işte siz bu kadarlık bir toplumsunuz...tek gerçek maddedir diyen ve böylelikle kendini yerle vuran dinsiz kişi sen iyi dinle bunları...
Ya bi kere Darvin türlerin ve bu canlı vücut kompleksimizin cansız (olarak bildiği) bir bakteriden oluştuğunu savunur. Ama hala onun bahsettiği ilk canlı kayıtları neden bulunamamıştır?ve aynı zamanda bu savunduğunuz insanlar Darvin ve Lamarc o kadar komik bir iddia ortaya atıyor ki...şöyle: zürafaların ceylan benzeri hayvanlardan türediklerine inanıyorlardı...ona göre "otlara uzanmaya çalışan bu canlıların zaman içinde boyunları uzamış ve zürafaalara dönüşüvermişlerdi .Mendel'in 1865 yılında keşfettiği katılım kanunları,yaşam sırasında kazanılan özelliklerin sonraki nesillere aktarılmasının mümkün olmayacağını ispatlamıştır. Böylece le marc'ın zürafaa masalı da tarihe karışmıştır."
Ayrıca darwinistler , darwinin savunduğu doğal seleksiyonun (yani ilk canlının ılık bir gölet içinde rastlantısal olarak oluştuğu iddiası) yanına 1930 larda "faydalı değişiklik" olarak mutasyonları koydular...yani bu doğal seleksiyon ortamında dış etkenlerin de (mesela radyasyon gibi değişik hava akımlarının) da olacağı tezini attılar. Ama daha sonraki yıllarda bilimin de ispatladığı gibi mutasyonların canlıları geliştirmediği hatta ve hatta onlara zarar verdikleri gerçeği ile yüz yüze kaldılar. Bakın bu olayı amerikan genetikçi B . G . RANGANATHAN nasıl açıklamıştır:
"Mutasyonlar rast gele küçük ve zararlıdırlar. Çok ender olarak meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu özellikler mutasyonların evrimsel bi gelişme gösteremeyeceğini gösterir. Zaten yüksek derecede özelleşmiş bir organizmada meydana gelebilecek rastlantısal bir değişim,ya etkisiz olacaktır ya da zararlı.bir kol saaatinde meydana gelecek rast gele bir değişim kol saatini geliştirmeyecektir. Ona ya zarar verecektir ya da etkisiz hale getirecektir."
Ve evrim teorisine göre bütün canlılar birbirinden türemiştir. Teoriye göre bu dönüşüm yüz milyonlarca yıl sürmüş ve kademeli olarak ilerlemiştir. Bu durumda iddia edilen uzun dönüşüm süresince sayısız ara türlerin oluşması gerekirdi. Yani balıkların zamanla değişime uğrayıp sürüngenleri oluşturması gibi bi çok ara formun yaşamış olması gerekirdi. Evrimciler de geçmişte yaşadıklarına inandıkları bu teorik yaratıklara ara geçiş formu adını verdiler. Ve eğer gerçekten bu tip yaratıklar oluşsaydı bunların sayıları milyarlarca olması gerekir...çünkü onlara göre sürekli bir değişime uğramış canlının getirdiği sonuçlarız biz
Ve Darvin bunun üzerine fosil kayıtlarını incelemeye almıştır.(bakın bu konuda belgelerle konuşuyorum. Kitabın adını da veriyorum charles Darvin ,the origin of species:a facsmile of the first edition,harvard university,1964,s.179)bu araştırmalar üzerine ünlü İngiliz paleontolog(fosil bilimci) DEREK W. AGER bir evrimci olmasına karşın bu geçeği(derek a.ager "the nature of the fossil reccord"proceedings of the british geolacigal association,cilt 87,1976,s.133)şöyle itiraf etmiştir;
"Sorunumuz şudur:fosil kayıtlarını detaylı olarak incelediğimizde türler ya da sınıflar seviyesinde olsun,sürekli olarak aynı gerçekle karşılaşırız;kademeli evrimle gelişen değil,aniden yeryüzünde oluşan gruplar görürüz"
Darvin'in başlattığı yani fosil kayıtlarında hiçbir "ara geçiş formuna" rastlanmamaktadır. Bir canlı türünün kendisinden evrimleştiği hiçbir atası olmadan bir anda kusursuz olarak ortaya çıkmasının tek açıklaması o türün yaratılmış olmasıdır. Bu gerçek ünlü evrimci biyolog DOUGLAS FUTUYMA tarafından da şöyle kabul edilir (bknz:douglas futuyma ,"science on trial",new york,pantheon books,1983.s.197);
"Yaratılış ve evrim,yaşayan canlıların kökeni hakkında yapılabilecek yegane iki açıklamadır. Canlılar dünya üzerinde ya tamamen mükemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya çıkmışlardır ya da böyle olmamıştır...eğer böyle olmadıysa bir değişim süreci sayesinde kendilerinden önce var olan bazı canlı türlerinden evrimleşerek meydana gelmiş olmalıdırlar. Ama fosil kayıtları diğer bilimsel deneylere bakıldığında bu olaya rastlanmamıştır. Eksiksiz ve mükemmel bir biçimde ortaya çıkmışlarsa o halde sonsuz güç sahibi bir akıl tarafından yaratılmış olmaları gerçeği ortaya çıkar"