islam ve müslüman kavramları üzerine

[jinduw]

şimdi burdaki konudan başlangıç kabul ederek değerli arkadaşlarımla şunnları paylaşmak istiyorum.sanırım şunu birbirine karıştırıyoruz.islam ve müslümanlık tabirleri bir değildir.islam Allah'ın var olduğu an itibariyle başlayan bir olaydır;müslümanlıksa (yahut hristiyanlık musevilik vs. gibi semavi dinlerdendir maksat) bu olayın sadece bir parçasıdır yani çerçeve olan islamdır.kurandaki anlatımda Allah katında din islamdır der.müslümanlık hristiyanlık museviliktir denmez.içimizdeki farklı görüşlere de saygı göstererek şunu söylemek istiyorum.alemi yönetmesi zorunlu olan bir güce hepimiz inanırız.atomu incelediğinizde yahut sperm yumurta ilişkisini ya da kim hangi işi yapıyorsa onda bulabileceği örnekle bunlara hükmeden birşeyin varlığını zaten kabul ediyoruz.tek olduğunu da kabul edersek.tek olan bir olgunun prensiplerinin de tek olması gerekir.yani daha anlaşılır haliyle tek bir allah varsa yaratılmış diğer canlılar da imtihandaysa sorular ve cevaplar aynı olmalıdır ki adil olunabilsin.islam dediğimiz şey bu tek ve değişmez olan kurallardır. o zaman hz adem'e emredilenlerle hz muhammed'e emredilenler de aynı olmalı.böylece ikisine de biad edenler eşit şekilde yargılanabilir.zaman mekan ilişkisi bu kuralların yalnızca uygulanabilirliğinde birtakım değişikliklere gider ki bu da *güneşin hareketleri yani saat farkları ısı farkları coğrafi durumlar vs. gibi.ben şuna inanıyorum peygambberler sadece insanları uyarma vazifesiyle görevlidirler ve onların da anlattıklarını aynen uygulama yükümlülüğü vardır.ve siz eğer bir grubu diğerinden farklı olarak tutar ya da bu yükümlülüklerinden haberdar etmezseniz soracak bir hesabınız da olamaz.demek ki gerçekten de her kaavim için peygamber gönderilmesi fikri rasyonel bir durumdur.o zaman özetle her peygamber aynı şekilde yükümlülük bildirir.her ümmete bildirir ve aynı şekilde bildirir.o zaman şu sonuç çıkıyor.namaz bir kuralsa bu hz ademin ümmetine de geçeerliydi.zekat yükümlülükse hz davudun ümmeti için de geçerliydi.abdest yükümlülükse hz isa nın ümmeti için de geçerliydi. ama bu zamanla demek ki dejenerasyona açık bir durum ki bunca zamana rağmen dinlerin uygulamalarında farklılıklar ortaya çıkıyor.yani burda uygulatandn çok uygulayanda sorun var.semavi dinlerde din her zaman radikaldir ve kimilerince afyonvari kullanıma müsaittir.çünkü insanlar bilgileri almak yerine başkalarının bildiklerinden yararlanmayı daha kolay görür.kilise gibi şeyh şıh kisvesine bürünen din tacirleri gibive bilgisini kötü amaçla kendisine fayda sağlamak için kullanan çevrelerce bugün dinlerin arası farklılaştırılmıştır.asıl anlatmak istediğimse şu.bugün semavi dinlerdeki birtakım olguların geçmişte azteklerde inkalarda mısırda daha eski medeniyetlerde zaten olup dinlerin bunlardan etkilenerek oluşturduğu kuralları olduğunu söyleyen arkadaşlara bir de cümleye tersten inanmaya çalışmasını öneriyorum.yani bi inanç vardı bu dejenere oldu ama kimi kuralları değişerek ilkel kabilelerde kaldı.daha sonra başka bir uyarıcı dünyanın başka bir köşesinde ortaya çıkıp aynı kuralları anlattı.bu da inananları deevam ettirip inanmayanlarının dejeneresiyle başka bir şekilde ama az önceki grupla benzerlik gösterir gibi bi duruma dönüştü.yani elmizde iki ayrı geçmiş medeniyet var biri en doğuda biri en batıda ama ikisinin de güneşle yıldızlarla ya da tanrıyla ilgili benzer uygulamaları kitabelerinde.demek ki her ümmete peygamber gönderilmesi her uygulamanın baştan bugüne birerbir olması muhtemel.daha uzun da anlatılabilir aslında ama ben gerçekten önyargısız *eksik noktalarımı bana söyleyip benim de düşüncemmi gözden geçirtmemi sağlayacak arkadaşlarımın fikirlerine yer vermek adına şimdilik burda noktlıyorum.okuduğunuz ve vaktinizi ayırdığınız için teşekkürler...