oncelıkle sunu dıyım..genelde ateıstler buradakı muslumanları harunyahyadan copy yapmakla sucluyor ..ben hıc yapmadım..ama sızın membaanızda agnostık.org mus megersi sıze bır tavsiyem var..egerkı Kuran da kafanıza takılan celıskı var burda dedıgınız bırsey varsa gıdın bıraz arastırın kıtap var ınternet var..ben her kafama takılan ıcın arastırdım ve hepsınde mantıklı cevaplar buldum..ateist olmak ıcın bahane aramayın..
herneyse..sımdı soruna gelelım..musluman kelımesı bızım anladıgımız anlamındakı ınsanlar ıcın kullanılmaz yani.H.z Ademden ıtıbaren tum ınsanlar ıcın kullanılır..yanı kelıme anlamı ıtaat eden /ıman eden anlamına gelen musluman,bu ozellıklerı tasıyan herkes ıcın kullanılır..(bunları zaten bılıyorsunuzdur tahmınımce)
enam suresındekı ayetle ılgılı..bende ılk baktıgımda ılk basta cozemedım..kı bende alım falan degılım cokca belırttım..arastırdım 2 dk sdece nette..soyle bır yorum buldum;
İslam dini İlk insan olan Ademden kıyamete kadar, İnsanlardan bu dini kabul edenlerin Müslüman olarak isimlendirildiği bir dindir, bu süreçte İlk Müslüman'ın Adem olması kaçınılmazdır, İslam dininde sayısal sıralama da Müslüman olan kimsenin kaçıncı Müslüman olduğu, İslam dinini açısından bir üstünlük olarak kabul edilmez, sayısal olarak ilk olma İslam dini açısından kabul edilmiş olursa Bir no.lu Müslüman olarak ademin veya Bir no.lu Müslüman olarak eşinin en üstün olması ve sırasıyla ondan sonra gelen çocuklarının üstünlüğü paylaşmaları, son peygamber olan Muhammed in en düşük dereceli olması gerekir, bu tür mantığın İslam dininde bir değeri yoktur, İslam dininde dereceler sayısal sıralamaya göre değil takvaya göredir, durum böyle olanca, Müslümanların ilkiyim veya Müminlerin ilkiyim diyenler ne demek istemektedirler, bu sözü söyleyenlerin anlatmak istediği, en tereddütsüz olarak inananların başında geldiğini onlardan biri olduğunu anlatmasıdır, bu tür bir kabul doğrudan takvayla ilgili olduğundan derece bakımından değer taşır, İman etmede en başta gelenlerden olmanın önemi açık tır, bunlar bir gurup olmakla beraber, bunlarında en başında olduğunu söyleyen kimse iman edenlerin en iman edeniyim veya Müslümanların en Müslüman olanıyım ifadesiyle nefsinde kabul ettiği en yüksek kabulü vurgulamaya çalışan bir kimsedir, bu iman veya Müslüman olma ikrarının kabulünün bir çeşididir, bunu söyleyen kimse bununla, her hangi bir Mümin veya Müslüman dan üstün olduğunu söylememektedir, sadece imanda kabul derecesini ifadelendirmektedir, bununla ilgili olarak, Kuran'dan mealen:
- Şüphe yok ki İbrahim, ne yahudî idi, ne de hıristiyan idi. Fakat o Hânif idi, müslüman idi; müşriklerden de olmamıştı. 3/67
- De ki, şüphe yok ki Rab'bim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine. İbrahim'in hânif olan dinine hidâyet buyurdu. Ve o ortak koşanlardan olmuş değildi. 6/161
- De ki: Benim namazım, ibâdetlerim ve diriliğim ve ölümüm âlemlerin Rab'bi olan Allah Teâlâ içindir. 6/162
- Onun bir ortağı yoktur. Ve ben bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim. 6/163
Ayet meallerinde görüldüğü gibi, İbrahim'in dinine tabi olan peygamberin müslümanların ilki olduğu vurgulanmıştır, tabi olan tabi olunandan önce ilk olamaz, bundan da anlatılan olayın İman derecesi ile ilgili bir vurgu olduğu açıktır, daha öncede belirttiğim gibi, bu vurgulamada sözü söyleyen, sadece kendi iman derecesini anlatıyor, diğer müslümanlardan üstün olduğunu anlatmıyor,
- Ne zaman ki, Musa bizim tayin ettiğimiz vakte geldi ve Rabbi onunla konuştu, dedi ki: Ey Rabbim!. Bana varlığını göster sana bakayım. -Cenab'ı Hak da- buyurdu ki: Sen beni katiyyen göremezsin. Fakat dağa bir bak, eğer yerinde durabilirse sen de beni görebilirsin. Hemen Rab'bi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Musa da baygın bir halde düşüp kaldı. Vaktaki, ayıldı, dedi ki: Seni tenzih ederim, sana tövbe ettim ve ben imân edenlerin ilkiyim. 7/143
Musa peygamberin anlattığı da aynı şekilde bir kabul derecesidir, Musa peygamberin gördüğü olay üzerine bunu söylemesi ve olaydan öncede Müslüman olması kolayca anlaşılan bir durumdur,
Sihirbazlarla ilgili olarak Kuran'da geçen kıssada da bu durum gayet açıktır, Kuran'dan mealen:
-Firavun" dedi ki: Ben size izin vermeden evvel siz ona iman ettiniz, şüphesiz ki, o size sihri öğretmiş olan büyüğünüzdür. Artık yakında bileceksiniz, elbette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlanmasına kestireceğim ve muhakkak ki, sizi toplu bir halde astıracağım. 26/49
- Dediler ki: Zararı yok, şüphesiz ki, biz Rabbimize dönücüleriz. 26/50
'Umuyoruz ki, iman edenlerin ilki biz oluruz da Rabbimiz bizim hatalarımızı bağışlar.' 26/51