ahmetsecer diyor ki...

[uyar]

böyle yaradılmış bu atlas

[breymin]

ahmetsecer´isimli üyeden Alıntı

Wiperandcleaner, ilk defa mantıklı hem de çok mantıklı bir yorum, sizi tebrik ediyorum.

Yaratılışçılar önce Almanya sonra İsviçre sonra İtalya'da "Evrim Teorisinin Çöküşü" konferanslarını düzenlediler. Diğerleri de yolda. Evrimciler de hala ağızlarını açıp seyretsinler, bri de birşey yok canım diyerek kendilerini avutsunlar. Yabancı basın hop oturup hop kalkıyor. Bunlar da Türkiye'de haberleri bile olmadan yaşıyorlar. Bizde bildiiryoruz ki öğrensinler.

--------------------------------------------------------------------------
Sayin ahmetsecer,ne kadar debelenirseniz debelenin,turan dursun allahin cöküsünü baslatdi ,sizlerin debelenmesi bunu birazcik yavaslatir ama engelliyemez,efendinize söyleyin delikanliysagelip evrimi bu sitede cökertsin.selamlar

[errata]

Hiç kimse bu ciltler dolusu yazı, fotoğraf ve resim topluluğunun bu kalitede basılmasını "Allah rızası için" ile açıklayamaz. Bu ve benzeri basılı materyaller, tv yayınları, internet siteleri, yurt dışındaki sahte sözde -waset vs.- akademik konferanslar... Nedir bunun kaynağı?

[Nortech1071]

Kaynağı Yeşil Sermayeciler işte duymadın mı
Harun Yahya(Yakuşuklu erkekler ile güzel kadınlar cemaati üyesi)

[wiperandcleaner]

ahmetsecer´isimli üyeden Alıntı

Wiperandcleaner, ilk defa mantıklı hem de çok mantıklı bir yorum, sizi tebrik ediyorum.

Yaratılışçılar önce Almanya sonra İsviçre sonra İtalya'da "Evrim Teorisinin Çöküşü" konferanslarını düzenlediler. Diğerleri de yolda. Evrimciler de hala ağızlarını açıp seyretsinler, bri de birşey yok canım diyerek kendilerini avutsunlar. Yabancı basın hop oturup hop kalkıyor. Bunlar da Türkiye'de haberleri bile olmadan yaşıyorlar. Bizde bildiiryoruz ki öğrensinler.

Arkadaşım, yoksa sen burada gördüğün ateistlerin evrim masalını bildiğini falan mı sanıyorsun?

Kaç tanesi gerçekten o masalı(teori diyemiyorum so sorry) biliyor ki ona dair gelişmeleri takip etsin.

İstisnalar varsa şimdiden sorry, ama adı üstünde istisna.

Kişi ateist olunca bunun sözde bilimsel teorisine de sarılıyor.

Hani ihtida edenin kelime-i şehadet getirmesinden sonra anlamını sebebini tam bilmeden ilk dini ritüelleri yerine getirmesi gibi düşün, o misal.

Ateizme adım atınca evrim birden gerçekliği ispatlanmış bilimsel teorem oluyor bu arkadaşlar için, cendrillon da balkabağının fayton olması gibi

Ona masal derler Darwin'in sayıklamalarına bilimsel teorem

Az önce dedim ya ihtida edenin kelime-i şehadet getirmesinden sonra anlamını sebebini tam bilmeden ilk dini ritüelleri yerine getirmesi gibi bunlar da evrime sarılıyorlar diye!

Şöyle önemli bir farkın altını çizmek lazım, İslam'a giriş yapıp kişi upgrade olduktan sonra bu bilgi eksiğini kapatıyor, hangi ibadeti neden yaptığını vs bilip öğreniyor.

Ama dersen "ateistle Müslüman arasında o kadar fark da olacak" ona da bişeycikler demem yani

[evrensel-insan]

Saygideger wiperandcleaner;

Arkadaşım, yoksa sen burada gördüğün ateistlerin evrim masalını bildiğini falan mı sanıyorsun?-w&c-

Masal ile epistemolojik gerceklik farkini algilamak ve bilincli ve de farkindalikli olarak ortaya koymak icin, once masal ile epistemoloji farkini ortaya koymak ve algilamak gerekir.

Oyuzden evrim masalini, aciklar misin?, tabi once evrimden ne algilandiginin aciklanmasi gerekir.

Sayglarimla;
evrensel-insan

[ahmetsecer]

Türkiye’de anne ve babanın kutsal olduğunda dair çok güçlü bir inanç var. Bu inanç o kadar güçlü ki anne ve baba ne yaparsa yapsın “o senin annendir, babandır, sakın şikayet etme, sakın sesini çıkarma” diyerek çocuklar çok şiddetli baskı altına alınıyor, anne ve baba zulmetse de, dövse de, her türlü zulmü yapsa da çocuktan ses çıkarmaması ve kesinlikle itaat etmesi bekleniyor. Peki anne ve baba ahlaksızsa, çocuğunu PKK’ya teslim ediyorsa, bir baba çocuğunun ırzına geçerken anne hiç ses çıkarmıyorsa, anne ve baba birleşip çocuğa dindar olmaması için çok şiddetli baskı yapıyorlarsa artık onlar gerçekten anne ve baba olur mu? Bir çocuk bu şartlar altında annesinden ve babasından yüz çevirirse toplum onu yargılayabilir mi, ayıplayabilir mi, hala “onlar senin ailen” deme hakkına sahip mi?

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ensest ilişki çok yaygın. Anadolu’da binlerce kızımız toplum baskısından çıkıp da yaşadıkları bu felaketi açıklayamıyorlar ve bu korkunç zulme boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Yine güneydoğuda oğlunun eline silahı verip PKK’ya veren aileler var. Artık böyle anne ve baba kutsal olmaktan çıkar. Kızına tecavüz eden baba artık baba değildir. Bu kızın derhal o insanın nüfusundan çıkarılması baba hanesine de “öldü” yazılması gerekir, soyadının da değişmesi gerekir. Bu kız çocuğu devlet tarafından ailenin başka bir ferdinin nüfusuna geçirilmelidir.

Çocuğuna dindar olduğu için baskı yapan, onun ibadetlerini yapmasını, Kuran okumasını engelleyenler de anne ve baba değillerdir. Kuran’da ailelerinden baskı gördükleri için onların yanından ayrılan Ashab-ı Kehf’den bahsedilir. Ashab-ı Kehf’de ailelerinden çekindikleri ve çok baskı gördükleri için mağaraya çekilmişlerdi. Onlarda dinlerini yaşayabilmek için ailelerinden kopup ayrıldılar. Öyle anne babalar var ki namaz kılmaması için çocuğunun başına korkunç bir öfkeyle bekliyor, oruç tutmayacaksın diye dövüp hakaret ediyor. Evdeki Kuran’ları alıp büyük bir hiddetle okumasın diye ortadan kaldırıyor. Onun inançlarıyla dalga geçiyor, çocuğa yoğun bir psikolojik baskı uyguluyor. Sonuçta bu büyük baskı karşısında çocuk hiçbir şekilde dinini yaşayamıyor. İşte böyle bir durumda Kuran o anne ve babadan kopup ayrılmayı öğütlüyor. Hz. İbrahim iman etmediği için babasından, Hz. Lut eşinden, Hz. Nuh da oğlundan bu yüzden ayrıldılar. İşte bu dönemde de, yani ahir zamanda ailelerinden yoğun baskı ve zulüm gören gençler ailelerinden kopup ayrılıyorlar, tıpkı Kefh ehlinin yaptığı gibi onlar da ailelerinden yüz çeviriyorlar. Çünkü Kuran böyle yapmalarını çok kesin bir şekilde emrediyor. Bu yüzden dinini yaşayamadığı için ailesini terk eden bir evladı toplum kınayamaz, ayıplayamaz, yargılayamaz, kimse baskıyla, annesi de olsa babası da olsa bir çocuğun dinini yaşamasına engel olamaz.

Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik. Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan şeyle Bana ortak koşman için sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme. Dönüşünüz Bana'dır. Artık yaptıklarınızı size haber vereceğim. (Ankebut Suresi, 8)

Eğer sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin inkar etmenizi içten arzu etmişlerdir.

Ne yakın akrabalarınız, ne çocuklarınız kıyamet günü size bir yarar sağlayamaz. (Allah) Sizin aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı görendir. (Mümtehine Suresi, 2-3)

Dedi ki: "Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş (yapmıştır). Öyleyse hakkında bilgin olmayan şeyi Benden isteme. Gerçekten Ben, cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum." (Hud Suresi, 46)

[ahmetsecer]

Üç beş tane genç kızın başörtüsü ne kadar konu oldu memlekette, sanki başka konu yokmuş gibi. Genç kızlarımızı hem rencide edip, hem de çok rahatsız ediyorlar. Ortada yine suni bir panik ortamı oluşturuluyor ve bu bilinçli olarak yapılıyor. Her zaman yaptıkları gibi bir toplum mühendisliği uyguluyor halkı dine karşı kışkırtmaya ve soğutmaya çalışıyorlar. Gençler neye inanıyorlarsa o şekilde davranırlar, buna kim karışabilir? Şimdi nerde burada özgürlük? Nerde dinsizlerin bas bas bağırdıkları kişilik hakları? Asıl mahalle baskısı, asıl dayatma, asıl korkutma, asıl özgürlüklerini elinden alma dindarlara karşı yapılmıyor mu? Hani demokrattın sen, hani özgürlükten yanaydın? Ortada acayip bir baskı ve şiddet var. Sırf bir çocuk başörtüsü taktı diye, üç beş tane genç kız okula başörtüsüyle geldi diye yeri yerinden oynuyorsa, bu adamlar iktidara gelse ne olur? Şimdi dindarlar iktidarda, ateistler, komünistler herhangi bir zulüm görüyorlar mı, herhangi bir baskı görüyorlar mı? Dileyen dilediğini yapıyor, dilediğini konuşuyor, kimsenin karıştığı yok.

İşte bu yüzden komünizm çok tehlikeli. Komünist başa geçse korkunç bir baskı ortamı olur. Bugün yaşananlar da bunun en büyük delilidir. Tüm dünyada tarihe bakarsanız da, Stalin döneminde, Lenin döneminde, Mao döneminde toplum üzerinde nasıl korkunç bir baskı kurulduğunu görürsünüz. Hâlbuki Müslümanlıkta komünist elini kolunu sallayarak gezer. İstediği gibi komünist propaganda da yapar. Kitap da okur, kimse karışmaz, kimse bir şey demez. Komünist kıyafet de giyer, komünist bıyığı da bırakır. Tşörtüne Che'nin resmini yapıştırır, çıkıp gelir ama kimse karışamaz. Karışmamalıdır da. Ama komünist yönetimde mesela Çin’de yapın bakalım özgürce ibadetinizi, açın okuyun Kuran’ı bakalım ne oluyor? Bakalım nasıl korkunç bir şiddetle karşılaşıyorsunuz?
Eğer Türkiye’de dindarlara bu kadar baskı varsa o zaman o zaman bize ne demokrasiden bahsedin, ne özgürlükten bahsedin, ne insanlıktan bahsedin. Eğer dürüstseniz bu genç kızlara karşı çok saygılı olunması lazım, sevgi dolu olunması lazım. Tam tersine öfkeyle okula sokmamak için çocukların üzerine saldırıyorlar. Devletin bu konuda önlem alması lazım. Kimse devlet adına karar veremez, devlete de baskı uygulayamaz. Devletin aldığı bir karar varsa, başörtüsüyle girilmez demişse, tamam girmez. Ama devletin aldığı karar yokken devletin adına adam o çocukları sokmuyorsa, bu devlete meydan okumaktır. Devletin kendini savunması gerekir. Devlet vatandaşını korumakla mükelleftir. Yoksa devlet acze düşmüş olur. Devlet de asla acze düşmeyeceğine göre, her ne pahasına olursa olsun o çocukların sağ salim okula girmelerini sağlaması lazım. Ne yapalım işte bağırıyorlar, çağırıyorlar denmez. Yarın öbür gün öğretmeni de sokmaz. "Sen arkadaş komünist değilsin, okula sokmuyorum" der. Olur mu böyle şey? Devlet ne pahasına olursa olsun bu tip manzaralara izin vermemesi lazım. Diyecek ki kardeşim burası devletin okulu, siz de devletin kanunlarına uyarak geliyorsunuz, her fikirden insan buraya gelir, komünisti de gelir, faşisti de gelir, dindarı da gelir, imansızı da gelir, satanisti de gelir, kimse kimseye karışamaz.

Müslümanlar da çıksa biz de buraya komünist sokmuyoruz derse bu da olmaz. Herkes kendi fikrine göre devlet olmaya kalkamaz. Herkes demokrat olmak zorunda. Adam o zaman mahalleye de sokmaz, giremezsin kardeşim burası bizim kontrolümüzde derse o zaman ne olacak? İşte adam devlet yok anlamında hareket etmiş oluyor. Devlet kendine ima yollu dahi dokundurtmaz. Devletin devlet olduğunu herkes kabul edecek. Devlet vatandaşının okuma hakkını, okula girme hakkını korumalı. Ama devlet resmi olarak bu yasaktır derse, o zaman buna da herkes uymak zorundadır.

[evrensel-insan]

Saygideger ahmetsecer;

Anne babanin "kutsallik" gibi bir icerigi yoktur. Konu, biyolojik ve etiktir. Toplumlarda, genelde bir cocuk yetiskin yasina gelene kadar ve kendi yukumluluk ve sorumluluklarindan kendi sorumlu olana kadar, bir aile yuvasi icinde buyur, yetisir, yetistirilir ve egitilip, ogretilir.

Butun bu yetistirim ve egitim v.s. de; anne, babanin ya da ebeveynin, kendi bilgi, bilinc, birikim, v.s. duzeyindedir. O yuzden de her anne babanin yetistirdigi cocuk, anne baba duzey farkindan dolayi da farkli yetisir.

Ulkemiz gibi,toplumsal kisilikle yetisen toplumlarda, cocuk degil; anne babanin istemleri on plandadir ve cocukta bu istemlere, ayip, yasak, saygi, haram, yanlis, kotu v.s. algisi temelinde uymak zorundadir.

Dolayisiyle, ulkemiz gibi toplumlarda, cocuk istismari, kullanimi v.s. toplumun algisina uygundur. Ustelik cocuklari anne baba istismarindan kurtaracak, koruyacak ve kollayacak kurumlar da yoktur ve gelismemistir. Bu temelde de, evden kacma, basibozukluk, kotu yola sapma v.s. kacinilmazdir.

Bu temelde anne babalik kutsallik degil; cocuk yetistirebilecek bilgi, birikim, bilinc ve algi gerektirir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

[aliyarasfal]

Çocuğuna dinsiz olduğu için baskı yapan, onun birey olmasını , evrimi öğrenmesini okumasını engelleyenler de anne ve baba değillerdir. Gerçek hayatta ailelerinden baskı gördükleri için onların yanından ayrılan bir çok insandan bahsedilir. Onlarda dinsizliklerini yaşayabilmek için ailelerinden kopup ayrıldılar. Öyle anne babalar var ki namaz kılması için çocuğunun başına korkunç bir öfkeyle bekliyor, oruç tutacaksın diye dövüp hakaret ediyor. Evdeki Turan Dursun Kitaplarını alıp büyük bir hiddetle okumasın diye ortadan kaldırıyor. Onun inançsızlığıyla dalga geçiyor, çocuğa yoğun bir psikolojik baskı uyguluyor. Sonuçta bu büyük baskı karşısında çocuk hiçbir şekilde insanlığını yaşayamıyor. İşte böyle bir durumda vicdan o anne ve babadan kopup ayrılmayı öğütlüyor. Hz. İbrahimin babası , Hz. Lut'un eşi, Hz. Nuhun oğlu bu saçmalıklara inanmadıkları için dışlandılar. İşte bu dönemde de, yani ahir zamanda ailelerinden yoğun baskı ve zulüm gören gençler ailelerinden kopup ayrılıyorlar, tıpkı inanç yalanlarının farkında olanların yaptığı gibi onlar da ailelerinden yüz çeviriyorlar. Çünkü Kuran böyle baskı uygulamalarını çok kesin bir şekilde emrediyor ailelere. Bu yüzden inançsızlığını yaşayamadığı için ailesini terk eden bir evladı toplum kınayamaz, ayıplayamaz, yargılayamaz, kimse baskıyla, annesi de olsa babası da olsa bir çocuğun özgürlüğünü yaşamasına engel olamaz.



Gittim...