Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Felsefi Tartışmalar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #61  
Alt 24-02-2015, 22:23
AerA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AerA AerA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Nov 2009
Bulunduğu yer: Galactic Sector ZZ9 Plural Z Alpha
Mesajlar: 3.036
Standart

zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Herşeyin teorisinin bulunacağına inanmadığım için doğaüstü kurgulara yer veriyorum.
Doğaüstü zaten bilim/bilimsel değil. Hal böyle iken sadece okurken keyif almaya bakacaksın.

Doğa üstü ile herhangi bir olay açıklanamaz. Doğa üstünün kendisi bilgimiz bakımından karanlıktır zaten. Karanlığı iki katına çıkartınca, hiç bir şeyi aydınlatmış olmazsın. Aksine iyice çıkmaza sokarsın.

zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kozmoloji ve fizik biliminin sonunu kastettim.Zaten en temel bilim fiziktir.
Bilimsel arayış kalmadığında teknolojiyi geliştirip nasıl galaksiler arası yolculuk yapabiliriz gibi amaçlar üzerinde durulur.
"Neden?" sorusunun sonu yoktur. Bu yüzden fiziğin sonu gelmez. Teknolojinin gelişmesi zaten bilimsel arayışla/buluşla olur.

Teoloji gece yarısı, karanlık bir mahsende, orada olmayan kara kediyi aramaktır. Robert A. Heinlein
Alıntı ile Cevapla
  #62  
Alt 24-02-2015, 22:33
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Herşeyi açıklayan ve bilimsel arayışın sonunu getiren bir teoriyi anlıyorum.
Bilimin sonuna gelince artık sadece teknolojiye yöneleceğiz.

Doğaüstü hiçbir güce ihtiyaç bırakmadan herşeyi doğal yollarla açıklayan bir teoriyi anlıyorum.

Ama böyle bir şeye ulaşılamayacağını düşünüyorum.
Senin bir "son" dusuncen basli basina bilimsel degildir. Bilim zaten bilmek ve bildirmektir ve bu da fenomen oldukca daimidir.

Eger bilimin bilip bildirdigi sabitlenir ya da sonlanirsa, bu bilim olmaz; ideoloji inanc izm temelli bir dogma olur.

Bilim degistigi yenilendigi gelistigi icin caglar degisiyor, teknik degisiyor.

Senin neyi dusundugun bilimin dusundugu degil.

Bilimde bilinmeyen yoktur, bilinen ve bildirilen vardir ve bu da degisken gelisken ilerleyen ve daimidir.

Bilim sadece epistemolojik olarakanlik bir sinira gelir ve bunun ustu de bilimsel degildir.

Iste bu epistemolojik sinir ise daimi olarak degisir, yenilenir ve gelisir.

Seningibi bunun ile yetinmeyenler illa akillarinda bir ilk ve de son ararlar ve bulurlar, tanri.

Bilimin daimiliginde ilk te sonda gozlem vermez. Ayni mutlakin, kesinligin suphenin gozlem vermedigi gibi.

O yuzden belim gecerli ve yanlislanabilir temeldedir. Bu da daimidir.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #63  
Alt 24-02-2015, 22:54
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ya da benim argümanlarımı çürütemediğinin göstergesi.
Çürütemediğin için tekrarlıyor olabilirim.

Kendi zihnimde bir sonuca ulaşıyorum ve bunu daha sonra ünlü bir bilim insanının veya filozfounun kitabında görüyorum.
Bunu ben daha önce düşünmüştüm diyorum, özgüveni artırıyor doğal olarak.
Senin durumunu Bertrand Russell yıllar önce özetlemiş:"İnananlar, inançlarını ispatlamak yerine kendi inançlarının inanmayanlar tarafından çürütülmesini beklerler"

İdrak ve anlamak farklı şeylerdir. İddia ettiğin kadar belgeseli ve dergiyi gerçekten idrak ederek özümsemiş olsa idin, halâ bize sihirbaz bir Tanrıdan, onun hurilerinden ya da Şeytandan söz ediyor olamazdın.

Senin durumun yaşadığı köyde at arabasının tekerinden başka teker görmeyen çobanın, "acaba bu at arabasının kendi kendine gideni yapılamaz mı" diye düşünüp, günün birinde bir "otomobil" gördüğünde "işte ben de düşünmüştüm bunu" demesine benziyor. Oradan buradan algıda seçicilik ile okuduğun bir takım düşüncelerden kendine temelsiz savlar kuruyorsun. Dolayısıyla da söylemlerin "bilimsel" hava yerine "provokatiflik" kokuyor. Daha önce de demiştim sana, senin tarzın "kuyuya bir taş atıp, hadi 50 akıllı çıkarsın" tarzı.

Bir şeyi gerçek anlamı ile idrak eden insan, o konudaki her eleştiriyi göğüsler, bertaraf eder ve layığıyla karşı tarafa topu gönderir. Ama misal dün örneğin ateistler ve ahlâk konusu tartışılırken, tutturdun bir "ben ateist olsam çocuklara tecavüz eder, hırsızlık yapar, adam öldürürdüm" gibi saçma bir argümana gittin. Sana bir ton açıklama yapıldı, örnek verildi ama sen zerre sorgulama ihtiyacı dahi hissetmeden aynı söylemi papağan gibi tekrarladın durdun.

Sana pek çok tartışmada; algılayamadığın, anlayamadığın, zamandan bağımsız vs. bir Tanrıya inanıyorsan, süpermene de inanmalısın, hebelebuıd de inanmalısın vb. dendi ama bunları göğüsleyip adam gibi bir cevap vermediğin gibi aynı şeyi defalarca fırına sürüp sürüp burada dillendirdin.

Sana göre Tanrı var, varsa din göndermek zorunda, varsa iyi olmak zorunda, varsa ahlâk kurallarını belirlemek zorunda ve en önemlisi varsa adı da Allah olmak zorunda.

Senin süper zeki mantığının özeti şu: "Kapıyı çalan Ahmet ise kesin tek gelmiştir. Eğer Ahmetse siyah ayakkabılarını giymiştir. Eğer Ahmetse bisikleti ile gelmiştir. Eğer Ahmetse pizza da getirmiştir"

Peki ya Ahmet değilse? Kapıyı çalanın başka biri olma ihtimali yok mu? Ya da Ahmet idiyse de Ayşe ile gelmişse? Ya da bisiklet yerine arabayla gelmişse? Nereden biliyorsun, bunlar için kaynağın ne? Mantığın... Senin beyninin mantıksal açıdan her olasılığı düşünebilecek kapasitede olduğunu nasıl garanti ediyorsun?

Adam gibi anla tezlerimizi de adam gibi cevap ver diye örneklemeler yapıyoruz, ya da her şeyi bilen bir Tanrı ne diye sınav yapmak istesin, ne diye birşey istesin diyoruz bu sefer yöntemimize, benzetmelerimize atıfta bulunuyorsun. Yok diyorsun bu yöntemle Tanrı anlaşılamaz Sadece senin gibi IQ su 170 olanlar anlar yani...

Aslında saygı duyduğum bir ateist demişti ki "İnanç mevzusu herkesin kendi kendine aşacağı bir şeydir. Sen bir inançlıyla tartışmaya girersen o ne yapar eder kendi inancına bağlar konuyu"

Senin olayın da özetle bu.

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
  #64  
Alt 24-02-2015, 23:05
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şuanda  online konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Senin durumunu Bertrand Russell yıllar önce özetlemiş:"İnananlar, inançlarını ispatlamak yerine kendi inançlarının inanmayanlar tarafından çürütülmesini beklerler"

İdrak ve anlamak farklı şeylerdir. İddia ettiğin kadar belgeseli ve dergiyi gerçekten idrak ederek özümsemiş olsa idin, halâ bize sihirbaz bir Tanrıdan, onun hurilerinden ya da Şeytandan söz ediyor olamazdın.

Senin durumun yaşadığı köyde at arabasının tekerinden başka teker görmeyen çobanın, "acaba bu at arabasının kendi kendine gideni yapılamaz mı" diye düşünüp, günün birinde bir "otomobil" gördüğünde "işte ben de düşünmüştüm bunu" demesine benziyor. Oradan buradan algıda seçicilik ile okuduğun bir takım düşüncelerden kendine temelsiz savlar kuruyorsun. Dolayısıyla da söylemlerin "bilimsel" hava yerine "provokatiflik" kokuyor. Daha önce de demiştim sana, senin tarzın "kuyuya bir taş atıp, hadi 50 akıllı çıkarsın" tarzı.

Bir şeyi gerçek anlamı ile idrak eden insan, o konudaki her eleştiriyi göğüsler, bertaraf eder ve layığıyla karşı tarafa topu gönderir. Ama misal dün örneğin ateistler ve ahlâk konusu tartışılırken, tutturdun bir "ben ateist olsam çocuklara tecavüz eder, hırsızlık yapar, adam öldürürdüm" gibi saçma bir argümana gittin. Sana bir ton açıklama yapıldı, örnek verildi ama sen zerre sorgulama ihtiyacı dahi hissetmeden aynı söylemi papağan gibi tekrarladın durdun.

Sana pek çok tartışmada; algılayamadığın, anlayamadığın, zamandan bağımsız vs. bir Tanrıya inanıyorsan, süpermene de inanmalısın, hebelebuıd de inanmalısın vb. dendi ama bunları göğüsleyip adam gibi bir cevap vermediğin gibi aynı şeyi defalarca fırına sürüp sürüp burada dillendirdin.

Sana göre Tanrı var, varsa din göndermek zorunda, varsa iyi olmak zorunda, varsa ahlâk kurallarını belirlemek zorunda ve en önemlisi varsa adı da Allah olmak zorunda.

Senin süper zeki mantığının özeti şu: "Kapıyı çalan Ahmet ise kesin tek gelmiştir. Eğer Ahmetse siyah ayakkabılarını giymiştir. Eğer Ahmetse bisikleti ile gelmiştir. Eğer Ahmetse pizza da getirmiştir"

Peki ya Ahmet değilse? Kapıyı çalanın başka biri olma ihtimali yok mu? Ya da Ahmet idiyse de Ayşe ile gelmişse? Ya da bisiklet yerine arabayla gelmişse? Nereden biliyorsun, bunlar için kaynağın ne? Mantığın... Senin beyninin mantıksal açıdan her olasılığı düşünebilecek kapasitede olduğunu nasıl garanti ediyorsun?

Adam gibi anla tezlerimizi de adam gibi cevap ver diye örneklemeler yapıyoruz, ya da her şeyi bilen bir Tanrı ne diye sınav yapmak istesin, ne diye birşey istesin diyoruz bu sefer yöntemimize, benzetmelerimize atıfta bulunuyorsun. Yok diyorsun bu yöntemle Tanrı anlaşılamaz Sadece senin gibi IQ su 170 olanlar anlar yani...

Aslında saygı duyduğum bir ateist demişti ki "İnanç mevzusu herkesin kendi kendine aşacağı bir şeydir. Sen bir inançlıyla tartışmaya girersen o ne yapar eder kendi inancına bağlar konuyu"

Senin olayın da özetle bu.
Tanrı süperman benzetmeleri çocukça gelmiyor mu sana da?
Bırakın artık şunları.
Biz yaratıcı tanrıdan bahsediyoruz.
Tanrı inancının ortaya çıkmış olması bile o tanrının var olduğuna dair bir işarettir.
Çünkü böyle bir doğaüstü inancın ortaya çıkması gerekmiyordu.Bu yüzden beklenmezdi bu tarz inançların ortaya çıkması.İnsanlar neden peygamberlik ilan edip kitaplar uydursun ve tanrıyla iletişime geçtiklerini iddia etsin.
Hadi dinleri geçtim de özellikle tanrı inancının ortaya çıkmış olması ve insanlarda tanrıya inanma eğiliminin bulunması bile o tanrının gerçekliğine işaret olabilir.

Mantıklı düşüncenin her sonucu doğru bilgiye ulaştırmayabilir.
Ben tanrıya inanmanın ve onun Allah olduğa inanmanın mantıklı bir eylem olduğunu düşünüyorum.Mantıklı olmasına rağmen tanrı var olmayabilir mi? evet olmayabilir.Yanılabilirim.
Önemli olan yanılmam değil, mevcut şartlar ve seçenekler arasından en mantıklısını seçmiş olmam önemli.Sonucu yanlış çıksa bile mantıklı olmasını etkilemez.

Çıkarımlarımın hepsinin gerekçeleri de var.Öylesine ulaştığım çıkarımlar değil.
Alıntı ile Cevapla
  #65  
Alt 24-02-2015, 23:32
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tanrı süperman benzetmeleri çocukça gelmiyor mu sana da?
Bırakın artık şunları.
Biz yaratıcı tanrıdan bahsediyoruz.
Tanrı inancının ortaya çıkmış olması bile o tanrının var olduğuna dair bir işarettir.
Çünkü böyle bir doğaüstü inancın ortaya çıkması gerekmiyordu.Bu yüzden beklenmezdi bu tarz inançların ortaya çıkması.İnsanlar neden peygamberlik ilan edip kitaplar uydursun ve tanrıyla iletişime geçtiklerini iddia etsin.
Hadi dinleri geçtim de özellikle tanrı inancının ortaya çıkmış olması ve insanlarda tanrıya inanma eğiliminin bulunması bile o tanrının gerçekliğine işaret olabilir.


Mantıklı düşüncenin her sonucu doğru bilgiye ulaştırmayabilir.
Ben tanrıya inanmanın ve onun Allah olduğa inanmanın mantıklı bir eylem olduğunu düşünüyorum.Mantıklı olmasına rağmen tanrı var olmayabilir mi? evet olmayabilir.Yanılabilirim.
Önemli olan yanılmam değil, mevcut şartlar ve seçenekler arasından en mantıklısını seçmiş olmam önemli.Sonucu yanlış çıksa bile mantıklı olmasını etkilemez.

Çıkarımlarımın hepsinin gerekçeleri de var.Öylesine ulaştığım çıkarımlar değil.
Zeki olduğunu söylüyorsun. Ama halbuki gerçekten zeki olanları gözlesen, en belirgin özelliklerinin herkesten daha farklı mantık yürütüp, herkes tarafından sorgulanmaya bile değmeyecek gerçekler olarak algıladıkları şeyleri sorgulamış olduklarını görürsün.

Tanrı inancımız var diye Tanrı da olması gereklidir diyorsun.

Düşün ki herkesin ateist olduğu bir dünyada yaşıyor olsa idik. Herkes bu hayatın fani olduğunu, sadece bizlerin de biraz daha fazla evrimleşmiş hayvanlar olduğumuzu bildiği, beyinlerimiz öldükten sonra "ben" dediğimiz şeyin de yok olup gideceğine inandığı bir dünyada yaşıyor olsaydık. Dolayısıyla kimse ölümden sonra yaşama ve dolayısıyla yaratıcı bir Tanrıya inanmasa idi... Ölüm sadece maddenin çözünmesi olarak algılansa idi ve bilseydik ki öldükten sonra bizi oluşturan madde dönüşecek, toprağa karışacak, başka bir forma dönüşecek vs. Bu insanlar Tanrının gerekliliğine inanırlar mıydı?

Senin Tanrı inancın sana "Tanrı" fikri verilmiş olmasından kaynaklanıyor olmasın?

Örneğin sen algılanamaz ve anlaşılamaz bir Tanrı kavramını mantıklı buluyorsun. Ben ise bir Tanrı varsa da eğer mutlaka anlaşılabilirdir felsefesindeyim. Günün birinde insanlık, bu insanlığın içinden bir beyin her şeyi anlayacak diyorum, hatta her şey anlaşılmaya muhtaçtır yoksa bu kâinatın bir anlamı kalmaz diyorum. O zaman da şu mantık çıkıyor: evrende herşeyi anlayıp çözmüş olan bir beyin zaten bir nevi Tanrı değil midir?

Senin Tanrın mucizelerin Tanrısı. Ol deyince olduruyor, puff diye 7 günde kâinatı yaratıveriyor, şu an nerede olduklarını bilip kestiremediğimiz cennet ve cehennemi yaratıyor, şeytan diye bir şey yaratıyor, gelip bizi kandırıyor, bu kadar gizlenmiş ama ısrarla bana inanın diyor bir de. Ancak ne senin Tanrının mucizelerini, ne cennet cehennemi, ne hurileri ne de melekleri ne gören var, ne videoya kaydeden, ne fotoğrafını çeken? Senin Tanrın her an değişimin yaşandığı, bir önceki halinin bir sonraki hali ile asla aynı olmadığı dinamik bir evreni ve bu evrendeki insanları düzene sokmak için 1400 yıl önce statik bir kitap yollamış bir Tanrı.

Benim iddiamda ise giderek kendisinin ve çevresinin farkındalığına varan, giderek varlığı ve ilişkilerini çözümleyen bir gerçeklik var. Gözlem var. Evrim benim iddiamın motoru.

Senin inandığın gibi bir Tanrının varlığını kabul etsek bile, ne bu Tanrının İslamı gönderdiğini ispatlayabiliriz, ne gönderdiği kitabı düzgün anlayabildiğimizi, ne gerçekten iyi olup olmadığını..

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
  #66  
Alt 25-02-2015, 04:50
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tanrı süperman benzetmeleri çocukça gelmiyor mu sana da?
Bırakın artık şunları.
Sebep? Sperman ile tanrı arasında, kurgu itibariyle ne fark var?
zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Biz yaratıcı tanrıdan bahsediyoruz.
daha da ilerletin, yaratıcı tanrıyı yaratan tanrıdan ve hatta dedesi ve 7 kuşak dedesinden bahsedin. Mutlusundur, şimdi sonsuz sayıda tanrın oldu, güçlüsün şimdi artık seni kimse tutamaz, ben bile tutamam, yıldızlar tutamaz...
zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tanrı inancının ortaya çıkmış olması bile o tanrının var olduğuna dair bir işarettir.
Noel Baba gibi diyosun yani. Haklısın küçüklerin masalları, büyüdüğünde din masalları oluverir, insan her dönem masallara inanmak zorunda diyorsun yani? Demek sana göre inandığımız ne olursa olsun yeterki inandıralım(!) o şey her ne ise gerçek oluverir? Totemler bile..
zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İnsanlar neden peygamberlik ilan edip kitaplar uydursun ve tanrıyla iletişime geçtiklerini iddia etsin.
Kırmızı başlıklı kız ile kurt hikayesini bilir misin? Seni daha iyi görebilmek, duyabilmek ve yiyebilmek için..

Dinler ekonomi/politik çıkar örgütleridir. Ben şimdi sana desem amuda kalk, şunu yap, bunu yap hadi lan oradan dersin, ama tanrı buyruğu amuda kalkmanı istiyor desem kaç gol atmış olurum?

Dinler öyle bir peygamber çıkmış, efendim kitap gelmiş, şu gelmiş bunların hepsi masal, sandığınız gibi değil, din ve yasalar bir kaç yüzyılda oluşturulup yazılmış yasalardır. Hani ben sana amuda kalk dedim kalkmamıştın, ama tanrı emretti dedim bana gelip abi amuda kalktım cennete, hurilerime kavuşur muyum diye soracaksın, yok yetmez dedim, abi takla atim mi? diye soruyorsun. Takla atman din bezirganalrının çıkarına ise attırırlar zaten.

Herneyse dinler siyasi iktidarların sömürü, toplumu gütmek, inançların istismarı temelinde yüzyıllar süren süreç ve örgütlenme ile oluşurlar. Din olmasa firavunlar o denli güçlü olamazdı, tüm ötekilerde, din olmasa Emeviler de o derece güçlü olamazdı, zira din hem iyi bir toplumsal potadır, hem de iyi bir yaptırım gücüdür, insanların inandığı olağanüstü inançalrı kullanır. Hani küçük çocuklara şşşşş! şöyle yapma cin gelir, peri gelir, şu olur bu olur denir ya, din insanların hiç büyümemesi için biçilmiş kaftandır, ölene kadar korku ve arzu arasında köleleştirilirsiniz. O düzeye gelrsiniz ki, size özgürlüğü anltanlara asla kulak vermezsiniz, yani böylesine bir kölelik ancak din ile mümkün, dinde inancınızın kullanımı, istismarına dayalı ama ne yapalım bir kez sürüden olmuşsunuz...

Şimdi Hristiyanlık İsa'dan sonradır, islamiyet de Muhammedden sonradır, ha ne kadar zaman sonra mı? İslam tarihi(Emevilerin uydurduğu) ne derece doğrudur bilemiyoruz, çünkü elde delil yok, emare yok, ama kabileleri birleştirip iktidar kuran ve 7 düveli sömürgeleştirip, kölelştirmek isteyen emevi efendileri, bu işe 8. yüzyılda başladılar, yasa yapıp, ha bire Allah buyurdu dediler. Kim inanırdı? Kimse ama Muhammed'e iletti dediler, 9. yüzyıla kadar yasa yazımı ve masabaşında islami tarih uydurdular. Bu tarihin babaları ise 820 li yıllarda doğdular, yani Muhammed'den 200 yıl sonra...

Şimdi imkan olsa da değil mi, insanları ha bire Allah buyrupu diye güncel yasalarla sömürmek mümkün olsa, olmadığı için ne yapılıyor, eski yasalar, uyduruk hadisler, şu ya da bu diyerek insanlar bir potaya hapsediliyor, inandığınız sürece kullanılacaksınız ve bu sayede belirli bir azınlık sizin etinizden, alınterinizden, kol gücünüzden, maddi/manvi her şeyinizden yararlanacak, muazzam faydalar sağlayacak. Ha bu hikaye nasıl mı başlıyor?

Kendisilerine tanrının elçisi diyenlerle ya da elçisiymiş gibi tutulan adamlarla başlıyor, bu peygamberliğin asıl kökü, adı YÜCE ÇOBANLARDIR. Sümer'e kadar gider ve sana göre demek ki Sümer tanrıları bu yüce çobanlarla irtibat halidneymiş. Sana göre Zeus elçileriyle hep diyalog kurmuş.. Yoksa senin mantığınla, bu insanlar neden çıksın da ben tanrı ile görüşüyorum desin değil mi? ÇIKARLARI NE?

Sonuç olarak ifadelerinin mantıklı olduğunu iddia etmişsin, ama ne akıla yatkın ne de mantıklı, inancınla kendini avutuyorsun, sayende Zeus, Enlil, Enki, Ra, Horus(bir hayli!, ben diyeyim bin sen de iki bin...), totemler, Noel baba, Superman, Sindirella, Kül kedisi hepsi sana göre gerçek oluverdi hem de nasıl oluyorsa mantıklı olduğunu iddia ediverdin!... İnsan inandıktan sonra bir kum tanesine bile inanabilir, tapabilir de ne de olsa. Mantık mı? Mantığın orada işi yok, bilinç mi, zeka mı, akıl mı tümü de önemsiz... Sen hele bir kum tanesine inanmayagör, akıllılarda sana akrşı kullanıverir, adı da din(tamamen politik, resmi mafya örgütlenmeleri, yasa yapıcı, inanç istismarına dayalı insan topluluklarını sömürmenin temel, en verimli araçlarından birisi) oluverir. Neyse ben sana yine de diyorum amuda kalk, takla at, çünkü bana bunu tanrı iletti, senin amuda kalkmanı, günde 40 takla atmanı istiyor...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #67  
Alt 25-02-2015, 12:17
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

İnanmak fikri ile tanrı fikri çok oturmuyor. Tanrı fikri daha çok kadercilikle daha çok örtüşüyor.
Kadercilikte irade başkasına ait. Sen o iradeye uyarsın ama inanmak bir noktada hedefe kilitlenmek le anlaşılabilir gibi geliyor.

Bir insan başarıya inanır ve onun alt yapılarını örer ve o yolu yürür bu konuda bilgi işin içine muhakkak giriyor. Kilitlendiğin hedefte hesaplar tutmadı mı yeni planlar yapıp tekrar yürünür.
İnanmayı sadece tanrı ile bağlantı olarak almamak ve inanmak illa da tanrı buyruğu gibi anlamamak bence çok doğru anlatmadığını düşünüyorum.

Tarihte bütün başarıların altında başaracağına inanmak vardır. Ama tanrı çok değişkenlik geçirdi.

Elbette her şeyi inanarak çözeceğini düşünmek değil. Bu kaderciliktir.

Mesala din kitaplarında inanmayı telkin ediyorlar ama bir telkin var inanmadığında ceza çekeceğini söylüyorlar yani o idoloji konusunda zorlama
Eğer tanrı sadece inançla olmuş olsa idi ve bahsedilen gibi güçlü olsa niçin bir peygambere ihtiyaç duysun insan beynine kotlanırdı.

İşte orada da bir inanamaya yönelik baskı var.

Tanrı fikri ile inanmak fikri yan yan olmuyor.

Not=tartışmaya aniden daldığım için özür dilerim. Sadece böyle düşündüğümü söylemek istedim.
Alıntı ile Cevapla
  #68  
Alt 25-02-2015, 16:28
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şuanda  online konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sebep? Sperman ile tanrı arasında, kurgu itibariyle ne fark var?

Noel Baba gibi diyosun yani. Haklısın küçüklerin masalları, büyüdüğünde din masalları oluverir, insan her dönem masallara inanmak zorunda diyorsun yani? Demek sana göre inandığımız ne olursa olsun yeterki inandıralım(!) o şey her ne ise gerçek oluverir? Totemler bile...
İnsanlar süpermane inanma eğiliminde değillerdir..Süpermanin çıkış tarihi bellidir.
Tanrı inancı ise insanla birlikte hep var olmuştur..Şu tarihten itibaren tanrı ortaya çıktı diyemiyoruz.

İnsanla birlikte hep var olan bir inanç, insanın inanması için içine yerleştirilmiş gibi.
Alıntı ile Cevapla
  #69  
Alt 25-02-2015, 16:38
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şuanda  online konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Düşün ki herkesin ateist olduğu bir dünyada yaşıyor olsa idik.

Senin Tanrı inancın sana "Tanrı" fikri verilmiş olmasından kaynaklanıyor olmasın?
Herkesin ateist olduğu bir dünya hiçbir zaman var olmadı.

Tanrı inancı neden ortaya çıkmıştır? Herkes inanmadan yaşayamaz mıydı? Ortaya böyle bir inanç çıktığına göre ve her insanda yaratıcıya inanma içgüdüsü ve arzusu var olduğuna göre tanrının var olma olasılığı artar.

Ateist filozoflar bu inanma arzusunun varlığını şöyle açıklarlar.''Bu inanma içgüdülerimiz ve zayıflığımız var olduğu için tanrı inancı icat edildi.''
Bu bir açıklamadır evet ama bu açıklamanın da açıklamaya ihtiyacı vardır.Çünkü doğa bize durduk yere neden üstün bir varlığa inanma arzusu versin ki ?
Bu soru cevapsız kalıyor.

Dolasıyısla ilk alternatif daha tutarlıdır.Yani bu inanma eğilimini tanrı herkesin içine koymuştur.Böylece onun varlığını herkes bulabilsin.
Alıntı ile Cevapla
  #70  
Alt 25-02-2015, 16:48
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İnsanlar süpermane inanma eğiliminde değillerdir..Süpermanin çıkış tarihi bellidir.
Tanrı inancı ise insanla birlikte hep var olmuştur..Şu tarihten itibaren tanrı ortaya çıktı diyemiyoruz.

İnsanla birlikte hep var olan bir inanç, insanın inanması için içine yerleştirilmiş gibi.
Neden tanrının çıkışı belli değilmiş? Bilmediğiniz için olabilir mi? Yani Zeus, Enlil, Enki, Taru, Horus, Ra.....
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategor..._tanr%C4%B1lar

İkincisi din tarihçileri masabaşı YALAN/ÇIKAR tarihçileridir, yani süreğen bir kendine yontma ile kurgu temelli tarih üretmişlerdir. Kendilerinden 1.000, 500,200,100 yıl önceki efsaneleri kafalarına göre işleyip, güncel olayları, yasaları adına kullanmışlardır. Örneğin Musa ne yahudidir, ne de Yahudilikle ilgisi vardır, bilinen/ortada olan adının RaMoses olduğu, firavun akrdeşi olduğu, Aton dini/inancı temelinde yetiştirildiği, bir yerde vali olduğu, sonraki firavunların eski din sınıfına yenik düşüp tekrar eski dine geçiş yapmasıyla, Musa gibi aton dininden olanların yeni durumu kabul etmediği haliyle bir çatışma ortamı doğdudur. Aton tanrısını da yaratan bellidir(Akhenaton), aynen Superman gibi!
!!!!!!!!!!! Bak bakalım Aton tanrısı ne zaman piyasaya çıkmış.. Sizin çok tanrılı ve tanrıçalı Allah'da -> EL-İLAH M.Ö 2.000 li yıllara varıyor, ne zaman Sümer'in dağılışı sonrası, yani M.Ö 3.000 yıllarında Sümer'den dağılan çeşitli kabileler, yeni tanrılarını yaratıverdi.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Aton

Tanrının çıkışı insanlığın neolotik çağa girişinden 2-3.000 yıl sonradır. Dinlerin ortaya çıkışıdır bu süreç. Din ile devlet/iktidar birlikte gelişti, çünkü din iktidarların sözde tanrılar adına(1 avuç efendi, bezirgan) insanları inanç, korku, arzu denkleminde güttüğü/yönettiği, hakim/hüküm sahibi olduğu siyasi yapılardır.

İnsanlar Noel babaya da inanır, Superman'e de inanbilir, önemli olan insanların bu masal kahramanlarına ne gibi vasiflar yüklediğidir. Örnekler çok, örneğin insanlar tanrılardan evvel totemlere inanırdı. Bu bir ağaç, hayvan, kaya olabilir. İnanç eğiliminin temelinde ise KORUNMA/SIĞINMA yatmakta idi ve insanlar bu tür objelerin kendilerini koruyan ilahi yanları olduğuna inanırdı. Daha doğrusu bu vasıfları insanalr yükler.

Tanrı konusu ise inanç konusundan daha farklı, tanrı konusunda işin içine iktidar sahipleri, efendiler(köle sahipleri) ve ekonomi/politik çıkarları giriyor, o nedenle de tanrılarda politik bir hamurla evrimleşiyor. O düzeye getiriliyor ki, insanın asla görmeyeceği, ulaşamayacağı, tam bir hayal kahramanı haline getiriliyor, böylelikle aksinin iddia edilmesi şası kalmıyor.

Ortadoğu dinleri Bereket Kültüne dayanır o nedenle iktidarlar toprağa dayalı, yerleşik hayat temelli şekillenmekte ve tanrılardan buna göre evrimleşmektir. Örneğin Allah'ın dili tamı, tamına bir AĞAnın marabalarına seslendiği bir dildir. Örneğin inanca KULLUK sokuşturuluyor vs tümüde dinler eliyle üretilen kapanlardır ve bu kapanlar insanalrı kıskaca alır, siz inanç sanıyorsunuz ama inanç sandığınız şeylerin %99 u özünde politiktir, inanç filan değildir, bir çıkar çevresinin inancınızı kullanarak ürettiği kural/yasa/buyruk ve hakimiyetidir.

Sonuç itibariyle insanların bir şeye inanması MANTIKEN o şeyi gerçekliğe sahip kılar diye öne sürdüğün ÇIKARIM mantık dahilinde değil, SAFSATA temellidir. mantık değil senin yaptığın ÇIKARIMDIR. Aynen insanların ve bazı uyanıkların! çıkarları temelinde tanrı namına üfürdükleri çıkarımlar gibi.

Kısaca amuda kalk, günde 40 takla at, ne dersem yap, cennete gidecek sonsuz bir hayatın olacak. Ne zaman mı? ÖLÜNCE! Ben vaadlerimi sen öldüğünde gerçekleştireceğim, ama yapmazsın, ben senin korkularını, inançalrını, arzularını kullanma meşruiyeti elde edersem(bunun yoluda tanrının benle iletişime geçtiğini iddia etmem) sanırım paşa, paşa ne dersem yapacaksın. İnsanlar böyle, böyle köleleştiridi ve bu kölelik hala, toplumsal olarak devam ediyor.

Hatta sen öldüğünde sana alayı memleket olan gaip aleminden hanlar, saraylar, sonsuz ve mutlu bir hayat vereceğim, dilersen sana karşılıksız borç vereyim, ama sen ölünce... Oldu mu? Oldu.. Buna ne denir bilir misin? İnanç, arzu sömürüsü, insanların ent emel korkularının sömürüsü deniyor. Ölümden korkuyorsunuz(ben korkmuyorum, olağandışı ölümden korkarım, çünkü bu kabullenilemeyen bir düzlemdir, ama normal ölüm ne yazık ki kabul edilebilir bir şeydir, olağandır, herkes ölür, her şey değişir, gözlemine de bilgisine de sahibiz)

Bu kışta geldi geçti, senin mantığına göre Noel Baba insanlığın 1/7 ini gezdi hediyeler dağıttı!
Çıakrımın Noel baba nın bir tarihi olması idi,iyi işte tanrılarında bir dönemi, tarihi, başlangıcı, insanlarca türetimi var!

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (25-02-2015 Saat 16:57 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ozgur irade/Ozbenlik/Ego paslıçivi Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 59 08-04-2014 22:50
Kulli irade cüzi irade hipnoz irade lsd irade :) higs İslam 9 06-09-2012 19:57
Özgür irade mi, Allah'ın dileği mi? cin İslam 73 16-09-2011 18:20
özgür irade yok erer Felsefi Tartışmalar 15 07-08-2008 02:51

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:54 .