanlar hayır sen Türk isen ve ırkının siyasetini üzerimizde yapacaksan, biz Rum'uz, Çerkes'iz, Kürdüz, Ermeniyiz diyor! Yani seninki ne kadar meşru ise benimkide tabiki meşru!!!!!!!!!!!!!!!!!

Bunu şu şekilde basitçe idrak edebiliriz, örneğin alevilere, biz SÜNNİYİZ, siz ALEVİSİNİZ dersek ne olur(mezhep ölçeğini aşmadığı sürece sorun yok, diğeride iyi bizde aleviyiz der çıkar)? Burada ayrımcı olanda, bölücü olanda biz sünniyiz, mezhebin siyasetini yapacağız, hatta devlet, hukuk, eğitim, resmi kurum ve kuruluşlara değin tamamen sünniliğe göre hareket edilecek, sizlerde faydalanmak istiyorsanız sünni olduğunuzu kabul edeceksiniz, etmezseniz ya defolun gidin ya da ya susturacağız ya da kan kusturacağız!! İyide bu şerefsizliği kim neden kabule tsin ki ve kabule tmedi diye neden alçak filan olsun ki, aksine onurluca davranmaktadır! Onursuz olan ötekidir(mezhepçi, milliyetçi)...

Din, ırk, millet bazı etiketler üzerinden meşruiyet kılıfı kazanmış, siyasi arenaya tekabül eden MAFYATİK örgütlerdir, yani siyasetin mafyası denebilir...

Ve bu tür etiketlerin kullanımından ancak 1 avuç (ki bürokrattırlar!) fayda sağlarken, milyonlar zarara uğratılır, yetmez cehalet şerbeti içirilir. Dinci ve milliyetçi toplumlar(yani etiketle sürüleştirilmiş toplumlar) 3. Dünya ülkesi olmayı da aşamaz, işte Dünya haritası... 3.Dünya ülkesi olmaklığı aşmasının en önemli yolu, o 1 avuç din ya da ırk bezirganına tokatı yapıştırmalarıyla mümkün, ama ne yazık ki işte inanç, ibadet, TAPINMAK derken toplumların bunu idrak edip, kavraması, cehalet gömleğini yırtıp atması da ne yazık ki çok zor. Öyle şeylere İNANDIRILMIŞLAR Kİ, TABU gibi! En ilerisi dahi, birlikte ülke, bu mezhepçilik, ayrımcılık zararlı, toplumları biribirne düşürmek için kullanılıyor vs dediğinizde "millet benliğini kaybetmişse devlet olamsı zor" gibi -safsata halbuki siz milliyetçilik yapmamasından bahsediyorsunuz, bölücülüğünden! ve böyle bilim dışı cevapla dönüyor-sanki devletin varlığı milletle alakalıymış gibi!- abuk, subuk cevaplar verirler. Sonra bazende çıkıp ŞERİATA karşıyız derler, iyide islama görede devlet İSLAM olmalı!!!!! İkiside cehaletten ileri geliyor, ikiside şeriatçılıktan, din kafalı cehaletten... Devletin ne din, ne de ırk kimliği yoktur, çağdışı olarak görsemde bu devlete değil, insana mahsus soyut şeyler! Devlet, devlettir, özünde ise sınıf farklılıkalrından doğan bir yapıdır... Ne ABD bin parçaya bölünüyor ne de diğer enva çeşit inancın, mileltin bir arada yaşadığı ülkeler, ama bakın dünyaya, hangi ülkeler parça, parça bölünüyor?? MEZHEPÇİ VE MİLLİYETÇİ ülkeler, çünkü iktidarların, devletin kendisi yapıyor bunu, bölücülükle, yani mezhepçilikle, milliyetçilikle diğer insan toplumalrı öteleniyor, öteki ilan ediliyor, eee işte bölen kendinsin! Ortadoğuya bakın, şii, sünniyi, sünni şiiyi kabule tmediği ve devletin siyasi karakterinde mezhebe, dine, ırka yer olmadığını anlayana kadar da onalrın suları durulmaz!! Türkiye'ye bakın en ıuç aklı başında diyebileceğimiz milliyetçi bile çıkıp size, milli benliğini unutmuş toplumalrın devlet olamayacağından filan dem vurmaktadırlar! halbuki bu cehalettir, sadece cehalet, devleti kim kurar? İnsanlar...

Bu halde HDP bu dönem lafla anlatılamayacak şeyi meydana getirdi, yani o cehalet gömleğini sözle yırtmak zor belki ama pratikle aşmak mümkün!

Ne AKP, ne MHP, HDP ye kürt kimliği yükledikleri için şiddet göstermiyor, özünde bu 2 istismarcı yapının çarkına fiili olarak çomak soktuğu, tabri caizse "eşeğin aklına karpuz kabuğu getirdiği" düşüncesiyle saldırıyorlar. Yan aman bu toplum Alevisiyle, Sünnisiyle, Türkü, Kürdü, Romeni, Rumu vb bir araya gelmesin, yoksa cenneti alamız biter telaşındalar ve toplum da cehalet gömleğini yırtar....

HDP değil isterse başka bir parti olsun, ağırlıklı kitle Türk olsun ama din, millet, ırk ayrımına değil, sosyal ve insan merkezli birlikteliği öngören bir başka platform olsun, HDP'den daha fazla şiddete maruz kalacaktır! Kimler yapacak bunu? Dinciler ve Milliyetçiler(dinciler), yani kısaca dinciler...

Sonuç: Nasıl ki Ortadoüğu coğrafyasındaki halka bin kere de anlatsanız din ve inanç sömürüsünün onalrda yarattığı yıkımı izah edemiyorsanız, bizim dincilerimizde de aynı. Nilimsel düşünmek diye bir doğaları yok, siyaset denince etiket, sembollerin kof nutkunu atmak filan sanıyorlar. Örnek mi? Aşağıdaki video!!!!!! Dincisi, milliyetçisi bu kafada...

Özellikle "bunlar bir avuç çapulcu" diyen kişi(bu çapulcularrrrrr! bu çapulcularrrrrr!=> bu teröristlerrrrr, o çetelerrrrrrr!!! aynı masalla uyuyorlar), bizim toplumu yansıtıyor, yani tamamen kof nutuk atmak,bizim milliyetçilerimizde, dincilerimizde boş nutukları atıyor, etiket nutuğu atmak kolay ama sıkıyorsa hayatın nutkunu atın dediğinizde ise diyecek sözleri olmuyor, çünkü hafıza boş nutuklarla dolmuş, ama ayranları da yok içmeye!... Ne düşüneceklerini ise teslim oldukları, 3-5 bürokrat tepeden belirliyor...



Çözüm İNSAN MERKEZLİ siyaset, İNSAN MERKEZLİ KURUM, insan MERKEZLİ ÜLKE! Ne ayrılık olur ne de gayrısı! Ve bu çok basit, o 3-5 alçağa teslim olmaktan artık vazgeçmek, başlangıcı ise etiket siyasetini(şeriatçılığı) bırakmak, yapana da destek olmamak ve sosyal insan odaklı devlet, hukuk ve tanımların getirilmesini sağlamak. Türk vatandaşı değil, insanlar Türkiye yurttaşı olmalı önce buradan başlamalı, herkes yurttaş olduktan sonra sen Türk ol, öteki Sünni, beriki Kürt, beriki Alevi olsun, bunlar toplumsal inanç vb yani sosyal alana aittir, siyasi alana ait değil ve herkes düşünce, kanaat, fikir, ifade ve inanç özgrlüğüe sahip olmalı(HERKES => millet değildir, mezhep değildir değil mi? HERKES!). Kimin yurttaş olduğunu kimin hukuk karşısında eşit olup olmayacağını, insanalrın inancı ya da etnik kimlikleri berlirleyemez, devlet de, ülke de, yurt da öyle(üzerinde yaşayan her canlının hemde her canlı-kim, nasıl bölünsün, ayrılsın, canlı diyoruz!! Bu kolay olan zor olan canlıları bölmektir ki, milliyetçi ve dinciler zoru başarmış, bu da ayrıca görülmeli!)!....