Arap putunun elçisi boş bulunduğu bir anda
Muhtemelen
SAHABELERDEN( muhammedi gözünde büyuttüğü için) veya KAFİRLERDEN ( muhammedi sınamak için) biri
Ey allahın elçisi bu güneş neden yazın başında ( 21 martta) bilmem ne dağının SOLUNDAN, kışın başında( 23 eylül) bilmem ne dağının SAĞINDAN dogup.
Yazın başında ( 21 martta) bilmem ne dağının SAĞINDAN batıp. Kışın başında( 23 eylülde) bilmem ne dağının SOLUNDAN batıyor.
Diye bir soru sormuşdur. Muhammedde uyanık adam bozuntuya vermeden allahdan sorucam bana ayet yollayinca size haber vericem demişdir.
Ve bilmem ne kadar zaman sonra
"O hem iki doğunun, hem iki batının Rabbidir. O halde Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edebilirsiniz?" (Rahman, 55/17-18) ayeti üfürülmüşdür ekinoksları nereden bilicek ki bedevi. O an için durumu böyle kotarmış olabilir.
Bu ayetten mucize çıkaran lara şimdiden hast. Diyorum.
Herşeyi Tanrıya göre yorarsan, zaten ne iki var, ne de hiç var, ne çok, ne de az var, sadece 1 var.
İkilik kalktığında Bir olur. Bir ise Hiç'liğin ancak geçici bir tezahürü/görüntüsü. Tanrı = Bir.
Kuran'da doğu ve batı... gece/gündüz, güneş/ay gibi ikiliği anlatan benzetmelerden biri.
İkiliğin açıklaması:
“İki deniz1 birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır3; şu tuzludur, acıdır2. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız4. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz5 için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün6.” Fatir 12
1- Dualite =, 2- negativite +, 3- pozitivite.
4- Negativite de pozitivite de gerekli, 5- çünkü ilim…
6- Negativiteden pozitiviteye yolculuk = tekamül ile edinilir.
İkiliği yok etmekse bu değil, burada bahsettim, istersen sende oraya gel
“İki deniz1 birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır3; şu tuzludur, acıdır2. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız4. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz5 için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün6.” Fatir 12
Bunu arap putu gelmeden öncede insanlık biliyordu.mucizeye çevirmeye gerek yok.
Gemiden bahseden uçakları ve uzay mekiklerini bilememiş diyormuyuz bizzzz.
Bu mesele acayipmiş alsında, Nete şöyle bir baktım da bir sürü şeyler denmiş, gün dönümlerinden, mevsimlere, yaz kış farklarına acayip şeyler söylenmiş.
iyide bunların hepsi 1 doğu eder, o da bellidir zaten, Zahirin doğusu ; yani bu dünyanın doğusu.
Hoş gerçi uzaydan bakınca doğu batıda neresidir bilinmez, güneş mıh gibi yerindedir ama dünyanın içinden bakınca doğu 1 tane, 1 yön, bir sürü doğu olsaydı insanlar habire kaybolmaz mıydı
Enteresan gerçekten ama tabi bu da başka bir gerçeği ortaya çıkartıyor ki Din denilen şeyi inananlar, aklımız ile anlarız deyip, buna göre tahsil ettikleri için, zahire takılıp kalmışlar.
İnandıkları kitaba tam inanamamışlar.
Hele birde doğuların ve batıların yemin eden (mearic40) Rab var ki, breh breh ne anlarsan asla, süper.
Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Bulunduğu yer: Antik bir Yunan tapınağının merdivenlerindeyim.
Mesajlar: 779
Eğer ölüm bir yeniden diriliş ise ?
Felâsife´isimli üyeden Alıntı
Bu mesele acayipmiş alsında, Nete şöyle bir baktım da bir sürü şeyler denmiş, gün dönümlerinden, mevsimlere, yaz kış farklarına acayip şeyler söylenmiş.
...
Enteresan gerçekten ama tabi bu da başka bir gerçeği ortaya çıkartıyor ki Din denilen şeyi inananlar, aklımız ile anlarız deyip, buna göre tahsil ettikleri için, zahire takılıp kalmışlar.
İnandıkları kitaba tam inanamamışlar.
...
Sevgili Felasife, aynen öyle. Bunun üzerine hayli çalıştım. Yukarıdaki videodaki palyaço ne Zuhruf 38, ne de Rahman 17'in içeriğinden haberdar. Internette bulabileceğiniz ekseri tefsir zahiri, yani coğrafi açıklamalar.
Bir şeyi daha unutuyorlar. Her iki doğu-batı sisteminin (dile getirilmeyen) bir de kuzey-güney sistematiği var. Ben toplam 4 + 4 = yaşam ve ölüm yönü çıktığını görüyorum.
Siz genel isimlendirmede haklısınız. Batıni ve zahiri. Peki bu zahiri ne olabilir sorusuna verilebilecek cevabı doğu ve batının sözlük karşılıklarından çıkarıyorum. Yani zımni bir şekilde yüz (ya da ön cephe) = doğu ifadesi çıkıyor. Yönleri tanımlamak için yüzü doğuya (güneşe, her gün yeniden doğuşa) dönmek gerek.
Batıni tarafını ise şuradaki tartışmalardan çıkardım :
Bu mesele acayipmiş alsında, Nete şöyle bir baktım da bir sürü şeyler denmiş, gün dönümlerinden, mevsimlere, yaz kış farklarına acayip şeyler söylenmiş.
Enteresan gerçekten ama tabi bu da başka bir gerçeği ortaya çıkartıyor ki Din denilen şeyi inananlar, aklımız ile anlarız deyip, buna göre tahsil ettikleri için, zahire takılıp kalmışlar. İnandıkları kitaba tam inanamamışlar.
Farklı tekamül kademeleri için,
Her bir terim o tekamül kademesindeki anlamını alır.
Hepsi doğru ve hepsi geçici; benimkiler dahil.
iyide bunların hepsi 1 doğu eder, o da bellidir zaten, Zahirin doğusu ; yani bu dünyanın doğusu.
Hoş gerçi uzaydan bakınca doğu batıda neresidir bilinmez, güneş mıh gibi yerindedir ama dünyanın içinden bakınca doğu 1 tane, 1 yön, bir sürü doğu olsaydı insanlar habire kaybolmaz mıydı
Benzetme yolu ile izah ediyor. Tasavvur edilmesi zor olan kavramları, hayatta tanıdık olan kavramlara paralellik kurarak anlatma:
"Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu Allah korkusundan huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler." Hasr 21
"Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler." Isra 89
Sevgili Felasife, aynen öyle. Bunun üzerine hayli çalıştım. Yukarıdaki videodaki palyaço ne Zuhruf 38, ne de Rahman 17'in içeriğinden haberdar. Internette bulabileceğiniz ekseri tefsir zahiri, yani coğrafi açıklamalar.
Aynen.
Normal İnsan aklıyla bu meselenin çözülmeyeceğini, Arabi bin yıl önce dediğinde bu söylemler şiddetle ret edildi, Ulema denen kesim akli deliller ile kuranı anlamaya çalışmanın YEGÂNE yol olduğunu, zaten bunun böyle geldiğini ve böyle gideceğini fetva verdiğinde, bunu SERT bir şekilde de uyguladı ve Arabinin savunduğu Keşfi akıl denen hadise, yani akıl ötesi yöntemi yer altına çekilmek zorunda kaldı.
O yüzden bu gibi ZAHİRİ yorumlara ne diyeyim onuda çok bilmiyorum, sonuçta adamlar anladıklarını yazmışlar, gördüklerine (görünene göre) hüküm vermişler.
Bu günde elan böyledir, Diyanet zahire göre veya akli delillere göre hüküm verdiğini söyler mesela, sanırım bundan daha öncede bahsettim, ara ara bahsediyorum.
Özetle kuranda ki Tanrı insanlaştığı için, insan gibi düşündüğü için, (bu yapılan işlemin adı budur) - iki doğu deyince, bunu dünyada aramaları normaldir.
Tabi bu bana göre komiktir ama olanda budur.
Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
Bir şeyi daha unutuyorlar. Her iki doğu-batı sisteminin (dile getirilmeyen) bir de kuzey-güney sistematiği var. Ben toplam 4 + 4 = yaşam ve ölüm yönü çıktığını görüyorum.
Aynen öyle.
Birde üst alt gibi taraflar var ki aslında yönler bayağı bir mesele.
Örn. Araf17 Şeytanın onlara önlerinden arkalarından, sağlarından sollarından yaklaşacağım derken, ÜST ve ALT tan bahsetmez, oysa bunlarda bir nevi yöndür.
Hasılı bu yönler meselesinde pusulaların şaşması normaldir
Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
Siz genel isimlendirmede haklısınız. Batıni ve zahiri. Peki bu zahiri ne olabilir sorusuna verilebilecek cevabı doğu ve batının sözlük karşılıklarından çıkarıyorum. Yani zımni bir şekilde yüz (ya da ön cephe) = doğu ifadesi çıkıyor. Yönleri tanımlamak için yüzü doğuya (güneşe, her gün yeniden doğuşa) dönmek gerek.
Görünen ve görünmeyen diyede ayırabiliriz zahir batın meselesini, veya madde ve mâna gibide ayırabiliriz. İlla sözlük anlamı doğru olmayabilir, bilemiyorum.
Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
Sonraki (milyon dolarlık) soru şu : Neden ölümün de doğusu olsun ?
Dediğim gibi o konu ilgimi çekmedi, teknik bir konu neticede, insanlar nasıl gömülürse gömülsün, bana bir şey ifade etmedi açıkcası.
Hocanın fıkrasında ki gibi, Millet, efendim tabutun neresinde gidelim deyince.
İçinde gitmeyinde neresinde gidersiniz gidin demesi gibi, düşünürüm ben
Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Bulunduğu yer: Antik bir Yunan tapınağının merdivenlerindeyim.
Mesajlar: 779
Cografi bati nedir ?
Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
...
Siz genel isimlendirmede haklısınız. Batıni ve zahiri. Peki bu zahiri ne olabilir sorusuna verilebilecek cevabı doğu ve batının sözlük karşılıklarından çıkarıyorum. Yani zımni bir şekilde yüz (ya da ön cephe) = doğu ifadesi çıkıyor. Yönleri tanımlamak için yüzü doğuya (güneşe, her gün yeniden doğuşa) dönmek gerek...
Defn esnasında, ana yön yine yüz = doğu. Ama bu seferki pasif, bedenin rastgele çevrildiği (ölüm) yönü, yani batıni.
...
Sonraki (milyon dolarlık) soru şu : Neden ölümün de doğusu olsun ?
Pek muhtemel ki, o da dirilmeyi, yeniden doğuşu simgeliyor olmalı.
Olumun neden bir dogusu olsun diye kendime sorarken aklima baska bir soru daha geldi :
Ya zahirin bir zahiri ve batini, ve batinin de bir zahiri ve batini varsa ?
Soyle dusunun : Yasamda kastettigimiz dogu cografi dogudur. Yuzumuzle bir dogu eslesmesi bir vakia ise o zaman dogu esasen nedir ?
Evet dogu, yeniden dirilme, yasam, isik anlamlarina yorulabilir. Sorumu farkli bir formda dile getireyim :
Cografi bati, zahirin batini olmaz mi ??
Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. M. Kemal ATATÜRK