http://www.ted.com/talks/lang/tur/sebastian_seung.html
tekrar izleyin.
bakın bakalım anlatılan şey sizin anlattığınız yada anladığınız şey mi.
insan robot falan değildir.
çünkü konektom sabit/değişmez değildir.
sayın xor'un daha önceki tartışmada bu linki vermesinden sonra ,
ben tartışmaya devam etmemiştim.
çünkü konektom fikrini üreten adam tam da benim söylediğim şeyi söylüyor,
siz ise aslında adamın tezine karşı çıkıyorsunuz.
verdiği örneği düşünmeniz bile bunu görmek için yeterli.
konektom nehir yatağıdır.
düşünmek ise nehir.
yatak nehiri belirler ve nehir de yatağı.
karşılıklı diyalektik etkileşim bu kadar açıkken,
düşünmek somut bir olguyken,
düşünen adam konektomunu bizzat dönüştürürken insanı robot ilan etmek ne anlama geliyor.
açıklığı olmayan bu ifade ile ne anlatılmak isteniyor.
açık olan şudur.
bilinç denen şey,
yani kişinin kendi varlığının farkında olması konektomun fonksiyonudur.
kendi farkına varan konektomun kendisidir.
teistlerin ruh inancına karşın,
bilinç dediğimiz şeyin somut olarak neye karşılık geldiğini gösteren bir ifadeyi alıp,
o ifaden esaret peydah etmek nasıl bir bakış açısıdır anlamak zor.
kişi konektomunun esiridir demek,
konektom konektomunun esiridir demek kadar tuhaftır.
bizim kişi dediğimiz soyutlamanın somut karşılığı konnektom değilmidir.
düşünen konektomdur.
düşünmek konektomu dönüştürür.
burdan bir tek sonuç çıkar.
konektom düşünerek kendi kendini değiştirir dönüştürür.
konektom kendi kendini yaratarak varoluşunu ortaya koyar.
burdan çıkacak son şey esarettir.
bu iğrenç kelimeye bu derece düşkünlük gösterilmesinide anlamıyorum.
konektom özgürdür.
öylesine özgürdür ki,
kendi kendinin yaratıcısıdır.