Burada bu alıntıları getirmiş ve kullanmış olmam nedeniyle sanırım şunu belirtmeliyim.
Evet burada sunulan
"İnsandaki varoluşsal ve tarihsel ikiye bölünmüşlük I" bölümünde açılımlanan insansal realite algısı-açılımı sanırım tümümüzün değilse de büyük bir bölüm insan kitlesinin/insan arkadaşın ve varoluşdaş/varlıkdaşın kendi varoluş biçimini ve realiteyi tanımlamasıyla da örtüşüyorlar
İnsanın -algı- gerçekliği çözümlemesi anlamıyla buna/bunlara, bu anlamıyla katılıyorum
Bir çok insanın ve dostun-arkadaşın durumu böyle algılayıp yapılandırdığını ve ortaya koyduklarını görüyoruz ve algılıyoruz
ve eminim ki akılllarının ve düşünlerinin gerçek bir dışavurumsal/tümcesel fotoğrafını çekebilseydik evet bunu ve yakınını görecektik sanırım
Ben böyle addediyorum.
bu insana göre bir algı yapılandırmasıdır ya da insanın gerçekliğinin ürünüdür ve gerçekliğin tüm (siyasal sosyal ve diğer) sınırlamalarını bu algı ve geri verim içinde barınır/katışır
İnsanın, kendi, zaman/şimdi algısını ortaya koyuş ve algılayış/algılatış biçimine bunlar çok yakın olmalı..çoğu zaman benim de..
ama tüm bunlar tüm zamanlarım değil algısındayım.. Örn. şu an yazımımla ve farklı bir zaman algısı/telaşıyla/yapısıyla ve bağıyla içiçeyim algısındayım..
Ama evrensel ya da daha açık bir gerçekliği türetmek ve yapılandırmak alamında çözümlemeyi şimdi ile sınırlı ve yapıcı buluyorum oysa eksik bi şey mi var? ney? nelerdir?
İnsan kendini yapılandırır ve gerçekleştirirken realite denileni de esnek bir biçimde var gücüyle yapılandırıyor ya da çözümlüyor o halde
İnsanın algı referansları ya da realitesi bu yönde/kuşakta ve ikilemde de olabilir ancak bu son nihai çözümleme midir? gerçeğin son oluş biçimi midir? İnsan bunun üzerinden nere nasıl yükselecek ve ya da nereye uzamlanıp sıçrayacaktır?
İnsanın algı referansları bir yana ölümlü olmayı kesin bir kanıyla reddediyorum. Bunu bir bağlama bağ etmeliyim.bunun telaşındayım/yapısındayım/kaosundayım
tüm yukarda sayılanlar gibi
Kişisel tarihimde zamanlama birimleme/referanslarıma bakarak örneğin şu an net bir biçimde söyleyebilirim ki, zaman kuşağı farkı ya da zaman hissinin farklı oluşu benzeri bir an/tat içinde ölümle bir yakınlık-bağ-ilinti duymuyorum. Sadece tarih ve zaman algısı var/yazacaklarım/yazacaklarım..
Üretirken duyulan ölümsüzlük ve ana ait olma içinde
Tamam ben kişisel tarihim ve değilim. Oyum ama değilim ve bunu ben karakteroloji üzerine söylemiyorum
Bir bağ/bağlam farkı ve zaman yapı kişi yapı nedir?
Belki ölümlülüğünü ölümsüzlüğe yapılayamayacak ve taşıyamayacağız oysa tarihsel sosyal realitesel bağlar/bağıntılar görmek/bulmak ya da gerçek alanında kuram yapılandırmak telaşında farklı şeyler bulmalıyız
Eğer bireyin yaşam süresi insanlığın yaşam süresiyle özdeş olsaydı, insan ancak o zaman tarihsel süreç içinde ortaya çıkan insansal gelişmeye katılabilirdi.
|
yine de katılıyor ve yine de realite buymuş gibi katılıyor. bunu yadsiyamayız. Fromm kendini gerekleştirirken bunu yapıyor oysa
ben gerçek çözümlememde ölümlü addedilmiş yaşanmayan bir insan göremiyorum.
,"insan var gücüyle kendini (başkaları için ve tüm diğer tarih ve zamanlar için de) varediyor"
İnsan doğa-l guclerin/fizik guclerin ya da kendine asilandigi gibi tanrinin (dışın/saltın/saltıkın ya da dış belirlenimli koşulların bir ürünü müdür?,ya da bunların zorunlu tezahürü tecellisi midir?
insan kendini dışsallıyor mu? üsteliyor mu? içeliyor mudur?
ve bunların, (sayılanların) sözde kendi olmayan dışsal güçlerin yan ürünü müdür? gerçeğin yan ürünü/tezahürü müdür?
ve bunların, (sayılanların) sözde kendi olmayan dışsal güçlerin egemen himayesiyle mi doğaya düşürülmüştür/olunmuştur olmuştur doğuma ve ölüme verilmiştir/olunmuştur?
bu iyi bir betimleme mi?
yetik mi bu? size yetti mi?
Oldum çünkü vardım/var/varım beni betimliyor/bütünlüyor
Olan vardı/var ve ben olana içselim/içeriğim /-şimdiyim
Sonradan olmadım/olanla bütüşüğüm/bütünüğüm ve birleşik bir formum aynı anda varım
Olan aynı anda varım/tüm olanla tüm zamanda
Zaman bir kurgu-l gibi duracak açıkçası-cümlesel özümleme/çözümleme
İnsan;
Dış kendi koşulların iradesiyle kendi sayılanın iradesi seçimi disinda varolmus ve yasamaya zorlanmis (varoldurulmuş?) ya da zorlanmakta olan bir var gibi tanimlamiyor
Bir irade varsa sanırım bu bölünemez-insanın iradesi onun iradesi doğanın yeti/yetili bütün bir iradesinden sözetmeliyiz
İnsan varoldurulmuş mudur?
İnsan ki kendine rağmen ,kendi istencine rağmen-istenci dışında
bu iyi ve dürüst bir çözümleme mi? özümleme mi?
(dışsal bir istenç mi var? dayattı,. varolumun/varoluşun bağışık -tümel- istenci diyebilirdik/çözebilirdik)
bu dinsel paradigmaların dayatması/tahakkümü/özümletmesi gibi durmakta
Tüm olan var/zorunsa insan yüklensin-eşit/eşitini
kımıldasın
-eşit olumunu-tüm varla birlikte var olumunu. tüm varla birlikte var yükünü -eşit
tüm varlar var kavramında eşit ya da özdeş olmalı.
En çok bu algıyla çelişiğiz ya da en çok bunun dibini oymak için girişeceğiz ve daha geniş ve çözümcü yapılanmasını/kritiğini eşeceğiz-arayacağız
ve derinini arayıp çözümlemeyi deneyeceğiz
İnsan olmak değilde var varolmak-olmak algısını belki de biraz tutmak ve yapılamak gerekiyordur. Belki de insan olmak/bilmek (bir parçası) varlamaya bir ölçütte aynı zamanda ve bir anlamda da eşdeğerdir
ölümlü bir tını ve zamanın yer kişisi .evet öyleyim/öyleyiz ama?
Varolmak üzerine yapılan ve yapılacak olan çözümlemlerde? -esir istenç-
Bu arada;
Çözümlemeyi oldukça epik, şiirsel gerçekleri gün yüzüne vurucu/tükürücü, tokat gibi bulduğumu söylemeliyim
Oldukça destansı ve şairane...
Orası bence oldukça epik bir parça evet...