Bir akrabamın çocuğunu din hocası derste dövmüş..Gözü fena bir hale gelmiş çocuğun..Attığı yumruk haricinde,birde bu 10-11 yaşındaki çocuğu duvarlara vurmuş..Çocuk köpekleri çağırmak için söylenen ''kuçu kuçu'' sözünü söylemiş sadece..Bunu da öğretmenine söylememiş..Öğretmen bana söyledin demiş,çocuk hayır sana söylemedim demiş..Nihayetinde çocuk fena halde dövülmüş..
Bu öğretmen salı günü(o gün dersi varmış galiba) eğer okula gelirse,büyük bir ihtimalle çok fena dayak yiyecek..Çocuğun babası ve amcası öğretmeni pataklamayı kafasına koymuşlar..
Dindar nesil yetiştirmek isteyen çapsızlara,çocuğunu okula gönderen velilere duyurulur..
İnsanlıktan nasibini almamış insanlar öğretmen olursa, olacağı budur! Bu sadece din öğretmenleri için değil, bütün öğretmenler için geçerli bir durum.
Öğretmenlik mesleği halk nezdinde ekseriyetle fazla ciddiye alınmaz; ancak bu durumun tam aksi bir şekilde öğretmenlik ehemmiyeti son derece yüksek bir meslek ve insan yetiştirme sanatıdır. Bir ülkenin ve hatta insanlığın geleceği ve de kaderi öğretmenlerin ellerinde şekillenir.
Hümanist ve evrensel değerler üzerinde şekillenen bir gelecek inşa etmek istiyorsak eğer, içerisinde; kendine aklı ve bilimi rehber edinmiş, aydın fikirlere haiz ve de vicdanı kararmamış tahsilini görmüş olduğu ihtisasında her yönüyle ve tam anlamıyla mütehassıs olan öğretmenleri ihtiva eden ve de gücünü yalnızca bilimin bitmez tükenmez ilerici gücünden alan aydın bir eğitim politikası tasarlanıp uygulamaya koyulması elzemdir!
Hayvan olmak istiyorsan olabilirsin elbette; bunun için insanlığın acılarına sırt çevirmen ve yalnız kendi postuna özen göstermen yeterlidir.
Din, bunalmış mahlukun iç çekişi, merhametsiz bir dünyanın ruhu ve aynı zamanda akılsız bir çağın aklıdır. Din halkın afyonudur.
İnsanlıktan nasibini almamış insanlar öğretmen olursa, olacağı budur! Bu sadece din öğretmenleri için değil, bütün öğretmenler için geçerli bir durum.
Öğretmenlik mesleği halk nezdinde ekseriyetle fazla ciddiye alınmaz; ancak bu durumun tam aksi bir şekilde öğretmenlik ehemmiyeti son derece yüksek bir meslek ve insan yetiştirme sanatıdır. Bir ülkenin ve hatta insanlığın geleceği ve de kaderi öğretmenlerin ellerinde şekillenir.
Hümanist ve evrensel değerler üzerinde şekillenen bir gelecek inşa etmek istiyorsak eğer, içerisinde; kendine aklı ve bilimi rehber edinmiş, aydın fikirlere haiz ve de vicdanı kararmamış tahsilini görmüş olduğu ihtisasında her yönüyle ve tam anlamıyla mütehassıs olan öğretmenleri ihtiva eden ve de gücünü yalnızca bilimin bitmez tükenmez ilerici gücünden alan aydın bir eğitim politikası tasarlanıp uygulamaya koyulması elzemdir!
Çok doğru söylüyorsunuz..
Türkiye'de EL Akp ile birlikte nitelik değil de,nicelik önemli olmaya başladı..Gerçi daha öncede öyleydi ama EL Akp ''üç doğurun,hatta tecavüze uğrarsanız bile doğurun'' gibi söylemlerle,önemli olanın nicelik olduğunu ilan etti..Niceliğe önem veren siyasetçilerin baş tacı edildiği bir toplumda,öğretmenlerin de çocuklara hoşgörülü davranmasını beklemek doğru mu acaba
Atatürk'ün öğretmene bakış açısı;
Atatürk sınıfa girince öğretmen ayağa kalktı ve yerini vermek istedi. Atatürk : "Hayır." dedi "Yerinize oturunuz ve dersinize devam ediniz. Eğer izin verirseniz biz de sizden yararlanmak isteriz. Unutmayın ki sınıfa girdiği zaman cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir." http://egitimedair.net/index.php/ata...n%C4%B1s%C4%B1
Bizim de böyle adi bir din hocamız vardı. Kulakları çınlamaktan sağır olsun kendisinin, ufacık ses çıkaranı sopayla döverdi. Sonra da insanlığa büyük bir hizmet etmiş, çok bir halt yemiş gibi arada "mesleğimden de olsam allah verir" derdi. Şimdi bir yerde karşıma çıksa bugün bile intikam alacak kadar kin duyduğum ender insanlardandır.
Ne yazık ki idareci atamalarında vs. de bunlar öne çıkıyorlar. Size tavsiyem çocuğun yakınlarına savcılığa şikayet etmesini, MEB'e de soruşturma için dilekçe yazmasını önermeniz. Geçmiş olsun.
Öğretmenlik mesleği halk nezdinde ekseriyetle fazla ciddiye alınmaz; ancak bu durumun tam aksi bir şekilde öğretmenlik ehemmiyeti son derece yüksek bir meslek ve insan yetiştirme sanatıdır. Bir ülkenin ve hatta insanlığın geleceği ve de kaderi öğretmenlerin ellerinde şekillenir.
Çok ama çok doğru. İnsan kalitesini o belirliyor çünkü. Ama malesef öğretmenlik bölümü mezunları dışında herkes öğretmen. Formasyon vs. almak çok kolay ve ücretli öğretmenlik gibi saçma sapan bir şey var.
Benim din dersi öğretmenim harikulade bir insandı.
Sene başı itibarı ile 3.dersin sonunda beni yanına çağırdı ve
-Evladım seni bu dersten sınıf geçirdim.Ama senden bir ricam var.Bundan sonra artık ne olur benim derslerime girme seni yok yazmayacağım ve sene sonu 10 verip sınıf geçireceğim.
Lütfen bir daha benim derslerime girme lütfen.
Hayy Allah devir bayağı değişmiş Ya Hu.
Benim dayım tam 90 yaşında şu an.
Dayım liseye giderken öğretmenine şu :
"Duysa ağlar Köprülü,Tarlan,Recaizadeler,
Bir Muallimlik makamın böyle berbat olduğun."
şekilde bir şiir ithaf etmiş.
Bazı insanlar da Osmanlının yükseliş dönemini ve o dönemdeki "Ahlak/Fazilet" adına mangalda kül bırakmaz acaip överler.
Oysa Fuzuli der ki :
"Selam verdim.Rüşvet değuldur diye almadılar."
Demekki bazı şeyler bizim "Mangalda kül bırakmayan" düşünüşlerimiz gibi değil.
Öğretmenlik sayın irsArtvin'in ifade ettiği gibi ;
" Öğretmenlik ehemmiyeti son derece yüksek bir meslek ve insan yetiştirme sanatıdır.
Bir ülkenin ve hatta insanlığın geleceği ve de kaderi öğretmenlerin ellerinde şekillenir."
dir.Daha doğrusu olması gereken nitelik budur.
El akp'yi şu an yönetenleri de bir "Öğretmen" yetiştirmedi mi ?
Yoksa el akp "Gökten zembille mi indi" ?
Ülkemizi bir insana benzetebilirsek eğer,2002 yılı seçimlerinde Türkiye denilen vücut bazı durumlara tepki verdi.
Vücut bir ifrazat çıkardı adı da el akp.
Türkiye denilen vücut böyle bir tepkiyi neden verdi ?
Bunun üzerinde iyi düşünmek gerek.
Sevgili Kayahan'ın çok sevdiğim bir parçası vardır.
(Parçayı dinlerken Allah'ı düşünmeyin kendi kendinize konuştuğunuzu düşünün.)
Kendin için istemediğini,başkaları için de isteme.
Ülkemizi bir insana benzetebilirsek eğer, 2002 yılı seçimlerinde Türkiye denilen vücut bazı durumlara tepki verdi.
Vücut bir ifrazat çıkardı adı da el akp.
Türkiye denilen vücut böyle bir tepkiyi neden verdi ?
Bunun üzerinde iyi düşünmek gerek.
Şimdi:
Bir daha soruyoruz AKP nasıl iktidar oldu?
CHP bunun siyasal değerlendirmesini yaptı mı? Türkiye’nin hangi yozlaşmış siyasal ilişkileri halkı bezdirdi de AKP iktidar oldu?
Politik omurgası olmayan politikacıların, banka hortumcularının, köhnemiş bürokratların bunda katkısı yok muydu?
O Türkiye’yi kimler temsil ediyor?
Ve onlar nasıl oluyor da hâlâ bir partinin vitrinine konabiliyor?
Yeni bir iktidar, bu kişilerle kurulabilir mi?
Sahi:
CHP, Ayaydın’ı bu kez bakan yapmak için mi iktidar olmak istiyor!
Bunu kim kabul edebilir…
Türkiye Gezi ruhuyla iktidar olacaksa Ayaydın’ın o fotoğraf karesinde ne işi var?
Biz o fotoğrafa karşıyız.
Aslında…
O zihniyet ki gerçeği hep gölgelemek isteyendir; işte bu kurnazlık nedeniyle viski yok edilmek istenmiştir.
CHP’yi bu popülizmle iktidar yapacaklarını sanmaktadırlar.
Ve aslında CHP’yi çürütmektedirler.
Biz bu siyasal çürümeye karşıyız.
Biz o fotoğrafa karşıyız Sayın Kılıçdaroğlu… http://sozcu.com.tr/2013/yazarlar/ug...ar-var-393476/
Bu ülke insanı,yani Türkiye denilen vücut işte bu ve benzeri durumlara tepki vererek diğer partileri sildi ve "Dürüst" olabileceğini düşündüğü akp ni seçti.
Şimdi bakıyor ki al birini vur ötekine.
Bu sefer de seçimler geldiğinde her parti "Aynı tas,aynı hamam" vari eski usül devam ededurmakta ve seçebilecek birileri yok,yani bir nev'i aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık vari ortada kalıyor.
Kendin için istemediğini,başkaları için de isteme.
Konu Psiko tarafından (23-10-2013 Saat 11:23 ) değiştirilmiştir.
Bir akrabamın çocuğunu din hocası derste dövmüş..Gözü fena bir hale gelmiş çocuğun..Attığı yumruk haricinde,birde bu 10-11 yaşındaki çocuğu duvarlara vurmuş..Çocuk köpekleri çağırmak için söylenen ''kuçu kuçu'' sözünü söylemiş sadece..Bunu da öğretmenine söylememiş..Öğretmen bana söyledin demiş,çocuk hayır sana söylemedim demiş..Nihayetinde çocuk fena halde dövülmüş..
Bu öğretmen salı günü(o gün dersi varmış galiba) eğer okula gelirse,büyük bir ihtimalle çok fena dayak yiyecek..Çocuğun babası ve amcası öğretmeni pataklamayı kafasına koymuşlar..
Dindar nesil yetiştirmek isteyen çapsızlara,çocuğunu okula gönderen velilere duyurulur..
Valla o adami öldüresiye dövmeliler.. her ne pahasina olursa olsun . Devlet bu konuda birsey yapmiyorsa ozaman is bize düsüyor. Bundan böyle kimse bizden hosgörü beklemesin... Siz kafa kestiniz ama biz bir sinirlenirsek sizleri kiymik kiymik dograriz.
Bu toprakta bir kalp çarpar hakkın bilimin aşkına
Bir kalp çarpar her bedende Cumhuriyet uğruna
Bir çarpar ki hep ileri Mustafa Kemal adına
Öyle çarpar ki ritmine cümle alemler aşina