Sevgili gameover
1. Burada aranması gereken özgürlük değildir, Kimliklerde yazılanlar, egemen aidiyetliğin, taraflılaştıılmış bir insanın, yabancılaşmanın, *mührüdür, bir arabaya vrulmuş plaka gibi. Ama sadece din değildir, kimlikte olması gereken, Ne? İnsan hanesidir gerisi hikayedir.
2. Dünyada sınır yoktur, var olan sınırlar öteden beri BENİM MALIM, BENİM MÜLKÜM diyenlerin yerlerinin belirlenmesi içindir, o halde tarafsız bakmayı uzayda değil, dünyadad başarmak gerekir, yani birazda olsa akıntıya aykırı durabilmek gerekir. Yoksa dünyada sınır yoktur, insanda yapay ayrımlar ile sınıflandırılamaz yada ayrıştırılamaz. Ama dediğim gibi birisi bura benim malım ula diyeceksei ee 2 şeye ihtiyacı var, birisi o malda çalışacak köleye iki onu koruyacak köleye. Nasıl yapmıştır 1 nolu madde, mühürleyerek :wink:
3. Rüyada olmadığınızın tek kanıtı, bir istasyondan geçen bir trenin önüne durmaktır. Rüyanın alanı özneldir, nesnel değildir, yaşadığımız ise(bünye) nesneldir, bir ispata gerek yok var isede zaten yöntemi verdim :wink:
4. Genelde kendi bedensel ve düşünsel şeylerimizi takip etmedik ama ne yapalım sevdirildik, iliğine kadar trenleri, işte o yüzden biz genelde gelip geçen trenleri takip ettik (gülmeme bakma ciddiyim, saplantı derecesinde kutsal trenlerimiz oldu bir kere, kolay iflah olmayız, çuf, çuf, çuf, çuf, çuf, düüüüüüüüd). *
5. Anne karnında iken herhangi bir dinimiz yoktu dilimizinde olmadığı gibi(!). Aslen uzun bir zamanda olmaz. çünkü insan, İlk doğduğunda bir bebek olarak insandır ama henüz birey(person) değildir. İçine doğduğu toplum bir çanakçının çanağı biçimlendirmesi gibi, henüz o birey değilken, yumuşak ve her kalıba girer durumda iken, evririr, çevirir bazen devirir, bir çok şey gibi bir yerinede din kazır mesala kulpu olabilir din ve her ihtiyaç duyulduğunda birey bu kulpundan tutulur. Sen denir bu taraftasın, artık dünyaya o da o taraftan bakar, olay biter. Nesnel bir alanı yoktur dinin, kısaca insan biyolojisnde bulunmaz, öznel alanda sonradan kazanılır yada empoz edilir, ve artık ilk doğduğu gibide değildir,
ilk doğduğunda bir bebek olarak insandır ama bu şekilde evirilip çevirilip bir birey olduğunda artık insan değildir, çünkü önce A dır, yada B dir, yada C dir, zorda kalmadıkçada insan olduğu aklına glemez. Şimdi (2) nolu maddeye tekrar dönülebilir ve uzaydan bakıldığında dünya dünya gibidirde, yakından bakıldığında neden bin parçadır, ve (1) nolu maddedeki mühürün aslen çanağın kulpu olduğuda kolaylıkla anlaşılabilir. Herkes kulpluğunu bilmelidir değil mi? Yoksa neresinden tutasın!
6.) Bize öğretilenler derken aşılananları söylüyorsan, salt aile, anne baba ve salt içinde olduğumuz an ile sınırlı kalırsak emin değilim. Ama sırf bir noktaya bağımlı kalmadıysak, hele birde öğrenmenin temel koşulunun duymak değil bilmek, bilmeninde temel koşulunun en temel analizleri yapmış olmak ve anlamlandırmak olduğunu biliyorsak hazır öğretilenleri aşma ve onları irdeleme şansımız vardır derim.
7.) Doğrularla ilgilenmediğim için bu soruna tam anlamıyla yanıt vermeyeceğim, çünkü bu iki kelime kıvrak bir su akıntısı gibidir, benim tek alanım gerçektir ve bir gerçekliğe erişmeden, en azından hazır öğretiler üzerinde ve onların doneleri üzerinde nesnel analizler yapmadan, gerçeğe erişemeyeceğimi bilirim. Buyurn dünyanın biçimi, işte bize gerçek! Şimdi, şu andaki nesnel gerçeğimiz(olasılıklarda önemli mesala dünyanın yarı büyüklüğünde bir şey çarparsa bu dairesel biçim yamukta olabilir, ama öyle olsa bile o o günün gerçeğidir, şimdi ise laftır) En azından soyut gerçek yoktur gerçek daima somuttur derim.
8.) Ego yeterince egoistiz, egoistlik arttıkça farkındalık azalıyor
9.) Hiç bir kutsalım yok yıktımda geldim
inançlarımı hiç bir şeyin kriteri olarak görmüyorum. yanlış çıkarsa çok fazla bir şey olmaz, o kadar dağlara çıkarmadım ki uçurumlara yüzü koyun düşeyim. İnandığım için değil gerekli gördüğüm için değer veririm yada daha doğru bir tabirle bir şeyin sonuçalrını bildiğim için kanaat getiririm inandığım için değil, o sonuçlar *yok ise dolayısı ile inandığım için kanaat getirmem, sonuçları gözlemleyemediğim için kibarca inanmam abijim. Birde inanç ne yahu? Ben şimdi güneşin doğudan doğduğuna inanıyorum diyelim, ben inandığım için mi doğudan doğuyor yoksa o doğudan doğduğu için mi? Demek ki burada belirleyici olan güneştir, dolayısı ile güneş doğudan doğduğu sürece, bu böyle olmaya devam edecektir, demek ki neymiş *nesnel dışı, gerçeklik dışı benim kriter etmemin mümkün olmayacağı *bir inancım yokmuş, yıktımda geldim