Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Fizik > Elektromagnetizm

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 23-06-2016, 15:12
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Karar vermek demek illa bir problem veya matematik çözümü yapmak demek değil Dialectics. Cidden kendini indirgeme yanlışına, yalıtma yanlışına aşırı kaptirmışsın...

İfadelerimi tamamiyle çarpıtmışsın.
Birincisi bu

bir mağazaya gittiğinde de seçim yaparsın.

hangi kavramın sözlük anlamını değiştiriyormuşum?hem sözlük anlamı kimin umurunda? keşke sözlük ifadesi kullanan sen dönüp bir baksaydın.

Birincisi çarpıtmalarını düzeltelim;
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96zg%C3%BCrl%C3%BCk

Özgürlük veya erkinlik, birinin engellenmeden ya da sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi ve hareket edebilmesi durumudur.

Şimdi lütfen yazılarıma geri dön, örneğin "HAREKET ZEMİNİ" çerçevesinde size ZEMİNİN ESASINI defalarca açıkladım, o zemini yalıtamazsınız dedim mi, dedim.

O zemine sahipseniz, iradenin özgür olup, olmadığını tartışmak afedersin salaklıktır(bunca defa açıkladım, izah ettim, birisi zemindir diğeri ise o zemin üzerinde hareket edebilme yetisi, serbestisi) HALA ANLAMADIN DEĞİL Mİ, şu kadar basit ifade ettim...

İkincisi;

Etki-tepki, iletişim şu ya da bu ifadelerim ZEMİN ifadesidir, neden ÇARPITMA gereği hissettin, neden bir bütün halinde cümlelerdeki kelimeler, gelişigüzel peşpeşe dizip Harn yahya zekasına erme yolunu seçtin, yakıştı mı? ha benim için sorun değil, ben fikrimi yazarım, alır, almazsın sorun değil.

yazımı tekrar oku ama lütfen anlamaya çalışarak, sonra cevap verebilirsin.

Amacın ne?

iradenin nasıl çalıştığını mı tartışmak?
Nöronalrın ne olup olmadığını mı tartışmak?

Yoksa saçma-sapan "özgür irade yoktur" lafzınızın esası, dayanaklarınızı mı sunmak?

yani sen neyi tartışıyorsun?

Yazımı önyargısız tekrar oku, önce anlamaya çalış, sonra yanıt ver. Lütfen.

Diğer paragrafların ayrı bir konu, ayrı cevap yazayım...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 23-06-2016, 17:37
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Özgür iradeyle ilgili Sartre'dan alıntılar sunmak istiyorum.

Sartre’a göre özgür olmamız her zaman bilincinde olduğumuz temel bir gerçektir. Varoluşçuluk akımının en önemli filozofu olan Sartre’ın görüşlerini, onun çok ünlü iki sözünü vererek özetlemeye çalışalım:“Varoluş özden önce gelir: İyi, ama ne demektir bu? Şu demektir: İlkin insan vardır, yani insan önce dünyaya gelir, var olur, ondan sonra tanımlanıp belirlenir, özünü ortaya çıkarır...Varoluşçuya göre insan ancak sonradan bir şey olacaktır ve kendini nasıl yaparsa öyle olacaktır...İnsan, nasıl olmayı tasarladıysa öyle olacaktır...Gelgelelim, gerçekten de varoluş özden önce geliyorsa, insan ne olduğundan sorumludur.” “ İnsan özgür olmaya mahkumdur: Mahkumdur, çünkü yaratılmamıştır. Özgürdür, çünkü yeryüzüne geldi mi, dünyaya atıldı mı bir kez, artık bütün yaptıklarından sorumludur.” (24)

Sartre’ın bu görüşlerini açıklayan iki alıntı daha yapmak istiyorum:

“Sartre’a göre, hayatımızda ne yapmamız gerektiğini bize anlatan ve bir yaratıcı tarafından konmuş hiçbir ilahî fikir yoktur. Hiçbir nesnel norm ya da talimat olmadığından özgürüz demektir. Bu görüşü açıklamak için şu benzetmeyi yapabiliriz: Bizler bir gösterinin tam ortasında kendisini ansızın sahnede bulan aktörler gibiyiz, elimizde bir senaryo yok, oyunun adını ya da hangi rolde oynadığımızı bilmiyoruz, hatta oyunun bir yazarı olup olmadığını dahi bilmiyoruz. Kişisel olarak bir tercih yapmalıyız, hangi rolü oynayacağımıza karar vermeliyiz ya da derhal çıkıp gitmeliyiz, ancak bu da bir rol seçmek olacaktır.”

“Varoluşsal seçimler zor ve acı vericidir. Onlarla yüzleşmemek için dayanılmaz bir istek duyarız. Bu kaçış, başka insanların seçimlerini kabul etmek demektir. Diğer insanların sizden beklediği yaşamı sürdürebilirsiniz, seçme özgürlüğünüz yokmuş gibi davranabilirsiniz. Varoluşsal seçimler yapmaktan bu şekilde kaçmak, yaşamı dolu dolu yaşamakta başarısız olmak demektir. Özgür bir insan olmanın gerçekte ne olduğuna dair bir körleşmedir bu. Varoluşçu filozoflar bu kaçışı mahkum ederler.” (26)

Ancak Sartre’ın düğümü gerçek anlamında çözdüğünü söylemek mümkün değildir. Sartre, deterministik bir dünyada özgür iradenin nasıl mümkün olabileceğini göstermeye çalışmamıştır. Ona göre özgür irade için determinizmin ortadan kaldıramayacağı sarsılmaz kanıtlar mevcuttur. Varoluşçular, özgür olduğumuz duygusunun eşlik ettiği kişisel deneyimleri kanıt olarak gösterirler.

Alıntı bu kadardı..

Öte yandan Sam Harris ve Hawking gibi kişiler de özgür iradenin bir yanılsama olduğunu savunan taraftalar.

Sanırım bu konuda agnostik olmaya mahkumuz gibi. Yatkın olduğumuz bir taraf olabilir, ama kanıtlamak mümkün değil gibi. Çünkü özgür irademizin var olup olmadığını sorgulamak bile irademizin var olduğu varsayımına dayanarak yapılıyor. Yani irademizin varlığıyla ilgili bir karara ulaşsak bile bu kararın kendisine irademizle ulaşıp ulaşmadığımızı yine bilemeyeceğiz.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 23-06-2016, 19:19
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

Spartacus, her bir nöronun düşünme yetisinde olduğunu iddia ettiğimi nereden çıkardin? Bir araya gelen hücreler topluluğundan, senin dedigin gibi organize olmus hücre birimlerinin ortaya koyduğu bir etki olarak zihinsel faaliyet dediğimiz yetisinden bahsetmedim mi?

Yok efendim otomobil düsünüp hareket ediyormus. Ne alakasi var? Bunu mu iddia ediyorum ben? Nasil ki tek tek kendilerinde o özellik direk gözlenemedigi halde atomlar bir araya gelip cesitli baglar olusturup farkli özelliklere yol veriyorsa, hücrelerin belli bir duzen ve yapiyla bir araya gelmesi de zihinsel faaliyete yol aciyordur diyorum.

Israrla sanki gaipten karar veren bir özne varsayiyormusum gibi aciklamalar yapiyorsun. YOK diyorum öyle bir özne. Aynı tözün iliskilerinden, hareketlerinden oluşan, belli bir takım yasalar, kurallar ve mekanizmalara tabii ciktilar var diyorum.

ÖZNE yoksa o zaman diyorum ve bir iddia ortaya atiyorum, Öznelik hissi bir yanilsama olabilir diyorum.

Lütfen bana "ben" nedir aciklayabilir misin ? Muhtemelen diyeceksin ki "ben" bir nesneye göre tanimlanabilen bir öznedir. Ancak o nesne de o özneye göre özne olabilir. Öznelik, nesnelik tamamen birbirine göredir. Yani her sey birbirine göre özne ya da nesnedir, yalitik bir öznelik söz konusu degildir. Degil mi? E tamam.. Bence de böyle. E peki o zaman bu "benlik algısı " da neyin nesidir? Iste bu noktada diyorum ki nesnelerin ortaya koydugu bir yanilsamadir, bir simülasyondur.

Dolayisiyla her sey nesnel zemindeki iliskilerden ibaret olduguna göre mevcut olasiliklar arasinda secim yapan kendimden kaim bir ruh, bir bagimsiz zihin vb. yoktur. O zaman o seceneklerden birini sectiren faktör nedir? Elbette ki yine bir mekanizmayla ya da iliskiler agiyla aciklanabilecek bir süreçtir. Kendinden kaim bir özne, ruh, zihin olmadığına göre, karar verme faaliyeti de aynı tözün bir takım organize hücreler toplulugunun hareketlerinin ve de bazi diger cevresel iliski ve kosullarin ciktisi olduguna göre "özgür irade" yoktur.

Senin etki altinda kalmadan secme hakki dedigin sey pratikte mümkün degildir, cünkü hersey birbirinin etkisine tabiidir. Sürekli bunu söylemiyor musun? Dolayisiyla nasil etki altinda kalmadan secim hakkindan bahsedebiliyorsun?

Özgür irade secme hakkidir diyorsun. Peki o seceneklerden birini secmeni saglayan mekanizma, sürec nedir? Eger tüm etki-tepki iliskilerini bilebilmis olsak bir bir kisinin neyi sececegini yüzde 100 dogrulukla bilebilir miyiz bilemez miyiz? Bu sekilde bir kesinlikle bunu bilmek mumkünse özgürlük nerede?

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 24-06-2016, 02:13
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Özgür İrade Yoktur söylemlerinin özünde yatan şey nedir?

Elimi masaya vurmaya karar veriyorum, ama bunu zaten salt İRADE yapmıyor, zihinsel-fiziksel süreçler, ortam bütünlüğü ve gereğin bir sonucu, irade ne zaman anlam kazanıyor, eylemde! Oturup eylemin, belirlenmiş bir hareketin neden belirlendiği gibi davrandığını ele alıp, özgür irade yoktur demek saçmalıktır.

Elimi masaya vurmam GEREKLİ MİYDİ? E
lbette diyelim. Bu gereklilik beni bu davranışa mı itti? Elbette... Mekanizmalarım böyle bir eylemi gerçekleştirmem doğrultusunda mı hareket etti. Elbette. Ama hal böyle iken, ben elimi kaldırıp masaya vuramadıysam işte o zaman tekrardan özgürlük sorunsalı anlam kazanır, işte o zaman eylemi gerçekleştirmeye zihinsel süreçler ve kararlar değilde eylemde(irade) vakıf olamadım demektir ve bunun arka planında kısıtlayıcı faktörler söz konusu olacak, işte o zaman neden bu konuda özgür olamadığım, SEÇİMİMİ yapmama rağmen, GERÇEKLEŞTİREMEDİĞİM sorunu doğar. felç olabilir miyim? Ellerim kollarım bağlı olabilir mi? Olabilir, işte şartlar ve koşullar dolayısıyla özgürlük sorunu... Peki her halükarda ve her koşulda böyledir denebilir mi ki, özgür irade yoktur diye bir mesnetsiz yargıya varalım....

Bir şeyi yapmaya karar kıldınız, siz alıkoyan ne? Nöronlar mı? hayır, sinirler, el, bacak, göz, kulak, İRADE şu yada bu. O halde ne? Alıkoyan ne?
İradenin işi, zihinsel sürecin tümü değildir, mantıksal kıyaslamlar, yorumlamalarda iradenin işi değildir, karar vermekte salt iradeye ait değildir aksine iradenin işi alınmış olan kararı gerçekleştirmek, eyleme geçmek, hareket etmektir, EL MAHKUM GERÇEKLEŞTİRMEYE ODAKLIDIR, fiilin, eylemin kendisinin özgür olup, olmadığını tartışmak abes-zırva değil mi? 2 yol var ve ben ikinci yoldan gitemeye karar kıldım, iyide irade neden birinci yoldan gitmiyor, o halde özgür irade yoktur demek zırvalamak değil mi? İradenin işi, zaten karar doğrultusunda hareket-eylemdir, işi bu, tercih etme işi değil tercihi gerçekleştirme işidir... Çünkü gerçekleştirmekle mükellef, oturup mantık ve tüm zihinsel süreçleri işletmekle mükellef değil... Bilmiyorum bunca kavram kargaşası yaratan bir dolu sözde yazar, idealist, teolojik lafazanların egemen olduğu şu dünyada anlatabiliyor muyum?

S
eçimlerimizin zemininde zihinsel süreçlerimiz bir bütünü temsil eder, karardan önce yorum, ortam, çevre bileşenleri gelir, kıyas(mantık vb) gelir, ve bir sonuca, vargıya ulaşıldığında bu sonuç, yargı namına hareket edebilirlikte iradeyi anlamlı kılar, iradenin işi seçmek değil, seçilmişi gerçekleştirmek eya adını koymak esasına dayanır, özgürlüğü diye bir konu tartışma dışıdır(yani bir bütün halinde zihin bir şeye karar kıldıysa, iradenin zihinden ayrı, kendi başına buyruk hareketi anlamsızdır, ama istisnalar olabilir-bir çok hastalık, felç, istem dışı hareketler, yani bünyevi arızalar...

Sonuç:
İradenin özgür olup olmadığını tartışmak ZIRVADIR, tartışılması gereken İNSANIN ÖZGÜR OLUP, OLMADIĞIDIR, oysa bunun zemin ve koşulalrı kabak gibi ortada iken, özgürlük sorunsalı, EYLEM yani artık SEÇME İŞİNİN ANLAM TAŞIMADIĞI FİİLE HAPSEDİLEREK, insanlar mevcut olana köle kılınıyor, bir kabullenme zırvalığı sağlanıyor...

Ekstra Sonuç:
Birileri(teologlar, ideologlar-idealistler vb) bizi, cidden anlamsız, safsata, bön yol-yöntemlerle kandırmaya, pandiklemeye çalışıyor...

İrade eylemle mükellef, eylem teori değil pratiktir ve yayından fırlamış bir okun neden fıltıldığı doğrultuda hareket ettiğini tartışmak abestir, doğrultu ok ve hareketiyle değil, daha öncesinde belirlenir(istisnalar dışında da yön tayinince hareket sağlar), o nedenle de iradenin kendisinin özgürlüğü konusu boştur, gerzektir, anlamsızdır (defalardır açıklamaya çalıştığım bu özgürlük sorununun tartışılabileceği zemin o okun, o yaydan fırlamasından öncedir, fırladıktan sonra neden doğrultulduğu doğrultuda hareket ediyor diye tartışmak değildir) ...

Seçmek -> Eylemdir, zeminde bir bütün süreç işler.
Söz -> Eylemdir...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 23-06-2016, 21:40
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Burada daha önce de defalarca değindik, ben Libet'çiyim. Yani "özgür irade" konusunda Benjamin Libet'in deneylerinin ima ettiği sonuçların doğru olabileceğini düşünüyorum. Nedir o? Beyin, "bu kararı veren benim" ya da "bu seçimi ben yaptım" hissini simüle ediyor. Karar ya da seçim başka bir mekanizma tarafından, bilinçaltı örneğin, belirleniyor ve beyin bunu ben yapmışım hissi yaratıyor. Ki bilirsiniz beyin böyle simülasyonları çok yapar, gözlerimizdeki kör noktayı gizlemek, farklı gözlerimizi aynada yakalamaya çalıştığımızda bir zaman simülasyonu yapmak, algıda seçicilik vb.... Geçenlerde bu görüşümü destekleyen mikrobiyal zeka ile ilgili de bir başlık açmıştım.
Sevgili Dialectics;

Libet'i orneklemissin guzel, ama neyi, nasil deneyledigini de gozardi etmemelisin, sadece somatik sinir sisteminden ibaret bir yapi degiliz su organize olmus halimizde. Sen ve beynin, birbirinden bagimsiz ayri yapilar misiniz ki?

Kisi bunu olcumleme babinda deney olarak yapmis, deneylerine dikkat cekersen, daima deney oncesi verili kosullar mevcuttur ortamda.Yani baska bir deyisle hicbir gonullu denegi, basina ne gelecegi veya ne yapilacagi belli olmayan, amaci belli olmayan bir deneye alamazsin. Bu baglamda, genel sinir sisteminden, sadece somatik kismi alip, oradan ozgur irade bahsine baglayip islemende ozel bir gerekcen var mi, bu kisim anlasilmiyor?

Zira Libet deneylerini insan uzerinde yapmisti.

Konu Neva tarafından (23-06-2016 Saat 22:57 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 23-06-2016, 23:53
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

Neva´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Dialectics;

Libet'i orneklemissin guzel, ama neyi, nasil deneyledigini de gozardi etmemelisin, sadece somatik sinir sisteminden ibaret bir yapi degiliz su organize olmus halimizde. Sen ve beynin, birbirinden bagimsiz ayri yapilar misiniz ki?

Kisi bunu olcumleme babinda deney olarak yapmis, deneylerine dikkat cekersen, daima deney oncesi verili kosullar mevcuttur ortamda.Yani baska bir deyisle hicbir gonullu denegi, basina ne gelecegi veya ne yapilacagi belli olmayan, amaci belli olmayan bir deneye alamazsin. Bu baglamda, genel sinir sisteminden, sadece somatik kismi alip, oradan ozgur irade bahsine baglayip islemende ozel bir gerekcen var mi, bu kisim anlasilmiyor?

Zira Libet deneylerini insan uzerinde yapmisti.
Sn. Neva,

Elbette Libet'in deneyinden çıkarsanan savın tartışma altında olduğunu biliyorum. Bahsettiğiniz gibi deneyin yapılış biçiminden, şeklinden vb. den dolayı iddia edilen savın yanlış bir çıkarsama olduğuna dair tartışmalar öne sürenler de var.

Ancak öte yandan Libet'in deneylerinin başkaları tarafından da tekrarlandığı ve bu deneylerin özgür irade kavramına bakış açısı anlamında bir çığır açtığı da malum.
Bakın bu konuyla ilgili yeni bir alan bile doğmuş durumda, adı da Neuroscience of free will (özgür iradenin nörobilimi)

https://en.wikipedia.org/wiki/Neuroscience_of_free_will


Öte yandan iddia ettiğim tezi savunmak için ille de Libet'in deneyine tek sığınak olarak bel bağlamak zorunda da değiliz. Mesela ne güzel bir şey demişsiniz:

Neva Diyor ki
Sen ve beynin, birbirinden bagimsiz ayri yapilar misiniz ki?
Değiliz elbette. Gayet iyi farkındayım ki mesela aldığım alkol düşüncelerim üzerinde bir etkiye sahip. Belli bir promilden sonra yaratıcı zekamın arttığına defalarca şahit oldum, daha mutlu, daha duygusal, daha efkarlı. Alkolü sık almaya başladığım dönemlerde ise mesela, içtikten sonraki günler kendimin daha depresif olduğunu, daha nihilistik düşüncelere kaydığımı keşfettim. Bir takım kimyasalların ne tür düşünceler ürettiğime doğrudan etki yaptığını bizzat tecrübe ettim. Yani elbetteki ben, vücudum ve beynim birbirinden bağımsız değiliz ve emareler gösteriyor ki sadece somatik sistemimin değil aynı zamanda beynimin ürettiği düşünceler de vücudumun geri kalanında ne olup bittiğiyle çok ilintili.

Bertrand Russell örneğin, Mutlu Olma Sanatı adlı kitabında insanlara mutlu olması için basit işlerle uğraşmalarını tavsiye eder. Ben de tavsiye ederim. Oturup hüsnü kuruntuyla kendinizi yiyeceğinize gidin bulaşık yıkayın mesela. Ya da alın elinize çapayı, çıkın bahçedeki yabani otları temizleyin. Emin olun bu aktiviteler esnasında daha pozitif düşünmeye başlayacaksınız.

Yani ürettiğiniz düşünceler dahi bu kadar bağımlıyken vücudunuzdaki sıvı miktarına, farklı tipteki kimyasal oranına, ne kadar hareket ettiğine, "özgür irade"den şüphelenmek için bir nedenimiz daha var demektir: şayet "özgür irade"yi şartlardan ve koşullardan bağımsız düşünce üretebilme ve karar verebilme yetisi olarak tanımlarsak...

Yok eğer şartlardan ve koşullardan bağımsızlık mümkün değildir diyorsanız, iradi seçimler de bu şart ve koşulların bir çıktısı olmak zorundadır diyorsanız zaten o zaman burada sayfalardır tartıştığımız tek şey özgür iradenin tanımıdır. Şu tanıma göre özgür irade vardır ama bu tanıma göre özgür irade yoktur meselesidir.

Ancak bu noktada yine, şu ana kadar yazdıklarımla çelişmek pahasına da olsa, yeni bir yaklaşım getirmek isterim. Eğer karar verme mekanizmasını, iradi seçim mekanizmasını, etrafındaki ilintili her şeyle olan ilişkisini kapsayacak şekilde bir matematik denklemi olarak ifade etseydik, muhtemelen bu denklem çok köklü polinom bir denklem olurdu. Neticede seçebileceğiniz pek çok olasılık var, ve belki de her olasılığı temellendirebileceğiniz bir yaklaşım da mevcut. Örneğin bir seçenek limbik sisteminize hitap ediyor, size haz verecek ve istiyorsunuz ancak öte yandan neokorteksiniz o seçeneği mantıklı bulmuyor. Mantık mı arzu mu? Hadi diyelim ki mantıklı olanı tercih etmek istediniz. Ancak seçeneklerden biri daha pahalı ama daha güzel görünüyor. Diğeriyse ucuz, işinizi görecek ama diğerine göre daha çirkin... Velhasıl karmaşık polinom, çok köklü bir denklem...

Adı üstünde bu tip denklemlerin birden fazla kökü vardır: 2, 3, 4, 8... Bu denklemin hangi kökünü seçeceğinize (ya da kuantum diliyle çöktüreceğinize) hangi etken sebep oluyordur? İşte buna "irade" derseniz, o zaman durup düşünürüm, özgür irade var mı diye... Özgür irade meselesi, söz konusu denklemin polinom mu yoksa tek reel köklü bir denklem mi olduğuna bağlı bir mesele olabilir mi:




Not: Bu arada bu konuyla ilgili olabilecek yeni bir kitap çıktı, Incognito'nun yazarı nörolog David Eagleman'dan "Beyin: Senin Hikayen". Kitaplığımda ama henüz okumadım. İlgilenenlere duyurulur.

Kitabın içeriği de şöyle:

1. Ben Kimim?
2. Gerçeklik nedir?
3. Kontrol kimde?
4. Nasıl karar veririm?
5. Size ihtiyacım var mı?
6. Kime dönüşeceğiz?

http://www.idefix.com/Kitap/Beyin-Se...=0000000693729

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 23-06-2016, 21:41
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Mukerrer.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 24-06-2016, 02:01
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Spartacus, her bir nöronun düşünme yetisinde olduğunu iddia ettiğimi nereden çıkardin? Bir araya gelen hücreler topluluğundan, senin dedigin gibi organize olmus hücre birimlerinin ortaya koyduğu bir etki olarak zihinsel faaliyet dediğimiz yetisinden bahsetmedim mi?
Tamam sevgili Dialectics, işte İRADE dediğimizde böyle, tamdas onca atomun, hücrenin vb bütünlüğüyle peyda oluyor, onalrdan ayrı, bağımsız ifade edilemez ki, böyle bir şeyi farazi-hayali kıstas alalım, ama alıyorsunuz, almayın çünkü saçmalamak olur. Anlatmak istediğim bu, eğer bu nokta kavrandı ise, ve sende bu ifadelerde bulundu isen, hemfikiriz demektir. Nöron vb konularını dahil ettiğin için kafamız karışıyor, tam da yukarıdaki ifadeni zedelemiş oluyorsun(tabiki indirgenmiş durumlarla)...
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
ÖZNE yoksa o zaman diyorum ve bir iddia ortaya atiyorum, Öznelik hissi bir yanilsama olabilir diyorum.
yanılsamalar da olacak elbette ama bu bir bütün halinde öznelik hissi yanılsamadır deme şansımız olduğu anlamına gelir mi? yanılsamayı verili koşulda elde olan-olmayan imkanlar ölçeğiyle, hiç bir parçanın veya mekanizmanın keyfiyetiyle olmuyor ki...

örneğin işte renk sorunu, oysa farklı imajlar olarak işlenmesinin sebebi, bir yanılsama yaratmak için değil, ışık demetleri arasındaki farklı şiddet, etki vb'nin, sembolize edilebilmesi için, FARKLI YORUMLANMASI esasından geliyor... maksat yanılsama değil, maksat her seferinde farklı şiddetle, frekans, dalga boyuyla alınan etkinin, farklılığın sembolize edilerek tecrübe edilebilmesi esasıdır. renkler ve zevkler meselesi ise istisnalardır...

Nasıl ifade edeyim verdiğin kaynaklar bizlerin siyasetde de çok sık kullandığımız bir şeyi yapıyor, SEÇKİNCİLİK. kişiler bir vargıya varmadan önce, önsel olarak sonuçları belirliyorsa, emin ol o tür yazarları okumaya vaktimi heba etmiyorum. Çünkü kişi ulaşmak istediği sonuca, önden bazı katakülle(kendisine yapıyor) ile varıyor.

Örneğin olumsuz bir sonuca varacaksa;
100 olumlu örneğe rağmen, diğer taraftan 10 olumsuz örneği seçip üzerinden gidiyor. Bu konuda böyle değil mi?

Elimizde olanlar ve olmayanlar, yeterli olabildiğimiz ya da olamadığımız, yanıldıkalrımız veya yanılmadıklarımız, olacak, kaçarı yok olacak ama bu herhangi birisini tüm diğerlerinden yalıtık, saltıklaştırabileceğimiz anlamına gelmez.....

Mesela aynı kafa karıştıranlar süreğen biçimde %100 bilemeyiz, o halde hiç bir şeyi gerçekten bilemeyiz diye zırvalarlar. SEÇKİNCİLİK yaparlar, %100 bilmemeyi, hiç bilmemekle eşdeğer yaparlarken zırvaladıklarının farkına varamazlar. tamam %30 bilbildiğim de olur, %50, %60, %90, %100, %1, %0.1, hatta hiç bilmediğimde olabilir, neye göresi önemli. Sonuç nereye vardık şimdi, efendim %100 de bilemeyiz demekle, hiç bilemeyiz gibi abuk subuk bir vargı, yargıya ulaşmak safsata değil mi?

Dışarıda hava açık ve ben yıldızları görüyorum, şimdi, şu an, havanın açık olduğunu biliyorum işte, bunun %100 desi vs de ne?

15 olumlu olay var, 10 tane olumsuz olay
Bu lazafanların yöntemi 10 olumsuz olayı alıp, her şey olumsuzdur sonucuna varmaktır, vakitlerinizi neden böyle abuk, subuk ve MUĞLAK yöntemleri kullananların safsatalarıyla heba edesiniz?
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Lütfen bana "ben" nedir aciklayabilir misin ? Muhtemelen diyeceksin ki "ben" bir nesneye göre tanimlanabilen bir öznedir. Ancak o nesne de o özneye göre özne olabilir. Öznelik, nesnelik tamamen birbirine göredir. Yani her sey birbirine göre özne ya da nesnedir, yalitik bir öznelik söz konusu degildir. Degil mi? E tamam.. Bence de böyle. E peki o zaman bu "benlik algısı " da neyin nesidir? Iste bu noktada diyorum ki nesnelerin ortaya koydugu bir yanilsamadir, bir simülasyondur.
Benlik, bir canlının, konu itibariyle bireyin, toplam ilişkiler ve çeşitlilik arzeden ortam, çevre dahilinde, öteki ve böylece kendisinin farkındalığıdır, her ben, benini diğerine borçludur, her diğeride bir diğerlerine. özü budur. Bu konudaki detayları daha başka başlıklarda ifade etmiştim(elbette kendi adıma), şimdi buarada tekrar edersem paragrafı uzayacak, "ben" kendinin değil önce ötekinin farkındalığıdır, bu sayede anlam kazanır, önce o zemin var olur, sonra kendi farkındalığı

Bu husuta, yanılsama vb bu tür ifadelerin hiç bir anlamı, belirleyiciliği yok.

özgürlük -> geneldir, konu itibariyle kavramın kendisinin değilde, bir konu içinde kullanımı söz konusu ise tek başına bir anlam taşımaz, muğlaktır. hangi konuda özgür değiliz? Soru budur ama bir konuda özgür olmamakla topyekün hiç özgür olmamak farklı sonuçlar.

yanılsama -> hangi konularda yanılsama hangilerinde değil? yanılsama neye göre?

Dışarıda yağmur yağdığını sandım -> yanılgı, Dışarıda yağmur yağıyor->deneyimledim, gözledim -> yanılsama değil...

Özne ise, bir eylemin-fiilin, eyleyeni yani failine deniyor... Ben ve özne konusu biraz farklı kulvarlar, herhangi bir kaya dahi bir cümlede özneleşebilir... Bu biraz farklı.
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Dolayisiyla her sey nesnel zemindeki iliskilerden ibaret olduguna göre mevcut olasiliklar arasinda secim yapan kendimden kaim bir ruh, bir bagimsiz zihin vb. yoktur. O zaman o seceneklerden birini sectiren faktör nedir? Elbette ki yine bir mekanizmayla ya da iliskiler agiyla aciklanabilecek bir süreçtir. Kendinden kaim bir özne, ruh, zihin olmadığına göre, karar verme faaliyeti de aynı tözün bir takım organize hücreler toplulugunun hareketlerinin ve de bazi diger cevresel iliski ve kosullarin ciktisi olduguna göre "özgür irade" yoktur.
Özgürlükten anladığınız HOKUS-POKUS ise, özgürlük o değil, daha ne diyeyim, kavram yanlış belkide yersiz kullanılıyor.

Herşeyden, maddeden, maddi ilişkilerden, fizikten, kimyadan ayrı-bağımsız irade yok demelisin, cümleni okuduğunda doğrusu bu değil mi? ve özgürlük konusu bu mekanizmalardan, fiziki bağ, ilişkilerden ayrı, yalıtık bir kavram değil, o da o bütünün bir parçası olarak anlam kazanıyor... hamurundan bağımsız ekmek nasıl ki olmaz, özgürlükte öyle, irade de öyle, ama bu köle değil aksine özgür de kılıyor ...

O zaman o seceneklerden birini sectiren faktör nedir?

her şeyden önce SEÇENEĞİN KENDİSİ Uçurumdan atlama seçeneğine de sahipsin, neden yapmadın? madem özgür iradeniz yok ve madem iradenizin karar mekanizması bir çok faktöre bağlı, bu sizin bir kararı-seçeneğinizi tercih edip, etmemenizden alıkoyuyor mu? ya da özgür iradem olsaydı gider uçurumdan atlardım demek ki buna mani olan şeyler var vb temelininde ne kadar gerzek ve anlamsız olduğu açık değil mi? Bu seferde özgür iradem olsaydı, uçurumdan atlamama seçeneğini seçmeliydi derlerdi, bu konular bu şekilde işaretsiz, neye göresiz, muğlak, gaydırı-gubbak tartışalamaz, anlamsız-sonuçsuz vakit kayıpları
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Senin etki altinda kalmadan secme hakki dedigin sey pratikte mümkün degildir, cünkü hersey birbirinin etkisine tabiidir. Sürekli bunu söylemiyor musun? Dolayisiyla nasil etki altinda kalmadan secim hakkindan bahsedebiliyorsun?
ben etmiyorum, özgür irade yoktur diyerek sen iddia etmiş oluyorsun iradeden söz edebildiğiniz zaman -> özgür irade yoktur deme şansınız olmaz, irade olmaz çünkü, önü, sonu irade seçimdir zaten .

Bu konuyu çok boyutlu düşünmeli, bir yanıyla yaşatan diğer yanıyla öldürüyorda olabilir ama bu ne tek başına öldüren ne de tek başına yaşatan olarak yargı haline getirilemez. Bizi kısıtlayan aynı zaman da aksine hareket şansıda verendir, bu hareket zeminide, özgürlüğü anlamlı kılar. kapının hem dışa açılması hemde içe kapanması gibi...
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Özgür irade secme hakkidir diyorsun. Peki o seceneklerden birini secmeni saglayan mekanizma, sürec nedir?
Seçme hakkımın olup, olmamasıyla, hangi mekanizmalar eliyle seçim yaptığım farklı şeyler değil mi? Sonuçta seçimden söz ediyorsak, hangi mekanizmalar eliyle seçtiğimizin bağlayıcılığı yok, eni sonu o seçimi yapmışız değil mi? Seçimin varlığı ayrıdır, seçmek ayrı... özgürlüğün zemini irade'de değil öncelikle seçeneğin varlık zeminiyle anlam kazanır ama neden şu ya da bunu seçtim konusu daha farklı bir kulvardır...İkincisi irade konusunu EYLEM esasıyla düşünmek gerekiyor, iradenin asli yükü, yorumlamak değil, yorumlanmış olanı gerçekleştirmek, harekete geçmek kısmıyla yani aslında seçimin ->eylemiyle ilgili.

Seçimler konusunda, zihinsel süreçler, ortam, çevre ve edinilmiş tecrübeler bir bütün olarak rol oynar. Bilmiyorum ifade edebiliyor muyum?

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 24-06-2016, 02:01
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Spartacus, her bir nöronun düşünme yetisinde olduğunu iddia ettiğimi nereden çıkardin? Bir araya gelen hücreler topluluğundan, senin dedigin gibi organize olmus hücre birimlerinin ortaya koyduğu bir etki olarak zihinsel faaliyet dediğimiz yetisinden bahsetmedim mi?
Tamam sevgili Dialectics, işte İRADE dediğimizde böyle, tamdas onca atomun, hücrenin vb bütünlüğüyle peyda oluyor, onalrdan ayrı, bağımsız ifade edilemez ki, böyle bir şeyi farazi-hayali kıstas alalım, ama alıyorsunuz, almayın çünkü saçmalamak olur. Anlatmak istediğim bu, eğer bu nokta kavrandı ise, ve sende bu ifadelerde bulundu isen, hemfikiriz demektir. Nöron vb konularını dahil ettiğin için kafamız karışıyor, tam da yukarıdaki ifadeni zedelemiş oluyorsun(tabiki indirgenmiş durumlarla)...
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
ÖZNE yoksa o zaman diyorum ve bir iddia ortaya atiyorum, Öznelik hissi bir yanilsama olabilir diyorum.
yanılsamalar da olacak elbette ama bu bir bütün halinde öznelik hissi yanılsamadır deme şansımız olduğu anlamına gelir mi? yanılsamayı verili koşulda elde olan-olmayan imkanlar ölçeğiyle, hiç bir parçanın veya mekanizmanın keyfiyetiyle olmuyor ki... örneğin işte renk sorunu, oysa farklı imajlar olarak işlenmesinin sebebi, bir yanılsama yaratmak için değil, ışık demetleri arasındaki farklı şiddet, etki vb'nin, sembolize edilebilmesi için, FARKLI YORUMLANMASI esasından geliyor... maksat yanılsama değil, maksat her seferinde farklı şiddetle, frekans, dalga boyuyla alınan etkinin, farklılığın sembolize edilerek tecrübe edilebilmesi esasıdır. renkler ve zevkler meselesi ise istisnalardır...

Nasıl ifade edeyim verdiğin kaynaklar bizlerin siyasetde de çok sık kullandığımız bir şeyi yapıyor, SEÇKİNCİLİK. kişiler bir vargıya varmadan önce, önsel olarak sonuçları belirliyorsa, emin ol o tür yazarları okumaya vaktimi heba etmiyorum. Çünkü kişi ulaşmak istediği sonuca, önden bazı katakülle(kendisine yapıyor) ile varıyor.

Örneğin olumsuz bir sonuca varacaksa;
100 olumlu örneğe rağmen, diğer taraftan 10 olumsuz örneği seçip üzerinden gidiyor. Bu konuda böyle değil mi?

Elimizde olanlar ve olmayanlar, yeterli olabildiğimiz ya da olamadığımız, yanıldıkalrımız veya yanılmadıklarımız, olacak, kaçarı yok olacak ama bu herhangi birisini tüm diğerlerinden yalıtık, saltıklaştırabileceğimiz anlamına gelmez.....

Mesela aynı kafa karıştıranlar süreğen biçimde %100 bilemeyiz, o halde hiç bir şeyi gerçekten bilemeyiz diye zırvalarlar.
SEÇKİNCİLİK yaparlar, %100 bilmemeyi, hiç bilmemekle eşdeğer yaparlarken zırvaladıklarının farkına varamazlar. Efendim %100 de bilemeyiz demekle, hiç bilemeyiz gibi abuk subuk bir vargı, yargıya ulaşmak safsata değil mi? %30 bilirsin, %80 bilebilrisin, %100 bilebilirsin bu bilinip-bilinmeyenin ne olduğuyla ilgili değil mi? Dışarıda hava açık ve ben yıldızları görüyorum, şimdi, şu an, havanın açık olduğunu biliyorum işte, bunun %100 desi vs de ne şimdi?

15 olumlu olay var, 10 tane olumsuz olay, bu lazafanların yöntemi 10 olumsuz olayı alıp, her şey olumsuzdur sonucuna varmaktır, vakitlerinizi neden böyle abuk, subuk ve MUĞLAK yöntemleri kullananların safsatalarıyla heba edesiniz?
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Lütfen bana "ben" nedir aciklayabilir misin ? Muhtemelen diyeceksin ki "ben" bir nesneye göre tanimlanabilen bir öznedir. Ancak o nesne de o özneye göre özne olabilir. Öznelik, nesnelik tamamen birbirine göredir. Yani her sey birbirine göre özne ya da nesnedir, yalitik bir öznelik söz konusu degildir. Degil mi? E tamam.. Bence de böyle. E peki o zaman bu "benlik algısı " da neyin nesidir? Iste bu noktada diyorum ki nesnelerin ortaya koydugu bir yanilsamadir, bir simülasyondur.
Benlik, bir canlının, konu itibariyle bireyin, toplam ilişkiler ve çeşitlilik arzeden ortam, çevre dahilinde, öteki ve böylece kendisinin farkındalığıdır, her ben, benini diğerine borçludur, her diğeride bir diğerlerine. özü budur. Bu konudaki detayları daha başka başlıklarda ifade etmiştim(elbette kendi adıma), şimdi buarada tekrar edersem paragrafı uzayacak, "ben" kendinin değil önce ötekinin farkındalığıdır, bu sayede anlam kazanır, önce o zemin var olur, sonra kendi farkındalığı

Bu hususda, yanılsama vb bu tür ifadelerin hiç bir anlamı, belirleyiciliği yok. özgürlük -> geneldir, konu itibariyle kavramın kendisinin değilde, bir konu içinde kullanımı söz konusu ise tek başına bir anlam taşımaz, muğlaktır. hangi konuda özgür değiliz? Soru budur ama bir konuda özgür olmamakla topyekün hiç özgür olmamak farklı sonuçlar.

yanılsama -> hangi konularda yanılsama hangilerinde değil? yanılsama neye göre?

Dışarıda yağmur yağdığını sandım -> yanılgı, Dışarıda yağmur yağıyor->deneyimledim, gözledim -> yanılsama değil...

Özne ise, bir eylemin-fiilin, eyleyeni yani failine deniyor... Ben ve özne konusu biraz farklı kulvarlar, herhangi bir kaya dahi bir cümlede özneleşebilir... Bu biraz farklı.
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Dolayisiyla her sey nesnel zemindeki iliskilerden ibaret olduguna göre mevcut olasiliklar arasinda secim yapan kendimden kaim bir ruh, bir bagimsiz zihin vb. yoktur. O zaman o seceneklerden birini sectiren faktör nedir? Elbette ki yine bir mekanizmayla ya da iliskiler agiyla aciklanabilecek bir süreçtir. Kendinden kaim bir özne, ruh, zihin olmadığına göre, karar verme faaliyeti de aynı tözün bir takım organize hücreler toplulugunun hareketlerinin ve de bazi diger cevresel iliski ve kosullarin ciktisi olduguna göre "özgür irade" yoktur.
Özgürlükten anladığınız HOKUS-POKUS ise, özgürlük o değil, daha ne diyeyim, kavram yanlış belkide yersiz kullanılıyor.

Herşeyden, maddeden, maddi ilişkilerden, fizikten, kimyadan ayrı-bağımsız irade yok demelisin, cümleni okuduğunda doğrusu bu değil mi? hamurundan bağımsız ekmek nasıl ki olmaz, özgürlükte öyle, irade de öyle, ama bu salt köle değil aksine özgür de kılıyor ...

O zaman o seceneklerden birini sectiren faktör nedir?

her şeyden önce SEÇENEĞİN KENDİSİ Uçurumdan atlama seçeneğine de sahipsin, neden yapmadın? madem özgür iradeniz yok ve madem iradenizin karar mekanizması bir çok faktöre bağlı, bu sizin bir kararı-seçeneğinizi tercih edip, etmemenizden alıkoyuyor mu? ya da özgür iradem olsaydı gider uçurumdan atlardım demek ki buna mani olan şeyler var vb temelininde ne kadar gerzek ve anlamsız olduğu açık değil mi? Bu seferde özgür iradem olsaydı, uçurumdan atlamama seçeneğini seçmeliydi derlerdi, bu konular bu şekilde işaretsiz, neye göresiz, muğlak, gaydırı-gubbak tartışalamaz, anlamsız-sonuçsuz vakit kayıpları
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Senin etki altinda kalmadan secme hakki dedigin sey pratikte mümkün degildir, cünkü hersey birbirinin etkisine tabiidir. Sürekli bunu söylemiyor musun? Dolayisiyla nasil etki altinda kalmadan secim hakkindan bahsedebiliyorsun?
ben etmiyorum, özgür irade yoktur diyerek sen iddia etmiş oluyorsun iradeden söz edebildiğiniz zaman -> özgür irade yoktur deme şansınız olmaz, irade olmaz çünkü, önü, sonu iradeden önce seçim gelir, özgürlükte o seçimin koşuludur, irade ise seçilmişin eylemidir, özgürlüğü konusunu tartışmak saçmadır .

Bizi kısıtlayan aynı zaman da aksine hareket şansıda verendir, bu hareket zeminide, özgürlüğü anlamlı kılar. kapının hem dışa açılması hemde içe kapanması gibi...
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Özgür irade secme hakkidir diyorsun. Peki o seceneklerden birini secmeni saglayan mekanizma, sürec nedir?
Seçme hakkımın olup, olmamasıyla, hangi mekanizmalar eliyle seçim yaptığım farklı şeyler değil mi? Sonuçta seçimden söz ediyorsak, hangi mekanizmalar eliyle seçtiğimizin bağlayıcılığı yok, eni sonu o seçimi yapmışız değil mi? Seçimin varlığı ayrıdır, seçmek ayrı... özgürlüğün zemini irade'de değil öncelikle seçeneğin varlık zeminiyle anlam kazanır ama neden şu ya da bunu seçtim konusu daha farklı bir kulvardır...irade konusunu EYLEM esasıyla düşünmek gerekiyor, iradenin asli yükü, yorumlamak değil, yorumlanmış olanı gerçekleştirmek, harekete geçmek kısmıyla yani aslında seçimin ->eylemiyle ilgili.

Seçimler konusunda, zihinsel süreçler, ortam, çevre ve edinilmiş tecrübeler bir bütün olarak rol oynar. Bilmiyorum ifade edebiliyor muyum? özgürlük, seçim-yorum zemini, gerili bir yaydır, irade ise fırlayan ok, işi tekrar tekrar kıyas, yorum yapmak, yayından çıktıktan sonra yayı hangi tarafa doğru çevirseydim, neresinden tutsaydım vb değil eylemdir, eylemin kendisidir, iradenin mükellefliği eylemdedir, özgürlük ise eylemden önceki zemindir ve karar sürecinin asli belirleyeni zihin, ortam, çevre tüm bileşenlerdir, irade ise gerçekliği sağlar-fiille gerçekleştirme, gerçeklik katma. Kısaca işi salt pratiğe yani başka türlü davranması beklenmeyen EYLEME indirgeyip, özgürlük kavramıyla yazıp, çizmek resmen kandırmacadır

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
farklılık, görmek, göz, renk, renkler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:03 .