Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 02-01-2006, 00:49
serdarevr serdarevr isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Dec 2005
Mesajlar: 83
Standart

"Tâ gün batıya vardığı vakit onu balçıkla bir gözde gurub ediyor buldu, bir de bunun yanında bir kavim buldu, dedik ki: ey Zülkarneyn! ya ta'zib edersin veya haklarında bir güzellik ittihaz eylersin"

Gün batıya varmaz ama gün batısı diye bişey var. Yani şöyle olmalı;

"Tâ gün batısına vardığı vakit onu balçıkla bir gözde gurub ediyor buldu, bir de bunun yanında bir kavim buldu, dedik ki: ey Zülkarneyn! ya ta'zib edersin veya haklarında bir güzellik ittihaz eylersin"

Kehf 85 de özne zülkarneyn olduğu için, zülkarneyn gün batısına varmış demektir. Gün batısına ve ya bunun gibi gök kuşağının başladığı ve bittiği yere varılmaz eğer bunu uyduranın ve ya gönderenin coğrafya bilgisi olsaydı. Ama edebiyatı çok güzel, gün batıya varıp onu balçıkla sıvayıp ışığını örten bi kavim bulması hayali harika.
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 02-01-2006, 00:55
serdarevr serdarevr isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Dec 2005
Mesajlar: 83
Standart

yani demek istediğim gün batıya varmıyor, gün özne değil ki batıya varsın, özne bir önceki kehf 85 de zülkarneyn dimi.
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 03-01-2006, 01:50
Arafat Arafat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 16 Oct 2005
Mesajlar: 149
Standart

hmmm;

arkadaşlarım; kuran-ı meal ederken günümüzde hemen hemen herkes bazı kelimeleri çeviri yapmamışlardır. hatta çoğu çeviri yapmak bile istememiştir. böyle bir yanılgıya düşmemek için. alimlerin ileri görüşlülüğüne saygı duyuyorum. güneşin batması ile ilgili kafa karıştıracak bir şeyin olduğunu sanmıyorum. yeterli açıklamayı yaptım. zülkarneynin kim olduğunu ise bilmem. o konuda bediüzzaman'dan faydalandım. haman'nın kimliğide çok önemli değil. ama diğer başlıkta tartışmaya gelirim.

sevgili cem, ve sevgili sargon; kuran-ı kerimi bilmeyen biri ile tartışmam çok yanlış biliyorum ama malesef burda sizinle tartışma gafletinde bulunuyorum. bu kitapta ilmi delillerin olduğu bir gerçektir. bu kitabı yalanlamak için "yok yunanlılar 3 karanlık evresini biliyodu yok bu kitabı yazanın çoğrafya bilgisi yoktu", falandı filandı gibi iddialar tükenmez. ben hoşgörüyorum. ama sizde sallarken biraz destekli sallayın. neredeyse kurandaki bütün bilimsel gerçeklerin eski yunanlılar ve eski mısırlıların bildiğini söyliyeceksiniz. genetik bilimi yokken de evrim saçmalığının ortaya atılmasınada ve ısrarla savunulmsına da ben anlam veremiyorum.

şu 3 karanlık evresi iddian çok cahilceydi sargon. bana adnan oktar lavuğundan yararlandığımı ve yanılgıya düştüğümü söyledin. senin kaynakalrınının lavuk olmadığını söyleyebilirmisin. söyleyemessin. çünkü sende kimden faydalandığını bilmiyorsun. ortaya dallamanın biri "üç karanlığı eski yunanlılar biliyomuş" saçmalığını atıp çekiliyo. sizde o delilnin attığı taşı çıkarmaya çalışıyorsunuz. kendimi kandırmayalaım. bu kitap embriyoloji ile ilgili yazılmış ilk kaynaktır. ebriyoloji tarihinin ne zaman başladığını öğren istersen. bi araştır bakalım, 3 evre olayı ne zaman keşfedilmiş. peşin hükümlülükle bir yere varılmaz arkadaşım. kuranın allahın kitabı olduğuna dair delilim oldukça fazladır. kuran-ı kerim, bazen dolaylı bazen açık ifadelerle olayları zikreder. tabi bunu iyi kavrayabilmek için arapçayı iyi bilsek daha iyi olur. arapça gerçektende çok karışık bir dil. bi ara birisi "allah nedne böyle bir bir kelimenin bir sürü anlama geldiği bir dilde insnalara ulaştı" dedi. o dil o zamanlar böyle milyonlarca anlama gelmiyordu. sizde haklısınız. bir allah varsa ortada mükemmel bir kitap olmalıdır diyeceksiniz. ama kör olduğunuz için göremiyorsunuz. ortada mükemmel bir kitap var. malesef müslümanlar dinlerini değiştirmişlerdir. sadece kitapları asıl kalmıştır. kitabın değişmemesi ise aşırı takva sahibi olmalarındandır. kormuşlardır. kimse değiştirmeye cüret etmemiştir bu kitabı. dünyanın düz olduğunun anlaşıldığı bir ayetin aslında ne kadar isabetli bir uslub olduğunu anlatmak sitiyorum. tabki ayette dünyanın şekli ile ilgi bir ifade yoktur. ben yinede arz edeyim.

1975 yılında bir islam ülkesinde verilen fetvayı paylaşmak istiyorum. dünyanın döndüğünü öğrenmesi ile ortaya attığı fetva saçmalığı.

Suudi Arabistanlı Şeyh Abdul Aziz Bin Baz, “Dünya’nın Sakin Güneş’in Hareketli Olduğuna ve Gezegenlere Çıkmanın İmkansızlığına Dair Akli ve Hissi Deliller” isimli resmi makamlarca basılan risalesinde şunları söylemektedir: “Kim bunu iddia ederse küfür ve delalete düşmüş olur. Çünkü bu iddia hem Allah’ın, hem Kuran’ın, hem Peygamber’in reddidir. Bunu iddia eden kişi tövbeye davet edilir. Ederse ne ala! Aksi takdirde kafir ve dinden dönmüş bir kişi olarak öldürülür ve malı da Müslümanlar’ın hazinesine katılır... Eğer ileri sürdükleri gibi Dünya dönüyor olsaydı ülkeler, dağlar, ağaçlar, nehirler, denizler bir kararda kalmazdı. İnsanlar batıdaki ülkelerin doğuya, doğudaki ülkelerin batya kaydığını görürlerdi. Kıble’nin yeri değişir, insanlar kıbleyi tayin edemezlerdi. Velhasıl (bunların hiçbiri görülmediğine göre) bu iddia (dünyanın hareketli olduğu iddiası) sayması uzun sürecek birçok nedenden dolayı batıldır.”


şimdi kardeşleirm. siz diyorsunuzki kuran allahın kitabı ise herşey açık olmalı. 1975 yılında, dünyanın döndüğünü öğrenince kafayı yiyip fetva verip insanları kafir ilan eden bir insna var. eğer 1400 sene önce dünyanın şekli hakkında açık bir ifade olsa idi ne olurdu düşünemiyorum. dünya yuvarlaktır diye bilmemle efendiyi idam etmişlerdi. düşünsenize müslümanların hiç şansı kalmazdı herhalde. kuran 1400 sene önce bir anlam ifade etmeyen ayetlerle doludur. zaten çoğu ayet hakkında peygaöberin yorumu bile olmamıştır. 3 karanlık evre yada rüzgarların dölleyici oluşu vs. bilimsel bir açılma için bilimsel bir temel olması lazım. ama kuran bir anlam ifade etmeyen ayetlerinin şu şekilde savunur.

sad/88: "Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz"

nitakim kuranın bu iddiasıda doğrudur. onun verdiği haberi bir zaman sonra biz öğrendik. ve öğrenmeye devam ediyoruz. siz ise art niyet sonucu büyük bir kibirle bu kitaba kafa tutuyorsunuz. meallerin kurbanı olmuşsunuz. çünkü bilmiyorsunuz. ben ne yapayım. size arap dili edebiyatı öğretememya. ben açıklarım ama siz her halıkarda desteksiz sallayara inkar edersiniz. inkar edemeyenlerde oldu zaman zaman. cevabını alıp konuşmayanlarda oldu. malesef kuran bilmediğiniz için bu sonuçlara hedef oluyorsunuz. benim yapacak birşeyim yok. siz ne zaman ön yargıdan uzak durusanız. aklınızı kullanıp düşünürseniz size o zaman birşeyleri ifade edebilir. ama ben yinede bu sitede yazmaya devam edicem. siz ne kadar cahil olsanız bile.

hep diyorum yine diyecem. ilim sahibi olmadan fikir sahibi olma gibi bir hakkınız yok. aksi takdirde kendinizi kandırmış olacaksınız.
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 03-01-2006, 04:44
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart

Arafat arkadasim, fazla havaya girmissin, sanirim kibirinden yazdigimiz cevaplari bile okumamissin. 3 karanlik evresi diye biseyden bahsetmedim ben. Adnan Oktar'dan yararlanip Haman'in adinin Tevrat'tan gecmedigini soylemissin. Bir daha mi alinti yapiyim. Laf kalabaligina getirip tartismalari bulandirmaya calisma. Yazdigin yazida tartismayi ilgilendiren kac cumle var, bir bakar misin.

Once okumayi ogren, sonra yazmaya gec bence. Fazla acele ediyosun.
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 04-01-2006, 02:00
Arafat Arafat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 16 Oct 2005
Mesajlar: 149
Standart

dostum bunun hava ile kibir ile bi alakası yok. siz konuyu dağıtıyosunuz ben konuşunca alakasız cevap vermiş oluyorum. haman olayını daha iyi araştırıp aydılanırız. onda bi sorun yok. çokta önemli değil zaten. 3 karanlık olayını cem kardeşim yazmış.
yazıların hepsini iyi okuyorum. onda bi şüphen olmasın. okumadan cevap verecek değilim tabiki. hepinizin yazısını okuyup tek seferde cavaplamaya çalıştığım için hangi iddiayı kimin söylediği karıştırmışım. üç karanlık olayında cahillik yapan sen değilmişsin. olur bazen böyle.
böyel olduğu zaman o iddiayı ben söylemedim dersin olur biter. yaızyı okumuyomusun denmez. bu başlıkta seninle tartışmıştık. sorun zülkarneynin kim olduğu idi. bende ortaya bir kaç tane kuran mucizesi diye ayet söyleyince tabiki sizin inkarlarınız arkası tükenmez. eski yunanlıların tıpda ile olduğuınuı söylemişsiniz.

bende diyorumki; eski yunanlıların tıpta ileri olduğunu 3 karanlığı bildiklerini kuran mucizeleir ispatlanmadan önce ortaya atın. bu böyle sürer gider. herkes bir iddia atar. kimin doğru dediğini bilemeyiz tabiki. günümüzde kuran düşmanlığı almış yürümüş. insnalar sırf kuranın safsata olduğunu ortaya çıkarmak için çalışıyolar. sorna böyle sizin inandığınız şeyler ortaya çıkıyo. siz de benim hakkımda böyle düşünüyosunuzdur.

ama şunu söyleyebilirm. ben kuranı meal edenlerin meal etmedikleri kelimeleri biliyorum. ve böylece eksik anlam çıkan ayetlerde var. bende sizin kadan bu kitabı ve bilim dünyasındaki yenilikleri araştırıyorum. körükörüne bi bağlılığım yok bu kitaba. ama görünen köy içinde klavuza gerek yoktur.
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 04-01-2006, 09:10
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

Arafat yazdı:

''sevgili cem, ve sevgili sargon; kuran-ı kerimi bilmeyen biri ile tartışmam çok yanlış biliyorum ama malesef burda sizinle tartışma gafletinde bulunuyorum. ''
Yakışık aldı mı bu cümle..?

Bu cümleyi neden e n b a ş t a n yazmıyorsun, da sargonun yaptığı çok titiz araştırmadan sonra yazıyorsun?

Harun Yahya -Adnan Oktar- denen tescilli cins-i sapığın başkalarına yazdırdığı defalarca ispatlanmış olan yazılarını kaynak alıyorsun.

Risaleleri kaynak olarak alıyorsun

Birileri hatalara işaret edince, yok siz bilmezsiniz Kuranı, yok kabahat sizle tartışanda falan ayakları..

Ben yakıştıramadım açıkçası bu söylemi sana.
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 05-01-2006, 17:40
Arafat Arafat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 16 Oct 2005
Mesajlar: 149
Standart

Mutezile kardeşim; bu cümleler hiç bi zaman yakışık almaz. ama benim bu cümleyi söyleme sebebim cem ve sargonun art niyetidir. ben isterimki hep beraber ortada allahın kitabı diye söylenen bir kitabı araştıralım. kabahat bulmaya çalışmayalım. cinsi sapık olan adnan'dan haberim var. ama bediüzzaman kaynak olarak alıyorum. herhangi bir konu hakkında kendi düşüncem yoksa bediüzamanın düşüncesidir diye yazıyorum zaten. risaleri kaynak olarak almada ne gibi bir sakınca vardır anlamadım. sizde ırkçı evrimcileri kaynak alıyorsunuz. turan amcanızı kaynak alıyosunuz.

ben 3 karanlık mucizesindne bahsediyorum, cem 3 karanlık olayını eski yunnalıalr biliyodu diyo. yan,i anlıyacağın iyice saçmalıyolar. ortaya yunnalılar tarafından yazılmış kurandan daha eski bir embriyolojik bilgi içeren kitap dahi getiremessiniz. bazı şeyleri kabullenmeyip iyica saçmalıyolar. bende onlara birşey bilmemekle itam ediyorum. onların bulduğu her kaynak doğru bizimkiler saftasa öylemi yani. biraz mantıklı olalım derim. bu cümleyi söyledim arkasındayım. bildiklerinizin doğru olduğuna emin değilsiniz. hiç bir şeyi araştırmadan sadece kuranda kabahat arama yolunu tercih etmişsiniz. ben ecrime karşı çıkıyorum. ama evrimi araştırıyorum. bu adamların derdi ne diye araştırıyorum. acaba evrim mantıklımı. olabilirmi gibi düşüncelerele araştırıyorum. ama onlar hiç bir zaman acaba allah varmı demezler. sorunları da bu zaten. anlatabildim umarım.
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 22-07-2013, 05:50
Serhend Serhend isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Jul 2013
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 86
Standart

Kehf suresi 86. ayetindeki "onu kara çamurlu bir gözede batmakta (Garabe) ( مغرب) buldu," ifadesinden yola çıkarak Kur'an'da güneşin suyun içine battığını söylendiği iddia edilmektedir. Yine bu ayetlerdeki ifadeden dünyanın düz olduğu sonucunu çıkartmaktadırlar. Oysa diğer tüm iddialar gibi bunlar da doğru olmayan iddialardır.

Bu eleştirilerdeki en büyük hata kelimelerin anlamlarını kavrayamamak ve anlayış eksikliğidir.

Bu gösterdiğimiz ayette iki yerde geçen ve Türkçe'ye "batmak" olarak çevrilmiş iki kelime vardır. Bunlara bir daha bakalım:


Sonunda güneşin battığı (mağrib) ( مغرب) yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta (Garabe) ( غرب) buldu, yanında bir kavim gördü. (18 Kehf Suresi - 86)

Yukarıdaki ayette güneşin suyun içine batıyormuş gibi bir ifade olduğu iddia ediliyor. "Güneşin batması" ile, "bir şeyin suda batması" Türkçe'de aynı kelime olabilir, fakat bu kelimeler Arapça'da ayrı kelimelerdir.

Bu farkın bilinmemesi veya karmaşadan yararlanmak istenmesi, bu son derece yanlış olan iddiada bulunulmasına neden olmuştur.

Güneşin batması "Garebe" fiiliyle ifade edilir. Hatta bu kökten türeyen kelimeler Türkçe'ye de geçmiştir. Örneğin "garb" ( غرب)ya da "mağrib" (مغرب ) aynı kökten türeyen kelimelerdir, "batı" (yön) anlamlarına gelir.

Bir nesnenin suda batması ise "gareke" ( غرق) fiilidir ve "garabe" ( غرب) den farklı bir fiildir.

Bu kelime de aslında Türkçe'ye geçmiştir. Suya gark oldu derken bu fiili kullanırız. Kur'an'da, da bir şeyin suyun içine batması anlamında bu kelime kullanılır, mesela Kehf suresinde:

…. "İçindekilerini batırmak (garake)( غرق) için mi onu deldin?....." (18 Kehf Suresi - 71) denmektedir


Şimdi güneşin batmasıyla, bir şeyin suda batmasının Türkçe de batmak fiiliyle kullanıldığını, Arapça da ise farklı kelimeler olduğunu açıktır.

Dolayısıyla yukarıdaki ayette de güneşin suyun içinde bir cisim gibi batmasından bahsedilmesi söz konusu değildir. Bizim anladığımız (normal muhakemesi olanların anladığı) şekildeki, güneşin batışıdır.

Aslında buradaki batmak fiilini Arapça karşılıklarını bilinmese bile yukarıdaki eleştirileri yapan arkadaşların anladığı gibi anlamak bir art niyet sonucudur. Acaba biri "Ben dün deniz kıyısında gittim ve güneşin denizde batışını seyrettim." dese bundan siz güneşin suyun içine battığını mı anlaşılır?

Ya da "güneş her sabah doğuyor" derken güneşin bir annesi var, her sabah bu anne doğum yapıp, güneşi doğurduğu sonucuna mı varılır? Zaten kelimelerin Arapça karşılıklarına bakıldığında konunun çok açık olduğu anlaşılacaktır.

Güneşin battığı yer olarak ayette geçen kelimenin orijinali "mağrib" ( مغرب)kelimesidir. Bu kelime batıda bir yer anlamına gelir. Bu ifade batıda gidilecek en uzak yeri ifade etmektedir.

Mesela Kuzey Afrika ülkesi Fas'a Araplar "Mağrip" derler. Çünkü batı yönünde gittikleri bir yer olduğu için böyle isimlendirmişlerdir. Buradan da dünya düz anlamı kesinlikle çıkmaz.

Mesela günümüzde de Türkçede ya da diğer dillerde benzer ifadeler kullanılır. Japonya bir uzak doğu ülkesidir. (İngilizcede de Türkçedekiyle aynı anlama gelen "Far East" kelimesi vardır).

Doğuda gidilebilecek en uzak ülke Japonya'dır. Japonya'nın dünyanın en doğudaki ülke denmesi dünyanın düz olduğunu göstermez

Sanırım daha tertipli yerine oturmuş ve düzenli görünümü aldı konu hakkındaki izah
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 22-07-2013, 10:39
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

Serhend´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kehf suresi 86. ayetindeki “onu kara çamurlu bir gözede batmakta (Garabe) ( مغرب) buldu,” ifadesinden yola çıkarak Kur’an’da güneşin suyun içine battığını söylendiği iddia edilmektedir. Yine bu ayetlerdeki ifadeden dünyanın düz olduğu sonucunu çıkartmaktadırlar. Oysa diğer tüm iddialar gibi bunlar da doğru olmayan iddialardır.

Bu eleştirilerdeki en büyük hata kelimelerin anlamlarını kavrayamamak ve anlayış eksikliğidir.

Bu gösterdiğimiz ayette iki yerde geçen ve Türkçe’ye “batmak” olarak çevrilmiş iki kelime vardır. Bunlara bir daha bakalım:

Sonunda güneşin battığı (mağrib) ( مغرب) yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta (Garabe) ( غرب) buldu, yanında bir kavim gördü. (18 Kehf Suresi - 86)

Yukarıdaki ayette güneşin suyun içine batıyormuş gibi bir ifade olduğu iddia ediliyor. “Güneşin batması” ile, “bir şeyin suda batması” Türkçe’de aynı kelime olabilir, fakat bu kelimeler Arapça’da ayrı kelimelerdir.

Bu farkın bilinmemesi veya karmaşadan yararlanmak istenmesi, bu son derece yanlış olan iddiada bulunulmasına neden olmuştur.

Güneşin batması “Garebe” fiiliyle ifade edilir. Hatta bu kökten türeyen kelimeler Türkçe’ye de geçmiştir. Örneğin “garb” ( غرب)ya da “mağrib” (مغرب ) aynı kökten türeyen kelimelerdir, “batı” (yön) anlamlarına gelir.

Bir nesnenin suda batması ise “gareke” ( غرق) fiilidir ve “garabe” ( غرب) den farklı bir fiildir.

Bu kelime de aslında Türkçe’ye geçmiştir. Suya gark oldu derken bu fiili kullanırız. Kur’an’da, da bir şeyin suyun içine batması anlamında bu kelime kullanılır, mesela Kehf suresinde:

…. "İçindekilerini batırmak (garake)( غرق) için mi onu deldin?.....” (18 Kehf Suresi - 71) denmektedir

Şimdi güneşin batmasıyla, bir şeyin suda batmasının Türkçe de batmak fiiliyle kullanıldığını, Arapça da ise farklı kelimeler olduğunu açıktır.

Dolayısıyla yukarıdaki ayette de güneşin suyun içinde bir cisim gibi batmasından bahsedilmesi söz konusu değildir. Bizim anladığımız (normal muhakemesi olanların anladığı) şekildeki, güneşin batışıdır.

Aslında buradaki batmak fiilini Arapça karşılıklarını bilinmese bile yukarıdaki eleştirileri yapan arkadaşların anladığı gibi anlamak bir art niyet sonucudur. Acaba biri “Ben dün deniz kıyısında gittim ve güneşin denizde batışını seyrettim.” dese bundan siz güneşin suyun içine battığını mı anlaşılır?

Ya da “güneş her sabah doğuyor” derken güneşin bir annesi var, her sabah bu anne doğum yapıp, güneşi doğurduğu sonucuna mı varılır? Zaten kelimelerin Arapça karşılıklarına bakıldığında konunun çok açık olduğu anlaşılacaktır.

Güneşin battığı yer olarak ayette geçen kelimenin orijinali “mağrib” ( مغرب)kelimesidir. Bu kelime batıda bir yer anlamına gelir. Bu ifade batıda gidilecek en uzak yeri ifade etmektedir.

Mesela Kuzey Afrika ülkesi Fas’a Araplar “Mağrip” derler. Çünkü batı yönünde gittikleri bir yer olduğu için böyle isimlendirmişlerdir. Buradan da dünya düz anlamı kesinlikle çıkmaz.

Mesela günümüzde de Türkçede ya da diğer dillerde benzer ifadeler kullanılır. Japonya bir uzak doğu ülkesidir. (İngilizcede de Türkçedekiyle aynı anlama gelen “Far East” kelimesi vardır).

Doğuda gidilebilecek en uzak ülke Japonya’dır. Japonya’nın dünyanın en doğudaki ülke denmesi dünyanın düz olduğunu göstermez

Sanırım daha tertipli yerine oturmuş ve düzenli görünümü aldı konu hakkındaki izah
Dünyada nereye giderseniz gidin, oranın adına ister doğu deyin isterse batı, o yerin güneşin battığı yer olmadığını bilirsiniz. bence güneşin neyin içine battığından ziyade bu dünyada güneşin battığı yere nasıl ulaşılabildiğini izah etmeniz gerekmiyor mu?

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 24-07-2013, 00:36
Serhend Serhend isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Jul 2013
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 86
Standart

cenkvarol´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Dünyada nereye giderseniz gidin, oranın adına ister doğu deyin isterse batı, o yerin güneşin battığı yer olmadığını bilirsiniz. bence güneşin neyin içine battığından ziyade bu dünyada güneşin battığı yere nasıl ulaşılabildiğini izah etmeniz gerekmiyor mu?
alıntıladığınız cevabımda aradığınız anahtar cümle mevcuttu hatta güncel basit misaller ile sunulmuştu..

sizin üzerinizde somutlaştıralım o vakit





cenkvarol sahile doğru yol tuttu ve güneşi kuzguni gri de batar buldu

lütfen sayın cenk ortada son derece açık iki ayrı fiil var bak hem ayet hemde kelime olarak belirttim


"gareke" ( غرق) fiili kast ettiğiniz anlamda batmayı temsil eder gark oldu battı deriz hatta

eğer kehf 86. ayetde bu fiil olsa idi

derdim ki adamlar haklı ..

ama eleştiri konusu 86. ayettde hangi fiil var

(Garabe) ( غرب)

grub etmek güneşi grubu

yani insaf ölçülerinde değerlendirildiğinde daha fazla kelama ihtiyaç var mı
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:51 .