Doğrudur. Fakat Dünya Güneş'e kışın yaklaşırken eksen eğikliği nedeniyle Güneş ışınları kuzey yarımküreye eğik gelirken (ki bu durumda yansıma kanunu nedeniyle Güneş ışınları geldiği açıyla gider, dolayısıyla Güneş ışınları tutulmadan uzaya gider) güney yarımküreye dik gelmeye başlar (ki bu durumda da Güneş ışıkları yine yansıma kanunu nedeniyle güney yarımkürede daha fazla kalır, dolayısıyla ısınma meydana gelir). Ancak her iki halde de atmosferik şartlar geçerli olduğundan, iklim şartları ortaya çıkar. Yani eğer Ay'daki gibi Dünya'nın da atmosferi olmasaydı (ki buna bir örnek olarak şunu verebiliriz: Ozon tabakasının delinmiş olması nedeniyle iklimler değişmiş ve kışlar ılıman olarak geçmeye başlamıştır. Yani kış diye bir mevsim kalmamıştır), o zaman gerçekten de her iki halde de pişecektik. Ama yazın cehennemi sıcaklıklar ortaya çıkacaktı. İşte Microsoft'un kurucusu Bill Gates, "
Çare sosyalizm" derken, buna dikkat çekmektedir. Buna göre, Bill Gates, hiç olmazsa yaşadığı ortamın kıymetini anlamış ve bunun için çareler aramaya başlamıştır.
Özetle, Dünya'nın eksen eğikliği mevsimlerin oluşması için yeter bir kriter değildir; bunun yanında, en başta atmosferin olması gerekir. Her şeyi bu atmosfer belirliyor. Eksen eğikliği de bu ortamda mevsimleri belirliyor.
Örneğin, Ay'ın ekliptik düzlemi ile Dünya'nın ekliptik düzlemi arasında 5 derece aralık vardır ama APOLLO seferiyle Ay'a kışın bile gidenler, Ay'ın sıcaklığından yakınmışlardır. Bu da, Ay yüzeyindeki sıcaklığın belirlenmesi atmosfer ile ilgili olup, aynı durum Dünya için de geçerlidir. Yani atmosfer yoksa ölümlerden ölüm beğen!