Nasıl yaşamalıyız üzerine

[Yıldıztozu]

Milyarlarca yıl içinde 50 yıl falan varız. O halde insan önce bu süreyi nasıl geçirmesi gerektiğine karar vermeli.
Toplum bunu; okula git, işe gir, evlen, çocukları büyüt, emekli ol, öl şeklinde planlamış.
Ömür 5 bin yıl olsaydı bu plan işlemezdi. O durumda 50 yılını ressam diğer 50 yılını zengin diğer 50 yılını sporcu diğer 50 yılını fakir, diğer 50 yılını sanatçı vs diye parçalara bölerdik.

Bence 5 bin yılın özetini 50 yıla indirmeye çalışmalıyız. Yani belli bir alana takılıp kalmamalı. Farklı alanların tadına varmaya çalışılmalı. Sürekli ilgilendiğin alanı bırakıp çok farklı bir alana yönelebilmeyi becermek önemli.
Bunu yapabilmek için özgür kalınan süre mümkün olduğunca fazla tutulmalı.

Hayatı yaşamanın binlerce farklı yolu var. Bir şeyde geri kalmış kimse genel anlamda geri kalmış sayılamaz. Başka bir konuda ilerde olabilir.
Öyleyse herkes kendine şunu da sormalı: Ben hangi alanlarda ilerdeyim?

[Yıldıztozu]

Ayrıca herkesin viski içmesi veya kafasını güzel yapacak bir şey bulması gereklidir.
Çünkü her konuda kafayı kullanırız ve kafanın farklı hallerini deneyimleyebilmek için güzelleşmesi, değişmesi şarttır.
Kafanın her hali farklı düşünür, farklı şeyler görür.
İlerde mutlaka lsd veya sihirli mantarlar deneyimlemeyi düşünüyorum. Yoksa hayat eksik kalır.

[Yıldıztozu]

Her insanın yaşamında kaçamayacağı ve onu rahatsız edecek 3 şey vardır.
1- Belirsizlik. Her insanın yaşamında gelecek belirsizdir.
2- Acı. Her insanın yaşamında acı vardır ve bu kaçınılmazdır.
3- Çaba sarfetme zorunluluğu. Her insan bedensel ve zihinsel emek ve çaba sarfetmeye mecburdur.

İnsanlar bunlardan kurtulmaya çalışır ama bu mümkün değil. Zengin de olsan fakir de olsan, genç de yaşlı da, sağlıklı da olsan bu üçüne katlanmaya mecburuz.

*****

Yaşamda karaktersiz olmak iyi bir özellik. Belli bir karaktere bağlı kalmak özgürlüğü engeller. Yaşamın farklı tatlarını alabilmek için farklı karakterlere girebiliyor olmak gerekir.
Sadece Rock müzik severim diyen birisi kendini sınırlamış olur. Diğer müzik türlerinden de zevk alınabilir.
Her role, tarza ve karaktere bürünebilmeliyiz. Yaşamın farklı tatları ancak bu şekilde elde edilebilir.
Karaktersiz olmanın yan etkileri de var fakat baş edilebilir.

[noob1]

İslam olarak yaşamalıyız,

Saygılı, sevgili, insanlara, hayvanlara, bitkilere, kimseye kızmamalıyız,

Allah'a şükr etmeliyiz, ve bu hayatın kısa bir süre biteceğini bilerek yaşamalıyız, dünya hayatının ne kolaylıkları ne de zorlukları bizi bağlamamalı.

Biz bilinçli olmalıyız, zorlukların ve herşeyin biteceğini bilmeliyiz, elimizden geldiğince zorda olanlara yardımcı olmalıyız,

hak edip etmediğine bakmaksızın insana yardım etmeliyiz.

Bu kısa dünya hayatında geride kalanlara sevgimizi bırakmalıyız, ve son nefesimizi verirken iyi bir hayat yaşamanın huzurunu almalıyız.

[bilgivehis]

Biri müslüman diğeri sözde ateist, ikisi de saçmalamış.

Değişim ve gelişim ile karakteri karıştırmak saçmalamaktır.
Değişim ve gelişim, karakter değildir.
Karakterli insan pekala gelişir ve değişir ama bu değişim mevcut karakterini deforme etmemek şartıyla olur.
Aksi halde değişim adına karaktersiz yani amaçsız ve iradesiz bir değişimden bahsedilebilir.
Başka deyişle karaktersizlik, döneklik ve her türlü omurgasızlığa açık olmak demektir.
Oysa yaşadığımız dünyada karaktersiz yaşamayı baz almak genel anlamda mümkün değildir.
Çünkü toplum yaşamına müdahale eden zıtlar diye bir kanun var.
Bu kanunu hiçe sayıp karaktersiz yaşamayı yaşam biçimi haline getirmek doğrudan omurgasızlığı kabul etmek demektir. Ki, zıtların hiç birinde dahi karaktersizlik söz konusu değildir.
Bugün karaktersiz olarak hakaret ettiğimiz kapitalistlerin dahi kendine göre bir karakteri ve bir duruşu vardır. O duruşu olmazsa zaten kapitalist olamaz.
Hiçbir kesimin karaktersiz olamayacağı bir dünyada, değişim ve gelişimi karaktersizlik olarak göstermek, herhalde sürçü lisan olsa gerektir.

Ayrıca değişmek ve gelişmek zaten bir özgürlük ifadesidir. Hiçbir şeyi mutlak saymadan, kalıplara biat etmeden yaşama isteğidir.
Kısaca özgürlüğü karaktersizlik olarak adlandırmak son derece yanlış bir tanım olmakla birlikte karaktersizlik ancak kişisel bazda değerlendirilebilir.

[Yıldıztozu]

bilgivehis´isimli üyeden Alıntı

.

Düşük zekalı arkadaşım, aramızda uçurum boyutunda IQ farkı olduğundan söylediklerimi anlayamamanı doğal karşılıyorum.
Düzgün bir cevap vermiş olsaydın sana bir şeyler öğretmeye çalışırdım, fakat haketmiyorsun.

[bilgivehis]

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı

Düşük zekalı arkadaşım, aramızda uçurum boyutunda IQ farkı olduğundan söylediklerimi anlayamamanı doğal karşılıyorum.
Düzgün bir cevap vermiş olsaydın sana bir şeyler öğretmeye çalışırdım, fakat haketmiyorsun.

Canım sıkkındı, bu cevabın beni bir hayli güldürdü, kahkaha atmadım ama halen gülümsüyorum.
"Karaktersizlik iyi birşey" diyen sensin, hatta karakterin özgürlüğü kısıtladığını söyleyecek kadar gerizekalılığını açığa vuran da sensin.
Ee, buna cevap verdim, yanlış olduğunu ve hatta kibarlık gösterip herhalde sürçü lisandır dedim.
Bunun yanlış olmadığını, yanıldığımı izah etmen gerekirdi ama hiçbir olumlu cevabın olmadığı için işi alaya almayı yeğledin.

Madem bir başlık açıp bir görüşte bulunuyorsun o halde insanların görüşlerine düzgün cevap vermen gerekir. Aksi bulduğun her görüşe böyle tırt cevap vereceksen ya başlık açma ya da bir görüşte bulunma.
Sonuçta burası görüş alış-verişi yapmak içindir. Elbette herkes kendine göre görüş belirtecek ama insanlara değmezsin, aklın kıt gibi cevaplarla kendi başlığında kendini küçük düşürdüğünün farkında değilsin.

Neyse altta sana ait bu görüşün en azından felsefi bir izahını yapabilir misin?
Hani başlık sana ait olduğu için soruyorum.
Bunu bir "değişim" sözcüğü yerine karaktersizlik olarak tanımlaman bir sürçü lisan mı değilse senin karakter tanımın nedir?
"Karaktersizlik iyi birşey"

[Yıldıztozu]

Karaktersiz olmak hiç karaktere sahip olmamayı değil, çok sayıda karaktere girebilmeyi de ifade eder.

Yaşamda roller vardır. Herkesin farklı ortamlarda girdiği farklı roller, yani karakterler. Bir insanın işyerinde farklı bir rolü, evinde farklı bir rolü, arkadaş ortamında farklı bir rolü vardır. Tüm roller hayatın farklı tatlarının (tatlı veya acı) tadılmasını sağlar.

Hayata katılan tüm anlamların kurgu olması zorunluluğu, rollere bürünmemizi kaçınılmaz kılar. O halde ne kadar çok rol, o kadar çok tat demektir.

İnsan ömrü 10bin yıl olsaydı insanlar bu süreyi aynı işi yaparak, aynı kişiyle vakit geçirerek, aynı hobilerle ilgilenerek geçirmezdi. Rolünü belirli aralıklarla değiştirirdi. O halde 10bin yılın 50 yıla özetlenmesi için yine aynı sistem uygulanmalıdır. Yani hızlandırılmış rol değişikliği sistemi uygulanmalıdır.
Bu sistemi anlatabilecek bir söz de ''mutfakta aşçı, yatakta fahişe, sokakta hanfendi'' cümlesidir. Uygun ortamlara göre uygun rollere bürünebilmek.

Bu ''hızlandırılmış rol değişikliği'' diye adlandırdığım sistemi kendi hayatımda uygulamaya çalışırım. Bu da çok yönlü olmamı sağlar. Benim birkaç yönümü tanıyanlar farklı yönlerimle karşılaştıklarında şaşırırlar.
Bir gün gastronomiyle ilgilenen birisi olurum, şaraplar hakkında konuşurum, öteki gün müzikle ilgilenen biri olurum, başka gün modayla ilgili görünürüm hatta beni manken sananlar oldu, başka gün felsefeci olurum hatta bir felsefe yazımı gören arkadaşım çok şaşırmıştı bunu sen mi yazdın diye. Öteki gün başka role girerim.

Çok rollü olmanın avantajları da dezavantajları da vardır. Ben avantajlarını baskın görüyorum.
Buradaki karaktersizlik, sözünde durmamayı gerektirmez. Genelde günlük hayatta sözünde durmayanlara karaktersiz deniliyor. Hayır bu başkasına zarar vermeyecek bir karaktersizlik olmalı. Verilen sözlere sadık kalınmalı.

[bilgivehis]

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı

Karaktersiz olmak hiç karaktere sahip olmamayı değil, çok sayıda karaktere girebilmeyi de ifade eder.

Çok sayıda karaktere girmek karaktersizlik değil. O kişinin çok sayıda karaktere girmesi onun öznel karakteri olarak ifade edilir.
Yani çok karakter değiştirmesi kişinin karakteri oluyor.

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı

Hayata katılan tüm anlamların kurgu olması

Hayat kısa olunca kurgu olmuyor.
Kurgu denen şey baskıcı rejimlerin uyguladığı özgürlüğü kısıtlamasıdır.

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı

Bu ''hızlandırılmış rol değişikliği'' diye adlandırdığım sistemi kendi hayatımda uygulamaya çalışırım.

Farklı rollere girmek belki senin için geçerli olabilir, ancak bunun çevre, para ve uygun sistem gibi koşulları vardır.
Bu koşullar uygun değilse farklı rollere girip kendi özgürlüğünü yaşayamazsın.
Örneğin, Avrupa'da yaptığın bir çok şeyi Türkiye'de yapamazsın, bunun tersi de geçerli.
Hatta İstanbul, İzmir'de yaptığını Erzurum, Kayseri gibi yerlerde yapamazsın.
Yani istediğin rol değişikliği için çevre, para ve yaşadığın ülke kendi koşullarını dayatır.
Sonuçta rol değişikliği denen şeyin özgür olması bu koşulların durumuna bağlı.
Bu yüzden kendini rol değiştiriyorsun diye özgürlüğünü yaşadığın yanılgısına düşebilirsin.

Aslında sen herşeyi kurgu olarak gördüğün için yaşamı alışılmışın dışında arıyorsun.
Ancak hep göremediğin şey nedir biliyor musun, biz devrimciler de yaşamı alışılmışın dışında arıyoruz ama aramızdaki fark, sen kapitalist sistemde arıyorsun, biz ise kapitalist sistemde bunun toplum nezdinde mümkün olmayacağını söylüyoruz.
Gerçi sen toplumcu olmadığın ve kişisel düşündüğün için kapitalizmi baz alman normaldir.