Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Turan Dursun > İlhan Arsel & Arif Tekin Makaleleri

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 17-06-2013, 00:19
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart

Hz. Muhammed ve içki-şarap
İslami kaynaklarda Hz. Muham-med’in içtiği “Nebiz” olarak geçiyor. Bağımsız bir başlık altında nebizin içki-şarap sayılıp sayılmadığını ayrıca izah edeceğim. Ancak bazı somut örnekler var ki, bugün bildiğimiz şaraptan içtiği de olmuştur. Bunları da anlatacağım. Hz. Muhammed zaten nebiz içiyordu. Hele hele onunla abdest alıp namaz bile kıldığı ve hatta Veda haccında (son hac) Kâbe’yi tavaf ederken o durumda bile içtiği, güvenilir İslami kaynaklarda anlatılmaktadır. Bunlar üzerinde duracağım. Şarap içtiğine dair somut bazı kanıtlar var; hemen sunmaya geçelim.

Adamın biri (çoğu kaynakta Temimüddaraî olarak geçiyor) her yıl Hz. Muhammed’e bir tulum hamr/yani içki-şarap getirip hediye ediyormuş. Bir ara yine getirince, bu kez Hz. Muhammed kabul etmiyor ve artık içki yasaklanmıştır diyor. Kimi rivayetlerde bu son getirdiği dönem Mekke’nin fethinden sonraymış. Bu durumda demek ki nerdeyse ölümüne kısa bir süre kalana kadar onun evine bu hediye gelmiştir. Evet; hadiste Hz. Muhammed’e her yıl tulumlar dolusu ikram edilen o madde, Kur’an’da adı geçen ve şeytan işi pisliktendir denilen “Hamr (içki-şarap)” kelimesiyle geçiyor; nebiz falan değil; bu önemli bir saptamadır. Kaldı ki bu örnek birçok kaynağa da konu olmuştur; birkaçını ekliyorum. (21)

Burada deniliyor ki, her yıl bu içkiyi Hz. Muhammed’e hediye eden kişi Temimüddaraî’ymiş. Halbuki bu adam Hz. Muhammed’in ölümüne 1-2 yıl kala Müslüman olmuş. Dolayısıyla onun birkaç yıl öncesine kadar Hz. Muhammed’e hediye getirme koşulları yokmuş… gibi yorumlar öne sürülerek olay hakkında bir güvensizlik yaratanlar olabilir. Bir kere bazı kaynaklarda isim belirtilmeden adamın biri her yıl hediye ederdi şeklinde geçiyor. Yani bunu yapan başka biri de olabilir. (22)

Bir de Temimüddaraî’nin ne zaman Müslüman olduğu pek belli değildir. Üstelik hediye veren kişinin ille de Müslüman olması şartı da yok. Onların dostluğu Hatice döneminden beri sürmüş olabilir. Malum Hatice zengin bir kadındı, o coğrafyada dostları çoktu. Bu da onlardan biri olabilir.

Burada farklı bir örnek verelim: Hatice Hz. Muhammed’e istenirken onun velileri buna karşı çıkıp Hz. Muhammed bize göre değildir, kızımızı ona vermiyoruz diyorlardı. Hatice kendi velisine içki içiriyor ve adam bayılıyor. O sırada kendisine bir gömlek giydiriyor. Velisi ayılıp bu nedir diye sorunca Hatice, “Sen beni Hz. Muhammed’e verdin bu da onun sana hediye ettiği ve giydirdiği gömleğidir” diyor. (23)

O zamanlar bir insan kızını birine verdiğinde karşı taraf kızın velisine bir şeyler giydiriyordu, bu bir gelenekti. Peki, peygamberlik iddiasında bulunmadan önce böylesine özel bir gününde hazırlanan içkiyi kendisi içmiyor muydu? Yineliyorum: Hz. Muhammed’in ölümüne yaklaşık üç yıl kalana kadar geçen süre zarfında her yıl kendisine hediye olarak sunulan bu içki tulumlarına ne oluyordu, kim içiyordu? Bu kenardan bir bilgi değil. Bunu, mezhep lideri Ahmet b. Hanbel Müsned’inde, Suyuti ve İbni Kesir kendi tefsirlerinde, İbni Hacer Askalani Buhari’nin şerhi Fethü-l Bari’de; Taberani, İbni Abdilber, Zerkani, Heysemi, Takiyyüddin ve daha sayamadığım birçok ünlüdüşünürün eserinde görmek mümkün. (24)

Üstelik Temimüddaraî içki getirirken Hz. Muhammed gülerek ona, haberin var mı, senden sonra içki haram kılınmıştır ifadesini kullanıyor. Ne demek haberin var mı, senden sonra haram kılındı ve nedir bu gülmek!(25)

Malum Hz. Muhammed 13 yıl Mekke’de peygamberlik yapmış. Bu süre zarfında Bakara, Nisa ve Maide surelerindeki ayetler henüz inmemişti. Medine’ye gelince kimi rivayetlere göre hicri üçüncü yılından sonra, kimilerine göre Mekke’nin fethinden sonra ayet gelir ki, içki şeytan işidir, ondan uzak durun diye. Burada şunu sormak lazım: Peki, bu ayetlerden önce de Hz. Muhammed en az 16 yıllık peygamberdi ve her yıl ona içki tulumları geliyordu. Ayrıca önemli sahabeler de içiyordu. Bu durumda geçen 16 yıl zarfında kim içmişse ayete göre şeytan işini yapmış olmuyor muydu?

Temimüddaraî dışında farklı bir kişiden başka bir içki örneği: Keysan b. Abdullah adında biri Hz. Muhammed zamanında içki ticareti yapıyordu; uzak yerlere gidip çeşitlerini satın alır, Medine’ye getirip satardı. Bir ara Şam tarafından içki getirip Medine’de satmak isterken Hz. Muhammed’e, “Sana güzel, yeni bir içki getirdim” diyor. Tanıtımını yapıyor ki Hz. Muhammed satın alsın. Çünkü o beğenip alsaydı parası olan da ona bakarak alırdı. Adamın bu konuşmasına karşı Hz. Muhammed, “Ey Keysan! Senden sonra içki yasaklandı” diyor. Burada kullanılan “Senden sonra yasaklandı” ifadesi dikkat çekicidir. Demek ki bu adam daha önce defalarca getirmiş, Hz. Muhammed’e vermiş ki, kendisi adama senden sonra yasaklandı diyor. Bir de eğer Hz. Muhammed daha önce ondan almamış olsaydı adam ona, “Ey Hz. Muhammed sana Şam’dan yepyeni bir içki getirdim, mal güzeldir” diyebilir miydi? Asla diyemezdi.

Yineliyorum: Bu olayda iki nokta dikkate değerdir. Biri, içki satan kişinin Hz. Muhammed’e, sana Şam’dan yeni bir şarap getirdim demesi. Bir diğeri de Hz. Muhammed’in ona, senden sonra haram kılınmıştır demiş olması. Keysan adındaki içki tüccarının bu olayını mezhep lideri Ahmet b. Hanbel, İmam Buhari, İbni Kesir (tefsirinde), Taberani, tarihçi İbni Asakir (defalarca), İbni Hacer Askalani, İbni Esir, İbni Ebi Asım, Ebu Naim Asbahani, Zeylai, İbni Beşkeval, Heysemi, İbni Kani, İbni Ebi Hayseme ve daha sayamadığım birçok İslam düşünürü işlemişlerdir. Kaldı ki, olay sadece bunlardan ibaret değildir. Verdiğim bu örneklerde açık olarak “hamr (içki-şarap)” kelimesi geçiyor. Ancak başka birçok örnekte anlatılıyor ki kendisi ölene kadar nebiz içmiştir. Somut örneklere geçelim26)

Hz. Muhammed ölene dek “nebiz” içiyordu
İbni Mesut anlatıyor: Cin gecesinde (sözde Hz. Muhammed bir gece cinlerle konuşmuş; bu konuda zaten Kur’an’da bir bölüm de var; adı Cin suresi.) Hz. Muhammed bana, “Sende temiz su var mı?” diye sordu. Ben, hayır; ancak kabımda biraz nebiz var dedim. Kendisi “Ver bana. Nasıl olsa hammaddesi su ile hurmadır ve ikisi de temizdir” dedi. Ben de verdim. O hem içti, hem de onunla abdest aldı. (27) Aşağıdaki örnek Buhari’de altı yerde, birkaç kez de Müslim’de anlatılmaktadır. Aktaran ise Sehl b. Sad’dır.

Ebu Üseyd Saidi’nin düğünüydü; kendisi Hz. Muhammed’i de davet etmişti. Çünkü her şeyden önce onun nişanlısı Hz. Muhammed’e hizmet edenlerden biriydi. Damat olan kişi o gece gördüğü önemli bir olayı arkadaşlarına anlatırken, “Düğünümde Hz. Muhammed’e ne ikram ettiğimizi biliyor musunuz? Eşim ona hurmaları suya batırdı, yemekten sonra Hz. Muhammed’e ikram etti, o da içti” diyor. Hadiste, Hz. Muhammed’e ikram edilen o içecek aynı gecede yapılmış deniliyor. Burada vurgulanmak istenen, sanki Hz. Muhammed bir nevi hurma şerbeti içmiş gibi bir hava yaratılmaya çalışılmış. Ancak hadiste dikkatleri çeken bir ifade var ki, içilenin normal bir meşrubat olmadığını gösteriyor. Cümle şu: “Biliyor musunuz düğünümde Hz. Muhammed’e ne içirdik?” Ben bu hadiseyle ilgili Buhari ve Müslim’in olayı gerçek olarak yazmadıklarına, cümleyi istedikleri biçimde ayarladıklarına inanıyorum. Çünkü adamın heyecanla arkadaşlarına, “Biliyor musunuz düğünümde Hz. Muhammed’e ne içirdik?” demesi farklı bir içeceğin ikram edildiğini çağrıştırıyor; yoksa normal hurma şerbeti olsa bunda hayret edilecek bir şey yok ki adam böyle konuşsun.

İlerde değineceğim gibi, sözde nebiz denen madde 1-2 günlükse insan içebilirmiş. İşte kadın yeni yapmış denilmesinin nedeni de bu. Kabul edelim ki Hz. Muhammed’in o düğünde içtiği nebiz taze olsun. Peki, bu durumda İslami kurallara göre içilebilir mi? Bunun detaylarını nebiz kısmında göreceğiz. Kısacası, konu hakkında sadece bu olay olsaydı kapatılabilirdi. Ama böyle değil. Yukarıda Keysan ve Temimüddaraî örnekleri geçti; ayrıca daha anlatılacaklar da var. (28)

Bekr b. Abdullah anlatıyor: Biz Kâbe’nin yanındaydık. O sırada bir köylü gelip İbni Abbas’ın yanına geçti ve onunla konuşmaya başladı: Bakıyorum amcaoğulların bal ve süt içiyorlar; ancak siz “nebiz” içiyorsunuz. Acaba bu bir ihtiyaçtan mı kaynaklıdır? İbni Abbas, hayır; herhangi bir mazeret falan yok. Bir gün Hz. Muhammed devesine binmiş, arkasına da Üsame’yi almıştı. Bir ara su isteyince kendisine içinde nebiz bulunan bir kap verdiler, o da içti ve kalanını da Üsame’ye verdi. Hz. Muhammed onu içince de, “İyi yapmışsınız, çok güzel, işte böyle yapın!” dedi. İbni Abbas soru sorana, durum bu iken bizim içmemizde dini herhangi bir sakınca yoktur diyor; adeta helaldir ve içiyoruz demeye getiriyor. (29)

Cabir b. Abdullah: Biz Hz. Muhammed’le birlikte bir yerdeydik; kendisi su istedi. Adamın biri, “Nebiz içer misin?” diye sordu. Hz. Muhammed, “Evet içerim” dedi. Bunun üzerine adam nebiz getirdi. Hz. Muhammed bu arada, “Bir çöple de olsa üstünü kapatsaydın bari” dedi ve içti diyor. (30)

Bu çöp olayı kimi hadislerde kendisine sunulan süt için de kullanılmış. İbni Ömer anlatıyor: Hz. Muhammed’in içinde bulunduğu meclise bir adam geldi ve onun yanında oturdu. Hz. Muhammed ondan sert bir koku aldı ve “Ne içmişsin” diye sordu. Adam, nebiz içtim dedi. Hz. Muhammed, hele içtiğinden getir bir bakalım dedi. Adam getirince Hz. Muhammed içine su döküp içti ve “Eğer içtiğiniz böyle sertse o zaman benim gibi içine su katıp ondan sonra için” dedi. Dikkat edilirse o kadar koku vermiş ki Hz. Muhammed onu fark etmiş, adamı sorgulamış ve buna rağmen kendisi ondan içmiş. (31)

Mücahit: Bir defasında Hz. Muhammed nebiz içerken çok sert olduğunu anladı. O yüzden içine su katıp içti. Buna rağmen yine sertliği gitmedi. Bir daha su kattı; ancak tadına bakınca sertliği hâlâ vardı. Üçüncü kez su kattı, ondan sonra içti diyor. (32)

İbni Ömer: Hz. Muhammed’e bir içecek ikram edildi, burnuna yaklaştırınca kokusu ona ağır geldi. O yüzden içmeden geri çevirdi. Bazı arkadaşlar, niye böyle yaptın; acaba haram mı deyince, o tekrardan geri aldı ve içine su kattıktan sonra içti; bir de bize, size ağır geldiği zaman içine su katıp öylesine için dedi. (33)

Hz. Muhammed’in Kâbe’de, tavaf esnasında içtiği neydi?
Hz. Muhammed tavaf sırasında su isteyince, o sırada kendisine nebiz ikram edilir. Ağzına yanaştırınca sert olduğunu anlar ve içine zemzem suyu katıp öylesine içer. Oradakiler, haram mı diye sorunca, haram değildir karşılığını verir. Bunu Ebu Mesut Ensari, İbni Abbas ve Abdulmuttalip anlatıyorlar. Beyhakı bu olayla ilgili birçok örnek sunmuştur. Elbette ki Beyhakı bunu kaldıramadığı için bazı İslam düşünürleri gibi olayı aktaran kişilerin sicillerinin sağlam olmayan yanları üzerinde durmuş: Olayı anlatanlar arasında güvensiz kişiler var diye. Burada kısa bir yol var: Madem kişilerin sicili bozuk, neden onlardan bu gibi hadisleri kaynaklarınızda işleyip sonra “kusura bakmayın; bunlar dürüst insanlar değil” demek zorunda kalıyorsunuz! O zaman bunları baştan işlemeseydiniz. (34)

Verdiğim örnek tavaf esnasında meydana gelir. Bir de Hz. Muhammed son haccında Mekke’ye dönünce yolda nebiz içmiştir.

Bu konuda İbni Abbas’ın anlattığı uzunca bir hadiste özetle şunlar var: Hz. Muhammed son haccında bir yerde dinleniyordu ve o sırada içecek bir şey istedi. Abbas (Hz. Muhammed’in amcası), sana evlerimizde yaptığımızdan verelim mi dedi. Hz. Muhammed, herkesin içtiğinden bana verin dedi. Sonunda Abbas ona bir bardak nebiz verdi. Hz. Muhammed onu koklayınca çok sert buldu ve geri çevirdi. Abbas, sen Mekkelilerin içeceğini bozuk mu buldun deyince, Hz. Muhammed bir daha bardağı geri istedi ve ona zemzem suyundan kattıktan sonra (hafifletmek için) içti, sonunda da “Siz de içerken ağır geldiğinde onun sertliğini su ile giderin, ondan sonra için” dedi. Hadiste geçen “Evlerimizde yaptığımızdan sana verelim mi?” cümlesiyle, Hz. Muhammed’in vermiş olduğu cevap dikkat çekici. Bundan hem evlerde farklı şeyler yapıldığı, hem de Hz. Muhammed’in bundan haberdar olduğu net olarak anlaşılıyor. Bilmeseydi bana normal bir su verin demezdi. Ayrıca bundan farklı olarak Hz. Ayşe’nin, Hz. Muhammed’in içtiği nebiz sertleşince ben içine kuru üzüm bırakır bu şekilde hafifletirdim ondan sonra içerdi rivayeti de var. Peki, böyle olunca dinen sakıncası yok mu? Bunun yanıtını nebiz kısmında göreceğiz. (35)

Ebu Hureyre anlatıyor: Ben Hz. Muhammed’e iftarlık hazırlarken yanına kabak içine doldurduğum nebiz de bıraktım. Çok sertleşmiş ve köpüğü üste çıkmıştı. Hz. Muhammed bana, bunu duvara vur; bu, Allah’a ve ahirete inanmayanların içeceğidir dedi diye aktarıyor. Burada iki neden göstermek mümkün: Biri, Hz. Muhammed’in karşı olduğu kap olayıdır: Onun Ebu Hureyre’nin hazırlamış olduğu içecek için gösterdiği reaksiyon, aslında kabak içindir; işin gerçeği budur. Çünkü Hz. Muhammed kabağı kap olarak kullanmayın demiştir. İkinci bir neden de o nebizin bozulmuş olma ihtimalidir. Dolayısıyla hem kabak, hem de bozulduğu için Hz. Muhammed içmemiştir demek en doğrusudur. (36)

Enes bin Malik Hz. Muhammed’in ölümünden sonra bir gün bir bardak göstererek, “Bundan Hz. Muhammed’e hem süt, su, nebiz ve hem de bal içirdim” diyor. (37)

İslami eserlerde Hz. Muhammed’e hazırlanan nebizin kaç günde tüketildiği bile yazılıdır. Kimi hadislerde Hz. Muhammed’e pazartesi akşamı hazırlanan nebizi kendisi salı akşamına kadar tüketirdi, sıcağı sıcağına içerdi. Kimilerine göre de pazartesi hazırlanan nebizden çarşamba gününe kadar içerdi; ondan sonra kalanını ya döker, ya da hizmetçilerine verir, onlar kullanırdı şeklinde bilgiler var. Peki, her şeyden önce ya kokmuş ya da sarhoş edecek hale gelmiş, artık kendisine yaramayan o içeceği, inanan başka insanlara verip siz için demesi nasıl açıklanabilir? Ayrıca üç günlük iken helaldir; ondan sonra sertleşir haram sayılır hükmünü çıkarmak yanlıştır. Çünkü eskimiş olanı haram sayılsaydı o zaman kendi hizmetlilerine içirmemesi gerekiyordu. Öz olarak, kendisine hazırlanan nebizi iki-üç gün içinde kullanıyordu; bir kere bunda ihtilaf yok. Burada Hz. Muhammed’in neler içtiğini tespit etmeğe çalışıyorum. Yalnız şu unutulmamalı ki, yukarıda verdiğim bazı örneklerde kendisine direkt hamr hediye edilmişti bilgisi vardı.
Hz. Muhammed’in nebizle abdest alıp namaz kıldığı doğru mu?
Yukarıda İbni Mesut hadisinde, Hz. Muhammed’in cin gecesinde nebizle abdest aldığı belirtildi; bunu biraz açmak yarar var. Tirmizi, Ebu Davud, İbni Mace, Darekutni gibileri nebizle abdest alma adı altında özel bir başlık bile açmışlar. Tabii ki Hz. Muhammed bunu yapmışsa eleştiri gelir düşüncesiyle, “Bu hadisi aktaranlar arasında Ebu Zeyd, İbni Lehia gibi isimler var; bunların kim oldukları belirsizdir” diyerek hadis üzerine gölge düşürmeye çalışmışlardır. Bazıları da, madem Abdullah b. Mesut bu olay cin gecesinde meydana gelmiş diyor, o halde hadis doğru değildir. Çünkü Abdullah o gece Hz. Muhammed’le beraber değilmiş diyerek, konuyu sanki nebizden abdest almadığı noktasına getirmeye çalışmışlar ve hadisi gerçek bulmamışlar. Cin olayı, Hz. Muhammed Taif seferinde geceleyin namaz kılarken sözde yedi ya da dokuz kişilik bir cin grubu Allah’ın emriyle gelip onu dinlemiş ve memleketlerine dönünce insanlara, bu Hz. Muhammed hak peygamberdir tebligatında bulunmuşlar. Bu, Kur’an’da hem cin suresinde, hem de Ahkaf suresinde anlatılmaktadır.

Ahkaf’tan numune olarak bir ayet verelim: “Bir zamanlar, cinlerden bir topluluğu Kur’an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Geldiklerinde -birbirlerine- ‘Susun/dinleyin’ dediler. Senin okuman bitince de uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler” deniliyor. (38)

Kimileri, hayır, Abdullah o gece Hz. Muhammed’le berabermiş; ancak anlatılanlar doğru değil yorumunda bulunmuşlardır. Evet; bu hadiste adı geçen kişilere ilişkin güvensizlik konusunu biraz açmak istiyorum ki senaryo iyi anlaşılsın.

Mezhep lideri Ahmet b. Hanbel, Hz. Muhammed’in nebizle abdest aldığına ilişkin İbni Mesut’a dayanan raviler zincirinde İbni Lehia’dan hadis aktarmış ve hiçbir itirazda da bulunmamıştır. Üstelik kendi kaynağında bununla ilgili iki farklı ravi listesiyle iki hadis aktarmıştır. Kendisi hem mezhep lideri, hem de eski âlimlerden (h.241.ö). Ancak ondan sonra gelen bazı yazarlar -örneğin Darekutni (h.385.ö)- efendim bilmem falancaların sicilleri bozuktur diyerek hadis hakkında şüphe oluşturmaya çalışmışlardır.

Değişik ravi listesiyle kaynaklara konu olan bu hadis hakkında basit bir örnek verelim.
Bazı listelerde İbni Lehia’ya itiraz edilmiş, bazılarında Ali b. Zeyd, bazılarında Hüseyin b. Abdullah, kimisinde Hasan b. Kuteybe, farklı bir listeden Muhammed b. İsa, bir başka listeden İbni Gaylan, ayrı bir ravi listesinden Ebu Zeyd hakkında güvensizdir demişlerdir. Hesaplarına gelmeyen bir hadisi inkâr etmek için bu kadar insana rastgele olumsuz yaklaşabiliyorlar. Görüldüğü gibi her listeden ille de birini kıstırmışlar. Sanki onları iyi tanıyorlar, göbeklerini kesmişler. Yukarıda isimlerini verdiğim hadis âlimleri kaynaklarında nebizle abdest alma bölümünü bile açmışlardır. Demek ki Hz. Muhammed bununla abdest almış ki bunlar bu adla bağımsız bölüm açmışlar; yoksa niye ayranla, üzüm şırasıyla abdest alınır gibi başka bir bölüm değil de nebiz adında bir başlık açmış olsunlar. Başlık böyle; ama hadis zayıftır demeye getiriyorlar. Bu çağdaş dünyada, var olan imkânlara rağmen bir savcı bile bir insan hakkında doğru dürüst bir sicil tutamıyor; ama İslam âlimleri yıllar önce yaşamış, kim olduklarını bilmedikleri insanlar hakkında iyi veya kötü demekle sicillerini belirleyebiliyorlar! Sıkıştıkları zaman ille de bir bahane bulmaya çalışırlar, bunu hep yaparlar. Bu inandırıcı bir yöntem değildir. (39)

Aynı Abdullah b. Mesut’a ait şöyle bir hadis de var: Kendisinden soruyorlar, cin gecesi Hz. Muhammed’in yanında kimse var mıydı? O, hayır, yalnız Hz. Muhammed o gece belli bir süre bizden kayboldu yanıtını veriyor. (40)

Kimi rivayetlerde de Hz. Muhammed su istedi ben de (İbni Mesut) nebiz verdim, kendisi onunla abdest aldı diye geçiyor. Yani bazı rivayetlerde cin-min falan geçmiyor. Bir de o gece onunla beraberdim demek, olayın başından beri onunla birlikte olmasını gerektirmiyor. Olabilir ki Hz. Muhammed böyle bir cin olayını tasarladıktan belli bir süre onlardan uzaklaşmış ve daha sonra gelip başından geçenleri anlatmış ve Abdullah da o gece olayı Hz. Muhammed’den duyanlardan biri olarak hazırmış. Bu gibi çelişik durumlarda İslami kesim arasında çok garip şeyler oluyor. Mesela İbni Hazm gibi bir İslam düşünürü benzer durumlarda genelde çözümü ravileri zan altında bırakarak onların yalancı, benzer hadisleri uydurdukları yöntemini öne sürerek, Hz. Muhammed’in nebiz içtiğine dair var olan tüm hadisleri sağlam olarak kabul etmemeye çalışmıştır. İbni Kuteybe ise, çoğu sarhoş eden bir maddenin azı da haramdır hadisini sağlam hadis olarak kabul ediyor; ancak Hz. Muhammed veda haccında sert nebiz içtiği için bu hadis mensuh olmuştur (yürürlükten kaldırılmıştır) diyor. İslam âlimleri arasında bu gibi zıt görüşler çok. (41)

Sözün özü, bu başlık altında anlatılanlardan şu ortaya çıkıyor ki, Hz. Muhammed hem nebiz içmiş, hem onunla abdest almış, hatta Kâbe’yi tavaf ederken ve son haccında Mekke’ye dönerken yolda bile içmiştir. Ayrıca içtiği nebiz taze, bazen iki günde, bazen de üç günde kullandığı; ondan sonra kalan kısmını ya döktüğü, ya da hizmetlilerine verdiği konusunda İslami kaynaklardan bilgiler sunuldu. Şimdilik bu tespitimiz burada dursun. Az sonra nebiz bölümünde Hz. Muhammed’in içtiğinin ne olduğunu yine İslami kaynaklara dayanarak anlatmaya çalışacağım.

DİPNOTLAR
21) a) Suyuti, Dürrü-l Mensur adlı tefsiri, Maide suresi 90-93. ayetler açıklamasında, cilt 5/470.
b) İbni Kesir kendi tefsirinde Maide 90-93 ayetleri açıklamasında.
c) Heysemi Beğiyyet-ü Raid, Büyu’, no: 6402, cilt 4/157. Burada dipnotta İmam Ahmet b. Hanbel’in de bunu işlediğini belirtiyor..
d) Zerkani, Şerh-ü Zerkani ala-l Muvatta, Eşribe bölümü, cilt 4/29. Burada İmam Ahmet ve Ebu Ya’li’den alıntı yaptığını ifade ediyor.
e) İbni Hacer Askalani bunu Buhari’nin şerh-i Fethü-l Bari, tefsir bölümü Maide suresi 93. ayettte ele almış.
f) Taberani, Mucem-i Kebir cilt 2/57, no: 1275’te işlemiş.
g) Hindi Kenzü-l Ummal, Büyu kısmı, no: 9986’da ele almıştır.
h) İbni Abdilber, İstizkar, cilt 24/318, no: 36541
g) Ahmet b. Hanbel, Müsned, Müsned-ü Şamiyyin, Abdurrahman b. Ganem kısmında, no: 18158
22) a) Muhammed Rıza, Tefsirü-l Menar, Maide suresi 90. ayet.
b) Zerkani Şerh-ü Zerkani ala-l Muvatta, Eşribe bölümü, bab-ü camii tahrimi-l hamr, cilt 4/29’da İbni Abbas’tan rivayetle adamın biri şeklinde geçer.
c) Yine Zeylai, adamın biri her yıl getiriyordu şeklinde aktarıyor ve ravinin de İbni Abbas olduğunu belirtiyor. Nesab-ü Raye, Bey’ kısmında, içki ve domuzun alış-verişi başlığı altında, c. 4/54, no: 6442. Ancak Zeylai ‘her yıl getiriyordu’ demiyor. Öyle anlaşılıyor ki onun anlattığı farklı bir olaydır. Çünkü Temimüddari olayını ayrıca işliyor.
23) a) Arif Tekin, Kur’an’da Kadın ve Hz. Muhammed’in Hanımları, s. 132. Burada birçok kaynak eklemişim.
b) İmam Ahmet b. Hanbel, Müsned, İbn-i Abbas hadisleri bölümünde, no: 2851, cilt 1/259.
c) Heysemi, Mecme-ü Zevaid, cilt 9/354, no: 15264.
24) a) Suyuti, Dürrü-l Mensur adlı tefsiri, Maide suresi 90-93. ayetler açıklamasında, cilt 5/470.
b) İbni Kesir kendi tefsirinde Maide 90-93 ayetlerin açıklamasında.
c) Heysemi Beğiyyet-ü Raid, Büyu’, no: 6402, cilt 4/157. Burada dipnotta İmam Ahmet b. Hanbel’in de bunu işlediğini belirtiyor..
d) Zerkani ala-l Muvatta, Eşribe bölümü, cilt 4/29. Burada İmam Ahmet ve Ebu Ya’li’den alıntı yaptığını ifade ediyor.
e) İbni Hacer Askalani bunu Buhari’nin şerh-i Fethü-l Bari, tefsir bölümü Maide suresi 93. ayettte ele almış.
f) Taberani, Mucem-i Kebir cilt 2/57, no: 1275’te işlemiş.
g) Hindi Kenzü-l Ummal, Büyu kısmı, no: 9986’da ele almıştır.
h) İbni Abdilber, İstizkar, cilt 24/318, no: 36541.
g) Ahmet b. Hanbel, Müsned, Müsned-ü Şamiyyin, Abdurrahman b. Ganem kısmında, no: 18158
i) Zeylai, Nasb-ü Raye, c. 4/54, no: 6445.
25) a) İbni Kesir, Tefsir, Maide 90-93, c. 3/181.
b) Ahmet b. Hanbel, Müsned, Müsned-ü Şamiyyin, Abdurrahman b. Ganem kısmında, no: 18158.
26) a) Buhari, Tarih’i Kebir, Keysan b. Abdullah md. No: 1001.
b) Taberani, 1) Mucem-i Evsat, c. 3/273, no: 3125 ve 2) Mucem’i Kebir, 19/ 195, Keysan bölümü no: 439.
c) İbni Kesir kendi tefsirinde Maide 90-93. ayetler açıklamasında c. 3/182.
d) İbnil Esir, Üsdü-l Gabe, no: 4514, c. 4/ 477, Keysan b. Abd başlığı altında.
e) Heysemi, a) Beğiyyet’ü Raid, c. 4/157, no: 6401. b) Gayetü-l Maksad fi Zevaidi-l müsned 2/151, no: 1911.
f) Zeylai, Nasb-ü Raye, Büyu’, c. 4/54, hadis no: 6445.
g) İbni Asakir, Tarih-ü Medinet-i Dımaşk, c. 50/276-78, no: 5839. Keysan b. Muhammed kısmında dört rivayet veriyor. Yine aynı eser Nafi b. Keysan bölümü, cilt 61/413, no: 7826’da iki rivayet sunuyor.
h) Suyuti, el-İsabe, Keysan b. Muhammed bölümünde, c. 9/319, no: 7505.
ı) İbni Ebi Asım, ‘el-ahad ve’l Mesani’ c. 5/98, no: 2641, isim numarası 877, Keysan Ebu Nafii kısmında.
i) Ebu Naim Asbahani, Marifet-ü Sahabe, Keysan valid-ü Nafii, kısmı, isim no: 2537, hadis no: 5876, c. 5/2401. Hindi, Kenzü-l Ummal no: 9986, Revyani ‘Müsned’, c. 1/451, no: 681.
j) İbni Beşkeval, el-Gavamid’ü ve’l Mübhemat, c. 1/105, no: 45.
k) Ahmet b. Hanbel, Müsned, Müsnedü-l Kufiyyin, Keysan hadisleri kısmında, no: 19168.
27) a) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Taharat 1/49, no: 264.
b) Ebu Davud, Taharet, bab 42, no:84.
c) Tirmizi, Taharet, 1/32, no: 88.
d) İbni Mace, Taharet, bab 37, no: 384.
e) Ahmet b. Hanbel, Müsned, Müsned-i Müksirin Abdullah b. Mesut hadisleri kısmında c,2/532, no: 3855.
f) İbni Hazm, Muhalla, Eşribe,7/483.
28) 1) Buhari, a) Nikah bab 71, no: 5176 ve bab 77, no: 5182.bab 78, no: 5183. b) Eşribe, bab 7, no: 5591, bab 9, no: 5597. c) Eyman, bab 21, no: 6685. Müslim, Eşribe, no: 2006.
29) Müslim, Hac no: 1316.
30) a) Müslim, Eşribe, no: 2011,
b) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Eşribe bölümü, no: 24322, cilt 8/102.
c) Ebu Davud, Eşribe bölüm, bab 21, no: 3734.
31) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, no: 24344, cilt 8/107.
32) Hindi, Kenzü-l Ummal, Hudut kısmı, no: 13855.
33) a) Zeylai, Nasb-ü Raye, Taharet, 1/137.
b) Tehavi, Şerh-ü Meani-l Asar, 4/219, no: 6468.
c) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, Eşribe, no: 24323,8/102.
34) a) Beyhakı, Sünen, Eşribe bölümü, 8/527, no: 17436-42.
b) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, 8/102, no: 24324.
c) Darekutni, Sünen, 3/517, no: 4609-4610, 4613.
35) a) Fahrettin Er-Razi, Tefsiri-i Kebir, Bakara suresi 219. ayet açıklaması.
b) Beyhakı, Sünen-i Kübra, hadis no: 17424, 8/522.
c) İbni Ebi Şeybe, Musannaf, 8/102, no: 24322.
36) a) Beyhakı, Sünen-I Kübra, 8/526, no: 17433. Burada dipnotta bunu Ebu Davud ve Darekutni’de geçtiği yazılı.
b) A. Rezzak, Musannaf, Eşribe bölümü, no: 16926-27.
37) Müslim, Eşribe, no:2004-2005 ve 2008.
38) Ahkaf suresi, 29. ayet.
39) a) Ahmet b. Hanbel, Müsned, Müksirun bölümü, Abdullah b. Mesut hadisleri, no: 3781 ve 4353.
b) Darekutni, Sünen, abdest bölümü, 25. bab cilt 1/199, no: 230-248 arası. Burada çok hadisler var.
c) Ebu Davud, Taharet, bab 42, no: 84.
d) İbni Mace, Taharet, bab 38, no: 384.
e) Tirmizi, Taharet, bab 65, no: 88.
40) Ahmet b. Hanbel, Müsned, Müksirun, Abdullah b. Mesut hadisleri, no: 4149.
41) İbni Kuteybe, Eşribe, s. 64.

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...

Nazım Hikmet

www.dilaverkom.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hristiyanlıkta İçki Lusin Hristiyanlık 62 16-03-2017 20:15
İçki içen AKP liler sedatsert Politika 27 07-04-2016 21:42
İçki ve Seks Kötü müdür İyi mi? yucemanitu İslam 150 29-07-2013 14:52
Ankara'da İçki Referandumu sinner Konu-dışı 1 16-09-2009 20:24
İçki İyi midir, Kötü müdür? imhotep Konu-dışı 59 19-04-2009 22:53

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:26 .