Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dinlerden Özgürlük > Özgür Düşünce Platformu

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 16-01-2011, 06:57
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart Aydınlanma, Farkındalık ve Dolayısıyla "İnsanlaşma"

o bilinci kendine çevirip "kendilerini" bir görebilseler..-paslicivi-

Iste tam da sorun da, cozum de burda, birey bilinci de, bu bilincin tursel bilinc ve farkindalik duzeyi de, insanoglu dogal zihninin ve egosunun; insansal zihniyete donusmesi, evrensellesmesi tam da burda. DEVRIM BURDA.

Senin ile farklilastigimiz EVRIM/DEVRIM de burda.

Benim kendi devrimimi kendime yaptigim yer de tam burasi, sorgulama, arastirma, degerlendirme, nedenselleme v.s., matematiksel/mantiksal bilgi de, yenilenme, gelisme, ilerleme de, duzey ve bilinc farkini asma da AKLINA NE GELIYORSA, HEPSI BURDA VE SADECE FARKINA VARILMAYI VE BILINCE CIKMAYI BEKLIYOR. Iste asil mucadele burda, ya da mucadelesizlik evrime birakmak burda.
şu topicteki yazı dizimi bitireyim.. ondan sonra takkeleri/benlikleri masanın üzerine koyup bu konuyu seninle konuşalım..

bu ulaştığımız bilinç seviyesini diğer insanlara aktarılım mı, aktarmayalım mı yada aktarmak için neler yapabiliriz.. nasıl bir yol yöntem ugulamalıyız..
sevgili e.i.

diğer topicteki(evreni okuyalım mı) yazılarımı henüz bitirmedim ama tıkandım ileriki zamanlarda o topiğe tekrar dönmeyi düşünüyorum.. şimdi seninle şu konuyu konuşalım..

ikimizin bilinç düzeyi birbirine çok yakın.. ikimiz de varlığa/evrene "insan odaklı" bakabiliyoruz.. yani insanlığı bölen tüm soyut kavramlardan arınıp "önce insan" diyebiliyoruz.. ve insandan öte tüm bu soyutların bir "problem/sıkıntı" olduğunu farketmişiz..

şimdilik "problem/sıkıntı" diyorum, çünkü bu probleme yaklaşma açımız çok farklı..

sen bunun halledilebilecek bir "sorun" olarak görmektesin ve kişinin bunu farketmesi olayına "devrim" diyorsun..

evet bu bilincin farkındalığına varmak hem o kişi, hem dünya insanlığı için bir devrim sayılır..

ama bütün mesele; bir insanın bu devrimi yapacak hale gelmesi..

sen kendin; kendinle kavga ederek, düşünerek, okuyarak bu bilince ulaştığını ve diğer tüm dünya insanlarının da aynı şekilde ulaşabileceğini düşünüyorsun..

bense; bunu bir bilinç yetmezliği vakası yani tıbbi olarak düzeltilebilecek bir "hastalık" olarak görüyor ve tıbbi gelişmelerle bu hastalık tedavi edilene kadar doğal bilincin "evrim" sürecinin işleyeceğini düşünüyorum..

şimdilik kabaca olayı özetlemeye çalıştım.. şayet senin düşüncelerin/tezin konusunda hatalı bir şey yazdıysam önce onu düzelterek başlayabilirisin..

ikimize de kolay gelsin

umarım benliksiz bir yazışma ve tüm okuyanlara faydalı bir konuşma olur..


Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 16-01-2011, 18:36
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger paslicivi;

Once kullanilan devrim kavramini acikliga kavusturmak gerekir.

Birincisi burada kullanilan devrim kavrami;

Bireyseldir
Zihinsel, yani numenaldir.
Bilimsel dusunce seklidir.
Epistemolojiktir.

Yani, beynin hafizasindaki yerlesmis bilgileri kullanmak yerine ve aklin inandigi dogru temelli dile gelenleri mukayeseli kabul, ya da red etmek yerine; gozlem temelli dusunce uretimidir.

Yani beyinde yer etmis ne varsa, onun sorgulanmasi, nedensellige tasinmasi, irdelenmesi, arastirilmasi, incelenmesi ve her seyden once bilmeye tasinasidir.
Sorunu algilamak, sorunun bilinc ve farkindaligina varmaktir.

Turunu algilamak, birini algilamak birinin ve turunun bilinc ve farkindaligina varmaktir.

Birin turun bir parcasi oldugunu algilamak, birin turun bir farki oldugunu algilamak, birin ture karsi olmadigini algilamak, birin turden ayrilamayacagini algilamak, bire yansiyan ve algilayan sorunun, birsel degil de tursel oldugunu algilamak, bilincine ve farkina varmaktir.

Epistemolojik olarak turun ve birin alternatifsiz ve tek soyutlama yetisi olan soyut yaratan ve bunu sadece kendi turu ve biri icin, adina, eliyle, ait ortaya monolog olarak kondugunu algilamak, bilincine ve farkina varmaktir.

Birin varliginin, sadece yasam oldugunu algilamak, yasamin kontrolunu birin yonetip, yonlendirdigini algilamak, birin dogum insiyatifi olmadigini ve kendi olumunu (olmek) kendinin yasayamayacagini algilamak, bilincine ve farkina varmaktir.

Insanoglu disinda bir gercegin yansidigini, fakat bu yansiyi epistemolojik olarak tek ve alternatifsiz, insanoglu turu ve birinin kendi adina, icin, eliyle ve ait algiladigini kavram ile ozdeslestirerek yansittigini ve kisaca ortaya konan ne varsa, bunun ortaya koyucusunun sadece insanoglu turu ve biri oldugunu algilamak, bilincine ve farkina varmak.

Daha bir cok algi, bilinc ve farkindalik eklenebilir.

Bu isin birinci yonu.

Isin diger yonu ise, insanoglunun tarihsel olarak bilgiye verdigi onem/ilgi ve etkilesimdir.

Bunun bir ayagi, gnostige, karsi cikan agnostisizmdir.

Diger bir ayagi, bilgiyi metafizigin elinden kurtaran gelismedir.

Diger bir ayagi, bilgiyi; epistemolojinin konusu yapan ve bilgi felsefesinin dogmasina neden olmadir.

Diger bir ayagi, bilginin ve bilimin klasik metafizik anlayisin elinden alinmasi ve bilimin inanctan farkliliginin ortaya konmasidir.

Diger bir ayagi, klasik ispatsal ve kesinsel bilim ve bilgiye, vurulan yanlislanabilirlik darbesi ve bilim ve bilginin gelisimine acilan yoldur.

Diger ayagi, tum bilim dallarindaki paradigmalarin sorgulanmaya acilmasidir.

Diger bir ayagi, bilimin alisilagelmis metoddan kurtulmasidir.

Diger bir ayagi, bilimin ve bilimselligin, neyin ne olarak kesin ortaya konumu yerine, sadece yansiyanin, ne oldugu ile degil; onun algiya verdigi gozlemin one cikmasidir.

Aklin inancsal ve dogrusal yapilanis ve isleyisinin, soyut tabaninin algilanmasidir.

Nihilizmin, tanriya ve insanoglu disinda kalan ve de insanoglu eliyle ortaya konan her turlu degere getirdigi hiclik ve yukumsuzluktur.

Butun bunlara paralel olarak, soyut somut herseyin bir yapici icerikte oldugunun ortaya konmasi, yani yapisal (olgusal) bilginin ortaya cikmasidir.

Butun bu ve buna benzer gelismeler; inancsalligin, bilmsellik ile olan farkini gitgide ve acik olarak ortaya koymaktadir.

Yani, insanoglu birinin zihinsel ve numenal devrimini yapabilmesi icin, sorgulayabilecegi tarihsel gelisim ve sorun algisi mevcuttur.

Butun mesele, bu zihinsel kokten degisimin, evrim ile olamayacagini algilamaktir. Cunku evrim ve evrimsel gelisim, fenomenaldir.

Sende bu genel aciklamadan sonra, neden devrimin olamayacagini veya bu zihniyet degisiminin, evrim ile nasil mumkun olacagini dile getir.

Boylece farkli perspektif ortaya konmus olur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 17-01-2011, 07:04
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Birincisi burada kullanilan devrim kavrami;

Bireyseldir
Zihinsel, yani numenaldir.
Bilimsel dusunce seklidir.
Epistemolojiktir.

Yani, beynin hafizasindaki yerlesmis bilgileri kullanmak yerine ve aklin inandigi dogru temelli dile gelenleri mukayeseli kabul, ya da red etmek yerine; "gozlem temelli" dusunce uretimidir.
sevgili e.i..

insanoğlunun evrene bakışındaki geldiği bu bilinç seviyesi o birey için bir devrimdir, buna katılıyorum.. zaten ben de bu durumu "kişisel bir kurtuluştur, bilincin quantal sıçrayışıdır" diye dile getiriyorum, zaman zaman..


yani insanoğlunun öğretiler(teizm düzeyi) ya da bunun karşıtı(non/antiteizm düzeyi) zihin köleliğinde bir yaşam sürmeyip kendi özgür/bireysel/insani yaşamını yaşayabilmesidir..

yani kısaca "yaşamı ıskalamaması"..

buraya kadar bir fikir ayrılığımız yok..

bütün sıkıntı ve seninle fikir ayrılığına düştüğümüz nokta bir insanın bu seviyeye gelme aşamaları..

peki sen ve ben bu konuda niçin fikir ayrılığına düşüyoruz?

bunun cevabı yine senin yukardaki bir cümlende yatıyor..

bak ne diyorsun

"gozlem temelli" dusunce uretimidir.
evet şimdi burda "gözlem" dediğimiz kavramı masayı yatırmamız gerekiyor.. nedir gözlem ?

burda senin ve benim geldiğimiz bilinç aşaması bizi kurtarmıştır, insanoğlunun binlerce yıldır yaşadığı bu zihin savaşını, sıkıntısını sona erdirmiştir.. ama sadece sende ve bende.. peki ya diğer insanların durumu ne olacak?

ulaştığımız bu lezzetli meyveyi sadece kendimiz mi yiyelim yoksa diğer insanlar da bundan faydalansın mı?

her ikimiz de bu geldiğimiz seviyeyi diğer insanlara da taşıma/aktarma düşüncesindeyiz.. çünkü farkındayız ki; dünyadaki insanların büyük bir çoğunluğu senin benim seviyeme gelebilse dünya insanlık tarihinde yaşanmış ve hala yaşanmakta olan bu anlamsız kördöğüş/kaos sona erecek..

cenneti kendi elimizle dünyaya getireceğiz

işte bu aşamada her ikimizinde birbirine karşıt tezi/düşüncesi var..

sen gözlüyorsun, bir düşünce üretiyorsun..

ben gözlüyorum, bir düşünce üretiyorum..

ikimizde gözlem yapıyoruz ama farklı sonuçlara varıyoruz..

sen gözlem sonucu ulaştığın düşünceyi/tezi dile getiriken bir şeyin farkında değilsin.. gözlem yaptığın şey sadece "kendinsin" yani sadece evrensel insanı gözlemliyorsun ve tüm dünya insanlığı hakkında bir düşünce/tez üretmeye çalışıyorsun..

ve bunun sonucu olarak yaptığın bilinç/düşünce aktarımı kaynaklı konuşmaların/tartışmalarında karşındaki kişide "kendin gibi" bir değişim görememeyi henüz kavrayabilmiş değilsin ve bu uğurda hala çaba harcıyorsun..

ben de diyorum ki; bu iş sadece bir kişiyi/kendini gözlemekle olmaz, tüm dünya insanlığını ve şimdiye kadar tüm yaşadıklarını/deneyimlerini gözlemelisin ki insanlık için daha faydalı bir adım atabilesin.. yoksa bu tarzda bir yaklaşımla son mohikan gibi sen de kendi yaşamını ıskalayacaksın..

evet senden beklediğim farkındalık bu.. evrensel insan ulaştığı bu bilinci yıllardır hem özel yaşamında hem internet ortamında diğer insanlarla paylaşıyor, aktarmaya çalışıyor.. ama henüz ikinci bir kişide "evrensel insan zihniyeti" oluşturabilmiş değil.. burdaki sorunu algılamasını bekliyorum..

şayet burdaki sorunu algılayabilirsen çok daha faydalı adımlar atabiliriz..

bu sitede ben de yaklaşık 2 yıldır yazıyorum, yazılarımı beğenerek okuyan insanlar hem forumdan hem öm yoluyla bana ulaşıyorlar.. ama tüm bunlara rağmen bu insanların forumlardaki yazdılarına bakınca bu insanlara hiçbir faydam olmadığını gözlemliyorum..

tüm bunlardan sonra sen ben ve düşüngen bence bu sorunu bulmalıyız diye düşünüyorum.. sorunun ne olduğunu bulmadan boşa kürek sallıyoruz..

şayet bu bilincimizi bu sitede paylaşmak bu insanlara fayda sağlamayacaksa biz burda niçin yazıyoruz..? o yüzden zaman zaman motivasyonum kırılıyor ve artık sitede yazmaktan vazgeçme aşamasına geliyorum..


Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 17-01-2011, 07:26
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger paslicivi;

sen gözlem sonucu ulaştığın düşünceyi/tezi dile getiriken bir şeyin farkında değilsin.. gözlem yaptığın şey sadece "kendinsin" yani sadece evrensel insanı gözlemliyorsun ve tüm dünya insanlığı hakkında bir düşünce/tez üretmeye çalışıyorsun..

Burada bir algi yanilgisi var. Ben aksine evrensel-insan zihniyetibilgi, bilinc, birikim, farkindaligiyle, bu gozlemi yapabildigim icin; insanoglunun insansal ve evrensel zihniyet sorununu ortaya koyabiliyorum.

Benim kendimi sorgulamam ise, sadece kendimin kendi zihniyet temelindeki evrensellesmemis ve insanlasmamis yansitmalari. Bunu da yine, kendimin diger insanoglu turu birleri ile olan her turlu iliskisinden gozlemliyorum.

Yani gozlem iki turlu, bir sorunlarin gozlemi, iki kendimi, zihinsel, dusunsel ve davranis olarak insanlastirmaya yonelik gozlem.

Bu ikisinin toplami, hem evrensel-insan zihniyetinin, hem de benim bireysel yasam ve iliskilerimin insanlasma adina surekli suregelen bir surec icinde yol almasini sagliyor.


ve bunun sonucu olarak yaptığın bilinç/düşünce aktarımı kaynaklı konuşmaların/tartışmalarında karşındaki kişide "kendin gibi" bir değişim görememeyi henüz kavrayabilmiş değilsin ve bu uğurda hala çaba harcıyorsun..

Sen bunu "gorememeyi" kavramis olmamami, neye dayanarak soyluyorsun. Ben kendi gozlemimi kendi yasam ve iliskilerimde dile getiriyorum. Kisilerle olan iliskilerimden de yine gozlem yoluyla, onlarin bu iliskiden nasil bir sonuc cikardiklarini, verdikleri yanitlardan algiliyorum.

Birincisi saygi cercevesinde, onlarin her turlu tabusal farklarinin tartismasini kisisel olarak yapmiyorum. Ikincisi vicdan olarak, konu algilanmiyorsa, zarar ve rahatsizlik vermemek adina kontrollu bir sekilde, konuyu degistiriyorum.

Ayrica benim sana vermis oldugum, bilgi konusundaki kisa insanoglu tarihi gelismesi de; artik bu bilinc ve farkindaligin alt yapi olarak alinabileceginin bir gostergesiydi.

Kisaca kendi disimda, baskalarina bir insanlasma bilinci vermek gibi, bir amac tasimiyorum. Ama; zaten yasam ve iliskilerimdeki, kendi birimi dusunce ve davranis olarak ortaya koymak, benim kendimin her konuda insanlasmak amacimi en azindan bana yansitiyor. Zaten o yuzden de gozlem iki turlu, hem insanoglu turu ve birinin benim bilinc ve farkindaligima yansiyan, sorunsal gozlemi; hem de kendi bireysel yasam ve iliskimin, baskalari ile olan etkilesim/tepkilesiminin gozlemi.


Yani, senin dedigin gibi "bu bilinc ve farkindalik baskasina nasil yansitilir, onlarin bu bilinc ve farkkindaligi almasi nasil saglanir?" uzerine bir dusunce ve davranis uretmis degilim. Hatta vicdan ve saygi algimdan dolayi, bu konuda cok nazik, titiz ve temkinli davranmaya ve birebir iliskilerde bu titizlik ve temkinliligi gostermeye azami bir dikkat harciyorum.

Bunun en guzel ornegini, "Diyalektik Materyalizm bilimselmidir?" basliginda gorebilirsin.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 17-01-2011, 08:15
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

çünkü farkındayız ki; dünyadaki insanların büyük bir çoğunluğu senin benim seviyeme gelebilse dünya insanlık tarihinde yaşanmış ve hala yaşanmakta olan bu anlamsız kördöğüş/kaos sona erecek..

cenneti kendi elimizle dünyaya getireceğiz
Yani, senin dedigin gibi "bu bilinc ve farkindalik baskasina nasil yansitilir, onlarin bu bilinc ve farkkindaligi almasi nasil saglanir?" uzerine bir dusunce ve davranis uretmis degilim.
dediğim gibi senin benim gibi insanların çoğalması dünyayı cennete çevirir..

ben diyorum ki, bu konuda birşeyler yapalım..

ama nasıl?

senden istediğim bu..

"-benim böyle bir düşünce ve davranış üretmemi bekleme" dersen zaten bu topicde konuşmanın, yazmanın bir anlamı kalmıyor benim için..

çünkü ben bu siteye girip bir şeyler yazarken amacım; insanlara bir şeyler verebilmek, ulaştığım güzelliği insanlarla paylaşmaya çalışabilmek..

yoksa "kişisel hoşça vakit geçirebilmek" gibi bir amacım yok..


Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 17-01-2011, 08:35
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger paslicivi;

ben diyorum ki, bu konuda birşeyler yapalım..-paslicivi-

Benim su anda yaptigim, bunu kitlesel platformlarda ve konusuna, kisisine v.s. gore de birebir iliskilerimde dile getirmek.

Bunun disinda, kisilere bir seyi dayatmadan, empoze etmeden, zorlamadan v.s. bir seyler yapilabilecegi dusuncesinde isen, hem basligi acan olarak, hem de bu konuda "kafa yormus" bir kisi olarak, sen dusuncelerini dile getir, degerlendirelim.

Sonucta ne sorunun algilanmasi, ne bilinc, ne farkindalik v.s. kisi istemeden ve disaridan siringaile verilmez.

Kisilere, "biz boyle bir dunya kurmak icin yola ciktik, bunun icin mucadele veriyoruz, hadin orgutlenelim, eylem yapalim" v.s. icerikli bir mesaj da veremeyiz, duyuru da yapamayiz.

Cunku konu; gonulluluk/zorunluluk konusu degil; algilama, bilgi, bilinc, farkindalik ve gozlem konusu. Ayrica, boyle bir insansal zihniyete gereksinim, ihtiyac algisi ve bu ihtiyac ve gereksinimi yerine getirmek icin de konuya dusunsel/davranissal yanasim konusu.

Oyuzden once senin onerilerini bekliyorum.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 18-01-2011, 06:29
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

Kisilere, "biz boyle bir dunya kurmak icin yola ciktik, bunun icin mucadele veriyoruz, hadin orgutlenelim, eylem yapalim" v.s. icerikli bir mesaj da veremeyiz, duyuru da yapamayiz.
sevgili e.i.. tabiiki böyle bir şey yapamayız, biz zaten bunun mücadelesini veriyoruz.. şimdiye kadar dünya insanlığında yapılan buydu, ister idealist olsun ister materyalist tüm üst bilinçler bunu yaptı zaten..

önde bir tane çoban arkasından giden milyarlarca koyun..

biz bu çoban koyun ilişkisini bozmalıyız ki "insanca yaşama" adım attıran "birey bilinci" gelebilsin.. yani çobanlık koyunluk gitsin herkes çakal olsun

bugün dünya insanlığını gözlediğimizde hem idealist felsefede hem de materyalist felsefede "birey bilinci" olmadığını çok net görüyoruz..

tüm dünya insanlığının hepsi "kendinde" değil, "kendinden öte" bir kişinin ve/veya öğretinin/akımın peşinden giden devasa bir dünya insanlığı..

idealisti de aynı materyalisti de..

ama dediğim gibi bu insanları suçlayıp eleştiremeyiz, çünkü henüz "kendinden öte/çeper"le uğraşıyorlar, kendilerinin/merkezin farkındalığına varabilmiş değiller..


Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 18-01-2011, 06:53
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

Sonucta ne sorunun algilanmasi, ne bilinc, ne farkindalik v.s. kisi istemeden ve disaridan siringaile verilmez.

Cunku konu; gonulluluk/zorunluluk konusu degil; algilama, bilgi, bilinc, farkindalik ve gozlem konusu. Ayrica, boyle bir insansal zihniyete gereksinim, ihtiyac algisi ve bu ihtiyac ve gereksinimi yerine getirmek icin de konuya dusunsel/davranissal yanasim konusu.
benim bahsettiğim "bilincin evrimsel gelişimi" de bu zaten sevgili e.i.. kimseye dışardan zorla bir şey verilemez, yapılamaz.. yapmaya çalışanlar da bu bilincin evrimsel sürecini değiştere-me-mişlerdir ve günümüz dünya insanlığı karşımızdadır..

kendi zaman ve coğrafyasının üstbilinçleri sadece bu kesim insanlığı etkilemiş ve bilincine taşıyamamışlardır, sadece arkada takipçi bir ümmet ordusu oluşturmuşlardır..

isa bir tanedir, budha, muhammed, tao, konfüçyüs, aristo, sokrates, krishna, nitchze, mahavira, marks, lenin hepsi bir tanedir, hiç kimse onların bilinç düzeyine çıkamamış sadece onların takipçisi olmuşlardır.. bu yukarda isimlerini saydığım kişiler "kendi çapında" bir birey bilincine ulaşıp insanlığa çobanlık görevi yapmışlardır..

işte insanoğlunda bir "zihin" yaratarak dünya insanlığına çoban olmuş ve bu farklı "zihinli" sürülerin biribirleriyle olan kavgası dünya insanlığını bu hale getirmiştir..

bu insanların yarattığı "zihnin" yanında veya karşısında yaşayan ve biribiriyleriyle bu farklı zihinler yüzünden kavga eden ve kendini göremeyen tüm dünya insanlığı..


Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 18-01-2011, 07:43
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

Oyuzden once senin onerilerini bekliyorum.
sen de ben de ortada bir "problem" olduğunun farkındayız.. probleme yönelik çözüm önerileri getirebilmek için önce tanıyı doğru koymalıyız..

senin "doğal düşünce" dediğin, benim de "teizm ve nonteizm bilinçaçıklığı" dediğim kavramın niçin ve nasıl bir problem olduğunu gözlemleyip analiz edip, konuşmamız gerekiyor..

eğer problemin ne olduğu konusunda doğru bir tanı koyamazsak yapacağımız her türlü tutum ve davranış çok yanlış sonuçlara neden olabilecektir..

yarım hoca imandan yarım doktor candan eder misali

ne aradığını bilmeyen ne bulduğunu anlayamaz..

nereye gideceğini bilmeyen gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez..

neyse atasözlerini geçip yavaş yavaş konuya girelim..

insanoğlunu diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliği "bilinç sahibi" olmasıdır diyoruz.. bilinç gibi bir donanımla bezenmiş insanoğlu diğer varlıklardan üstün olabilmeyi başarmış ve dünya adlı gezegende yaşam canlılığa ve tüm düzene yön veren bir hakimiyet kurmuştur..

evet insanoğlu dünya adlı gezegende hakim canlı/varlık türüdür..

ve bilinç sahibi olmakla birlikte kendi türü arasında iletişim kurabilmek için "konuşma" dediğimiz bir şey icat etmiştir.. ağzından bir takım sesler çıkararak ve bu seslerin ifade ettiği olay, kavram, kişi vs gibi özdeşleştirerek anlaşmaya ve bilinç transferine gitme yoluna gitmiştir.. insanoğlunun şimdilik birbiriyle iletişim kurabilmek için bulabildiği en eski ve yegane yöntem budur..

"konuşarak anlaşma"


insanoğlu bu konuşarak anlaşma yöntemiyle evrene baktığında "bilgi" düzeyindeki verilerde/datalarda anlaşabilirken "öğreti/inanç" konularında çok ciddi ayrımcılığa ve düşmanlığa düşmüştür..

çünkü insanoğlu bilmekle inanmak arasındaki farkın farkındalığını kaybetmiştir.. bunu kaybettiği için de bilinç stan by/uyku moduna geçip herkes kendi gördüğü rüyayı gerçek zannetiği için biribiriyle dalaşmalar başlamıştır..

peki diğer farklı rüyalar niçin diğer insanları rahatsız edip biribirlerine düşman etmektedir..? niçin insanoğlu diğer insanların gördüğü rüyaları "banane senin rüyandan" deyip kayıtsız kalamamaktadır..?

bir ateist "tanrının yokluğundan" emin olduğu halde niçin tanrıyı yanlışlamaya uğraşır?

bir teist "tanrının varlığından" emin olduğu halde niçin yoklamaya çalışanlarla(ateist) böyle bir mücadeleye girer?

evet insanoğlu niçin bu kadar bilinçsiz ve farkındalıksız davranır?

bu durumdan dolayı bu insanları suçlamala mıyız? bu durum onların bir kusuru hatası mıdır?

bu öğretie/zihnin kölesi(teizm düzeyi) olarak yaşayanlarla, bu zihnin/öğretinin karşıtında(antiteizm) yaşayanlar bu bilinç durumlarına kendi özbenlikleri/iradeleriyle mi gelmişlerdir de diğer insanları bu yüzden suçlayıp eleştirip dışlarlar..


düne kadar islamın borazanlığını yapan biri ateist olduktan sonra ilk iş olarak islamı ve bu dine inanan müslümanları yanlışlamaya, hakaret etmeye başlar?

düne kadar kendi inancı yanlışlanmaya hakaret edilmeye çalışılırken yaşadığı travmayı niçin başka insanlara da yaşatmaya çalışmaktadır?

evet sevgili e.i.. kendini göremeyen algılamayan bu kadar aşşağılık düzeyde davranan insanoğlu sence bunları yaparken olayın farkında mı yoksa hala çok derin bir uykuda mı?

dediğim gibi tüm bunları çok iyi gözlemleyip önyargısız/inançsız bir şekilde yaklaşırsak problemin "ne olduğu"nu ortaya koyup çözebiliriz.. bu her ikimiz için de geçerli..

bu konuda elimizde ciddi bilgi düzeyinde datalar yok.. çünkü insanoğlu henüz bu durumun bir problem olduğunun farkında değilki bu konuda bilimsel bir çalışma yapmış olsun..

yani bu iş senin, benim gibi düşüngen gibi bu bilince ulaşabilmiş çok sayıda sınırlı insanın ortak gözlem ve fikir alışverişiyle ve en önemlisi "benliksiz" bir şekilde olaya yaklaşmasıyla mümkün..


bugünlük bu kadar diyeyim.. zaman içerisinde gelen görüşlere göre yeni açılımlar yapmayı düşünüyorum..


Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 18-01-2011, 10:48
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Bilinci siz nasıl değerlendiriyorsunuz?. Yalnız bilinç sadece insanoğluna mahsus bir şey demeniz dahi bilincin karakterine tersdir.

İnsan açısından bilinçde bezenmiş bir şey değildir, o süreçle gelişmiş, bir çok ilişkisel(doğa) süreçlerle ilerlemiştir.

Bilincin delili insanların konuşmaları, iletişimi değildir, insan düşünerek ve iradesiyle üretim yaparak, işleyip, değiştirerek öne çıkmıştır. Bilincin gelişimide bu süreçlere bağlı olmuştur. Kısaca hayatda kalma mücadelesi.

Eğer dediğiniz gibi olsa idi insanda günümüzden 50.000 yıl önce, bu günki gibi bir bilince sahip olurdu. Bu birincisi
İkincisi bilinç sosyal bir ilerlemedir, bilinci bireysel düzeye ama insanın arzuları temelinde yaşama isteğine dönüştürme salt bilinç olarak işlenemez.

Farkındalığı sadece kendisinin ve kendi isteğinin farkındalığına indirgemek, farkındalığında anlamına terstir. Çevre farkındalığı sağlayamayanın kendi farkındalığıda, sadece kurgudan ibarettir.

İnsanların sorunu sadece bilinç sorunu değildir, her canlı gibi insan da hayatını sürdürmek ve devamını sağlamak temelinde doğaya, işleyen maddi süreçlere tabidir. İnsan doğaya hakim değildir, o belirli ölçülerde doğayı anlama ve kendi hayatı için yararlı üretimler ve değişimler yapma yetisine sahiptir. Diğer tarafdan da insanda doğadan ayrı, farklı bir bilinç değil, doğanın bir parçasıdır.

Gelinen aşama da insan üretmeden, doğada var olabilme mücadelesi vermeden hayatda kalamaz. Bu güne kadar "dışarıda gökyüzü açıksa ve bu beni mutlu ediyorsa, benden gayrısı benim içim önemli değildir" temelinde durdunuz. Bu noktada Evrensel İnsanı ayırıyorum, o çevre duyarlılığını yok etmenin bilinçlenmek olduğunu düşünmüyor.

Duyarlılığı kaldırmak, bilinci işlevsiz kılmaktan başka bir şey değildir. Eğer siz bilinci, düşüncelerimiz içerisinde kurguladığımız düşünsel şeyler olarak algılıyor iseniz bu bilinç değildir, bilinç, duyarlılığa bağlı, bu duyarlılıkla kopmaz bir bağı olan, bu duyarlılıkdan beslenen ve ortaya çıkan bir şeydir. Örneğin kendisini dışa kapatmış bir insan, kendi doğası ile savaşmaya çalışan bir insan olmakla birlikde, çevresinde gördüğü A-B gibi karşıtlıkları örnek verirken, kendisi ile savaşan bir açmazdan öteye gidemez. Bu bilincinde kapanmasından başka bir şey değildir. Çünkü bilinç duyarlılıkdan ayrıştırılamaz, algıdan ve tüm bu algıların kaynağıyla iletişim halinde olmadan, olamadan bilinç anlamsızdır, yapısızdır.

İnsanlara arzuları konusunda salt bireyciliği önermek ve bunada bilinç demek, insanlığın daha iyi yaşamasını sağlayacak değil, bu günden dahi daha geri bir bilinç düzeyinde yaşamasını sağlamak demektir. Birincisi bilinci kapalıdır, ikincisi çevreye duyarsızdır, üçüncüsü bencildir, dördüncüsü bu statüsünü korumak için fiili olarak haksızlık etmek için çalışacak veya savaşacaktır. Sırf kendisi için isteyen ve kendisindne başkasını önemli görmeyen insanların olduğu bir dünya. Böyle bir topluluk mümkün mü?

Şimdi bir noktadan gideceksek, nesnel dayanaklar oluşturmamız gerekir.
1. Önerdiğiniz yaşam modeli nasıl bir modeldir?
2. Üretim nasıl yapılacak ve nasıl paylaşılacaktır. Gıdalar nasıl alınacak ve sağlanacaktır?
3. Eğitim ve öğrenim sosyal bir şeymidir? Nasıl verilir?
4. Çobanları ne yapıyorsunuz? Mesala yarın için bana öneriniz nedir? Mesala ben yarın sizin gibi düşünsem pratik hayatım açısından değişen nedir? Neyi değiştirdiniz?
5. Yaşam mücadelesine bakışınız nasıldır?
6. İnsanın sosyal yaşamı bir tercih sebebi değildir, insanın sosyal yaşamı tabiatıdır. Toplumsal örgütlemeniz nasıl ve neye dayalı olacaktır.
7. Yasaları varmıdır varsa kim uygulayacak veya denetleyecektir.
8. Gündelik hayatımızda şu an Bukalemun mu olmamız isteniyor.
9. İnsanlar birbirine tabi hale gelecek midir? Örneğin toplumsal ayrımlar söz konusu olacak mıdır? Olmayacaksa efendi-köle gibi ekonomik üretim ilişkileri olacak mıdır?
10. İnsanlar arasında aynı tür oldukları halde bilincen değil ama uçurumlar düzeyinde ekonomik farklar olacak mıdır?
11. Ayrımcılıklar olacak mıdır?

Olmayacak veya olacaklar açısından nasıl sağlayacağınız ve nasıl bir model öneriyorsunuz? Mesala siz ne iş yapacak ve ne üreteceksiniz? yoksa herkes sizin yaptığınızı mı yapacak, peki ilacı kim üretecek, ekmeği kim üretecek yoksa sizin kurtuluşunuzda kim yok sadece ben'mi vardır?
Düşünceleriniz ters sonuçlar doğuruyorsa hali hazır toplumsal yapı içerisinde karşıt ilan edilirseniz ne önerirsiniz, nede olsa tüm insanlığı bu düzeye getireceğiniz önermesinden yola çıkarak hemen her şeyimden vazgeçerim diyebilir misiniz?.

Dünyanın büyük bir kitlesi bu gün Ortaçağdan kalma dünya görüşlerine mahkum yaşıyor, onların bu geri bakışı sayesinde, insanlığın büyük çoğunluğu ister direk ister dolaylı yoldan kul vazifesine amade haldedir ve bu durum savaşlarında asıl nedeni olan çobanları yaratıyor. Bunu nasıl kaldırmayı, o insanlığı nasıl bilinçlendirmeyi düşünüyorsunuz? Bu insanlığın büyük çoğunluğunu sürüleştiren düşünce ve bu düşünceyi bilince etmiş olmalarından dolayı nasıl bir çaba sarfedeceksiniz? Onlara kendi gerçeğinizi, onların kendi gerçeği sandığı ortaçağ düşünce ve inanç sisteminden hem geçmişe ait hemde modern tabularından arındırmadan nasıl vereceksiniz? Bunlar kendiliğinden kavranacak bir bilinç düzeyi değildir, haliyle insanlığın geçmişi binlerce yılı kapsamaktadır ve kendiliğinden, duyarlılığı kapatarak hiç bir ilerleme sağlanamamıştır.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (18-01-2011 Saat 12:31 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hayatınızdaki Önemli Farkındalık Anları Neler? Cem Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 2 26-06-2018 16:50
Farkındalık paslıçivi Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 162 18-03-2015 18:08
farkındalık-bir parça insanlaşma.. paslıçivi İslam 152 24-08-2010 08:20
Dünya Şiir Günü Dolayısıyla Konu-dışı 1 31-03-2008 22:59
farkındalık ve merkezlenmek (osho) s_h Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 5 01-01-1970 23:39

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:22 .