bilimin size deklere ettiğini iddia ettiğiniz şeyi net olarak ortaya koymalısınız.
ancak o zaman neye bilgi dediğinizi anlayabiliriz.
|
sevgili nihilist..
bilmek ve inanmak arasındaki farkın farkındalığı o kadar önemlidir ki, bu bilince ulaştığınızda tüm bu kaostan, kısırdöngüden, tanrı, varoluş vs tartışmaların üstüne çıkıp
insan temelli bir bilince sıçrama yaparsınız..
bilmek ve inanmak arasındaki farkın farkındalığı
aydınlanmanın ta kendisidir çünkü..
bilgi: bilimin deklare ettiği, sınanabilinir, tekrarlanabilinir ve
tüm dünya insanlığının tartışmasız hemfikir olduğu verileri bilgi ve bunun dışında kalan herşeyi inanç olduğunu algıladığınızda siz artık aydınlanmış bir insansınız demektir..
yukarda verdiğim bilgi tanımda en canalıcı vurgu;
tüm dünya insanlığının tartışmasız hemfikir olması özelliğidir..
çünkü aslolan insandır, her türlü veri/data insan içindir.. bir veri insanlığı tek çatı altında toplayıp, birliğini sağlıyorsa, insanlığa hizmet ediyorsa, insanlığı bölmüyorsa, işte o veri/data bilgidir..
bunun dışında kalan herşey bilgi olmaya aday olasılıklardır sadece.. bilgi olmaya aday olmayan tek veri teizm düzeyi dinlerin sunduklarıdır.. ama ben bunu isterseniz sizinle tartışıp konuşurum.. yani dünyadaki tüm dinlerin nasıl bir saçmalık, derin uykuda bir rüya hali olduğunu gösteririm.. ama bunu gidip de bu teizm düzeyinde yaşayan bir insanla tartışıp konuşmam.. yani bir müslümanla bir budistle bir hinduyla bir hristiyanla bir museviyle bu tartışmaya girmem..
çünkü farkındayımdır ki; o insanın bilinaçıklığı ancak bu din denen olguyu alabilecek ve bununla tatmin olabilecek bir kapasitededir, daha üstüne müsait değildir.. bu insanın dinini yanlışlamaya çalışmak sadece o insanı üzer, kırar ve o kişi kesinlikle nonteizm(dinsiz) düzeyine çıkıp huzurlu bir yaşam yaşamaya uygun değildir henüz..
teizm düzeyinde bir insanla onun dini inancını tartışmak, yanlışlamaya çalışmak, uykuda güzel bir rüya gören insanı durduk yere dürtüp o uykusundan uyandırmaya yani o kişiyi huzursuz etmeye yarar, başka bir şeye değil.. ve bu durum aydınlanmış bir insanın yapacağı bir şey değildir, çünkü bu tutum insanlıkdışı bir tutum ve davranıştır.. aslolan insan denen canlıyı üzmektir, gönlünü kırmaktır..
nonteizm bilinaçıklığına çıkmış insanlar ise bu din denen derin uykudan uyanmış ama hala bu uykunun mahmurluğundaki insanlardır.. çünkü ateist, deist, panteist, agnostik dediğimiz bu insanlara baktığımızda bu dinden özgürleştiği halde hala bu dine inanan insanlarla büyük bir çatışma içindedirler..
çünkü hala
zihinde yaşamaktadırlar.. zihinde yaşamak uyku mahmurluğudur..
teizm düzeyindeki insanların zihnini sadece inandıkları din doldurur..
nonteizm düzeyindeki insanların zihni ikiye bölünmüştür.. bir yarısı teizm diğer yarısı nonteizmdir.. işte ikiye bölünmüş bu zihin huzursuzdur, içerde bir kaos savaş vardır ve bir tanesi mutlaka baskın hale gelmek zorundadır.. ve nonteizme geçmiş kişinin bilinaçıklığı daha yüksek olduğu için teizm olan kısım tüm zihni doldurup tatmin edemeyeceği için nonteizm kısım teizm üstünde egemenlik kurmak zorunda ve onu defetmek zorundadır.. işte bu durum kişinin yaşamına teizm düzeyindeki insanlarla tartışmak, onların inandığı dini yanlışlamaya çalışmakla geçer.. ve tartışma/yanlışma işinde ne kadar başarılı olursa o kadar tatmin ve mutlu olur.. ve ikiye bölünmüş zihinde teizm kısmı zayıflamaya ve küçülmeye başlar.. artık nonteizm kısım hakimiyeti kurmuştur ve bir denge sağlamaya başalamıştır.. ama kişi zihinden arınmadığı sürece o teizm düzeyi din kişinin zihninin bir köşesinde duracak ve kişiyi sürekli irrite edecektir.. bu irritasyonun verdiği rahatsızlıkta işte böyle sitelerde bu insanlarla tartışmak ve dinlerini yanlışlamakla giderilmeye çalışılır.. o yüzden bu tarz sitelerde teizm ve nonteizm düzeyi bilinçaçıklığı insanlar arsındaki tartışmalarda soğukkkanlılık ve hoşgörü korunamaz ve mutlaka biribirlerine saldırılar hakaretler yaşanır.. ve işte tüm yapan da ayarlayan da ego dediğimiz modüldür..
ve nonteistlerin ikiye bölünmüş bu zihinlerinde teizm düzeyindeki din hangisiyle onunla çatışmak, savaşmak ve yanlışalmaya çalışmak zorundadır..
hindistandaki bir nonteistin zihni hinduizm ve nonteizm olarak ikiye bölünmüştür.. o yüzden ordaki bir nonteist hinduizmin altından girer üstünden çıkar..hindularla tartışır ve hinduizmi yanlışalamak için elinden geleni yapar, çünkü onun zihninde varolan ve onu irrite eden şey hinduizmdir.. hinduizm dışındaki diğer dinler umrunda bile değildir, çünkü daha çocukluğundan itibaren "
kendi dini dışındaki diğer tüm dinler zaten batıldır/bozulmuştur" olarak yüklenmiştir.. bu durum dünyadaki tüm teizm ve nonteizm düzeyi insanlar için bir şablon gibi geçerlidir..
avrupaya amerikaya gidelim.. ordaki nonteistlerin işi gücü isa ve incildir.. çünkü zihinlerindeki nonteist dışında kalan teizm kısmı hristiyanlıktır.. ordaki nonteistler hristiyanlık ve musevilik dışında hiç bir dinle uğraşmazlar ve yanlışlamaya çalışmazlar.. çünkü onlara yüklenen zihinde museviliğn devamı olan hristiyanlık hakdindir.. islamı yanlışlamakla falan uğraşmazlar çünkü islam onlara göre zaten semavi bir din değildir, arap uydurması sahte bir peygamberin uydurduğu batıl bir dindir..
israile gidelim.. ordaki nontesitler de musevilikle uğraşmaktadır.. çünkü zihinlerinin bir kısmı musevi diğer kısmı nonteistdir.. israilin nonteistleri hristiyanlıkla islamla hinduizmle vs uğraşmazlar, yanlışlamaya çalışmazlar.. çünkü israilde yetişen bir insana musevilik dışındaki tüm dinler batıl olarak yüklenmiştir.. isa yalancı bir mesihtir, muhammed yalancı bir peygamberdir, bunlar daha çocukluğundan itibarn çocuğun zihnine böyle yüklenir.. o yüzden israilde nonteizm bilinçaçılığına ulaşmış biri musevilik dışındaki dinlerle kesinlikle uğraşmaz,onları yanlışlamaya çalışmaz.. onlar zihninde zaten yanlıştır batıldır..
gelelim islam ülkelerine ve türkiyemize.. burdaki nonteistlerin zihnindeki başlıca teizm dini islamdır.. islam ülkesinin nonteistinin zihninde iki kısım vardır.. islam ve nonteizm kısım.. o yüzden buranın nontesitleri de islamı yanlışlamakla uğraşmak zorundadırlar.. buranın bir nonteisti hinduizmi budizmi hristiyanlığı museviliği yanlışlamaktan tatmin olmaz.. çünkü zihninde bu dinler zaten ya batıldır ya bozulmuştur.. ve o yüzden zihinde bir yer işgal edip irritasyon/huzursuzluk yaratmaz..
farkındalık/aydınlanma dediğim bilinaçıklık düzeyi ise işte bu zihin denen illetten kurtulup tüm bu yazdığım tablonun farkındalığına varabilmektir.. artık ne teizmle tatmin olan, ne de teizm/nonteizm diye ikiye ayrılmış bir zihin yoktur aydınlanmış insanda..
aydınlanmış insan zihinsizdir, küçük bir çocuk gibidir, doğduğundaki kadar saf bir bilince sahiptir ve kendine yansıyan evren varlığı tüm atalarının ona yükleyeceği zihinden arınmış olarak inceler sorgular.. ataları şimdiye kadar sadece tanrı soyutunu yaratabildikleri için ve bu aydınlanmış beyin bu zihinden arındığı için artık onun için tanrının hiç bir anlamı yoktur.. varlığı/evreni incelemede, okumada, sorgulamada tanrıdan bağımsız bir özgür pencereden bakar.. ve sonsuz sayıda olasılık olabileceğini görür.. yani gerçek=1/sonsuzdur.. ve bu sonsuz sayıda olasılıktan hiçbirini sahiplenip sabitlemez.. yani ne derin bir uykudadır ne de uyku mahmurluğundadır..
bilincine yansıyan bu evreni/varlığı zaman/mekan/nitelik/nicelik olarak teke indirgeyemeyeceğini..
yani 1/sonsuzu=bilinemezi 1/1=1 e indirgenemeyeceğini farkeden kişidir..
ve tüm dünya insanlığının bu 1/sonsuzu zihinlerinde 1/1' e indirgeyip, zihinlerinde yarattıkları bu sahte 1 yüzünden birbirlerini yediklerini, insanlıkdışı bir yaşam sürdüklerinin farkındalığına varan kişidir, aydınlanmış insan..
aydınlanmış bir insan kendisine yansıyan varoluşun bir gizem/sır olduğunun farkındalığına varıp buna teslim olan kişidir..